Bu yazının kaleme alındığı tarih itibarıyla yanılmıyorsam 13 uçak gelmişti Mürted'e.
O devasa boyutlardaki nakliye uçaklarının ağızlarından kustukları kamyonları ve içi mühimmat ve radar aksamı dolu devasa boyutlardaki konteynırlarını gördükçe; Rusya'ya hayranlık duymamak elde değil!
Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, İllet İttifakı, Zillet İttifakı derken S-400'ler sayesinde "Türkiye İttifakı" kendiliğinden kuruldu galiba! S-400'ler konusunda Türkiye'de tam bir konsensüs var ve bu konuya tam bağımsızlık konusu olarak bakılıyor gibi. Ayrıca bu sayede bir gerçek daha tekrar kabak gibi ortaya çıktı ki; Türkiye'nin en büyük düşmanı ABD'dir!
Öyle ya; Türkiye'nin birliğine ve bütünlüğüne kasteden en önemli iki terör örgütü olan PKK'nın ve FETÖ'nün en büyük hamisi ABD olduğuna göre; ABD bizim dostumuz ve stratejik ortağımız değil, kelimenin tam anlamıyla düşmanımızdır.
ABD Dışişleri sözcüsünün yaptığı açıklamaya bakılırsa; ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı Pompeo, Türkiye'ye yönelik yaptırımlar konusunda görüşmeler yapıyorlarmış. Acaba hangi yaptırım Türkiye üzerinde daha etkili ve caydırıcı olur sorusuna cevap arıyorlarmış!
Yani Trump, Osaka'da verdiği sözden dönmüş!
"Bakan ve Başkan, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) yaptırımları konusunda tüm seçenekleri değerlendiriyor. Sonuçlarının ne olacağını buradan oldukça açık bir şekilde belirttik. Türkiye'nin F-35'leri alamayacağına ilişkin sonuçları da bugün Başkan Trump'ın konuşmasında gördünüz. Nasıl bir yaptırım uygulanacağı konusunda henüz bir değerlendirmemiz yok ve önceden de belirtemiyoruz. Bakan ve Başkan ABD yasaları kapsamında durumu değerlendirerek gerekli kararı alacaktır." şeklindeki sözler, ABD Dışişleri Sözcüsü Morgan Ortagus'a ait(1).
AB bazı yaptırımları devreye sokmuş bile; AB fonlarından Türkiye'ye yapılan yardımlarda kesintiye gidecekmiş vs.
Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın milletvekili Sergey Jeleznyak, AB tarafından devreye sokulan yaptırımların ABD'nin ısmarlaması olduğunu söylemiş(2).
ABD Savunma Bakan Vekili Mark Esper'in "Türkiye eski ve önemli bir müttefik ama S-400 kovalaması, Ankara ve NATO’nun güvenliğini bozuyor. S-400 almak yanlış bir karardı ve hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye’yi, S-400 alması durumunda F-35 savaş uçaklarını alamayacağı konusunda defalarca uyardık. S-400 alımı, F-35’in yeteneklerini ve gelecekteki hava üstünlüğümüzü koruma yeteneğimizi temelden zayıflatıyor”(3) şeklindeki sözlerine karşılık Trump'ın "Açıkçası (Türkiye ile) iyi ilişkilerimiz var ve fakat bu durum çok karmaşık bir durum. Obama yönetimi onlara Patriot füzelerini satmadı. Türkiye bu füzeleri satın almak için çok uğraştı ancak satmadılar. Bunun üzerine Türkiye Rusya'dan füzeleri aldı. Bunun üzerine dönüp Türkiye'ye 'Tamam size Patriot'ları satacağız' dediler fakat o zaman Türkiye zaten Rusya ile anlaşma imzalamış ve ciddi bir ödeme yapmıştı çünkü buradan almalarına izin verilmemişti. Türkiye bir NATO üyesi. 100'den fazla F-35 için sipariş verdiler, daha fazlası için de plan yapıyorlardı. Türkiye bize karşı çok iyi. Şimdi ise onlara Rusya'dan füze sistemi almak zorunda kaldıkları için bu F-35'leri satamayacağımızı söylüyoruz. Onların içinde bulunduğu durum çok zor, ABD olarak bizim de bulunduğumuz durum çok zor. Bu durum üzerine çalışıyoruz, neler olacağını göreceğiz." Ama bu gerçekten adil değil. Daha sonra Türkiye bir başka ülkeden, Rusya'dan, füze satın almak durumunda kaldı ki O (Erdoğan) aslında gerçekten onları istemiyordu. Şimdi de Rusya'dan bunu aldıkları için milyarlarca dolar değerindeki savaş uçaklarını Türkiye'ye satamıyoruz"(4) şeklindeki açıklamasını dikkate aldığımızda Rus Milletvekili Sergey Jeleznyak'ın yukarıdaki tespitinin oldukça isabetli olduğu kanaatine varıyoruz.
