Kılıçdaroğlu'da Sonunda Ergenekon Terör Örgütü Üyesi Oldu

Gruplarımızda sansür uygulanmaz. Makalelerde görülebilecek yazım ve anlatım bozukluklarını düzeltme sorumlu-
luğu makale sahiplerine ait olduğundan e
skiden tarafımızdan yapılan redakte uygulamasına da son verilmiştir.     
Milletvekili aday listelerini değerlendirmelerimizi bugün CHP ile sürdürüyoruz. Ancak CHP'ye geçmeden önce AKP'den aday adayı olup da listelerde yer bulamayan bazı kişilerin, partileri ve seçim bölgeleri hakkında yapmış oldukları enteresan yorumlardan birkaç örnek vermek istiyoruz. Zira bu yorum ve çıkışları, en azından bu partide siyaset yapan ve siyaset yapma azminde olan bazı kişilerce AKP'nin, bir ideal ve dava partisi olmaktan öte, devlet imkânlarından yararlanmayı hedef alan bir menfaat birliği şeklinde değerlendirildiğini  göstermesi açısından önemli buluyoruz. Tıpkı bir zamanların ANAP'ı gibi.

"Düzce'nin Şerefsiz Halkı" he? Vay Anam Vay!
Düzce'den AK Parti adaylığı için başvuran ancak listeye giremeyen 35 yaşındaki Elif Keçeci, sosyal medyada aynen şöyle yazmış: "Ben yokum listede, kına yakın. Benim için önemli olan T. amcamın yanında olmak, ama tabi Düzce'nin şerefsiz halkı asparagas haber yapmazsa. Çünkü Düzce(den) her bok beklenir, bu adi şerefsizler"

Şanlıurfa'dan aday adayı olan Mustafa Göktaş, bir yerel televizyon kanalında AK Partiyi şöyle övmüştü: "Ecevit, Demirel, Çiller döneminde kuraklık vardı. Şimdi 24 saat yağmur yağıyor." Mustafa Göktaş aday yapılmayınca partiden istifa etti ve bu kez şöyle konuştu: "AKP'yi sildim. AKP yalan parti, torpil var."

Eski ANAP'lı milletvekili Sebgetullah Seydaoğlu, AK Parti'den Diyarbakır'dan aday adayıydı. Aday gösterilmeyince twitter'dan şöyle yazdı: "Mehdi Eker, İhsan Arslan siz yaptığınızı yaptınız sıra bende. Bu memleket sizi kusacak. Bekleyin pisliğinizi, hırsızlığınızı her saat milim milim yazacağım."(1).

Bingöl'den AKP aday adayı olan, ancak listelerde yer bulamayan Ferhat Uslu ise çok daha enteresan şeyler söylüyor. Şu sözler ona aittir: "... Üstelik aday listelerinin açıklanmasından 45 dakika sonra Bingöl milletvekili aday adayı kardeşimiz Celal Ayrancı Beyefendi’nin Ankara'da otel odasında ölü bulunması (ölüm sebebinin intihar mı veya başka bir nedenle mi olduğu adli tıp raporundan sonra açıklanacak) hem biz aday adaylarını hem de Bingöl kamuoyunu derinden sarsmıştır. Henüz 35 yaşında olan ve pırlanta gibi bir hanımıyla iki evladını arkasında yetim bırakarak muammalı bir şekilde ölü bulunan Celal Ayrancı kardeşimizin ölümünden siyasete bulaşan bütün aday adayları olarak sorumlu olduğumuzu düşünüyorum. En azından ben kendi adıma vicdan azabı duyuyorum. Kimse olayı basite indirgeyip maktulün iradesinin zayıflığına bağlayıp işin içinden çıkmasın. Unutulmasın ki, eden bulur."(2).

Kılıçdaroğlu'da sonunda Ergenekon Terör Örgütü üyesi oldu!
Şimdi sanırım CHP'ye geçebiliriz. Sadece 55 ille sınırlı olsa ve buralarda bile önemli sayıda kontenjan hakkı kullanılmış olsa da CHP'nin pek çok adayını ön seçimle belirlemiş olması, parti içi demokrasinin işlemesi bakımından oldukça önemlidir. Bu durumu, CHP'nin başarı hanesine artı puan olarak yazmak gerekir.

Ancak gelin görün ki; CHP'nin kesinleşen aday listesini görünce benim aklıma ilk gelen şey, muzip bir espri oldu. Listeyi görünce her nedense "Kemal Bey, kendisi Ergenekon Terör Örgütü üyesi olamadı ama sonunda CHP'yi büsbütün Ergenekon Terör Örgütü'ne çevirdi!" diye düşündüm ben.

