Kılıçdaroğlu'na yapılan linçli suikast sonrasında; kimin, hangi ülkenin milliyetçisi olduğunu bir türlü anlayamadığım ama sorgulama yeteneği olmayanlar tarafından "Türk milliyetçisi" makamına oturtulan tuhaf bir yaratık, saçma sapan mesajlarla toplumu birbirine düşürücü, kışkırtıcı mesajlar vermeye devam etti. Bugünkü ortağına yüzde yüz karşı görünerek onu defalarca kurtaran bu "2 nolu mikser"i ve hükmettiği kavgacı
küfürbazları 1620 derece döndürerek, esaretin kucağına atan sebep nedir?
küfürbazları 1620 derece döndürerek, esaretin kucağına atan sebep nedir?
Acaba bu sebep, iplerinin başkasının elinde olmasına rağmen toplumun önüne çıkıp bakanmış gibi figürler saçan ve neredeyse linç girişimindeki tüm suçu "Cumhuriyet Halk Partisi"ne yükleyen "3 nolu mikser"in 1620 derecelik dönüş nedeniyle aynı mıdır?
YALANLAR ve SORULAR
Kılıçdaroğlu'na yumruk atan adam hani cenaze evinin akrabasıydı?
Bu sallantılı beyana karşı şehidimizin babası "Yalan! Akrabamız değil!" diyor.
Peki, şehidin babası "Akrabamız değil!" diyor da yumruk atan kişi farklı bir şey mi söylüyor? Hayır, o da "Akrabamız değil!" diyor. Onlar doğruyu söyleyedursun, Bay "3 nolu mikser" ısrar ediyor: "Akrabasıdır!"
Hani oluşan tepki, köylülerin anlık bir öfkesinin sonucuydu.
Peki, şehidin babası "Akrabamız değil!" diyor da yumruk atan kişi farklı bir şey mi söylüyor? Hayır, o da "Akrabamız değil!" diyor. Onlar doğruyu söyleyedursun, Bay "3 nolu mikser" ısrar ediyor: "Akrabasıdır!"
Hani oluşan tepki, köylülerin anlık bir öfkesinin sonucuydu.
Köylüler "O adamları tanımayız. Otobüslerle geldiler. Cenazelere herkes gelebilir diye normal karşıladık ama onlar olay çıkartmak için getirilmişler." dediler.
Peki bu adamın yani yumruğu atan kişinin, linççilere "Sevgili Arkadaşlarım, Sevgili Kardeşlerim!" diye hitap eden, "Tepkinizi gösterdiniz!" sözleriyle bu harekete meşruluk kazandıran bakanla aynı masada yan yana, vücutları birbirlerine temas ederek sohbet ettiklerini gösteren ve sosyal medyada gezinip duran fotoğraflar neyin nesidir?
Önce bir kişi olduğunu sandığım, "Yakın! Evi de yakın!" diye bağıran, analıktan, kadınlıktan nasiplenmemiş; o zalim, o katil, o şeytan ruhlu kadınları; yaşadığı yerden alıp da Çubuk'un bir köyüne kim, hangi amaçla getirdi? Trabzon'dan geldikleri ya da en az birinin Trabzon'dan getirildiği yolunda söylentiler var. Acaba bu kadınlar, Madımak cinayetlerinde de görev almış mıydı?
Dokuz kişi yakalanmış, üçü hemen serbest bırakılmış. Allahaşkına soruyorum, linçli suikastı yapanlar altı kişi miydi yoksa bindirilmiş kıtaların her zamanki çokluğuyla birkaç yüz kişi miydi? O altılıyı da bırakırlarsa şaşmam. Çünkü Kılıçdaroğlu mutlaka kendi kendini linç etmeye kalkmış (!), yanındakiler de başkalarıyla değil, kendisini öldürmesin diye Kılıçdaroğlu'yla cebelleşmiştir (!).
Önce bir kişi olduğunu sandığım, "Yakın! Evi de yakın!" diye bağıran, analıktan, kadınlıktan nasiplenmemiş; o zalim, o katil, o şeytan ruhlu kadınları; yaşadığı yerden alıp da Çubuk'un bir köyüne kim, hangi amaçla getirdi? Trabzon'dan geldikleri ya da en az birinin Trabzon'dan getirildiği yolunda söylentiler var. Acaba bu kadınlar, Madımak cinayetlerinde de görev almış mıydı?
Dokuz kişi yakalanmış, üçü hemen serbest bırakılmış. Allahaşkına soruyorum, linçli suikastı yapanlar altı kişi miydi yoksa bindirilmiş kıtaların her zamanki çokluğuyla birkaç yüz kişi miydi? O altılıyı da bırakırlarsa şaşmam. Çünkü Kılıçdaroğlu mutlaka kendi kendini linç etmeye kalkmış (!), yanındakiler de başkalarıyla değil, kendisini öldürmesin diye Kılıçdaroğlu'yla cebelleşmiştir (!).
