Bunca hay-huy içinde gözlerden kaçan ve üzerinde fazla durulmayan bir olay yaşadık aslında bu ayın başında. O olay, Amerika'da bir Türk-İslam Kültür Merkezi'nin hizmete açılmasıydı. Kültür Merkezi, Nükleer Güvenlik Zirvesi için ABD'ye giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 Nisan 2016 günü hizmete açıldı ve açılış merasimine haliyle kalabalık bir topluluk katıldı. Bu çerçevede bir sürü söz söylendi. Haliyle, bu hizmetin getirisi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bugünkü iktidara ve bugünkü Diyanet yönetimine bahşedildi. Gelin görün ki; kazın ayağı hiç de öyle değil ve bu hizmetin
geçmişi ta 1990'lı yılların başına kadar uzanmaktadır. Eğer burada bir hizmet varsa (ki; vardır) bu hizmetin en büyük şerefi ve onuru, Türkiye'nin ve Diyanet'in o günkü yöneticilerine de aittir. Bu onurdan onlara da pay verilmelidir. Mesela Merhum Dr. Abdülbaki Keskin'e ve Sayın Mehmet Nuri Yılmaz'a...
Bu çerçevede edilen en ilginç sözlerden birisi, hiç şüphesiz yakından tanıdığım ve gerçekten de güzel bir insan olan DİB Washington Din Hizmetleri Müşaviri Dr. Yaşar Çolak'a aittir. Zira Yaşar Çolak'tan öğrendik ki; Diyanet söz konusu merkezde tellak ve natır da yetiştirecekmiş! Bunun için kurslar açacakmış! Çünkü kültür merkezinin içinde Sauna, fitnes salonları, erkeklere ve kadınlara yönelik iki ayrı Türk hamamı da varmış! E buralarda çalışacak natır ve tellaklara da ihtiyaç olunca, Diyanet hiç durur mu, bu ihtiyacı gidermek için tellaklık ve natırlık kursları açacakmış!
27 Mart 2016 akşamı CNN-TÜRK TV'de yayınlanan 5N1K programında, ABD'nin Maryland Eyaleti'nde yapılan söz konusu Kültür Merkezi hakkında ayrıntılı bilgiler veren Dr. Yaşar Çolak, programın yapımcı ve sunucusu Cüneyt Özdemir'e külliyeyi gezdirirken Türk Hamamı'na gelince Cüneyt Özdemir şakayla karışık soruyor; "Tellak var mı?". Dr. Yaşar Çolak da gülerek cevap veriyor; "Tellak da yetiştireceğiz. Yakında kurs açacağız. Amerikalı tellaklar yetiştireceğiz."(1)
Diyanet'ten Zengin'e Sauna ve Fitnes Salonu Fakire Kevser Şarabı!
Diyanet İşleri Başkanlığı Washington Din Hizmetleri Müşaviri'nin ağzından Diyanet'in, vatandaşın hayır-hasenat paralarıyla ayakta duran Türkiye Diyanet Vakfı'nın kaynaklarıyla, ABD'nin Maryland eyaletinde sauna ve fitnes salonu yaptırdığını ve buralarda çalışacak natır ve tellaklar için kurslar açacağını duyurmasına mukabil, Diyanet Çocuk Dergisi'nin Nisan sayısında şehitlik üzerinden ölmeyi teşvik ettiğini ve cennete gideceklerin Kevser havuzunun başında zevk-i sefa içinde yaşayacakları imasını görünce, ister istemez Diyanet'ten zengine sauna ve fitnes salonu, fakir fukaraya Kevser şarabı ikramı diye düşündük bir miktar. Elbette yerseniz!
27 Mart gecesi yayınlanan 5N1K programında Dr. Yaşar Çolak'tan bir güzel öğrendik ki; Maryland Eyaleti'nde inşa edilen söz konusu Kültür Merkezi, yaklaşık 100 milyon liraya mal olmuş! Para genelde Türkiye Diyanet Vakfı'ndaki hayır-hasenat hesaplarında toplanan paralardan karşılanmış. Bir miktar da devlet bütçesinden kaynak aktarılmış. Merkez, ABD'nin NASA uzay üssüne yürüyerek 5 dakika mesafedeymiş. Ayrıca yakınlarda ABD'nin en büyük istihbarat örgütü olan NSA'nın merkezi varmış! Bölgede çok az Müslüman yaşıyormuş! Külliye içinde bulunan Cami'nin kapalı alanı 1000 kişilikmiş. Şimdilik Cuma Namazları yaklaşık 750 kişi ile kılınıyormuş. Avlusuyla birlikte 2500 kişi aynı anda namaz kılabilirmiş.(2)
Verilen bilgilerden de anlaşılıyor ki; Washington'a 45 dakika mesafede olan bu bölge, ABD Uzay Üssü NASA ve İstihbarat Kurumu NSA gibi ABD'nin en stratejik kurumlarının bulunduğu bölgedir. Yerleşime kapalı olmasa bile oldukça kısıtlı bir alandır. Böyle bir bölgede, Müslümanların özgürce yerleşmelerini bırakın, özgürce seyahat etmeleri ve özgürce faaliyette bulunmaları bile mümkün değildir! Dolayısıyla; söz konusu yatırım tamamıyla ölü bir yatırımdır ve buradan beklenen sonuç hiçbir zaman elde edilemeyecektir! Avlusuyla birlikte 2500 cemaat kapasiteli olan cami ise, ABD toptan Müslüman olmadığı sürece hep böyle kalmaya devam edecektir. Yani söz konusu cami hiçbir zaman tam olarak dolmayacaktır!
