MERHABA ÖZGÜRLÜK

Merhaba akan dere! Merhaba dalgalı deniz! Merhaba dumanlı dağlar! Merhaba serçe kuşu! Merhaba kirpi kardeş! Merhaba salkım söğüdü! Merhaba salyangozlar! Merhaba kurbağalar! Merhaba cırcır böcekleri!
Hey kaplumbağalar sizlere de merhaba!
Bakın ben geldim!
Kilerimi bıraktım ve kırlara yeniden döndüm.
Çünkü ben, tıpkı eskisi gibi bir kır faresiyim artık.

* * *
Sevgili Dostlar!
14 Temmuz tarihli ve “Kiler Faresi mi Olmak İstersiniz Yoksa Kır Faresi mi?!” başlıklı yazımda şöyle demiştim: “Geçenlerde, yönetmiş olduğu internet sitesinde kuruluşundan beri sürekli yazı yazdığım bir dostum e-posta atarak yazı yazmayı geciktirdiğimi söyleyince her nedense yukarıdaki meşhur fıkra geldi aklıma. Düşündüm, sanki ben de biraz kiler faresi olmuştum! Kendisine e-posta ile şu cevabı verdim: - Ağabey, yeni bir işe başladım. Galiba bundan sonra rahat yazı yazamayacağım. Yazarsam da çiçek-böcek konulu yazılar yazabilirim. Çünkü yaptığım iş böyle gerektiriyor’ dedim. Dostum şu cevabı verdi; - Olsun, biz senin o tür yazılarını da okuruz. Sen yeter ki yaz!" "Bu yazı, işte o türlü bir yazıdır dostlarım. Benim gibi üslubu oldukça sert bir adama bu türlü light yazılar yazmak her ne kadar yakışmasa da bundan sonra böyle. Çünkü yaptığım iş, beni buna mecbur kılmaktadır. ‘Peki, bu durum ne kadar devam eder?’ derseniz, vallahi onu ben de bilmiyorum. Şimdilik yeni işime alışmaya çalışıyorum, o kadar."


Fahri ve resmî olarak yaklaşık bir aydır devam eden söz konusu işi bıraktım dostlar. Çünkü çalıştığım bu bir aylık süre içinde, yarım asırlık ömrümde hiç yapmadığım bazı şeyleri yapmak zorunda bırakıldım. Resmen danışman sıfatıyla girdiğim kilerden, tam anlamıyla ne idüğü belirsiz bir yaratık olarak ayrıldım.   
Ve bu bir aylık sürede gördüm ve anladım ki; ömrünün 50 yılını kır faresi olarak yaşayan bir farenin, kilere tıkılıp kalması, kolay bir şey değilmiş. Bu bir aylık sürede yine gördüm ve anladım ki; tıpkı benim gibi ruhunda sürekli özgürlük ateşi yanan ve hürriyet aşkı ile dolu olan, minnetsiz ve müdanasız yaşamaya alışmış kır fareleri, kiler faresi olmayı, bırakın denemeyi, aklından bile geçirmemelidirler. Bunların yapacağı en güzel şey, “azıcık aşım, ağrısız başım” deyip yaşadıkları kadar yaşamaya bakmalarıdır. Şu kavanoz dipli fani dünyada, en güzel şey, kimseye minnet ve müdana etmeden yaşamak ve ölmektir.
Öteden beri zaten bildiğim ve ilke edindiğim bu yaşam felsefesini, bir kez daha ve üstelik çok acı bir tecrübe ile tekrar test etme imkânı bularak döndüm kırlara. Kilerdeki kebapları, türlü türlü tatlıları bırakıp kırlara döndüğüm gün, deliğimizde hazır bulduğum ve eşimin otlardan yapmış olduğu yemeği yediğimde duyduğum hazzı kelimelerle anlatamam. Meğer bizim hanım bu ot yemeğini ne güzel yapıyormuş!
Oysa ben, eşimin aynı yemeği belki yüzlerce kez önüme koyduğunu hatırlıyorum. Ancak o gün yediğim yemek, belki de dünyanın en güzel yemeği idi. Düşündüm; daha önce belki yüzlerce kez yediğim bu yemek acaba neden bu kadar lezzetli diye? Sonra cevabını şıp diye buluverdim. 
Çünkü bu yemek özgür bir ortamda ve sevgi ile pişirilmişti. Ve ben, artık özgür bir fareydim. Başkalarının yiyecek dolu kilerini elimin tersiyle itmiş, eşimle birlikte kendi tırnaklarımızla oyduğumuz deliğimize geri dönmüştüm. Artık karışanım, görüşenim, gecenin bir yarısında uykudan hop diye uyartan hiç kimsecikler yoktu.
Anladım ki; bu dünyada özgürlük ve hürriyet gibi mukaddes, muhterem ve övgüye değer başka hiçbir duygu ve hak yoktur.
Bütün esir ve haksız yere ceza çekenlerle, haksız yere tutuklananların ve ekmek parası için özgürlüklerini geçici de olsa birilerine rehin bırakanların bir an önce özgürlüklerine kavuşmaları dileğiyle.


Ömer Sağlam
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.