İnşallah, köyden birkaç garibanı yakalayıp "İşte olayları tezgâhlayanlar bunlar!" diye onları tutuklamazlar. Olur mu olur? Bolu Bey'i ne emrederse o olur!
Merak çeken asıl soruya gelirsek! Halk için harcanması gereken paralarla ha bire dünyanın her yerini ailesiyle birlikte sürekli olarak gezip duran adam, cenazelerde boy göstermeye meraklı milliyetçi mukallidi acayip adam ve ülkede asayişi teminle görevli olması gerektiği hâlde tam tersi işlerin banisi olarak tarihe geçecek adam; yani o üç ilginç adam, başkentin iki adım ötesindeki cenaze töreninde neden yoktular? Bir şey mi biliyorlardı? Bildikleri o şey ne olabilirdi?
Bence sorulması gereken sorulardan biri de bu!
Bence sorulması gereken sorulardan biri de bu!
Devletin tepesinde ikamet eden gezgin adamın şu sözlerine bakın. Altındaki anlamın üzeri örtülmeye çalışılmış ama yine de fark ediliyor.
- Ne yazık ki dün Çubuk'ta bir şehidimizin cenaze töreninde istenmeyen bir olay meydana gelmiş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik protestolar şiddet eylemine dönüşmüştür.
Bence de yazık, gerçekten de yazık! Çok çok yazık!
Onun adı protesto değil, linçtir linç!
MUHALEFETİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
Muhalefet partilerini anlamanın imkânı yok! İnsanımsı birtakım yaratıklar, her fırsatta her yerde sizlere küfrediyor ve siz "İlkeli muhalefet yapacağım!" diye bunlara "Sayın!" unvanıyla hitap ediyorsunuz. "Geçin beyler, geçin! Gidin döğüşün ya da siz de onlara uyup küfredin!" demiyorum. Şu sayın sözcüğünü o küfürbazların adının önünden kaldırın yeter! Kaldırın da saygıdeğerlik kavramı gerçek anlamına kavuşsun. Kaldırın ki, gerçekten saygın kişilere "Sayın!" dendiğinde, o insanlar, "Acaba şimdi bize küfür mü etti?" kuşkusuna kapılmasın.
Bence de yazık, gerçekten de yazık! Çok çok yazık!
Onun adı protesto değil, linçtir linç!
MUHALEFETİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİL
Muhalefet partilerini anlamanın imkânı yok! İnsanımsı birtakım yaratıklar, her fırsatta her yerde sizlere küfrediyor ve siz "İlkeli muhalefet yapacağım!" diye bunlara "Sayın!" unvanıyla hitap ediyorsunuz. "Geçin beyler, geçin! Gidin döğüşün ya da siz de onlara uyup küfredin!" demiyorum. Şu sayın sözcüğünü o küfürbazların adının önünden kaldırın yeter! Kaldırın da saygıdeğerlik kavramı gerçek anlamına kavuşsun. Kaldırın ki, gerçekten saygın kişilere "Sayın!" dendiğinde, o insanlar, "Acaba şimdi bize küfür mü etti?" kuşkusuna kapılmasın.
Bunlar "her alanda, her caddede, her sokakta, her televizyonda, her radyoda, her mikrofonun önünde, her kapalı kapının önünde arkasında" sizlere ve sizlere inanan halka küfrediyor. Yetmezmiş gibi küfrettikleri o sözleri iade ettiğinizde sizleri ve itiraz edenleri mahkemelere verip ceza ve tazminat davalarıyla süründürüyorlar. Sizlerse size bu muameleleri reva görenlerle yanlı karar verip sizleri suçlu duruma düşürenlere dava bile açmıyor, açamıyorsunuz. Bahane olarak "Açsak bir şey değişmiyor, Türkiye'de yargı yok!" dediğinizi duyuyoruz.
Bu tutum kesinlikle yanlış.
Karşı tarafın cesaretini artırıyorsunuz.
Karşı tarafın cesaretini artırıyorsunuz.
Çünkü gün olup harman bitince o davalar, takkelerin öne düşmesinde rol oynayacaktır.
BİLGİ NOTU
1620 derece dönüş: 9 Kez 180 derece
dönüşün yani fır fır dönüşün simgesidir.
1620 derece dönüş: 9 Kez 180 derece
dönüşün yani fır fır dönüşün simgesidir.
Günay Tulun 22.4.2019