Yani ABD ikili oynuyor; kendisi Türkiye'ye karşı şirinlik gösterisi yaparken, yaptırımları AB üzerinden uygulama niyetinde.
Ayrıca ABD yöneticilerinin içinde bulundukları ruh hali; Türkiye'nin, ABD'nin Orta Doğudaki menfaatleri açısından ne kadar önemli ve vazgeçilmez bir ülke olduğu gerçeğini de ortaya çıkarmış bulunmaktadır.
Birçok uzman gibi biz de diyoruz ki; Türkiye, S-400'lerin Türkiye'ye nakli ile sondaj gemilerini Kıbrıs açıklarına gönderme işini aynı zaman dilimine denk getirmekle son yılardaki en isabetli dış politika kararlarından birisini vermiş bulunmaktadır.
Bize göre de; AB'nin ve ABD'nin yaptırım kararları, Türkiye üzerinde fazla etki yaratmayacak kuru gürültüler türünden kararlardır(5). Bu sebeple Türkiye dik ve vakur duruşunu muhafaza etmeli, ciddiyetini herkese göstermelidir. Hatta gerekirse Kürecik Radar üssü ile İncirlik konusunu da gündeme getirebilmelidir. Açık söylemek gerekirse Türkiye'nin eli son derece güçlenmiştir artık.
Elbette, Rusya'nın S-400'ler üzerinden, Suriye'den sonra Türkiye'yi de kullanarak Akdeniz'e ve Orta Doğu'ya iyice yerleşme niyetini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Rusya'nın enerjiden sonra askeri bakımdan da Türkiye'de tekel oluşturma yolunda ilerlediği gerçeğini aklı başında herkes gibi biz de görüyoruz.
Geçenlerde bir Rus yetkilinin, F-35'leri alamaması durumunda Türkiye'nin önünde başka seçenekler de var anlamındaki sözünü bu bakımdan önemli görüyoruz. Yani Türkiye'ye hava savunma sistemleri vermekte tereddüt etmeyen Rusya, taarruz füzeleri ve savaş uçakları da vermek istiyor olabilir.
Zira Türkiye'nin coğrafi konumu, batıyla rekabet halindeki Rusya için de vazgeçilmezdir.
Bu durumda S-400'lerin kime karşı alındığı da bir anlamda büyük ölçüde ortaya çıkmış bulunmaktadır!
Bu sebeple S-400'ler, Mürted Üssüne değil, daha önce de defalarca dediğimiz gibi Mardin'den Çanakkale'ye kadar uzanan hat boyunca kurulmalı ve derhal aktif hale getirilmelidir.
Bize göre birinci öncelik uluslararası kriz bölgelerine en yakın noktalar olan Amanoslar ve Mersin'in kuzeyindeki Toros dağları olmalıdır.
Amanoslara yerleştirilecek S-400'ler, hem 900 km.lik Suriye sınırımızın 600 km'lik bölümünü, hem İsrail hava sahasına kadar bütün Suriye hava sahasını, hem de Kıbrıs ve adanın güneyindeki petrol ve doğalgaz mücadelesi verilen alanları kontrol altına alacaktır.
Elbette daha doğuya yerleştirilecek bir F-400 bataryası, İran'a kadar olan bütün güney sınırımızı kontrol edebilecektir.
