Çevrenize bir göz atın, "dünyaları yaratmış" havasında dolaşan, kerameti kendinden menkul tipleri hemen saptayabilirsiniz. Ekranlara bakın, ne denli çok olduklarını görürsünüz. Şu sosyal medya denen kaynakta bile binlercesi var. Selam versen almaz, soru sorsan cevaplamaz, rüzgâr esse darılır.
Bunları saptamak oldukça kolay, paylaşımlarınızı görmezden gelmeye başlarsa bilin ki tavır koymaktadır. Hâlâ fark edemediyseniz bu kez, geçmişte sayfasına yaptığınız yorumları siler. Sözün kısası, her buluttan nem kapıp su kaçırır.
Bunlardan beterleri de var. Yalnız onları tanımak ve yakalamak daha da kolay.
Karakterlerini ne kadar gizlerlerse gizlesinler, çürümüş kavun kokusu salarlar...
Anladınız değil mi? Bizdeki siyasetçi görünümlü hainlerden söz ediyorum.
İNSAN MIYIZ İNSANIMSI MI
"Dünyaları ben yarattım"cılar siyaset dünyamızda bir hayli fazla... Onların bir alt sınıfı "bütün büyük dağları ben yarattım"cılar, onların bir alt sınıfı da "bütün küçük dağları ben yarattım"cılardır. Bu iki
tip "dünyaları ben yarattım"cılar kadar etkili olmasa da onlardan yaygındır. Üç gruptakiler de değerli görünmek için ne denli çaba harcarlarsa harcasınlar, aklen de ruhen de küçümenciktir.
KÜÇÜMENCİKLER
Küçümencikler! Şişinin bakalım, böbürlenin bakalım, ululanın bakalım! Hindi gibi kabara kabara gezinin! Yakında, hem de çok yakında hepimiz ne denli yüce olduğumuzu görecek, boylarımızın ölçüsünü alacağız. Küçük kıyametimiz olan ölüm her an mukadder ama söz etmek istediğim o değil. Dünya'mız çok büyük bir tehlikede ve bizler hâlâ birbirimizi yemekte, bahçemize köpek bile yapmayacağımız insanımsıların peşinden koşturup durmaktayız. Oysa biraz durulsak, hırslarımıza gem vursak, kendimizden başkalarına da saygı göstersek, diğer canlıları da koruyup kollasak, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşsak!.. Geçmiş kötülüklerimizden arınmaya çalışsak!..
Olmaz!
Olur mu hiç!
BU KURGU BİLİM YAZISI DEĞİL
Bayanlar Baylar!
Dünya'mızın bir kara deliğe yakalandığını kaçımız biliyoruz?
Hem de bugün değil, çok çok uzun zaman önce...
Dünya artık Güneş'inin ardına takılmış hâlde, onunla birlikte sona doğru ilerliyor.
Müşterek sona doğru...
Kur'an-ı Kerim'in de bunu belirttiğinden kaç kişi haberdar ki?
Çok hızlı bir şekilde Kur'an-ı Kerim'de söz edilen "durma noktası"na gitmekteyiz.
Bu hızın, kara deliğe yaklaştıkça artacağı aşikârdır. Belki bugün belki yarın belki öbür gün!
Belki biz göreceğiz, belki çocuklarımız belki de torunlarımız görecek.
Bayanlar Baylar!
Burada yazdıklarım bir bilim kurgu yazısı değil. Bilimsel bir gerçek!
Miniler minisi kara delik, koskoca gezegenimizi yutacak, inanılır gibi değil!
Zaten çok kişi de inanmayacak!
Bunlar Recep'in yalanlarına inanır ama "Yücelerden Yüce Allah"ın işaret ettiğine inanmazlar.
"Hadi oradan!" der geçerler ama hepsi sapına kadar (!) "Müslüman"dır.
Nasıl oluyorsa?..
Bayanlar Baylar!
Şunu da hatırlatmak isterim ki, bu olay büyük kıyamet demektir.
Dikkat! Artık hesap verme dönemi çok çok yakın.
Bayanlar Baylar!
Hadi devam edin birbirinizi yemeğe...
Yalayın, yutun, hatta yalamadan yutun her şeyi!..
Zulüm yapmaya devam edin. Sürdürün zalimliğinizi...
O yuttuklarınızı, yaptığınız zulümleri ödeyeceksiniz!
Hepimiz, hepimiz ödeyeceğiz.
Şimdilik esenlik diliyorum.
Gelecek yazıda buluşuruz diyeceğim ama gündeme saçma sapan siyasi konular girecek ve yalancı çıkacağım.
İyisi mi "ölmez de sağ kalırsam birkaç yazı sonra" diyeyim ki doğru çıksın.
Konuya o yazıda daha sıkı yaklaşacağım.
Görüşmek üzere...
İnşallah!..
Günay Tulun 23.7.2020/16.39