Hatırlanacağı üzere; Kemal Kılıçdaroğlu, 2011 yılında yapmış olduğu bir konuşmada  Ergenekon Terör Örgütü hakkında "...Nerede bu örgüt? Gideceğim, üye olacağım..."(3) şeklinde bir ifadede bulunmuş, Tayyip Erdoğan da onun bu ifadesini alabildiğine kullanmıştı seçim meydanlarında. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu'nu Ergenekon ve Balyoz'un avukatı, kendisini de savcısı ilan etmişti. CHP'nin aday listesini görünce, zihnim mecburen o günlere gitti ve "Kemal Bey. Ergenekon Terör Örgütü'ne üye olmadı ama bu örgütün bütün elebaşlarını CHP'ye üye yaptı.  Dün Sinan Aygün, Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay, bugün de Dursun Çiçek ve Tuncay Özkan. Kemal Bey Ergenekon Terör Örgütü'ne üye olamadı ama en sonunda CHP'yi büsbütün Ergenekon Terör Örgütü'ne dönüştürdü" diye söylendim ister istemez kendi kendime ve gülümsedim.

Laf aramızda; ben Ergenekon Terör Örgütü diye bir örgütün varlığına hiç inanmadım. Ayrıca ta başından beri,  Ergenekon ve Balyoz davalarının da tamamen uydurma, sanal ve TSK'yi zayıflatma amacı güden tezgâh davalar olduğunu savundum durdum kendi çapımda. Dün kendisini Ergenekon ve Balyoz davalarının savcısı ilan edenlerin, bugün, bizim baştan beri durduğumuz noktaya geldiklerini, hem de sözüm ona Ergenekon Terör Örgütü'nü kuranların ve sözde Balyoz Darbe Planı'nı hazırlayanların yetiştiği Harp Akademisi'nde "ALDATILDIK" itirafında bulunmalarını gördükçe ve duydukça insanın üzülmemesi mümkün değildir.

Kılıçdaroğlu Sevgili Müftüsünü Harcamak mı İstiyor?
Bilindiği gibi CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, emekli bir müftüdür. En son Üsküdar ve Beyoğlu Müftülükleri yapmıştır. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Merhume Türkan Saylan ile iyi ilişkiler  kurma becerisi göstermiş, bu yüzden de sol siyasetin dikkatini çekmiştir. İlk kez 2009 yılında yapılan yerel seçimlerde DSP'den Üsküdar Belediye başkanı olarak adını duyurmuş, 2011 yılında da CHP'den İstanbul Milletvekili seçilmiştir.

Kılıçdaroğlu, eski müftü olan İstanbul 1.Bölge milletvekili İhsan Özkes'i bu sefer yine aynı bölgeden kontenjan adayı olarak göstermiş. Ancak 9. sıradan! Oysa malum; İhsan Özkes, geçtiğimiz kurultayda en yüksek oyu alarak CHP Parti Meclisi üyesi seçilen bir kişidir. CHP'nin halen aynı bölgeden 11 milletvekili var. CHP, bu bölgede yine aynı sayıda milletvekili çıkarabilir mi, şahsen emin değilim. İstanbul 2. Bölgede 9 milletvekili olan CHP'nin, aynı bölgede 9. sırada yer alan vekil adayı Mustafa Sarıgül için "Seçilmesi zor" deniliyor. Peki, 1. Bölgede aynı sırada yer alan Müftü Eskisi İhsan Özkes'in seçilmesi kolay mı? Bence o da biraz zor. Çünkü bu seçimlerde MHP'de bir hayli oy alacak gibi gözüküyor İstanbul 1. Bölgeden. Zira MHP'nin güçlü isimlerinden Prof. Dr. Edip Semih Yalçın'ın başını çektiği bir ekibi var İstanbul 1. Bölgede. AKP ise Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile asılıyor İstanbul 1. Bölgedeki seçimlere. İdris Güllüce, geçmişte Tuzla Belediye Başkanlığı da yapmış birisi. Yani çok güçlü. Üstelik Mili Damat Berat Albayrak da İstanbul 1. Bölge'den aday. Berat Albayrak demek, Tayyip Erdoğan demektir. Tayyip Erdoğan, başta İstanbul 1. Bölge olmak üzere; bütün ağırlığı ile yüklenecektir İstanbul'a.