Kut'ul Ammare Gerçeği
Cumhurbaşkanının "Kut'ul Ammare Zaferi'ni ilk biz kutladık" çıkışına, "Hayır efendim, bu zafer 1952 yılına kadar 'Kut Bayramı' olarak kutlandı. Ancak DP İktidarı, NATO'ya girişle birlikte bu kutlamalara son verdi ve unutturdu" şeklindeki itirazımız üzerine, bir okuyucum, "Ömer Sağlam, her şeye itiraz ediyorsun, bir de tebrik etmesini bil. Sürekli yazıyorsun, biraz da oku" şeklinde bir eleştiri yöneltmiş.
Öncelikle belirteyim ki; bu yazılar okuma yapmadan yazılamaz.
Milletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı ise millete doğru bilgi vermek durumundadır.
Cumhurbaşkanlığı danışmanlığının önemi işte burada ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan biz tebrik etmeyi de biliriz elbette.
Mesela S-400'lerden geri adım atılmamasını herkes gibi biz de tebrik ettik.
Hatta Mürted'de hangara çekilip atıl bırakılmaması ve stratejik noktalara yerleştirilerek derhal aktif edilmesi halinde tebrikle yetinmez alkış bile tutarız.
Kıbrıs açıklarına sondaj gemileri gönderilmesini de tebrik ettik.
Hele bir de doğalgaz ya da petrol çıkardık mı değmeyin keyfe.
Bu durumda Cumhurbaşkanını tebrik ve alkış ile yetinmez; eğer kabul ederse ziyaretine bile gideriz!
Dolayısıyla; seninle tek farkımız, bizde yalakalık yoktur dostum, her şeyi gözümüz kapalı alkışlayamayız.
Ne demiş Akif:
"Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!"
Kut konusuna tekrar dönecek olursak; bu konuda benim araştırmalarım vardır ve konuyu iyi bildiğimi sanıyorum(6).
Okumayan ben değil, bilakis sensin.
Okusan böyle davranmazdın...
ABD Savunma Bakan Vekili Mark Esper'in "Türkiye eski ve önemli bir müttefik ama S-400 kovalaması, Ankara ve NATO’nun güvenliğini bozuyor. S-400 almak yanlış bir karardı ve hayal kırıklığına uğrattı. Türkiye’yi, S-400 alması durumunda F-35 savaş uçaklarını alamayacağı konusunda defalarca uyardık. S-400 alımı, F-35’in yeteneklerini ve gelecekteki hava üstünlüğümüzü koruma yeteneğimizi temelden zayıflatıyor”(3) şeklindeki sözlerine karşılık Trump'ın "Açıkçası (Türkiye ile) iyi ilişkilerimiz var ve fakat bu durum çok karmaşık bir durum. Obama yönetimi onlara Patriot füzelerini satmadı. Türkiye bu füzeleri satın almak için çok uğraştı ancak satmadılar. Bunun üzerine Türkiye Rusya'dan füzeleri aldı. Bunun üzerine dönüp Türkiye'ye 'Tamam size Patriot'ları satacağız' dediler fakat o zaman Türkiye zaten Rusya ile anlaşma imzalamış ve ciddi bir ödeme yapmıştı çünkü buradan almalarına izin verilmemişti. Türkiye bir NATO üyesi. 100'den fazla F-35 için sipariş verdiler, daha fazlası için de plan yapıyorlardı. Türkiye bize karşı çok iyi. Şimdi ise onlara Rusya'dan füze sistemi almak zorunda kaldıkları için bu F-35'leri satamayacağımızı söylüyoruz. Onların içinde bulunduğu durum çok zor, ABD olarak bizim de bulunduğumuz durum çok zor. Bu durum üzerine çalışıyoruz, neler olacağını göreceğiz." Ama bu gerçekten adil değil. Daha sonra Türkiye bir başka ülkeden, Rusya'dan, füze satın almak durumunda kaldı ki O (Erdoğan) aslında gerçekten onları istemiyordu. Şimdi de Rusya'dan bunu aldıkları için milyarlarca dolar değerindeki savaş uçaklarını Türkiye'ye satamıyoruz"(4) şeklindeki açıklamasını dikkate aldığımızda Rus Milletvekili Sergey Jeleznyak'ın yukarıdaki tespitinin oldukça isabetli olduğu kanaatine varıyoruz.
Yani ABD ikili oynuyor; kendisi Türkiye'ye karşı şirinlik gösterisi yaparken, yaptırımları AB üzerinden uygulama niyetinde.
