Göğüslerine dinamit bağlayıp, neden havaya uçururlar kendilerini? Hem de kalabalık meydanlarda… Neden göğüsleri patlayana kadar bağırırlar arkası boş bir ‘tercih’ bilimi için? Bu tür olayların siyasi veya benimsenmiş/benimsetilmiş misyonunu bir kenara koyar ve ele alırsak, gördüğüm tablo tamamen körü körüne bir inanış, aldanış… Şahsi görüşlerini bir kenara bırakıp neden ‘mecburiyetten’ e getirirler konuyu? Hem de fikriyle beyinleri cihat mantığıyla donatılmış, inanılmaz bir güce sahip olacaklarını dikte etmeye çalışanlar uğruna… Üstelik inanmıyorken, her iki tarafında karşılıklı çıkar ilişkisi içinde olduğunu bilerek…
Hayran olduğum nokta da şudur ki, özgürlüklerini kendi kontrolünde sanan ve defalarca tekerrür edip bir türlü uygulamaya sokulamayan hayati projelere körü körüne inanan o insanlar, birilerinin egosu adına, yine o birilerinin siyasi gücü ve iktidarını sağlamak maksatlı hizmetlere neden girerler? Beden ve fikir hizmeti olarak yanlarında yer aldıkları o topluluklara olan hayhay boyutunda ki teslimiyet-i halleri nedendir? Güçlü bir şekilde körelen ve yalanlaşan ‘demokrasi’ nin gerçek savaşını aslen kim vermektedir? Kime inanmalıyız? Şaşırıyorum…
Bugün kızının aşını, oğlunun işini düşünüp, şahsi fikirleriyle ters düşen bir partiye ‘mecburi’ oy atan bir anne- baba, yarın torunlarının yaşayacağı Türkiye’yi nasıl hayal etmektedir? Merak ediyorum; yapılacağı vaat edilen o hava alanlarını, fabrikaları ya da duble yolları torunları görebilecek midir? Yoksa bu fikirler her seçim dönemi tekrar tekrar ısıtılarak önümüze konan bayatlaşmış ‘seçim’ menüsünün kursağımızda kalan ara öğün vaatleri midir? İktidara hangi parti gelirse gelsin, Türk İstiklali ve Türk Cumhuriyeti ilelebet muhafaza ve müdafaa edilecek midir? Ben bunu da merak ediyorum.
Sürekli aynı şeyler tekrarlanıyor, aynı şeyler anlatılıyor partilerce. Hepsinin dilinde ayı şey, aynı fikirler, hep vaatler, aynı sözler… Yapacak bir şey yok tabii. Bu işin fıtratında da bu var herhalde…
Kedilerin seçimlere bulaşmayacağı, insanların seçim sandıklarının üstüne oturmayacağı, kavgasız gürültüsüz temiz bir 7 Haziran dileğiyle…
İyi seçimler…