Çok da haksız değillermiş hani!
Ben de yaşamdaki en zor meşguliyetin çocuk büyütmek olduğuna inanırım.
Doğumundan itibaren büyük bir yükümlülük altına girer aile…
Toplumumuzda baba, genelde otoriter bir rol üstlendiğinden; çocuk yetiştirme görevi, yazılmamış bir yasayla anneye verilmiştir.
Okulu, eğitimi, gelişmesi derken neredeyse her şeyiyle anne ilgilenir.
Çocuklarımın okul toplantılarına her gittiğimde gördüğüm manzara, en fazla üç
veya dört erkek velinin toplantılara katılmasıydı..
veya dört erkek velinin toplantılara katılmasıydı..
Bu da gösteriyor ki anneler eğitimde de başrolde…
Fazla eğitimli olmayan annelerin de pırıl pırıl gençler yetiştirdiğini görmedim değil.
Kadının, biraz da içgüdülerinin sesine kulak vermesi lazım ki çocuklar; hem kendi hayatlarına hem de vatanlarına yararlı olabilecek, gerekli yaşam donanımlarını elde etmiş olarak hayata başlayabilsinler.
Annenin vereceği her türlü eğitim; çocuğun gelişmesine, yaşamını yönlendirmesine yardımcı olmakta…
İşte bu yüzden, eğitim hakkında doğru şeyleri bilip çocuğunu doğrulara yönlendirmek, annenin sorumluluk alanı içinde kalmış.
Hırslarını, arzularını, yaşamında başaramadıklarını çocuk üzerinde denemeye kalkarsa sonuç, hiç de umduğu gibi olmayabiliyor. Dengeli ve mutlu görünen; dengesiz, mutsuz, negatif eğilimli çocuklarla dolu her yer.
Yalnız benim değil, yeterli gözlem yapabilen hemen hemen herkesin fikri bu!..
Büyütürken; “Yuva mı, bakıcı mı, aile büyükleri mi daha yararlı” düşünceleriyle geçer zaman…
Hepsinin artı ve eksileri olduğu da gün gibi ortada…
Bunların yanı sıra, çalışan anne; hem eve hem de çocuğa yetişmek zorunda….
Anlayacağınız, çoğu konuda olduğu gibi bu yetişme konusundan da kadınlar sorumlu…
Kadınların sorunlarıysa hâlâ çözülmüş değil.
Kısacık bir anı…
Rahmetli annem 68 yaşındaydı.
Birgün bana; “Bliyor musun keşke annem sağ olsaydı, onun fikirlerine ihtiyacım var.” demişti de şaşırmıştım.
Onun kadar zeki ve akıllı bir kadından beklemediğim bir cümleydi bu!
Meğer, ne kadar haklıymış.
Ne demek istediğini bugün anlayabiliyorum ancak…
Annem, bugün sağ olsaydı, nasihatlerine; “Tamam anne!” demez, tam tersi kulak kesilirdim.
Yaşadıklarımın, bu konuda öğrettiği başka şeyler de var.
Örnek mi?
“Cennet, anaların ayağı altındadır.” sözünü boşa söylememiş eskiler.
Hepinizin “Anneler Günü Kutlu Olsun!”
Sevgiyle kalın, neşeniz daim olsun!
Nilüfer Dumlu Günaydın