Ayrıca ABD yöneticilerinin içinde bulundukları ruh hali; Türkiye'nin, ABD'nin Orta Doğudaki menfaatleri açısından ne kadar önemli ve vazgeçilmez bir ülke olduğu gerçeğini de ortaya çıkarmış bulunmaktadır.
Birçok uzman gibi biz de diyoruz ki; Türkiye, S-400'lerin Türkiye'ye nakli ile sondaj gemilerini Kıbrıs açıklarına gönderme işini aynı zaman dilimine denk getirmekle son yılardaki en isabetli dış politika kararlarından birisini vermiş bulunmaktadır.
Bize göre de; AB'nin ve ABD'nin yaptırım kararları, Türkiye üzerinde fazla etki yaratmayacak kuru gürültüler türünden kararlardır(5). Bu sebeple Türkiye dik ve vakur duruşunu muhafaza etmeli, ciddiyetini herkese göstermelidir. Hatta gerekirse Kürecik Radar üssü ile İncirlik konusunu da gündeme getirebilmelidir. Açık söylemek gerekirse Türkiye'nin eli son derece güçlenmiştir artık.
Elbette, Rusya'nın S-400'ler üzerinden, Suriye'den sonra Türkiye'yi de kullanarak Akdeniz'e ve Orta Doğu'ya iyice yerleşme niyetini de göz ardı etmemek gerekiyor.
Rusya'nın enerjiden sonra askeri bakımdan da Türkiye'de tekel oluşturma yolunda ilerlediği gerçeğini aklı başında herkes gibi biz de görüyoruz.
Geçenlerde bir Rus yetkilinin, F-35'leri alamaması durumunda Türkiye'nin önünde başka seçenekler de var anlamındaki sözünü bu bakımdan önemli görüyoruz. Yani Türkiye'ye hava savunma sistemleri vermekte tereddüt etmeyen Rusya, taarruz füzeleri ve savaş uçakları da vermek istiyor olabilir.
Zira Türkiye'nin coğrafi konumu, batıyla rekabet halindeki Rusya için de vazgeçilmezdir.
Bu durumda S-400'lerin kime karşı alındığı da bir anlamda büyük ölçüde ortaya çıkmış bulunmaktadır!
Bu sebeple S-400'ler, Mürted Üssüne değil, daha önce de defalarca dediğimiz gibi Mardin'den Çanakkale'ye kadar uzanan hat boyunca kurulmalı ve derhal aktif hale getirilmelidir.
Bize göre birinci öncelik uluslararası kriz bölgelerine en yakın noktalar olan Amanoslar ve Mersin'in kuzeyindeki Toros dağları olmalıdır.
Amanoslara yerleştirilecek S-400'ler, hem 900 km.lik Suriye sınırımızın 600 km'lik bölümünü, hem İsrail hava sahasına kadar bütün Suriye hava sahasını, hem de Kıbrıs ve adanın güneyindeki petrol ve doğalgaz mücadelesi verilen alanları kontrol altına alacaktır.
Elbette daha doğuya yerleştirilecek bir F-400 bataryası, İran'a kadar olan bütün güney sınırımızı kontrol edebilecektir.
Kut'ul Ammare Gerçeği
Cumhurbaşkanının "Kut'ul Ammare Zaferi'ni ilk biz kutladık" çıkışına, "Hayır efendim, bu zafer 1952 yılına kadar 'Kut Bayramı' olarak kutlandı. Ancak DP İktidarı, NATO'ya girişle birlikte bu kutlamalara son verdi ve unutturdu" şeklindeki itirazımız üzerine, bir okuyucum, "Ömer Sağlam, her şeye itiraz ediyorsun, bir de tebrik etmesini bil. Sürekli yazıyorsun, biraz da oku" şeklinde bir eleştiri yöneltmiş.
Öncelikle belirteyim ki; bu yazılar okuma yapmadan yazılamaz.
Milletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanı ise millete doğru bilgi vermek durumundadır.
Cumhurbaşkanlığı danışmanlığının önemi işte burada ortaya çıkmaktadır.
Öte yandan biz tebrik etmeyi de biliriz elbette.
Mesela S-400'lerden geri adım atılmamasını herkes gibi biz de tebrik ettik.
