Halay Düğün Partisi: HDP ve Mankenler Geçidi

Daha önce AKP ve CHP'nin seçim beyannameleri hakkında bazı değerlendirmelerde bulundum. Bugünkü yazımda ise Halay Düğün Partisi(HDP)'nin seçim beyannamesi hakkında bir şeyler yazacaktım ama MHP Milletvekili Sinan Oğan'ın atmış olduğu bir twit, beni bundan vazgeçirdi. Şöyle diyor Sinan Oğan atmış olduğu twitte:                           
"Bugün HDP’nin programını dinledim, Taşnaksutyun Partisi’nin programı gibi. Ermenistan’dan özür dilerken, bir kelime de 'Hocalı' deyin!"

Sinan Oğan aynı düşünceyi, birkaç gün önce yanılmıyorsam Bugün TV'de katılmış olduğu bir programda da söyledi.

Emanete Hıyanet Etmeyin

Önce “EMANET”in ne demek olduğunu ve ne anlama geldiğini çok iyi bilmek gerek. Çünkü emanet’in önem, anlam ve değerini idrak edemeyenler (ya da, ne demek olduğunu, ne ifade ettiğini bilmeyenler), çok kolaylıkla bedhah (gizli düşman) olabilir. Menfur ve melânet hainler tarafından sağlanacak, çok basit çıkarlar (makam-mevki) v.s. menfaatler karşılığında, paralize işbirlikçilere dönüşüp, gaflet, dalâlet ve ihanet ehlinin kirli emellerine alet olabilirler.  

TÜRK VATANDAŞININ EMANETİ
Mustafa Kemal ATA-TÜRK açısından baktığımız taktirde: Mutlak fazilet, hak, adalet, özgürlük/güvenlik, demokrasi, lâiklik, ebed-müddet devlet ve tam bağımsızlık

AKP Neden Düşük Yaptı

Ben AKP'nin seçim bildirgesini okumadım.
Dolayısıyla okuyanların yalancısıyım.
Denildiğine göre; AKP, seçim bildirgesinde başkanlık sistemi hakkında sayfalarca geyik muhabbeti yaptığı halde, yıllardır bır bır bır milletin kafasını şişirdiği "Çözüm Süreci" hakkında bir kelime bile etmemiş.
Seçim beyannamesini., özellikle "başkanlık" ile ilgili bölümü bizzat kaleme aldığını söyleyen ve bu suretli kendi ipini kendi çeken Davutoğlu sebebini şöyle açıklamış gazetecilere:
"Dijital ortamda metin baskıya gönderilirken, bazı kaymalar olmuş, bir iki sayfa

Atatürk'ün Siyasi Dehası ve Erdoğan'ın Öngörüsüzlüğü



Öngörü, kısaca; eldeki verilerden hareketle, hadiselerin cereyan şeklini ve varacağı noktayı önceden sezmek, neticeyi önceden tahmin etmek olarak tarif edilebilir. Siyasi anlamda öngörü; eldeki verilerden, bilgilerden, belgelerden, dokümanlardan ve mevcut ilişkiler ağından hareketle, siyasi hadiselerin varacağı noktayı önceden teşhis ve tespit ederek ona göre tedbir ve önlem almaktır.

Bu anlamda tarihimizde öngörü sahibi devlet adamlarımız olabildiği gibi, öngörü sahibi olmayan devlet adamlarımız da pek çoktur bizim. Mesela Bilge Kağan, Tonyukuk,

Papa, İnsanları Aldatan Bir Sahtekârdır




Papa, kürsüye çıktı ve Hristiyanların yüzlerce yıllık kinini, “Soykırımcı Ermeniler”le işbirliği yaparak, dünyanın üstüne kustu. Yüzsüzce, rezilce, ahlaksızca…
Sözcükleri, yaptığı rezilliği anlatmak için özenle seçtiğimi sanmayın. Asla! Yaptığım tek şey, gerçeğin; bir de benim kalemimden yayınlanmasıdır, o kadar! 

