Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Yalnızlığını sev. Çünkü ondan başka kimsen yok senin. Herkes gittiğinde yanında kalan bir o vardır. Kimse seni anlamadığında yine o anlar seni. Yine o dinler sesini, gözyaşlarını, haykırışlarını. Kimseye söyleyemediklerini söyleyebilirsin ona. Çünkü o bilmez yargılamayı, seni küçük görmeyi. Hatta kimseye bile söylemez o dertlerini, sırlarını. Her şeyi saklar o. Asla ihanet etmez sana. İstemesen bile yanında olandır o. Kimse yokken seni avutan, gözyaşlarını silendir. Sen ağlarken seninle ağlayandır o. Bir ayna gibidir aslında. Sen nasılsan o da öyledir. Asla kandırmaz seni. Asla arkadan bıçaklayan olmaz. Seni terk eden olmaz. Ona alıştıktan sonra senden vazgeçmez o. Yarı yolda bırakmaz insanlar gibi. Onların sözleri, yalanları gibi. O vardır sadece o. Her zaman o. Her yerde o. Bu yüzden sevmelisin işte onu. Korumalısın, asla ama aslakaybetmemelisin onu. Hiç kimseyi ya da hiçbir şeyi onun yerine koymamalısın. Hiçbir şeyi ona tercih etmemelisin. Aşk uğruna, arkadaşlık uğruna onu bir kenara atmamalısın. Çünkü eğer bunu yaparsan, eğer onu bir hiçmişçesine kenara atarsan, ona en çok ihtiyacın olduğunda yanında bulamazsın onu. Ve elbet günün birinde onu ararsın, öylece kurtulamazsın ondan. Çünkü bilmesen de, farkında olmasan da ona hep ihtiyacın vardır. Ve her zaman da olacaktır. Yalnızlık yakmaz canını asla. Bir insan gibi kırmaz kalbini o. Değiştirmeye çalışmaz seni. Kabul eder olduğun gibi. Peki bunca şeye rağmen neden illa da onu atmaya çalışırız ki hayatımızdan? Sanki onsuz yaşayabilirmişiz gibi onu kenara atarız bir hiç gibi. Aptallık yaparız işte. Bir insana aldanır, onu terk ederiz. Bizi terk etmeyen şeyin kıymetini bilmeden biz ondan vazgeçeriz. Çünkü ne yaptığımızı bilmeyiz biz. Küçük saf çocuklar gibi ya da burnu havada insanlar gibi. Ama olan yine bize olmaz mı sonunda? Tam alışmaya başlamışken o insana hayatımızdan çıkıp gitmez mi hiç olmamışçasına. Peki ya o zaman? O zaman kime sığınırız biz, kime gideriz? Bizi terk edenin peşinden mi gideriz? Bir faydası olmadığını bile bile peşinden gideriz zaten. Ya da arkasından ağlarız, yas tutarız, pişman oluruz. Ve en sonunda yeniden geri dönmez miyiz yalnızlığımıza? Hani bir insan uğruna fırlatıp attığımız yalnızlığımıza. Peki o zaman ne olur? Kıyamaz bize, yeniden kollarıyla sarar bizi, yeniden dinleyen olur bizi. İzin verir omzunda ağlamamıza, hiç sıkılmadan dinler bizim haykırışlarımızı. Ama işe yaramaz ki o an. Çünkü bir kere kalbimiz atmıştır yalnızlığı kapı dışına.O bizi kabul etse de kalbimiz bu kadar hızlı kabul edemez onu. Kalp işte hep gideni arar, hep onun için atar. Bilmez kıymetini sahip olduklarının. Hep de bu yüzden kırılmaz mı o kalp? O kıymetini bilmeme eylemi. Daha kaç kere daha kuyruğunu kıstırmış köpekler gibi geri dönücez yalnızlığımıza? Daha kaç kere daha pişman olacağız kalbimizi başkalarına açtığımıza? Daha kaç kere daha boş sözler vereceğiz kendimize? Yorulmadık mı artık bunlardan? Yorulmadık mı hep en sonunda yalnız olan olmaktan? Yorulmadık mı her daim terk edilen olmaktan? Ben yoruldum. Her güvendiğim insandan uzaklaşmaktan yoruldum. Her inandığım insanla Hayaller kurup hayal kırıklığına uğramaktan yoruldum. Her kalbimi açtığım insanla iki güne yabancılaşmaktan yoruldum. Ben artık yoruldum. Yoksa ben hep yorgun muydum?
Selin Üsekes
Denemeler
Denemeler