Çünkü, sosyal medya Hasan Karakaya hakkında yazılıp çizilenlerle adeta yıkılıyor. Sevenleri, kendisini Medine'de Azrail (a.s.) ile ölüm pazarlığı yaptıracak derecede meleklerle komşu yaparken, muhalifleri Hasan Karakaya'nın arkasından neredeyse sevinç çığlıkları atıyor ve onun, küfürbaz bir yazar olduğunu söylüyorlar! Böyle bir sevgi ve en az onun kadar nefret, herkese nasip olmasa gerekir. İyi veya kötü, demek
oluyor ki; Hasan Karakaya etkili bir kalem erbabı imiş! Müspet veya menfi her kesimden etkilediği insanlar bolca varmış bu ülkede.
Peki Hasan Karakaya, gerçekten çok okunan ve etkili bir yazar mıydı? Doğrusu bilmiyorum. Çünkü yazılarını özel olarak takip ettiğim bir yazar değildir kendisi. Ancak en çok okunmuş olacağını tahmin ederek "Ergenekon: Asrın dâvâsı... Vakit Vakit'ten özür dileme vakti!" başlıklı yazısına şöyle bir göz attım ve gördüm ki; 11 Ağustos 2013 tarihinde yayınlanan söz konusu yazıyı 1 Ocak 2016 itibarıyla sadece 173 (yüzyetmişüç) kişi okumuş! Evet, söz konusu yazıyı 2.5 yılda okuyan kişi sayısı sadece 173. Demek ki; Hasan Karakaya oldukça az okunan ve belki de sadece belli kişilere hitap eden bir yazarmış! Övünmek gibi olmasın; internet ortamında olmak üzere, benim bu sürede onbinlerce kişi tarafından okunan yazılarım vardır. Üstelik bedavasından...
Hasan Karakaya ve Viagra Meselesi!
İnternet medyası ve Sosyal medya, Hasan Karakaya'nın, Medine'de cinsel gücü ve şehveti arttırıcı etkisi olduğu bilinen aşırı dozda viagra kullanmaktan kaynaklanan kalp krizi ile öldüğü haberleri ile çalkalanırken, "Havuz Medyası" ve "Yandaş Medya" olarak isimlendirilen gazeteler ise, Arap kanalı El-Cezire kaynaklı olduğu söylenen bu haberin FTÖ(Fethullahçı Terör Örgütü)nün alçakça montajı olduğunu savunuyorlar(1).
Hasan Karakaya, iddia edildiği gibi aşırı dozda viagra kullanmış mıdır? Bilmiyoruz/bilmek de istemiyoruz. Öte yandan kullanmışsa kullanmıştır; hiç kimse ne Hasan Karakaya'nın, ne de bir başkasının keyfinin kahyası değildir bu ülkede! Bu tür davranışlar, insanların bireysel özgürlük alanlarıyla ve mahremleriyle alakalıdır. Üstelik, cinsel gücü arttırıcı şeylerin, mesela viagra kullanmanın dinen herhangi bir sakıncası da bulunmamaktadır.
Prof. Dr. Raşit Küçük, kendisine yöneltilen "Cinsel güç için Viagra kullanmak dinen sakıncalı mı?" sorusuna aynen şu cevabı vermiştir: "Bu konuda zaruret varsa ve dindar ve uzman bir doktor mutlaka gerekli olduğunu söylerse, bu tür cinsel ilaçları tedavi maksatlı kullanmak caiz olur."(2).
Aynı yöndeki bir soruya Nurettin Yıldız isimli ilahiyatçının vermiş olduğu cevap da "Önce tıbben zararlı olmayan, ehli olmayana teşhir edilmeyen ürünler satarsanız helal olur. Ayrıca satışta yalan olmayacak. Yüzde yüz doğru konuşup yazacaksınız." şeklinde olmuştur(3).