TAİF Vakfı ve 450.000 Doların Hikâyesi
2008 yılında, dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ABD'ye 8 günlük bir seyahatte bulunduktan sonra ülkeye dönüşünde Akşam gazetesine bir mülakat veriyor ve mülakatta şu çarpıcı cümleler de yer alıyordu:
"Washington’a 60 dönüm arazide 800 kişilik cami ve Türk-İslam kültür merkezi inşa edilecek. Cami, modern mimari tarzında olacak. En önemli proje, Washington’a Türk camii... Türkiye Diyanet Vakfı araziyi buldu. Şimdi mimari proje hazırlanıyor…”(3)
Bu haber tek yanlı ve eksik bir haberdi. Çünkü söz konusu haberden, sözü edilen arazinin, sanki Ali Bardakoğlu’nun göreve getirilmesinden sonra temin edildiği gibi bir anlam çıkıyordu. Oysa bahse konu arazi, 1995 yılında satın alınmış olup, TDV. Mütevelli Heyeti’nin 14.03.1995 tarih ve 736/19 sayılı kararıyla 1995 yılında TDV. kaynaklarından tam tamına 450.000 $ gönderilmişti.
Esasen bu satın alma işlemi oldukça enteresan bir şekilde gerçekleştirilmiştir! Öncelikle bu konuda merkezi ABD’nin Maryland eyaletinde kısa adı TAİF olan bir Vakıf kurulmuştur. Vakfın üç kurucusundan birisi olan Dr. Abdülbaki Keskin TC’nin Washington Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviridir. 18.03.1993 tarihinde onaylanan Vakıf Şartnamesi’nde Dr. Abdülbaki Keskin hem kurucu başkan, hem de yasal temsilci olarak gözükmektedir. Diğer iki kurucu üyenin isimleri ise Mehmet Ali Şahin ve Erhan Tolu’dur. Her ikisi de Maryland eyaletinde yaşamaktadırlar. 1995 yılında satın alınan 60 dönüm(gerçekte iki ayrı parselden oluşan 59 dönüm)’lük arazi, direk Türkiye Diyanet Vakfı adına değil, işte bu Vakıf adına alınmıştır. Ancak parası TDV tarafından Türkiye’den gönderilmiştir…
TAİF kelimesi özellikle mi tercih edildi, yoksa tesadüf müdür bilinmez ama Turkish-American İslamic Foundation, İnc (Türk-Amerikan İslam Vakfı A.Ş)'in kısaltması olan TAİF, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın önemli ve büyük kentlerinden birisinin adıdır. Taif, eşi Hz. Hatice ve koruyucu amcası Ebu Talip’in vefatı üzerine üzüntüye gark olan Hz. Peygamber’in, Mekke’den ayrılıp geçici bir süre gittiği şehrin adıdır. Ancak Taif’te oturan Sakif Kabilesi, Hz. Peygamber’in bu ziyaretinden memnun olmamış ve çoluk çocuk Hz. Peygamber’i taşa tutmuşlardır. Atılan taşlardan dolayı, ayakları kan revan içinde kalan Hz. Peygamber ve yanında bulunan azatlı kölesi Zeyd, Taiflilerin bu taşkınlıklarından ancak Hıristiyan bir bağ bekçisinin yanına sığınarak kurtulabilmişlerdir!
Rivayete göre; Hz. Peygamber tebliğ ve irşat görevini orada da yapmış ve Hıristiyan bağ bekçisinin Müslüman olmasını sağlamıştır. Kim bilir belki de bu olayın hatırası için, DİB'in Washington’daki görevli memuru Dr. Abdülbaki Keskin’in öncülüğünde Maryland merkezli olarak kurulan Vakfın adı TAİF olarak belirlenmiştir! Ancak görünüşe bakılırsa; bu kelimenin tercih edilmesinde herhangi bir kasıt yoktur! Çünkü TAİF kelimesi, Turkish-American İslamic Foundation, İnc. isminin kısaltılmışıdır!
Kısa adı TAİF olan vakfın amaçları, şartnamesinin 2. maddesinde; A- Camiler açmak ve Müslümanların dini eğitimini teşvik etmek. B-Yüksek öğrenime devam etmek isteyen Müslüman öğrencilere mali destek sağlamak. C- Amerika’daki Müslümanların yararına seminerler, sempozyumlar ve sosyal faaliyetler düzenlemek olarak tespit edilmiştir. Şartnamenin 9. maddesinde ise Vakfın tasfiyesi veya infisahı halinde tüm yükümlülük ve borçlar ödendikten sonra geriye kalan mal varlığı ve diğer aktiflerinin Türkiye Diyanet Vakfı’na devredileceği belirtilmektedir.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun, sanki yeni bir şeymiş veya kendi başarısıymış gibi anlattığı arazi alımı ve cami yapımı olayının gerçek mahiyeti bundan ibarettir. Yani 60 dönümlük arazi, 1995 yılında merkezi ABD’nin Maryland eyaletinde kurulu bulunan ve kısa adı TAİF olan vakıf adına satın alınmış, ancak bedeli TDV tarafından Türkiye’den gönderilmiştir. 450.000 $’lık bedelin ödenmesine ilişkin TDV. Mütevelli Heyeti’nin karar tarihi 14.03.1995, karar sayısı ise 736/19’dur.
