653 Yıllık Gelenek

Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Yıl 1346…
Orhan Gazi’nin kardeşi Süleyman Paşa, kırk askeri takmış peşine Domuzhisar’a yürüyor. Orası da Bizans toprağı o zamanlar. İskân siyaseti malumunuz, fethedilen yerlere Türkler yerleştirilecek ki, Rumeli yavaş yavaş ele geçirilsin, Türkleşsin. 

Neyse, askerlerin maşallahı var, güçleri kuvvetleri de yerinde. Domuzhisarı da fethetmişler zaten, keyiflerine diyecek yok. Bir tek yorgunluk zorluyor onları ama şikâyet etmiyorlar. ‘’Ha gayret’’ diye gaza gelip, öteki yerleri de ele geçiriyorlar. 

Geri dönüş vakti. Sonraki durak: Samona. 

Hani insanlar yorgun olunca uyuyamazmış ya, kalkar, dolanır, sonra gene yatar. Bunların da canı sıkılmış herhâlde, başlamışlar güreşe. O onunla, bu bununla derken sıra gelmiş iki kardeşe. Adları, Ali ve Selim. Bu iki kardeşin güreşi bir başlamış ki, bitmek bilmemiş. Dakikalar, saatler geçmiş ama bir türlü galip çıkmamış. Bırakmışlar güreşmeyi. İkisi de sözünün eri, cengâverler ya, bir anlaşma yapmışlar aralarında. Bu maçın bir rövanşı olsun diye. 

Bu hadisenin üstünden biraz zaman geçmiş. Verilen sözler de hatırlanınca, iki kardeş, bir Hıdrellez gününde tutuşmuşlar tekrar güreşe. İkisi de hırs yapmış ama tık yok. Dakikalar geçmiş yine. Sonra bir baksınlar ki gece olmuş. Yıldızlar aydınlatmayınca etrafı, mumlar yakılmış, sonra fenerler. Etrafları insan dolmuş. Davullar, zurnalar çalmaya başlamış. Hepsi tutmuş nefesini, kim kazanacak diye beklemiş. Kardeşler de bir inatmış ki sormayın. Biri de dememiş ki ‘’yeter’’ diye. Saatlerce, hatta gün aydınlanana kadar güreşe devam etmişler. Ta ki nefesleri kesilene kadar… 

İnsanlar şaşırmış, galibin el kaldırıp sevinç naralarını atmasını beklerken, ölüm gelmiş çünkü. Ama yapacak bir şey yok. İki kardeşi yakınlardaki bir ağacın altına gömmüşler ve oradan ayrılmışlar. 

Yıllar geçmiş sonra…  Bir gün oradan geçen insanlar bir de ne görsün… İki kardeşin el ense çekip güreş tuttuğu verimsiz toprak, yerini gür pınarlara bırakmış. İşte o gün, oraya ‘’Kırkıpınar’’ adı vermişler. Samona’dan Sarayiçi’ne yolculuk da böyle başlamış. 

I.Murat Edirne’yi fethettikten sonra, devlet işlerinden fırsat bulup da sohbet ettiği bir vakit, bu iki kardeşin hikâyesini duymuş. Demiş ki: ‘’Bundan böyle orada hep güreş tutulacak.’’ İşte o gün bugündür, Kırkpınar Güreşleri bir gelenek hâline gelmiş. Hem de tam 653 yıldır süren bir gelenek… 

Bir Edirneli olarak, Haziran ayını hevesle beklerim. Çünkü sokaklar renklenir, gösteriler yapılır, panayırlar kurulur. Edirneliler başta olmak üzere, çevre illerden, hatta Türkiye’nin bir ucundan kalkıp gelen insanlarla dolar sokaklar. Bunlarla da kalmaz, başta Yunanistan ve Bulgaristan olmak üzere çeşitli ülkelerden insanlar gelir ziyarete. 

Ritüeller hiç değişmez. Atatürk Anıtı’na doğru yürünür önce. Sonra, çelenkler bırakılır. İstiklal Marşı ve Kırkpınar Marşı okunur ve 25 Kasım Stadyumu'na doğru yürünür. Belediye bandosu, Kırkpınar davulcuları, pehlivanlar ve halkoyunları ekiplerinin stadyumdaki resmi geçişinin ardından festival başlar. 25 Kasım Stadyumu’nda olmuyor tabii şenlikler. Bir sonraki adres: Sarayiçi.
Sadece güreş değil Kırkpınar’ın olayı. İnsanların eğlenmesi için her şey düşünülüyor. Faytona binip Sarayiçi’ne gitmek bile ayrı güzel. Ben, yürüyerek gitmeyi pek tasvip etmiyorum çünkü defalarca kayboldum. En güzeli fayton... Atlayacaksınız faytona, o yoldaki tarihi binaları inceleye inceleye hooop, Sarayiçi’nde alacaksınız soluğu. Tarihi köprüden geçtiğinizde ‘’Adalet Kasrı’’ karşılayacak sizi. Sonra ver elini eğlence. Başta oflaya puflaya gittiğim her şenlikten, bir elimde süt mısırı, bir elimde pamuk şeker, suratımda aptal bir gülümsemeyle çıktım. İlla ki eğlenecek, ilgisini çekecek bir şey buluyor insan. En olmadı dönme dolaba falan biniyor. O kadar turistin gelmesi de bu yüzden. Ha, bir de UNESCO koruması altında Kırkpınar Güreşleri, bir kültür mirası. Hem de somut değil, altını çizerim. 

Gönül isterdi ki şöyle hoş, içli bir Edirne Türküsü ile veda edeyim satırlarıma. Ama ne yazık ki bildiklerimin hepsi dokuz-sekiz. Şu roman havaları yani…
Diyeceğim o ki, yakınlardaysanız kalkıp gidin. Gelin daha doğrusu. Uzaktaysanız da gelin. Hatta ne olursanız olun, yine gelin. Kaleiçi’ni gezin, Selimiye’yi ziyaret edin. Külliye’ye de uğrayın derim ama siz bilirsiniz. Havra’yı da görün derim ben, pek bir güzel restore ettiler. En olmadı bir Edirne köftesi, bir Edirne ciğeri yersiniz ki eminim bir dahaki şenliklere kadar tadı damağınızdan silinmeyecek. Giderken bademezmesi almayı da unutmayın.
Kırmızı dipli mum hâlâ yanıyor, bir uğrayın derim ben… 



Merve Çiçek Vatan
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.