Son zamanlarda, televizyon kanallarında daha düne kadar esamesi okunmayan, ismi cismi duyulmamış, köşede bucakta sümsük sümsük yaşayan ne kadar BİLİRKİŞİ varsa ikinci dil hakkında konuşmaya, ahkâm kesmeye başladılar.
Bu ülkenin aklı başında akademisyenleri, düşünürleri, yazarları, çizerleri, öğretmenleri, siyasetçileri, seçilmişleri, seçilmemişleri kısacası hiç kimseden de tabirimi bağışlayın tık yok.
Ben Erzurum da doğdum, büyüdüm ve okudum.
Mahallede komşularım, okulda arkadaşlarım, çarşı pazarda
esnafım, idarecilerim, siyasetçilerim kısacası her kesimden Kürt arkadaşlarım vardı.
Hâlen, daha da var. Hiçbir zaman hakir, ikinci vatandaş görülme gibi bir komplekse kapılmadılar. Ben ve arkadaşlarım, ailem, çevrem dahil hiç kimse de onlara etnik kimliklerinden dolayı farklı bakmadık.
Biz; vatan, millet, bayrak ve ezan için yollarda beraber yürüdük. Birbirimizi hor görmedik, aşağılamadık.
Varımızı yokumuzu beraber paylaştık.
Şehit cenazelerine beraber katılıp ‘"Şehitler ölmez, Vatan bölünmez." diye haykırdık.
Camide beraber saf tutup namaz kıldık.
Evlerinde misafir oldum, sofralarına oturdum; evimde kaldılar, soframa ev sahibi gibi oturdular.
Terörist başına Ermeni uşağı dediler; terör örgütünü Taşnak ve Hınçak Ermeni çetelerinin, Asala'nın uzantısı diye ifade ettiler.
1974 "Kıbrıs Barış Harekâtı"nda gönüllü asker olmak için askerlik şubesine koştular.
Evlerinin camlarından "Türk Bayrağı"nı gururla astılar.
Gelin verdiler, gelin aldılar.
Düğünlerde beraber halay çektiler, zılgıt attılar.
Cenazede tabutların altına, hatta mezara beraber girdiler.
Ağladılar dua ettiler, acımızı paylaştılar.
Bayramlar da birlikte bayramlaştılar, kurbanı ortak kestiler.
Okulda aynı sırayı, otobüste aynı koltuğu paylaştılar.
Sahalarda beraber top oynadılar.
Şehrin takımına birlikte tezahürat yaptılar.
Fakirler fakirliklerini, zenginler zenginliklerini paylaştılar.
"İstiklal Marşı"nı yürekten birlikte okudular.
Bir GARDAŞ dediler yüreklerinin derinliklerinden, bir GARDAŞ daha çıktı gönüllerinden.
Bu ülkenin aklı başında akademisyenleri, düşünürleri, yazarları, çizerleri, öğretmenleri, siyasetçileri, seçilmişleri, seçilmemişleri kısacası hiç kimseden de tabirimi bağışlayın tık yok.
Ben Erzurum da doğdum, büyüdüm ve okudum.
Mahallede komşularım, okulda arkadaşlarım, çarşı pazarda
esnafım, idarecilerim, siyasetçilerim kısacası her kesimden Kürt arkadaşlarım vardı.
Hâlen, daha da var. Hiçbir zaman hakir, ikinci vatandaş görülme gibi bir komplekse kapılmadılar. Ben ve arkadaşlarım, ailem, çevrem dahil hiç kimse de onlara etnik kimliklerinden dolayı farklı bakmadık.
Biz; vatan, millet, bayrak ve ezan için yollarda beraber yürüdük. Birbirimizi hor görmedik, aşağılamadık.
Varımızı yokumuzu beraber paylaştık.
Şehit cenazelerine beraber katılıp ‘"Şehitler ölmez, Vatan bölünmez." diye haykırdık.
Camide beraber saf tutup namaz kıldık.
Evlerinde misafir oldum, sofralarına oturdum; evimde kaldılar, soframa ev sahibi gibi oturdular.
Terörist başına Ermeni uşağı dediler; terör örgütünü Taşnak ve Hınçak Ermeni çetelerinin, Asala'nın uzantısı diye ifade ettiler.
1974 "Kıbrıs Barış Harekâtı"nda gönüllü asker olmak için askerlik şubesine koştular.
Evlerinin camlarından "Türk Bayrağı"nı gururla astılar.
Gelin verdiler, gelin aldılar.
Düğünlerde beraber halay çektiler, zılgıt attılar.
Cenazede tabutların altına, hatta mezara beraber girdiler.
Ağladılar dua ettiler, acımızı paylaştılar.
Bayramlar da birlikte bayramlaştılar, kurbanı ortak kestiler.
