Başbakan Erdoğan, seçim öncesi Kartal’da gerçekleşen parti mitinginde İsmet İnönü üzerinden CHP’ye yüklenerek şöyle demiştir:
“İnönü ezanı Türkçeleştirdi, Menderes aslına döndürdü; aslına döndürdüğü için bay Kemal çıkmış 'Ezan okunuyorsa CHP sayesinde okunuyor' diyor. 12 Haziran'da gelin bunlara gümbür gümbür gereken cevabı verelim. Bu CHP camileri ahıra çeviren zihniyettir. Kalkıyorlar yeri geliyor bakıyorsun "İmam Hatip"i savunuyor. Biraz dürüst ol be! Başörtülü kızların üniversiteye girmesi olayında neden MHP ile beraber ortak hareket etmiştik, onu engellediniz? Biz el ele vereceğiz, siz bize güç verin yeni anayasa, temel hak ve özgürlüklerle, 12 Haziran'dan sonra bunların hepsini çözelim. Bu kararı siz vereceksiniz, ben Kartal'ı böyle görünce inanıyorum ki 12 Haziran'da sandıklar gümbür gümbür AK Parti diyecek.” (1)
Yanlış şeyler söylemektedir; çünkü ezanı Türkçe’ye çeviren İsmet İnönü değil, bizzat Mustafa Kemal Paşa’dır. Hatta bunu ilk dile getirenlerden birisi, Sayın Başbakan’ın, Siirt’te bir şiirini okuduğu için bize göre de ön yargılı bir şekilde verilen bir kararla mahkûmiyet cezası aldığı Merhum Ziya Gökalp’tir. Ziya Gökalp bir şiirinde şöyle diyor:
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur;
Köylü anlar manasını namazdaki duanın.
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur;
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın.
Ey Türk oğlu, işte, senin orasıdır vatanın."
Türk inkılabının şekillenmesinde önemli derecede etkisi olduğu bilinen ve bu yönüyle Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını da etkileyen Diyarbakırlı Ziya Gökalp’in bu düşüncesi üzerinde; 1931 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda çalışmalar başlamış, ilk Türkçe ezan ise 30 Ocak 1932 günü okunmuştur. 18 Temmuz 1932 tarihinde "Diyanet İşleri Riyaseti", ezanın Türkçe okunmasına karar vererek, yurt çapındaki birimlere "Türkçe Ezan" metnini göndermiş, 4 Şubat 1933 tarihli bir tamimle de "Türkçe Ezan" okunmasının zorunlu olduğundan bahisle buna uymayanların cezalandırılacağı beyan edilmiştir. (2)
Anlaşılacağı üzere; ezanın Türkçeleştirildiği tarihlerde devleti yöneten kişi İsmet Paşa değil, bizzat Mustafa Kemal Paşa’dır. Çünkü o tarihlerde Mustafa Kemal Paşa reisicumhur, İsmet Paşa başbakan’dır. Mustafa Kemal Paşa, geniş yetkileriyle âdeta tek adamdır ve devletin yegâne hâkimidir. İsmet Paşa ise ancak çok zayıf bir ikinci adamdır. Birinci adamın olduğu yerde ikinci adamın herhangi bir kıymeti harbiyesinin bulunmadığı açıktır.
Sayın Başbakan, muhtemelen İsmet Paşa’nın başbakanlığını kendi başbakanlığı ile karıştırarak böyle söylüyor. Tekrar edelim ki; İsmet Paşa, Tayyip Erdoğan gibi, Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı da dâhil olmak üzere; ülkede A’dan Z’ye bütün atamaları yapacak kudrette bir başbakan hiç olmadı.
O, ancak birinci adamdan, yani Mustafa Kemal Atatürk’ten almış olduğu emir ve talimatı uygulayan bir başbakandı. Çocuklarının maişetinin temininde bile Mustafa Kemal Paşa’dan sürekli yardım ve destek gördüğü için kendisine hep “Medyûnu şükran” kalmış ve ona sürekli “Velinimetim, efendim” nazarıyla bakmıştır.
Dolayısıyla, ezanın Türkçeleştirilmesinin sorumluluğu İsmet Paşa’ya yükletilemez. Ancak ne var ki; günümüzde Atatürk’e dil uzatma cüreti gösteremeyenler, zayıf ve yasal yönden korumasız durumdaki İsmet İnönü’ye yükleniyorlar ve İnönü üzerinden CHP’ye saldırıyorlar!
Atatürk’e saldırmak için, diş bilediklerini görmemek için, insanın kör olması gerekmektedir.
* * * Devam Edecek...
Ömer Sağlam
1-http://www.stargundem.com/guncel/1188907-basbakan-erdogan-bu-chp-camileri-ahira-ceviren-zihniyettir.html