MEN DAKKA DUKKA


‘’Değişim, değişim!’’ dedik; daha ne olduğunu anlamadan, bir girdabın içinde bulduk kendimizi.
Hakikaten görmediğimiz, alışmadığımız olaylar; gün be gün hepimizi şaşkına çeviriyor.
"Ne, ne kadar doğru" anlayamıyor, basın organlarının ilettikleriyle yetinmek zorunda kalıyoruz.
Zannedersem, onların ilettikleri de aldıkları izinle sınırlı.
Güvendiğiniz, yıllarca yazılarını okuduğunuz yazarlar; daha önce yazdıklarının tam tersini söylemekteler. 
Onları okuyunca inanamıyor, yıllarca savundukları düşünceleri nasıl da bir çırpıda bırakabildiklerine şaşıyorsunuz.
Peki, sağlıklı mı bu?
Asla!
Ancak meslektaşlarının durumunu gördükçe, 180 derece dönüş yapmak zorunda kalıyorlar. Evde bekleyen eş var, çocuk var.
Ne zaman mahkemeye çıkacağını bilmeden, yıllarca hapiste yatması var!!!
"Korku belası" dedikleri bu olsa gerek...

Bütün bu gelişmelerin yanı sıra, Türkiye'nin gündemi her gün değişiyor.
Bir gün Libya, ertesi gün Suriye, bir başka gün şehitler.
Bizim gibi sıradan insanlar; bu tür olaylardan ve dönen dolaplardan bıktı.
İnanmamamız gereken kişileri biliyoruz da gerisi toplumun sağduyusuna kalıyor.

Peki, bu değişimlerin altında ki neden ne? 
Tabii ki Amerika.
Amerika denilen 235 senelik suni devlet.
Amerika topraklarının asıl sahipleri şu anda yoksulluk içinde yaşayıp kendi geleneklerini devam ettirmeye çalışan, gettolarda süründürülen Kızılderililer değil miydi?
Birçok ulustan gelen insanların çok organize bir şekilde Amerikalılaştırıldığı, kendilerini sürekli tehdit, korku altında hisseden ve bu şekilde ulus bilincinin oluşturulup güçlendirildiği insanlardan oluşan bu devlet; yıllar öncesinden, dünyayı hâkimiyeti altına alma düşüncesiyle bir plan yapmış ve gelen başkanlar hangi partiden olursa olsun, bu plana uymak ve uygulamak zorunda bırakılmışlardır. 
Din, ırk hiç önemli değildir. 
Mühim olan o plan doğrultusunda devleti yönetmektir. 
Son birkaç yıldır, bu planın bir parçasını daha yürürlüğe koydular. 
"Büyük Orta Doğu Projesi"... 
Kuzey Afrika, Orta Doğu, Türkiye ve İran'da dahil olmak üzere; parçalama, bölme, işlemleri başladı.

En basit bir örnekle anlatmak istiyorum.
Bundan 10 veya 12 yıl önce, yeğenim, bir iş için İtalya'ya gitmişti de dönüşünde anlattıkları tüylerimi ürpertmişti. 
Şöyle ki "Roma'da, şehir meydanının tam ortasındaki bir haritada; Türkiye'nin güneyi, olduğu gibi, başka renklerle  belirtilmiş, üzerine de Kürdistan yazılmıştı.
Bunu duyduğumda şoka girmiş, yeğenime dönerek:
- "Burak, Roma'da büyükelçimiz yok mu?" demiştim. 
Sanki çocuk kamuda çalışıyor!

İşte planın bir yüzü...
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki geçmişte ülkemiz yine oyuna getirilmiş, kardeş kardeşi vurmuştu. Kaldığım öğrenci yurdunun yakınlarında ki İpek ve Şafak Sinemalarının önünde, her gün cenaze alayları görürdük. 
Genç çocuklar hiç uğruna öldüler. 
O zamanlar, bunların farkında olanlar da vardı tabii...
Onlar, "Amerika go home!" diyerek, Amerikan 6. filosunu protesto etmişlerdi. 
Biz, çok şeyden habersiz bırakılmış Anadolu çocukları da manasını bile anlamadan, gazetelerden okuyup es geçmiştik.
Ancak zaman, es geçme zamanı değil.
Zaman; fikirlerimizi, yaşamışlıklarımızı birbirimize aktarmak ve uyanık olma
zamanıdır.

Yazının başlığındaki "Men Dakka Dukka", genelde; "Eden bulur, etme bulma dünyası, çalma kapımı çalarlar kapını" anlamlarında kullanılır. Bir dönemler sıkça kullandığımız Farsça bu deyişi, yeniden bohçadan çıkarmanın zamanı gelmiş gibi... Burada önemli olan, kapımız çalındığında; bizim de onların kapısını çalabilecek güç, cesaret ve kafa yapısında olabilmemiz.

Sağlıcakla kalın.
Eğer, hâlâ "Var!" diyebiliyorsanız; neşeniz daim olsun.








Nilüfer Dumlu Günaydın
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.