PAPA'YA HODRİ MEYDAN
Papa, gerçeği söylediğim için beni mahkemeye versin. İğrenç iftiraları ortaya çıkmasın diye tarafsız bir mahkemeye başvuramaz. Bunu biliyorum. Siyasi ve dinî

Kılıçdaroğlu'da Sonunda Ergenekon Terör Örgütü Üyesi Oldu

Gruplarımızda sansür uygulanmaz. Makalelerde görülebilecek yazım ve anlatım bozukluklarını düzeltme sorumlu-
luğu makale sahiplerine ait olduğundan e
skiden tarafımızdan yapılan redakte uygulamasına da son verilmiştir.     
Milletvekili aday listelerini değerlendirmelerimizi bugün CHP ile sürdürüyoruz. Ancak CHP'ye geçmeden önce AKP'den aday adayı olup da listelerde yer bulamayan bazı kişilerin, partileri ve seçim bölgeleri hakkında yapmış oldukları enteresan yorumlardan birkaç örnek vermek istiyoruz. Zira bu yorum ve çıkışları, en azından bu partide siyaset yapan ve siyaset yapma azminde olan bazı kişilerce AKP'nin, bir ideal ve dava partisi olmaktan öte, devlet imkânlarından yararlanmayı hedef alan bir menfaat birliği şeklinde değerlendirildiğini  göstermesi açısından önemli buluyoruz. Tıpkı bir zamanların ANAP'ı gibi.

Muhalefet Rolünde İşbirlikçi Şebekeler

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Şimdi düşünüyorum da, eğer 1946-1950 CHP’sinin karşısında tarihi-kadim Demokrat Parti olmasaydı, bu gün Türkiye Cumhuriyetinin hali, her halde Somali’den farksız, Mısır’dan beter, belki de (CHP’nin devrimciliği, müzmin solculuğu ve SSCB hayranlığı nedeniyle vaki) Rus özentisinden dolayı, Afganistan’dan beter olurdu! Nedeni şu: Çok küçük istisnalar hariç olmak üzere bu gün Türkiye, tam da CHP’nin 1940’larda, 50’lerde durduğu yere dönmüştür.

Türk inkılâbı ile ülkemizde kurulan “medeni siyaset”in (Cumhuriyet) ruhunda, özünde var olan “terakki (gelişme/yükselme, muasır medeniyet seviyesini aşma) sisteminin” tam tersine işleyen gericilik, irtica ve yobazlık budur işte.   

OY Emanettir OYUN’a Gelmeyin ve de Emanete Hıyanet Etmeyin

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
İsra Suresi 16. Ayet de, her şeye egemen RAB (mealen) “Biz, bir memleketi (zulüm, isyan, azgınlık ve taşkınlıklarından dolayı) helak etmek istediğimiz zaman, onun (yolsuzluk, haram ve hırsızlık ürünü refahtan şımarmış (kendini yeterli görüp Allah’a ihtiyaç duymayan) elebaşı’larına (idareci, siyasetçi ve önderlerine) emrederiz, onlar da fâsıklığa saparlar/dinî, ahlâki/insani kuralları çiğnerler. Artık o (ülke)nin üzerine azap sözü hak olur. Derken biz de onu yerle bir ederiz. [bk. 6/123; 11/116-117; 23/63-64; 34/33-35]

Şu anda, başta ülkemiz olmak üzere, bütün İslâm coğrafyasında bu neviden bir güruh idareyi elinde tutmaktadır. Dolayısıyla Müslümanların öz vatanları yaşam alanlarında

Sadrazam Damat Berat Paşa ve AKP'deki Marksist...