İstanbul'da ne kadar Ermeni vatandaşımız var bilmiyorum ama Ermeni kökenli Selina Doğan'ın, İstanbul 2. Bölgeden liste başı yapılmasının, tersine bir etki yapacağını ve bu etkinin, İstanbul 1. Bölge'de oturan ve CHP'ye oy verecek seçmenleri de olumsuz yönde etkileyeceğini düşünüyorum ben. Bütün bu faktörleri düşününce, CHP'nin İstanbul 1. Bölgeden 9 milletvekili çıkarması ve E.Müftü İhsan Özkes'in vekil seçilmesi cidden zor gözüküyor.

Peki, Kılıçdaroğlu E.Müftü İhsan Özkes'i neden mesela ilk 5'in içinde değil de 9. sıradan aday gösterdi? Şafak Pavey, Gürsel Tekin, Akif Hamza Çebi, Mahmut Tanal, İlhan Kesici Oğuz Kağan Salıcı'nın daha önlerde olmalarını anladık da, mesela Gamze Akkuş İlgezdi ve Barış Yarkadaş'a ilk 5'te yer veren Kılıçdaroğlu'nun sevgili müftüsünü daha arkalara atması biraz anlamlı geldi bize. Bunun sebebini ilmiyoruz. Belki de CHP yönetimi İstanbul 1. Bölgeyi silip süpüreceğini hesap ediyor. Onun için de Kılıçdaroğlu CHP'nin tek din adamı kökenli vekilini 9. sıradan aday göstermekte bir beis görmedi! Belki de Kılıçdaroğlu, en yüksek oyu alarak PM'ne seçilen İhsan Özkes'i kendisine potansiyel rakip olarak gördü? Anlaşılan CHP lideri, İhsan Özkes hakkında iyi şeyler düşünmüyor! Eğer iyi şeyler düşünseydi, adı gecen hakkındaki kontenjan yetkisini ilk sıralar için kullanırdı.

Bize göre; E.Müftü İhsan Özkes'in ancak 9. sırada kendisine yer bulmasının gerçek sebepleri şunlar olabilir: Hatırlanacağı gibi İhsan Özkes, 2011 yılında vekil seçildikten sonra, AKP'nin güçlü ismi Salih Kapusuz ile günlerce süren bir polemik yaşadı. Her türlü ikaza rağmen bu polemiği gereksiz yere uzattı da uzattı. Hatta işin içine tükürük bile girdi ve Kapusuz bu konuda Kılıçdaroğlu'na mektup bile yazdı. O mektup medyaya "Tükürüklü Mektup" olarak yansıdı(4).  Arkasından İhsan Özkes'in danışmanı ile kavga yaptığı yansıdı gazetelere. Habere göre İhsan Özkes, danışmanı Yavuz Bay'ı mecliste dövmeye kalkışmıştı(5).

Öte yandan adı geçen vekilin, meclis genel kurulunda yapmış olduğu konuşmalarda emekli bir din adamına yakışmayacak tarzda kavgacı bir üslupla konuştuğu ve bu konuşmalarıyla özellikle iktidar partisi milletvekillerini tahrik ettiği biliniyor(6) Hatta, kendi liderinden rol çalarak ikide bir Tayyip Erdoğan'a laf sokuşturmaya çalıştığı da malum. Bütün bunlar da, parti yönetimini rahatsız etmiş olabilir diye düşünüyoruz. Bu bakımdan, adı geçen vekilin 9. sırada kendisine şans bulmuş olması da aslında kendisi adına bir başarı sayılmalıdır, bu da ancak en yüksek oyu alarak PM üyesi seçilmesiyle alakalıdır. Yoksa, Kılıçdaroğlu kendisini çok daha gerilere, seçilmeyecek bir sıraya da koyabilirdi...

Çok Çalışmanın Bedeli Bu mu?
Birçok eski ismin liste dışı kalması, CHP'nin yenilenme çabaları ve Kılıçdaroğlu'nun liderliğinin pekiştirilmesi adına oldukça önemlidir. Ancak Atilla Kart örneğinde olduğu gibi, bazı milletvekillerinin liste dışında kalması benim için de şaşırtıcı olmuştur. Çünkü bana göre; Atilla Kart, CHP'nin en çalışkan milletvekilidir. CHP'de bütün milletvekilleri Atilla Kart'ın yarısı kadar çalışmış olsa CHP, kesin iktidar olur! Abartmıyorum; ciddi söylüyorum. Milli Görüş'ün kalesi olan Konya'dan seçilip gelmek her babayiğidin harcı değildir. Atilla Kart, böyle bir ilden bileğinin hakkıyla seçilip gelen ve sadece işini yapan bir vekildir. Hem de hakkını vererek...