Benim bu iki görüşten anladığım; cinsel gücü arttırıcı yiyecek ve içecekler ile aynı etkiyi yaratacak ilaçlar kullanmak caiz, gerek bu şekilde suni olarak arttırılan, gerekse tabii olan cinsel gücü ve şehveti, gayrimeşru şekilde kullanmak dine aykırıdır, yani haramdır. Viagra türü cinsel gücü arttırıcı ilaçlar kullanmak ise ancak doktor raporuna bağlı olarak kullanılmalıdır. Bu ilaçlar, her önüne gelene veya her isteyene verilmemelidir. Çünkü anladığım kadarıyla; yarattıkları aşırı heyecan ve uyarının, kan basıncını arttırması ve dolayısıyla kan dolaşım sitemini zorlaması sebebiyle kalp krizine neden olmak gibi öldürücü yan etkileri de vardır. Cinsel güç ise, aralarında öncelikle yasal yönden evlilik ilişkisi bulunan ve dinen evlenmelerinde herhangi bir sakınca bulunmayan eşler arasında kullanılmalıdır.
Prof. Dr. Raşit Küçük tarafından verilen "Bu konuda zaruret varsa ve dindar ve uzman bir doktor mutlaka gerekli olduğunu söylerse, bu tür cinsel ilaçları tedavi maksatlı kullanmak caiz olur." şeklindeki fetvada geçen "DİNDAR" tanımı ise başka bir yazının konusudur. Ancak şu kadarını söyleyelim ki; yukarıdaki cümleden en azından benim anladığım kadarıyla; cinsel tedavi amaçlı ilaç konusunda rapor verecek doktorun sadece uzman olması yeterli değildir. Bu doktorun aynı zamanda "dindar" olması da gerekiyor! Şimdilik, bu görüşe iştirak etmediğimizi, yani doktorların diğer tıbbi konularda olduğu gibi cinsel tedavi amaçlı olarak vereceği tıbbi raporlar konusunda da onların dindar olup olmamalarının, hatta dini inançlarının olup olmamasının önemli olmadığını, esasen bu konuda etmiş oldukları Hipokrat yemininin yeterli olduğunu söylemekle iktifa etmiş olalım.
Gelelim Hasan Karakaya özeline: Hasan Karakaya, Medine'de viagra kullanmış mıdır? Kullanmışsa kullanmıştır, bundan kime ne? Buna kimse karışamaz. Viagra kullanmışsa suç işlemiş de değildir. Zira bildiğim kadarıyla viagra yasa dışı bir ilaç değildir. Üstelik viagrayı Medine'de kullanmanın da dini yönden hiçbir sakıncası yoktur. Kutsal topraklarda cinsel ilişki, sadece ihramlı iken yasaktır. İhramdan çıktıktan sonra diğer bazı şeyler gibi cinsel ilişki de helaldir. Hasan Karakaya ise herhalde ihram yasaklarını bilecek kadar ilmihal bilgilerine sahip bir adamdı. O bilmese bile en azından yanında imam-hatip mezunu zat-ı muhteremler bulunuyordu. Zaten içinde bulunduğu heyet Mekke'den sonra Medine'ye gitmekle, ihram konusu da doğal olarak gündemden çıkmış oluyor.
Dolayısıyla; eğer yaygın adlandırmayla "Havuz Medyası" ve "yandaş Medya"nın iddia ettikleri gibi; bu konudaki haber yine yaygın adlandırmayla "Parelel Yapı"nın işi bir montaj ise, bilinsin ki; bu cemaat yanlış yoldadır ve bu haber gerçekten de alçakçadır. Elbette iddialar doğruysa; bize göre de bu örgüt, artık insanların yatak odalarından çıkmak ve onların özel hayatlarını siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçmek zorundadır. Zira Türkiye'de yaşanan pek çok cinsel içerikli kaset skandalının da bu örgütün marifeti olduğu yazıldı, çizildi ve söylendi bu ülkede. Üstelik, dini yanı ağır basan bu örgüt bilsin ki; kutsal kitabımız, insanlar hakkında casusluk ve röntgencilik yapmayı yasak etmiştir. Hele hele casusluk konusu, eşler arasındaki cinsel ilişkiler ve fantaziler ise, bu hepten günahtır!