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Osmanlı padişahları, kendi iradelerinin devlet yönetimine mutlak şekilde yansımasını isterler bunun için de çeşitli tedbirler alırlardı. Bu tedbirlerin başında da devletin ikinci adamlığı olan "Vezir-i Âzamlık", diğer adıyla "Sadrazamlık" makamı konusunda aldıkları tedbirler gelirdi. Buna göre padişahlar kendilerine sadrazam tayin ederken öncelikle iki temel ilkeyi mutlaka dikkate alırlardı. Bunlardan birincisi güven ve sadakat, ikincisi kolayca yönlendirme ve gerektiğinde problemsiz bir şekilde bertaraf etme ilkeleriydi! Kabiliyet ve liyakat ise genelde ikinci planda gelirdi. Çünkü liyakat ve kabiliyet, aynı zamanda Padişah'ın yetkilerine ortak olma anlamı taşırdı. Padişahlar ise zinhar böyle bir şeyi istemezlerdi. Sonuçta herkes gibi, sadrazamlar da padişahın kullarıydı ve yeryüzünde tanrıyı temsil eden padişah, tanrı adına kullanmış olduğu yönetme yetkisini kullarıyla paylaşmazdı...

Oynatmak Çok Kolay

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
31 Mart 2015. Önce ajanslara, sonra da TV’lere koskocaman bir bomba düşüyor: 
“Başbakan'dan milyonlarca emekliye müjde”…

DELİ DELİ TEPELİ
Duyar duymaz dudaklarımı sıkıyor, gülmemeye çalışıyorum. Çabalarım bir anda boşa gidiyor. Su püskürtür gibi bir sesle basıyorum kahkahayı... 
Herkes dönüp dönüp bakıyor. 
Baştan aşağı maviler giymiş yaşlı bir teyze yanındakine fısıldıyor. 
Yine de duyuyorum: 
- … ne bileyim, spiker zam deyince oynattı herhâl! 
Öteki pür ciddiyetle:
- Millet de akıl mı bıraktılar! 
Sonra gülüşüyorlar.

Oturduğumdan beri göz ucuyla beni incelediklerinden, koptuğum anı doğru

Karadeniz'de Kanarya Tüfekle Değil, Atmacayla Avlanır

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Fıkra bu ya:  
Temel ile Fadime evlenirler. Fadime Temel'e karşı son derece isteklidir. Gelin görün ki; Temel sanki büyülenmiş gibidir. Gerdek gecesi bağlanıp kalır. O gece ve ertesi geceler de aynıdır;  halvet bir türlü gerçekleşmez. Etraflarında bir Haydar Dümen de yoktur ki; sorsunlar. Sonunda iş Oflu Hoca'ya intikal eder ve Oflu Hoca, Fadime ile Temel'e büyü yapıldığını söyleyerek okur, üfler ve sonunda da bu işin ancak fındık ağacının altında olabileceğini söyler. Gençler sevinerek dönerler köylerine ve Oflu Hoca'nın dediği gibi fındık ağacının dibinde halvet olurlar.

Ancak zaman içinde bir sorun baş gösterir. Zira Fadime ev işlerine bakmak, Temel de fındık bahçesinde çalışmak zorundadır ve fındık bahçesi evden bir hayli uzaktadır. Sonunda Temel kendine göre bir çözüm yolu bulur ve bulduğu yolu Fadime'ye şöyle açıklar;
-"Fadime, ben bahçede çalışırken tahrik olduğumda bir el tüfek atarak sana haber veririm, sen de tüfeğin sesini duyunca koşar gelirsin bahçeye. Böylece..."

RTE’ye Büyük Ayıp Ve AKP’nin Yüzkarası

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Mart ayının son Cuma’sı, bütün hüküm ve ilkeleri ile yürürlükte olması gereken ve bu ‘yürürlük’ şartından bilumum muhalefet partilerinin müteselsilen sorumlu ve yükümlü olduğu 1982 Anayasasına büyük bir darbe vuruldu. Elektronik, yazılı ve görsel medya’ya “Meclis'te son dakika” anonsu ile düşen habere göre: “Cumhurbaşkanına da örtülü ödenek getirildi!..”