Ve Selina Özuzun Doğan!  
Selina Özuzun Doğan, CHP'nin İstanbul 2. Bölge 1. Sıra Adayı. Kendisi Ermeni kökenli vatandaşlarımızdan. İnternette hakkında yazılmış ilginç yazılar var. O yazılardan birisinde "Türkiye’yi soykırımcı olarak ilan eden ve Ergenekon davasında müdahil olan avukat Erdal Doğan’ın eşi Selina Özuzun Doğan, İstanbul 2. Bölgede birinci sıra adayı yapıldı" şeklinde tanıtılmış Selina Ö.Doğan. Zerrin Erdem imzalı yazıda devamla şöyle denilmiş:

"ABD ve AB sözde Ermeni Soykırımının 100. yılı için anma hazırlıklarını sürdürürken CHP de boş durmadı. CHP, Kurtuluş Savaşını ve Türkiye Cumhuriyeti’ni soykırımcı ilan eden Erdal Doğan’ın eşini kontenjandan İstanbul 2. Bölgeden 1. Sıra adayı yaptı. Kılıçdaroğlu yapılan uyarıları da dinlemedi. 'Kim, nasıl anlam verirse versin' diyerek Doğan’ın adaylığında ısrar etti. Selina Özuzun Doğan adaylığının açıklanmasının hemen ardından Agos gazetesine yaptığı açıklamada, adaylık teklifinin çok yeni ve birinci sıradan aday gösterilmesinin ise sürpriz olduğunu belirtti. Doğan, adaylığının CHP içindeki değişimin en önemli kanıtı olduğunu kaydederek, adaylığının Ermeni soykırımının 100. yılına gelmesinin simgesel bir anlamı olduğunu ve bunun CHP’ye olumlu yansımaları olacağını söyledi.

Selina Özuzun Doğan’ın eşi Erdal Doğan’ın hem CHP’yi hem de Mustafa Kemal Atatürk’ü soykırımcılıkla suçladığı ve Türkiye’yi uluslararası mahkemelere şikayet ettiği de ortaya çıktı. Sözde 'Soykırım' iddialarının tanınması için hukuki yol arayan ve bunun için mahkeme kararı çıkarma arayışında olan Doğan, bu amaçla, Türkiye hakkında, 'Kültürel soykırım' yaptığı gerekçesiyle Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi(UCM)’ye dilekçe vermiş. Erdal Doğan’ın bir özelliği daha var. Doğan; Zirve, Poyrazköy Davasının müdahil avukatı. Zirve davasının Ergenekon tertibi ile birleştirmesi ve yurtseverlerin daha ağır cezalara çarptırılması için çaba gösterenlerden..."(7).

Bakalım; "Nerede bu örgüt? Gideceğim, üye olacağım..." diyerek Ergenekon Terör Örgütü'nün varlığına inanmayan Kılıçdaroğlu'nun, en azından yukarıdaki yazıya göre;  böyle bir davaya inanan, üstelik inanmakla kalmayıp bir de müdahil olan bir avukatın eşi olan Selina Özuzun Doğan'ı kendi kontenjanından aday göstermesi, 7 Haziran seçimlerinde CHP'ye ne şekilde yansıyacak ve CHP'ye oy veren milliyetçi-ulusalcı toplum kesimlerinde nasıl bir etki yaratacak. Hep birlikte bekleyip göreceğiz...

 

 Ömer Sağlam

_____________
1- Bu bölüm, 09 Nisan 2015 tarihli POSTA gazetesinin 1. sayfasının 1.sütunundan olduğu gibi aktarılmıştır. Bölüm başlığı ise yine haber metninden istifade ile tarafımızca oluşturulmuştur.  Ayrıca bkz. http://www.internethaber.com/ak-partiden-aday-olamadi-hemsilerine-hakaret-yagrirdi-779698h.htm,
2-http://www.bugun.com.tr/gundem/zehir-zemberek-sozler-haberi/1580886,
3-http://www.milliyet.com.tr/kilicdaroglu-nerede-bu-orgut-gidip-uye-olacagim-/siyaset/sondakikaarsiv/15.02.2011/1352662/default.htm
4- http://www.sonsayfa.com/Haberler/Siyaset/CHP-tukuruklu-mektubu-iade-etti-197104.html,
5- http://www.haberturk.com/gundem/haber/788491-meclis-bu-kavgayla-karisti,
6-http://www.gazetevatan.com/chp-li-vekil-akp-lileri-cildirtti--536428-siyaset/ & http://www.haberfedai.com/video/93/chpli-eski-muftu-ihsan-ozkes-akplileri-cildirtti & http://www.internethaber.com/chpli-ozkesi-cileden-cikaran-sozler-746808h.htm,
7-http://www.turkishnews.com/content/2015/04/09/kilicdaroglundan-diasporaya-100-yil-hediyesi/
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.