Bu hadisenin sonu ise çok daha ilginçtir. Zira olay, Türkiye Diyanet Vakfı’nda denetim yapan Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin dikkatini çekmiş, onların tenkit ve uyarısıyla söz konusu arazi, TAİF Vakfı’ndan alınarak 2002 yılında Türkiye Diyanet Vakfı adına tescil edilmiş bulunmaktadır. Bu işleme dair TDV. Mütevelli Heyeti’nin karar tarihi 28.05.2002, karar sayısı ise 1074’tür. Söz konusu arazi, neden başlangıçta TDV adına değil de TAİF adına tescil edildi, doğrusu ilginç bir konu. Kim bilir belki de ABD yasaları öyle emrediyordu!
Açık söylemek gerekirse; söz konusu arazi, temin edildiği tarihten 2008 yılına gelinceye kadar, Diyanet yöneticilerinin, dolar bazında ödenen yüksek miktarlı harcırahlar mukabilinde gerçekleştirdikleri Amerika seyahatlerinin kılıfı olmaktan öteye herhangi bir işlev görmüş değildir.(4) Yanılmıyorsam 2005 yılında TDV'nin İnşaat ve Emlak Müdürlüğü'nde yapmış olduğum bir teftişte, söz konusu arsayı yerinde görmek için isimleri bizde mahfuz 3 kişi tarafından yapılan bir Amerikan seyahati vesilesiyle ödenen yaklaşık 6.000 dolarlık harcamanın, yapılan işle mütenasip olmadığını ve dolayısıyla lüzumsuz bir harcama olduğunu dile getirmiş, bu tip seyahatlerin gereksiz olduğunu bildirmiştim Diyanet yöneticilerine. Bu tür eleştirilerim de haliyle benim haneme eksi puan olarak yazılmıştır dönemin Diyanet yöneticileri tarafından! Özellikle de seyahati gerçekleştirenlerce.
TDV Müfettişi sıfatımla, Vakfın Emlak işlerini yürüten yetkilileriyle 22 Mayıs 2008 günü yapmış olduğum görüşmede yetkililer, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu tarafından verilen ve Akşam Gazetesi'nin 03.05.2008 tarihli ve "The Cami" başlıklı haberinde geçen bilgilerden haberleri olmadığı gibi, söz konusu arazi ile ilgili herhangi bir proje çalışması yapıldığından da haberdar olmadıklarını ifade etmişlerdir. Yetkilerin söylediği; “Akşam Gazetesi’nde yayınlanan söz konusu haberin, Diyanet İşleri Başkanı’nın bilgisi dâhilinde ve kendisiyle yapılan görüşmelere istinaden hazırlandığı da şüphelidir! Bu tür haberler, genelde gazete muhabirlerinin haber ihtiyacını karşılamak için Diyanet’in özel kaleminde bulunan yetkililerce tanıdık muhabirlere sızdırılan bilgiler çerçevesinde hazırlanan haberlerdir. Yoksa bu konuda herhangi bir çalışma yapılıyor olsa, mutlaka bizim de haberimiz olurdu. Çünkü bahse konu arsanın mülkiyeti Türkiye Diyanet Vakfı’na aittir ve Vakfın emlak işleri tarafımızca takip edilmektedir…” şeklindeki sözler de oldukça enteresandır.
Cumhurbaşkanımızın gerek 2 Nisan 2016 günü açılış merasiminde, gerekse sonraki tarihlerde çeşitli vesilelerle öve öve bitiremediği, DİB Washinton Din Hizmetleri Müşaviri sevgili dostum Dr. Yaşar Çolak'ın da "Anavatanın bile imreneceği cami Amerika'da inşa edildi"(5) diyerek hava attığı Maryland'daki Türk-İslam Kültür Merkezi'nin serencamı kısaca budur. Hayırlı olsun...
_______________
1- http://tv.cnnturk.com/tv-cnn-turk/programlar/5n-1k/nukleer-guvenlik-zirvesi,
2-http://www.aksam.com.tr internet adresinde bulunan 03.05.2008 tarihli ve “THE CAMİ” başlıklı haber.
3-http://www.forumusa.com/ana-vatanin-bile-imrenecegi-cami-amerikada-insa-edildi/,
4- Bu yazının omurgası, 2008 yılında oluşturulduğu için "2008 yılına kadar" tabiri kullanılmıştır. Aynı uygulama muhtemelen sonraki yıllarda da devam etmiştir. Hele de inşaat aşamasında.
5-3 nolu dipnot.