Okulda aynı sırayı, otobüste aynı koltuğu paylaştılar.
Sahalarda beraber top oynadılar.
Şehrin takımına birlikte tezahürat yaptılar.
Fakirler fakirliklerini, zenginler zenginliklerini paylaştılar.
"İstiklal Marşı"nı yürekten birlikte okudular.
Bir GARDAŞ dediler yüreklerinin derinliklerinden, bir GARDAŞ daha çıktı gönüllerinden.
Şimdi inanın; en çok onlar muzdarip en çok onlar üzülüyor bu olaylara.
Çünkü onlar bu vatanı karşılıksız seviyorlar.Fakat tehdit ediliyorlar; çocuklarını dağa çıkartma, evlerinin basılma korkusu, silah tehditleriyle susturuluyorlar. İçleri kan ağlıyor ama ellerinden bir şey gelmiyor. Kimseye güvenemiyorlar. Bugünlerin geçeceğini biliyorlar ama yara açılmasın istiyorlar.
Birileri inadına kaşımak sonunda kaşınmak istiyorlar.
Hani Anadolu da bir tabir vardır: Atını, itini nallamış geliyor.
Bu tabir, şu anki olayları anlatan çok güzel bir tabir.
Bu gidişat iyi değil, oy uğruna, para uğruna, makam mevki uğruna, AB uğruna susmak ses çıkartmamak; bu ülkeye, bu vatana bağlı Kürtleri anlamamaktan başka bir şey değil.
Bu ülkenin Kürtleri kendi ana dillerini bin yıldır kullanıyordu.
Hiçbir sıkıntı da yoktu.
Peki şimdi neler değişti ya da neler oldu.
Avrupa bir taraftan Amerika diğer taraftan; ikinci dil hakkında, benim ülkemin dili hakkında konuşma cüretini gösteriyor.
Yılmaz Öztuna’nın "Şark Meselesi" adlı kitabındaki Birleşik Amerika Anatomisi bölümünden alıntı yapalım:
255 Milyon Nüfusun;
9,7 milyonu Alman
8 milyonu İtalyan
10 milyonu İspanyol
4,8 milyonu Polonyalı
35 milyonu Zenci
2,8 milyonu Fransız
1,2 milyonu Rus
1,6 milyonu İsveçli
1,3 milyonu Norveçli
2 milyonu Çekoslavak
15 milyonu Yahudi...
Diğerlerini yazmayalım.9,7 milyonu Alman
8 milyonu İtalyan
10 milyonu İspanyol
4,8 milyonu Polonyalı
35 milyonu Zenci
2,8 milyonu Fransız
1,2 milyonu Rus
1,6 milyonu İsveçli
1,3 milyonu Norveçli
2 milyonu Çekoslavak
15 milyonu Yahudi...
Şimdi bu nüfus dağılımına göre Amerika;
İkinci dil olarak 15 milyon Yahudi’nin İBRANİCESİNİÜçüncü dil olarak 10 milyon İspanyol’un İSPANYOLCASINI
Dördüncü dil olarak 9,7 milyon Alman’ın ALMANCASINI
Beşinci dil olarak 8 milyon İtalyan’ın İTALYANCASINI
(diğerlerini almayalım) neden kabul etmiyor da bize akıl vermeye kalkışıyor?
Hesap başka, biz anlıyoruz da bir de birileri anlasa...
Fransızlardan da örnek* verelim, eksik kalmasın;
Korsika - İtalyancaya yakın bir dil olan Korsikaca
Breton - Bretonca
Flandre - Flamanca
Roussillon - Oksitanca
Béarn - Gaskonca...
Hesap başka, biz anlıyoruz da bir de birileri anlasa...
Fransızlardan da örnek* verelim, eksik kalmasın;
Korsika - İtalyancaya yakın bir dil olan Korsikaca
Breton - Bretonca
Flandre - Flamanca
Roussillon - Oksitanca
Béarn - Gaskonca...
Ana diller bunlar ama neden Fransızca konuşuluyor?
Arkadaşlar, Beyler, Ey Millet!
Bu işte bir iş var. Merhum ZİYA GÖKALP’in;
. . . "Turan’ın bir ili var.
. . . .Ve yalnız bir dili var.
. . .. Başka dil var diyenin
. . . .Başka bir emeli var."
dizelerine katılmamak mümkün mü?..
dizelerine katılmamak mümkün mü?..
Şemsettin Gürtekin
*Fransa'da Konuşulan Diller...
[Sitelerden Rastgele Örnekler]
1 - Genel olarak..........
2 - Genel olarak..........
3 - Genel olarak..........
4 - Bretonca...............
5 - Flamanca..............
6 - Gaskonca..............
7 - Korsikaca..............
8 - Oksitanca..............