Hatta Mürted'de hangara çekilip atıl bırakılmaması ve stratejik noktalara yerleştirilerek derhal aktif edilmesi halinde tebrikle yetinmez alkış bile tutarız.
Kıbrıs açıklarına sondaj gemileri gönderilmesini de tebrik ettik.
Hele bir de doğalgaz ya da petrol çıkardık mı değmeyin keyfe.
Bu durumda Cumhurbaşkanını tebrik ve alkış ile yetinmez; eğer kabul ederse ziyaretine bile gideriz!
Dolayısıyla; seninle tek farkımız, bizde yalakalık yoktur dostum, her şeyi gözümüz kapalı alkışlayamayız.
Ne demiş Akif:
"Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! ...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!"
Kut konusuna tekrar dönecek olursak; bu konuda benim araştırmalarım vardır ve konuyu iyi bildiğimi sanıyorum(6).
Okumayan ben değil, bilakis sensin.
Okusan böyle davranmazdın...
Ömer Sağlam 18.07.2019
1-https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-disislerinden-turkiye-ve-s-400-aciklamasi/1533594
2-http://www.haber7.com/dunya/haber/2878853-abnin-turkiye-yaptirimlari-abd-tarafindan-ismarlandi
3-https://tr.sputniknews.com/abd/201907161039683388-abd-savunma-bakani-adayi-esper-turkiye-s-400-alimiyla-hayal-kirikligina-ugratti/
4-http://www.hurriyet.com.tr/dunya/trumptan-s-400-aciklamasi-turkiye-patriot-fuzesi-almak-istedi-ama-abd-satmadi-adil-degil-4127591,
5- Bugün (17.07.2019) Erbil'de bir restorana yapılan ve orada yemek yiyen diplomatlarımızı hedef alan silahlı saldırıda, Erbil Başkonsolosluğu'ndan çalışan bir diplomatımız şehid olmuştur. Bu saldırının, Bağdat Büyükelçimizin "Musul başkonsolosluğumuz yeniden açılacak" şeklindeki açıklamasından ve ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı'nın yaptırımlar konusunu görüştükleri açıklamasından sonra ve Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik Pençe-2 Harekatı'nın devam ettiği günlerde gelmesi, oldukça ilginç geldi bize. Allah şehit diplomatımıza rahmet eylesin.
6-https://www.turkishnews.com/tr/content/2016/04/22/kutul-ammare-zaferi-ve-imam-huseyinin-kilici & https://haberciden.blogspot.com/2016/04/omer-saglam-kutul-ammare-zaferi-ve-imam.html
1-https://www.aa.com.tr/tr/dunya/abd-disislerinden-turkiye-ve-s-400-aciklamasi/1533594
2-http://www.haber7.com/dunya/haber/2878853-abnin-turkiye-yaptirimlari-abd-tarafindan-ismarlandi
3-https://tr.sputniknews.com/abd/201907161039683388-abd-savunma-bakani-adayi-esper-turkiye-s-400-alimiyla-hayal-kirikligina-ugratti/
4-http://www.hurriyet.com.tr/dunya/trumptan-s-400-aciklamasi-turkiye-patriot-fuzesi-almak-istedi-ama-abd-satmadi-adil-degil-4127591,
5- Bugün (17.07.2019) Erbil'de bir restorana yapılan ve orada yemek yiyen diplomatlarımızı hedef alan silahlı saldırıda, Erbil Başkonsolosluğu'ndan çalışan bir diplomatımız şehid olmuştur. Bu saldırının, Bağdat Büyükelçimizin "Musul başkonsolosluğumuz yeniden açılacak" şeklindeki açıklamasından ve ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı'nın yaptırımlar konusunu görüştükleri açıklamasından sonra ve Kuzey Irak'ta PKK'ya yönelik Pençe-2 Harekatı'nın devam ettiği günlerde gelmesi, oldukça ilginç geldi bize. Allah şehit diplomatımıza rahmet eylesin.
6-https://www.turkishnews.com/tr/content/2016/04/22/kutul-ammare-zaferi-ve-imam-huseyinin-kilici & https://haberciden.blogspot.com/2016/04/omer-saglam-kutul-ammare-zaferi-ve-imam.html