Şüphesiz bu, vahim bir hukuk skandalıdır. Hadisenin gazeteci, yazar - çizer takımınca algılanıp, akıl-ahlâk, adalet ve hukuk bağlamında işlenip, kamuoyunun aydınlatılabileceği 30 Mart Pazartesi günü, akla hayale gelmeyecek şeamette olaylar yaşandı. Van hariç olmak üzere bütün Türkiye’de elektrikler kesildi. İnternet bitti,

31 Mart... Ve Önce Ezanlar Sustu

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
Milli şairlerimizden Yahya Kemal "Ezan" isimli şiirinde şöyle der:
     "Emr-i bülendsin ey Ezan-ı Muhammedi.
     Kafi değl sadana Cihan-ı Muhammedi.
     Sultan Selim-i Evvel´i ram etmeyip ecel,
     Fethetmeliydi alemi Şan-ı Muhammedi.

     Gök nura gark olur nice yüzbin minareden
     Şehbal açınca Ruh-u Revan-ı Muhammedi
     Ervah cümleten görür Allah-ü Ekber´i
     Akseyleyince arşa Lisan-ı Muhammedi"

Diğer bir milli şairimiz Mehmet Emin Yurdakul ise Türk ülkesini, Türk'e yurtluk

Emekliye Çirkin Şaka: 100 TL Zam

Gruplarımızda sansür uygulanmamaktadır. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir.
"Neden Yazmıyorsun" başlıklı yazım yayınlandıktan sonra, gruplarımıza ait "Google +"sitesinin nazik dostu Serap Hanım, söylemime katkıda bulunup durumu onaylamış. Kendisine teşekkür ederek, üç aşağı beş yukarı şunları yazdım: "Şu siyaset denilen mesleği yapanlar, yani siyasetçiler (maalesef meslek hâline getirdiler) inanın o kadar bıktırdılar ki... Hele A Ka Pe kanadı. Yaşını başını almış bir dolu adam, ne olduğu ne yaptığı ne dediği anlaşılmayan birinin ardına takılmış, koşa koşa gidiyorlar. Kendi hayatlarını berbat etmeleri yetmiyormuş gibi, vatan imajını da çizdiriyorlar."

"Aynı adamları, her gün; televizyonlarda, gazetelerde görmekten, her gördükleri 

*T.C. Gidecek A.Ş. Gelecek

Gruplarımızda sansür uygulanmaz. Yazım hatalarının düzeltilme sorumluluğu makale sahibine aittir 
Fikri sefalet, kara cehalet, hırs ve ihtiras zebunu, zavallı kifayetsiz muhterislerin tavan yaptığı ülkemizde çok garip, acayip ve tuhaf şeyler olmaya başladı. Meselâ; Yunanistan 2004 yılından bu güne 16 adamızı fiilen işgal etti, Genelkurmay dut yemiş bülbül gibi sessiz! Şanlı Türk (!) Ordusu’nun gık’ı çıkmıyor. Fesat ve tefrika ehlinin Kobani dedikleri Ayn El Arap’ta Türk Bayrağı dalgalanıyor. Güneydoğu’nun neredeyse tamamında Türk askeri kışladan, Türk polisi karakoldan dışarı çıkamıyor. Buna mukabil eşkıya her yerde hâkim, anarşi, terör, tedhiş, zulüm, işkence, soygun, vurgun bölgede alçakça kol geziyor. Buralarda devlet yok. Hükümet, idari merci, adalet, özgürlük ve güvenlik adeta eşkıya ya emanet! Tam bir rezillik bu, insanlık dışı kepazelik ve utanç!.. Üstüne üstlük, bölgede hükümetin gücü, başta elektrik olmak üzere; Doğalgaz, su, internet ve telefon bedellerinin tahsiline yetmiyor. Batı’da
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.