GÜNAY TULUN *Zer-dûz Pâlân da Ursan




Recep tarafından Diyanet İşleri'nin başına getirilen ve gerek bence gerekse çok büyük bir kitle tarafından "İslamiyet, Türk, Türkiye ve insanlık düşmanı" olarak bilinen adam; "Sevgili atam Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'üme" lanet okumuş! Mutlaka "Öyle demek istememiştim. Çarpıtıyorlar!" sahtekârlığına sarılacaktır ama bu bezirgânların şifresi çözüldüğünden, aklını para kasasında unutmamış hiç kimse inanmayacaktır. 

Kurgulanmış kafalardan tek ses çıkıyor. "İslamiyet, Türk, Türkiye ve insanlık" düşmanları; Kur'an-ı Kerim'in lanetlediği bir eylem olan "insanlar arasına nifak sokma suçu"nu Recep'le birlikte sürekli olarak işleyen bu ucube adamı çılgınca alkışlıyor.

Bizler gibi gerçeği bilenler, yani biz "Gerçek Türkler ve bir gerçek Müslüman'ın yapması gereken şekilde davrananlar"sa her lafa verilecek cevabımız olmasına rağmen; bir lafa bir de söyleyene, "adam mıdır acaba" diye bakar, olmadığını anladık mı "çirkeftir" üstümüze sıçramasın diyerek üzerinden atlar ve yolumuza devam ederiz. "Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî" gibi...

GÜNAY TULUN *"Ululanmayı Bırak da Dünya"na Bak




Bilinen hiçbir canlıda kibrin zerresi yoktur.
Tek istisnası vardır, insan!..
İnanmazsanız araştırıp görün.
Çevrenize bir göz atın, "dünyaları yaratmış" havasında dolaşan, kerameti kendinden menkul tipleri hemen saptayabilirsiniz. Ekranlara bakın, ne denli çok olduklarını görürsünüz. Şu sosyal medya denen kaynakta bile binlercesi var. Selam versen almaz, soru sorsan cevaplamaz, rüzgâr esse darılır. 

Bunları saptamak oldukça kolay, paylaşımlarınızı görmezden gelmeye başlarsa bilin ki tavır koymaktadır. Hâlâ fark edemediyseniz bu kez, geçmişte sayfasına yaptığınız yorumları siler. Sözün kısası, her buluttan nem kapıp su kaçırır.

Bunlardan beterleri de var. Yalnız onları tanımak ve yakalamak daha da kolay.
Karakterlerini ne kadar gizlerlerse gizlesinler, çürümüş kavun kokusu salarlar...
Anladınız değil mi? Bizdeki siyasetçi görünümlü hainlerden söz ediyorum.

İNSAN MIYIZ İNSANIMSI MI
"Dünyaları ben yarattım"cılar siyaset dünyamızda bir hayli fazla... Onların bir alt sınıfı "bütün büyük dağları ben yarattım"cılar, onların bir alt sınıfı da "bütün küçük dağları ben yarattım"cılardır. Bu iki

TAMER UYSAL *Peki Küreselleşme Kimin İçin

Küreselleşme, teknolojik ulaşım ve haberleşme alanlarında meydana gelen değişmeler sonucu bütün dünyanın ekonomik, politik ve kültürel anlamda bütünleşmesini ifade ediyor. Ulaşım bütünleşmeyle ilgili ilk önemli aşamaydı...

M.Ö.3000 yıllarında Rusya'nın güneyinde tekerleğin kullanılması ardından M.Ö.2500 yıllarında at'ın binek hayvanı olarak insanlığın istifadesine sunulması giderek zorba ve talan ekonomisinde kullanılması ulaşımla ilgili buluşların başlangıcıydı. Dünyanın global bir köy haline gelmesi atla başlıyor.

Bilim devrimi yani buhar gücünün bulunması, katı ve sıvı yakıtların ulaşımda kullanılmaya başlanması ile yeni teknolojik gelişmelerin ortaya çıkması ise ulaşımda dönüm noktası olmuştur. Telefon, telgraf ve telsiz bulunmasıyla iletişimin teknik boyutları daha da geliştirilmiştir.

Çeşitli düşünürler iletişim kavramı üzerine görüş ileri sürmüşlerdi. 19.yy sonunda insanların yönetimini de kapsayan gelişmelerle ilgili ilk kuramsal açıklamalar liberal görüşün savunucusu Adam Smith'e dayanmaktadır. Smith "Bırakınız Yapsınlar"ın Cosmopolis'inde bolluk ve büyüme için işbölümü ve iletişim olanaklarının gelişmesini varsayıyordu.