Öte yandan; "Havuz Medyası" ve "Yandaş Medya" olarak adlandırılan medya organlarının, işlerine gelmeyen hemen her habere, ses ve görüntü kaydına "Montaj" yaftası vurup, konuyu örtbas edip kapatmaya çalışmaları da anlaşılır gibi değildir. Belki Hasan Karakaya konusu, milleti ve devleti fazla ırgalamıyor ama bu tür medya organlarının, zaman zaman devleti ve milleti yakından ilgilendiren haber ve görüntülere de aynı şekilde yaklaşması, hukuk devleti ve demokrasi adına savunulacak bir şey olmasa gerekir. Üstelik siz nereden bileceksiniz Hasan Karakaya'nın viagra kullanıp kullanmadığını? Hasan Karakaya'ya Medine'de otopsi yapıldı mı veya mesela kanına bakıldı mı bilmiyoruz/bilmiyorsunuz? Böyle bir şey yapıldı ise ve yarın öbürgün adı geçenin viagra kullandığı doktor raporları ile de sabit olursa ne yapacaksınız?
Gelin görün ki; konuya ilişkin haberde; Sayın Cumhurbaşkanı'nın, Karakaya'nın eşini ve Yeni Akit Gazetesinin Genel Yayın Kıoordinatörü'nü telefonla arayarak taziyede bulunduğu söylendiğine göre(4); Karakaya'nın Cumhurbaşkanı'nın seyahatine eşsiz olarak katıldığı anlaşılıyor. Bu durumda, adı geçenin viagra kullandığına şahsen biz de inanmıyoruz!
Dolayısıyla; ne iddia edildiği gibi "El-Cezire" ve "Paralel Yapı", ne de yaygın adlandırmaya göre "Havuz Medyası" ve "Yandaş Medya", Hasan Karakaya'nın keyfinin kahyası değillerdir. Adı geçen üzerinden yapay gündemler oluşturmak kadar, adı geçene olduğundan fazla değer atfetmek de yanlıştır. Hele de ülkemizin bugün içinde bulunduğu ağır gündem ortada iken. Milli ve dini kültürümüz gereğince bize düşen, "Allah taksiratını affetsin" demektir. Bununla birlikte, başta kumpas olduğu anlaşılan Ergenekon Davası hakkında yazdıkları olmak üzere; Hasan Karakaya'nın yazmış olduğu pek çok yazının da bu milletin birlik ve beraberliğine hizmet etmediğini söylemem gerekiyor. Çünkü Ergenekon Davası hakkında yazmış olduğu yazıda, yerel mahkemenin hukuksuz bir şekilde ve yanlı olarak vermiş olduğu karardan hareketle alenen "ETÖ (Ergenekon Terör Örgütü) tescillendi" diyebilmiş bir yazardır Hasan Karakaya(5).
Hasan Karakaya Süleyman Demirel'in vefatı üzerine yazmış olduğu "Hangi Demirel... Dindar görüneni mi, Kindar olanı mı?" başlıklı yazısında şöyle demişti: "İmam Efendi; yarın Kocatepe Camii’ndeki cenaze töreninde cemaate soracak; Nasıl bilirdiniz? Ben diyeceğim ki; İyi bilmezdik!"(6). Dün İstanbul'da Fatih Camii'nin avlusunda Hasan Karakaya'nın tabutunun başında İmamın sorduğu "Merhumu nasıl bilirdiniz?" sorusuna Ankara'dan biz de aynı şekilde cevap verdik: "İyi bilmezdik. Bizim nazarımızda fazla makbul bir adam değildi!"
Ömer Sağlam
___________
1- http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/01/01/fetoculerden-alcak-montaj &http://www.yenisafak.com/yazarlar/salihtuna/viagrali-alcaklar-2024968
2-http://www.sorularlaislamiyet.com/article/12989/cinsel-guc-icin-viagra-kullanmak-dinen-sakincali-mi.html
3-http://www.fetvameclisi.com/fetva-cinsel-urun-satmak-caiz-midir-10316.html,
4-http://www.yeniakit.com.tr/haber/erdogan-karakayanin-esini-arayarak-taziyelerini-iletti-117482.html,
5-http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/hasan-karakaya/ergenekon-asrin-davasi-vakit-vakitten-ozur-dileme-vakti-2412.htm,
6-http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/hasan-karakaya/hangi-demirel-dindar-goruneni-mi-kindar-olani-mi-11001.htm