Stajyerim

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Bir önceki yazı: "İlk Günler"...
Ders yılı sonunda dersler bitmiş ama okul bitmemişti. Birinci sınıf stajını yapmak durumundaydık ve staj iki bölümden oluşuyordu. İlk bölümü yapı (construction), ikinci bölümü ise topoğrafya stajıydı. Birinci bölümde fakültenin bahçesinde, kantinin önündeki boşlukta çeşitli tuğla duvar örgüleri yaptık. Stajın ikinci bölümünde ise mira kullanarak fakülte bahçesinin topoğrafik haritasını yaptığımızı, sonra da kartonları keserek haritasını yaptığımız arazinin maketini yaptığımızı hatırlıyorum.

Birinci sınıfın staj günlerine ilişkin hafızamda yer eden iki olayı burada paylaşmak istiyorum: İlki şöyle: fakülte kantininin bahçeye bakan büyük camlarından biri kırılmış,
uzun süre takılamadığından herkes bahçeye o camsız pencereden girip çıkmaya alışmıştı. Nihayet bir gün o cam takıldı ancak kısa bir süre sonra duyduk ki bizim fakültenin idare müdürü camın takıldığını unutup yine o pencereden dışarıya çıkmaya kalkışmış ve yara bere içinde hastaneye kaldırılmış. Tabi duyunca çok üzüldük ama bu kaza olmadan kısa bir süre önce müdürün müstahdemi çağırıp "Oğlum şu cama bir kağıt yapıştır. Şimdi salağın biri yine camı yok sanır, dalar cama, başına iş açar. " dediğini duyunca da gülümsemeden edememiştik.

İkinci olay ise bana daha da ilginç gelmişti. Topoğrafya stajında gruplara ayrılmıştık. Her grup bahçenin bir bölümünün haritasını çıkarmaya çalışıyordu. Bizim grupta tek kız bendim, benden başka 5-6 erkek arkadaş daha vardı. Erkek arkadaşlarımızdan biri evliydi. Yaptığımız iş gereği konuşmamız gerekiyor ancak ben bu arkadaşa bir şey söylediğimde taş gibi duruyor, biraz kızarıyor sonra önüne bakıyordu. Bir, iki bu böyle sürüyor, aslında yaptığımda bir anormallik olmadığına inandığım için gerektiğinde ben yine ona bir şeyler söylemeye devam ediyordum. Bu arkadaş sonunda dayanamadı ve herkesin uzakta olduğu bir anı kollayarak bana şöyle bir açıklama yaptı. Karısıyla birbirlerine, karşı cinsten kimseyle konuşmayacaklarına dair söz verdiklerini, onun için benim ona bir şey söylemem gerektiğinde bir erkek arkadaş vasıtasıyla iletmemi rica ettiğini, bunun bana şimdi saçma gelebileceğini ancak ileride evlenince onun bu davranışını mutlaka anlayacağımı söyledi. Tabii bu konuşmadan sonra ben o arkadaşla muhatap olmamaya büyük özen gösterdim. Aradan yıllar geçti, ben evlendim, üzerinden yine yıllar geçti ama hâlâ anlayabilmiş değilim onun bu davranışının nedenini. Üstelik bu arkadaşın Anadolu'nun ücra bir köşesindeki bir liseden değil de İstanbul'un ünlü bir Amerikan erkek lisesinden mezun olarak ODTÜ'ye gelmiş olması onun bu davranışını anlayabilmemi daha da zorlaştırıyor.

Hafta sonlarında ise genellikle Beypazarı'na gidiyordum. Canım anneciğim ben geliyorum diye en sevdiğim yemekleri hazırlıyor, bu yüzden babacığımın "Semo iyi ki geliyorsun, senin sayende böyle güzel yemekler yiyoruz!" diye şaka yollu sitemlerine maruz kalıyordu. Annem bunları ciddiye alıyor, onlara ben yokken de güzel yemekler yaptığını onaylatmak için kardeşim Tomris' ten medet umuyordu. Tomrisciğim ise hafta sonlarını iple çekiyor, beni rahat ettirmek için ne yapacağını şaşırıyor, işi kahvaltımı yatağıma getirmeye kadar vardırıyordu. Bu sıcak ilgiyi geride bırakıp pazar akşamı yurda dönmek biraz zor oluyorsa da bir hafta sonra yeniden ailemin yanına dönebileceğimi bilmek beni rahatlatıyordu. 

Anı dizisi, gelecek yazı olan, "Gilindere Günleri" ile devam edecek



Semiramis Kanbak
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.