1789 Fransız Burjuva Devrimi ulusal bütünleşme adına bu gelişmeyi daha da özgürleştirmişti. 18.yy liberalizmin, 19. yy ise iletişimin temel teknik sistemleriyle serbest değişim ilkesinin yaratıldığı insan

ÖMER SAĞLAM *Afrika'dan Cennete Kestirmeden Gidilir

Bizde ilim vehmeden bir okurum, dediğine göre bir arkadaşının kendisine yöneltmiş olduğu soruyu bana yönelterek sormuş: "Etrafımda kurban etlerini dağıtabileceğim kimse yok. Bedelini fakir fukaraya dağıtsam kurban ibadeti yerine gelmiş olur mu?"

"Kurban bedelini bana gönderirsen kurban ibadetini yerine getirmiş olursun" demek geçti içimden ama öyle demedim tabi. Şu cevabı verdim kendisine:

"Kurban kesmenin, farz, vacip veya sünnet anlamında ibadet olduğuna inanıyorsanız, bu ibadet ancak kurban edilmesi caiz olan hayvanlar kesilerek yerine getirilmiş olur. Kurbanı bizzat kendiniz kesebileceğiniz gibi, bedelini, kurbanı kestiğinden emin olduğunuz gerçek veya tüzel kişilere de verebilirsiniz. Kurban kesilmesine gerek duymadan ya da kurban kesilmesini şart koşmadan bedelini dağıtırsanız, kurban ibadetini yerine getirmiş olmazsınız; verdiğiniz bedel ya sadaka olur ya

GÜNAY TULUN *Ayasofya Oyunları

Sabah, çok erken olmasına karşın, yakıcı bir güneşin etkisiyle uyandım. Öylesine yakıcıydı ki aklıma cehennemi getirdi. Zaten son zamanlarda aklımdan çıkmaz oldu. Yalnız kendi günahlarımı değil, millete eziyet edip duran soysuzların günahlarını da düşünüyorum. Aramızdaki147.300.000.000 ila 152.100.000.000 metrelik değişken mesafeye karşın şu saatte bile yakıp kavuruyor güneş... Ya cehennem ateşi, ya cehennem ateşi diye soruyorum kalbime.. İmdat Allah'ım, imdat!.. Bağışla tüm günahkâr kullarını!

Cehennemi düşünürken, aklım saçma sapan Ayasofya kararına kayıyor. Bazılarınca çok sert bulunan bana göreyse hayli eğlenceli olan, 8 gün önceki "Kesinlikle Açılacak" adlı yazımı anımsıyorum. Aynıyla olmasa da aşağı yukarı şöyle:
"Ayasofya, kumar masasının son kozu gibi... Az sonra son kartlar dağıtılacak, son el oynanacak,

CANAY DAVRAN *Kızılderililerden Tek Kelimelik Hayat Dersi

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri kabilenin gençleriyle hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor:
“İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş var.

Kurtlardan biri;
- Korkuyu,
- Öfkeyi,
- Kıskançlığı,
- Pişmanlığı,
- Açgözlülüğü,
                               - Kibiri,
                               - Aşağılık duygusunu,

GÜNAY TULUN *Ku Klux Klan'dan Bozma Yerli Hafiyesi Mahmutlar ve Naziler


Ermenilerin, Osmanlı topraklarında; Türklere, Kürtlere, Lazlara, Araplara, Gürcülere, Adigelere, Yahudilere, Arami, Süryani ve Keldanilere, hatta kendi soydaşlarına, kısaca "Osmanlı"ya karşı yaptıkları soykırımı anlatırken, benzer yapılanma nedeniyle uzun uzadıya söz ettiğim bir örgüt vardı.
Tarihe ilgi duyanlar ve soykırım yazılarımı okuyanlar hatırlayacaktır.
"Ku Klux Klan"!..

KU KLUX KLAN 
Bu iğrenç örgütün felsefesini kısaca şöyle özetlerim. "Beyazlardan başka hiçbir ırk, yaşamaya ve yaşatılmaya değmez, yok edilmelidir.". Bu beyazlar da yalnız kendi düşüncelerine paralel yaşayan, felsefelerini kabul edenlerdir. Yani her beyaz değil. Yanaşma* konumundaki beyazlarsa zamanı gelince yok edilecekler listesindedir. 

