Bu gruba ait tüm sitelerde yayınlanan makaleler, hiçbir dönemde sansür edilmemiştir. Ayrıca Nisan 2012′den
beri de redakte edilmemekte; doğrusu ve yanlışıyla eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Bir önceki yazı: "Kısa Kısa"...
Ama tabii öykü burada bitmiyor. Mezun olduk, bu arkadaşımla uzun yıllar birbirimizi görmedik. Ben mimar oldum, "İstanbul Belediyesi Planlama Müdürlüğü"nde çalışmaya başladım. Bir gün öğle tatilinde dışarı çıktığımda bu arkadaşımın adını yol üzerindeki bir binada asılı duran bir avukat tabelasında gördüm. Sevinçle binaya girip yazıhanesine çıktım, birbirimize sarıldık, eski günleri yad ederek sohbet ettik.
Görüşelim diyerek birbirimize veda ettik, ben belediyeye döndüm.
Aradan birkaç hafta geçti geçmedi, bu arkadaşım belediyeye beni ziyarete geldi. Biraz sohbet ettikten sonra yakında evleneceğini, durumunun sıkışık olduğunu, onun için her
şeyi taksitle aldığını, televizyon almak için kefil istediklerini anlattı ve benden kefil olmamı istedi.
şeyi taksitle aldığını, televizyon almak için kefil istediklerini anlattı ve benden kefil olmamı istedi.
Tabii ben, hiç tereddüt etmeden kabul ettim.
İzin aldım, birlikte Manifaturacılar Çarşısı'ndaki bir beyaz eşya dükkânına gittik ve ben gözümü kırpmadan senetleri imzaladım.
İzin aldım, birlikte Manifaturacılar Çarşısı'ndaki bir beyaz eşya dükkânına gittik ve ben gözümü kırpmadan senetleri imzaladım.
Ben arkadaşımdan o kadar emindim ki, bu olaydan evdekilere bahsetmedim bile .
Aradan birkaç ay geçti, bir gün eve icradan bir kağıt geldi. Ben çok şaşırdım ama hala ihtimal veremiyorum, mutlaka bir yanlışlık olmuştur diyorum. Neyse ertesi gün sabah erkenden televizyonu aldığımız dükkâna gittim. Dükkân sahibi arkadaşımı çok aradığını, olmazsa televizyonu iade edin dediğini, en son aradığında ise arkadaşımın ona "Ne ısrar ediyorsunuz, televizyonu da zaten sattım, size geri veremem, belediyede Semiramis Hanım var, ondan alırsınız." dediğini, bunun üzerine beni icraya vermek zorunda kaldığını söyledi.
Yıkılmıştım, o an hissettiklerimi tarif etmek gerçekten imkânsız. Akşam eve gelip olanları anlattığımda rahmetli babacığım: "Kızım keşke bana bir danışsaydın da gene bildiğini yapsaydın, yıllarca önüme gelen davalarda gördüklerimi sana anlatırdım, kardeşin kardeşe yaptıklarını, oğlun babaya yaptıklarını anlatsaydım, yeterdi zaten" dedi. Sonra da "Aslında ben o borcu yarın gider kapatırım ama sen o zaman bunu kolay unutursun, şimdi her ay bu parayı git icraya yatır, belki o zaman bir daha yapmazsın." dedi. Ve ben her ay maaşımın büyük bir bölümünü götürüp icraya yatırdım, borç ödendi ama olayın bende bıraktığı hayal kırıklığını bu satırları yazarken bile o günkü yoğunluğuyla yaşıyorum.
Çok sevdiğim bir söz vardır, kimin söylediğini bilmiyorum ama şöyle: akıllı insan hatalarından ders çıkartan insandır. Ama daha akıllı olan insan başkalarının hatalarından da ders çıkartır. Dilerim sizler daha akıllı olursunuz ve benim bu hatamdan ders çıkarır, benim yaşadığım hayal kırıklığını yaşamazsınız.
Anı dizisi, gelecek yazı olan, "Okul Dışında" ile devam edecek.
Semiramis Kanbak