GÜNAY TULUN *Ümmetimden 27 Yalancı Deccal Gelecek


Bugünün dünyasında yaşanan olayları anlamak için geçmişimizde kalan bazı konuların araştırılması gerektiğine inanırım. Geçmişten geleceğe uzanan sesleri dinlemek, geçmişte yaşayanların gelecekle ilgili kaygılarını öğrenmek, geleceği inşa edecekler için önemlidir. Bu amaca ulaşmak için efsaneler bile irdelenmeli... 

KONUMUZ DECCAL
Dünyamızla insanlığın sonunu ve sonraki sonsuz hayatı anlatan bazı dinsel bilim kolları olduğunu az sayıdaki istisnalar dışında herkes bilir. Bunlara, Fransızcadan gelen bir sözcükle eskatoloji adını vermişler. Gerek Yahudi gerekse Hristiyan eskatolojilerinin her ikisinde de kendine geniş yer bulmuş bir kavram var: Deccal!..

Yalnız onlarda mı? Hayır!
Benim kitaplığımda bile bu konuyla ilgili çok sayıda hadis var. Yani Deccal konusu, bazı itirazlara rağmen biz Müslümanlarda da gündem olmuş. Hatta semavi olmayan başka dinlerde de...
  
Bu denli geniş bilinirliği olduğuna göre, dünyamızdaki herkese onunla ilgili soru sorabilirim. Yazıma

ÖMER SAĞLAM *General Trikopis Bile Ordusunu Terk Etmemişti


Kimse kusura bakmasın bugün haddimi aşarak futbol yazacağım. E benim futbol yorumum da bana göre olacak tabi. O zaman başlıyorum.

Meşhur Bektaşi fıkrasıdır. Hani demiş ya Baba Erenler: "Şu abdest dedikleri ne çürük şeydir ya hu, bir osurukta bozuluyor!"

FB de tıpkı Bektaşi'nin abdest tarifini andırıyor; bir mağlubiyette ortalık toz duman! Taraftarı teknik direktörün istifası yönünde tezahürat yapıyor, Teknik Direktörü maç sonrası takımı tesislerde bırakıp ortalıktan tüyüyor, kulüp başkanı taraftarla ağız dalaşına girip tartışıyor, ağlayanlar, zırlayanlar, hızını alamayıp rakip takımın oyuncularına ve teknik heyetine saldıranlar. Siz dersiniz dünyanın sonu geldi ve FB, sahasında ilk defa yeniliyor GS'ye! İyi de kardeşim 20 yıldır yenerken iyiydi de bir kere yenilince kötü mü oldu? Bunca çirkin görüntü niye? Sahi şu FB'li futbolcu Deniz

ÖMER SAĞLAM *Paşa Korkma; Mareşal Çakmak da Namaz Kılardı


Genelkurmay Başkanlarının konuşması ve basına demeç vermesi, alışılmadık şeydir bu ülkede. Emekli olsalar bile. Zira emekli olduktan sonra çekilirler köşelerine, unutulur giderler. Ta ki öldüklerinde duyuru kabilinden yapılan kısa bir haberle hatırlanıncaya kadar! Bunun tek istisnası 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'dur. İlker Paşa; kitap yazıyor, medyaya demeç veriyor, televizyon programlarına katılıyor vs. Ermeni meselesinden, Kıbrıs sorununa ve TSK'ye kurulan kumpaslara kadar hemen her konuda söyleyecek bir sözü var İlker Paşa'nın. Onun bu tavrını, sadece "Ergenekon'dan Çıkış" ismiyle kitaplaştırdığı ve 26 ay hapis yattığı TSK'ye kurulan kumpaslarla açıklamak sanırım yanlış olur. Yani

ÖMER SAĞLAM *Lanetli Şehir İlan Edilmek İstenen Menemen


Gerici bir grup tarafından, Yedek Subay Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın başının kesilerek, Hasan ve Şevki isimli iki bekçinin de vurularak şehit edilmeleri şeklinde cereyan eden Menemen Hadisesi'nin yaşandığı 23 Aralık 1930 günü, Reisi Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ile birlikte Trakya gezisindedir. Hadiseyi Edirne'de Kemalköy'de belediye binasında öğrenince ilk tepkisi şu olur: "Bu ne haldir! Bu, Cumhuriyet'in ve bizim başımızı kesmektir. Bundan bütün Menemen sorumludur. Bu kasaba 'Ville Modite' (Lanetli Şehir) ilan edilmeye müstahak olmuştur"(1).

İnkılap Şehidi Mustafa Fehmi Kubilay
Sinan Meydan'a bakılırsa Menemen'in "Ville Modite/Lanetli Şehir" ilan edilmesi 7 Ocak 1931 günü Çankaya Köşkü'nde yapılan bir toplantıda da gündeme gelmiş, Mustafa Kemal Paşa, Menemen'in, Lanetli Şehir ilan edilerek halkının, toptan başka yerlere göç ettirilmesini önermiş, ancak Başbakan sıfatıyla toplantıya katılan İsmet Paşa'nın, bu denli ağır yaptırımların, ağır sonuçları olacağı yönündeki itirazları üzerine, bu ağır yaptırımlardan vazgeçilmiştir(2).

Merhum gazeteci Necdet Sevinç'e bakılırsa; Mustafa Kemal İç İşleri Bakanı Şükrü Kaya'ya Menemen'i toptan yakma emri vermiştir(3).

Menemen hakkında gündeme getirilen bu iki iddia ne kadar doğrudur bilinmez ama Mustafa Kemal Paşa'
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.