Programı Hazırlayan ve Sunan: Mehmet Ali Birand |
M. Ali Birand ile Arif Doğan'ın karşılıklı soru, cevap oyunu oynadığı bu programda, M. Ali Birand bir kez daha tüylerimi diken diken etti.
Yeterli değerlendirmeyi yapmaktan yoksun insanları etkileyecek şekilde, karşısındaki konuğu zayıf ve zavallı durumlara düşürecek, hatta akıl hastası mertebesine itecek "ifade ve üslubunun" ters teptiğine, kendisinin komik ve zavallı duruma düştüğüne şahit oldum.
Üstelik, konuğunun en önemli konulara girdiği
anlarda, yeni sorular sorarak, bu anlatıma engel olduğuna da...
Bana özellikle yapıyormuş gibi geldi.
Şimdi "Doğan Grubu"na soruyorum.
Bence:
Kendisini tanıdığım Milliyet gazetesi ve TRT günlerinden bu yana; yaptığı en keskin köşeli yorumların bile gerçekleşmediğini gördüğüm, böylesine boş, bilgileri yetersiz, içindekileri bir kenara bırakıp tarafsız davranmayı beceremeyen, ülke gündeminden aldığı ayara uygun şekilde konuğunu ya yücelten ya da batıran bu tür insanları topluma yön veren programlarda görevlendirmeniz şart mı?
Basın işi yaparken; yalnız ticareti değil, kamuyu da düşünmeniz gerekmez mi?
Bu konuda olması gerekenin ya da bizim alıştığımızın dışında; değişik bir planlamanız ya da organizasyonunuz mu var?
Kanal D tüzel kişiliğinin davetiyle konuk vasfını yüklenmiş bir insanın doğru mu yalan mı söylediğini tespite çalışmak, bu konuda televizyon anketi yapmaya kalkmak; karşıdakini küçük düşürecek seviyesizce bir davranış değil mi?
Grup olarak neden böyle bir yol izlemekte ya da bu geceki programda olduğu gibi çalışanlarınızın, basın prensiplerini çiğnemesine ve konuğunuzun şeref ve haysiyetini zedeleyecek davranışlarda bulunmasına izin vermektesiniz?
Sanmayın ki Arif Doğan'ı hayatım boyunca bir kez gördüm ya da dinledim. Asla!
Yalnız ve yalnız aydınlanabilmek amacıyla ülkenin asıl sahibi olan "Sade Halktan Biri" sıfatıyla cevabınızı beklemekteyim!
Lütfedip verirseniz, okur ve izleyicilerinize verdiğiniz değeri göreceğim.
Cevaplamazsanız, bu kez de kendinize verdiğiniz değeri...
Grup olarak neden böyle bir yol izlemekte ya da bu geceki programda olduğu gibi çalışanlarınızın, basın prensiplerini çiğnemesine ve konuğunuzun şeref ve haysiyetini zedeleyecek davranışlarda bulunmasına izin vermektesiniz?
Sanmayın ki Arif Doğan'ı hayatım boyunca bir kez gördüm ya da dinledim. Asla!
Yalnız ve yalnız aydınlanabilmek amacıyla ülkenin asıl sahibi olan "Sade Halktan Biri" sıfatıyla cevabınızı beklemekteyim!
Lütfedip verirseniz, okur ve izleyicilerinize verdiğiniz değeri göreceğim.
Cevaplamazsanız, bu kez de kendinize verdiğiniz değeri...
Günay Tulun