Ku Klux Klan'ın kuruluş felsefesinin temelinde siyah derili insanlar yatar. Bu örgütün mensupları, onların, özgürlük dâhil tüm yaşamsal haklarına ve beyazlarla eşit sayılmalarına karşıdır. Sonraki yıllarda, Almanların dünyaya bela ettiği Nazilerin felsefesini de benimsedikleri için antisemitiktirler.

GÜNAY TULUN *Kesinlikle Açılacak


Bugün, fazla vaktinizi almadan, kısacık bir makaleyle "Cee!" deyip gideceğim. Konum Ayasofya... Ayasofya kilise mi cami mi müze mi?

Mübarek kumar masasının son kozu gibi... Yakında son kartlar dağıtılacak, son el oynanacak, kaybedenler son kez bakacak masaya... Veda bile etmeden kaçacaklar. Kazanan bırakırsa eğer...

Ayasofya'nın yeniden camiye dönüştüreleceğini adım gibi biliyorum. Çünkü Tek Kişilik AKalPe Hükûmeti onun, iktidarda kalmak için oynanacak son koz olduğundan emin. İşin içinden böyle bir eylemle sıyrılabileceğini hesaplamış. Hem konuyu bilmeyen cahil kitlenin oyunu alacak hem de CHP, İYİ, Saadet ittifakını tuz buz edip dağıtacak.

Yasalardan kaçabilmek için de bombayı Danıştay yargıçlarının kucağına bırakmış. Derler ki; bir de destekçi yollamış ve o da hâkimlerin karşısına geçip bir yalanı gerçek gibi savunmuş, özetle demiş ki; "Atatürk' vakfına saygı gösteriyorsan Fatih'inkine de göster!".
Duruşma savcısı da "Bize gelmesine gerek yoktu. Karar Bakanlar Kurulunun" demiş.

Kararın Recep Bey'e ait olduğu bundan daha güzel ifade edilebilir mi?
- Bakanlar Kurulu'nun sahibi kim? Recep!
- AKalPe'nin sahibi kim? Recep!
- Yasamayı yapan kim? Recep!
- Yürüten kim? Recep!
- Yargının adı ne? Recep!
- Ordu da kim hükmediyor? Recep!
- Emniyet'te kim hükmediyor? Recep!
- İçteki işleri kim yönetiyor? Recep!
- Dıştaki işleri kim yönetiyor? Recep!
- Tapu kadastroda kimin hükmü geçer? Recep!
- Memleketin tapusu kimde?

Uzatmayalım Bayanlar Baylar, uzatmayalım!
Şuna bir cevap verin de öyle konuşalım:
Türkiye'ye Recepland denmiyorsa ne deniyor?
Yani sonucu bilmek için "yıldızlara bakıp müneccimlik oynamaya gerek yokmuş" değil mi?
Yazı bitti!
İzninizle...

Hadi "Cee!"...




Günay Tulun 2.7.2020/18.22

GÜNAY TULUN *Vizördeki Minörler

Önceki gün bir yazı yazmış ve onu Facebook'ta yayınlatmıştım.
Konumuz işte o yazı... 

ARTİSTLE ARTİZ
Gerçekleri bilmeden ondan bundan duyduğunu gerçek diye satan; yazmayı beceremediğinden başkalarının eserleri altına benimdir diye imzasını atıp makaleler yayınlatan, kitap okumadığı hâlde sanki okurmuş algısı yaratmak için kitaplarla sarmaş dolaş fotoğraflar çektirip basına dağıtan arsız, yüzsüz, sahtekâr tipler sardı her yanı... Yeşilçam'ın ne artist ne de aktrist olamamış kendinden pohpohlu artizleri gibi hepsi...

DENİZDEN BABAM ÇIKSA YERİM DERLER YA
Tabii ki bu saptamam gerçek okur yazarları rencide etmemeli... Sözüm; dönemimizde bolca görülen, hiç doymayan, "Devlet malı deniz, başkasından önce ben yutmalıyım, yoksa olurum keriz"cilere... Attıkları nutukları bile başkalarına yazdıran sahtekârlara... Bilimsel kitap yazdım diye onun bunun eserinden bölümler çalıp emirle yayınlatan düzenbazlara... Para teklif etmesine rağmen gönderdiği makale bilimsel saygınlığı olan dergilerde kabul görmeyip gerisin geri gönderilen süper (!), hiper (!)
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.