RECEP BEY! NEREDEN ÇIKARDIN BU KANALI

Montreux Sözleşmesinin ekli olduğu makale
Gazeteci-Yazar-Spor yorumcusu Sayın Hıncal Uluç, geçen sonbaharda, yanılmıyorsam da eylül ayı sonlarında yazmıştı. Aynen olmasa da aklımda yer ettiği kadarıyla şuna benzer bir şeyler söylemişti:
"Duyunca donup olduğum yerde kaldım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'la ilgili, şimdiye kadar duyduğum projelerden de çılgın bir projesi var.". 


Ayın kaçı olduğunu bir yana not etmemişim ama bir olay nedeniyle günlerden perşembe olduğunu çok iyi hatırlıyorum. İşte o perşembeden bu yana o çılgın projenin ne olduğunu, ayrıntılarının ne zaman açıklanacağını, açıklanmasa bile ne zaman duyulacağını aklının bir köşesine not edenlerden biri de bendim. Üstelik, o yazıyı okur okumaz, aklıma dolan sorularla ilgili yazı da yayınlamıştım. Sitelerimizi ve Kanal İstanbul konusunu dikkatle izleyenler "Hıncal Uluç ve Recep Bey’in Çılgın Projesi" adlı yazıdan söz ettiğimi, anlamıştır. 

Bu bir merak değildi. İstanbul'un başına nasıl bir çorap örüleceğiydi mesele...
Recep Bey'in huyudur. Önce bir şey ister, kamuoyunu alıştırmak için adamlarını piyasaya salıp o isteği yönünde beşinci kol faaliyetine girer. Kamuoyu piştiğindeyse ortaya çıkıp açıklama yapar. Bu
konuda da aynen bunu yaptı. Nihayet bugün mesele anlaşıldı. Çorap İstanbul'un üstüne fırlatıldı. Bize de "o çoraptan yayılan pis kokuları" yazmak, analiz etmek ve "yandaş, yoldaş, koldaş ve yağdaş"ların hakaretlerine karşı dimdik durarak doğruları savunmak düştü.

BU KANAL DA NERDEN ÇIKTI
Recep Bey emir buyurmuş. İstanbul Boğaz’ının hemen yanı başına, Trakya’yı bölerek geçen bir kanal yapılacakmış. Adı da “Çılgın Proje”ymiş. Doğru, gerçekten de aklı başında hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yapmayacağı, bırakın yapmayı, hemen engelleyeceği  kadar akıl dışı, çılgınca bir proje...

Beyler sizin başka işiniz yok mu? Gidin, ülke yararına işlerle uğraşın.
Yani görevinizi yapın.

ANLAMAK İSTEMEYEN ANLAMAYACAK AMA YİNE DE YAZACAĞIM
Lafı uzatmadan bu kanalın İstanbul’a ve tabii ki ülkemize vereceği zararları hemen aklıma geldiği gibi yazacağım. Sıralı, düzenli bir şey olmazsa kusuruma bakmayın. Acele etme nedenim, korkudan halı altına saklanacak bilim insanı, asker, bakan, milletvekili, bürokrat, teknokrat ve yazarların ben ve benim gibilerden utanarak görevlerini yapmalarını temin içindir. Acele etmemin bir başka nedeni de dalkavuk basın mensuplarının rezilliklerini sergilemeden önce halkın uyumakla ünlü kesimlerine can vermektir.

Yazacaklarımı söylemek için ne bakan ne bilim insanı ne asker ne de strateji uzmanı olmak gerekmiyor. Birazcık düşünen herkes aynı sonuca ulaşır. Hatta alelacele yazdığım bu yazıda belirtemediğim birçok sakıncayı da görür.

BAŞKA KANALCILAR DA VARDI
Osmanlı döneminde de ara sıra akla gelen kanal projeleri oldu ama anlar, çok farklı bölgelerdeydi. Bülent Ecevit’in de benzer bir projesi oldu. O da konunun uzmanları tarafından uyarılınca, gurur meselesi etmeden, yanlıştan döndü. Genel kanı bu… Recep Bey’in bu büyüklüğü gösterebileceğini hiç sanmıyorum. Yine de bekleyelim ve gösterip göstermeyeceğini izleyelim.

Benim, genel kanının aksine, Ecevit dönemindeki projenin aslında bu kanalın olması için bastıran ABD’yi oyalamak amacıyla ortaya atılmış olabileceğine ilişkin şüphelerim var. Aniden büyük bir sürpriz şeklinde ortaya atılması, aynı hızla geri çekilmesi, sunuş ve geri çekilişinin kamuoyunu fazla meşgul etmemesi  bu şüphelerimin şıklarından birkaçıdır.

GERÇEKTEN ÇILGINCA BİR İŞ
Aslında ülkemiz Türkiye açısından getirebileceği  olumlu hiçbir şey yok!
Kazanan rantçılar olacaktır. Bölgede yaşayanların ifadesine göre, proje daha açıklanmadan, toprak sahipleri açısından hareketlenmeler başlamış. Malum, satın alan güçlüyse tapu işlemlerini tamamlaması gerekmez. Resmî işlemlerin gidişatını ayarlatabilir. Yaşanan hareketlilik de aynı türdenmiş. Üçüncü köprü dedikoduları çıktığında da aynı öyküleri duymuştuk. İktidarın tüm ideolojisi rant üzerine inşa edildiğinden, bu tür uyanıklıkları beklemek gerek.

ÇILGIN KANAL KİME HİZMET EDECEK
Ülkemiz açısından çok şey götüreceği, buna karşılık hiçbir şey kazandırmayacağı kesin.
Önce şunu bilmek gerek. Bu bir ”Amerika Birleşik Devletleri” projesidir. Projenin amacı, kendisini “Dünya’nın Jandarması” sanan ABD’nin, savaş gemilerini Karadeniz’e çıkartabilmesidir.
Karadeniz’in bir barış denizi olmasını sağlayan “Montreux Sözleşmesi” ABD’nin ortalık karıştırma ve dokunduğu her yeri sömürme stratejisini engellemektedir. Neden çıkartamadığını yazının en alt kısımdaki imzamdan sonra o sözleşmeyi eklediğimde görecek ve yapılmak istenenleri daha iyi anlayacaksınız.

Şimdiden söyleyeyim ki, Rusya da bu projeyi aport pozisyonunda alkışlamakta ama bunu “Aman birileri uyanmasın” düşüncesiyle ilgilenmiyor pozisyonuyla gizlemektedir. Rusya’nın neden sevindiğini de yine aşağıda ekleyeceğim “Montreux Sözleşmesi”ni okuduğunuz an anlayacaksınız.

ÇILGIN KANAL ABD ve RUSYA'NIN HAYALİDİR 
Kısa sürede yok edeceklerinden biri Boğazların Türk hâkimiyetinde olmasıdır. Montreux’un parça parça edilmesinin ardındansa sıra Lozan’a gelecektir. AKP iktidarı Türkiye’nin yönetimini ele geçirdiğinden bu yana, sürekli propagandalarla bu iki anlaşmaya mezar kazmaya çalışmaktadır. Kazılan mezara, aslında egemenlik hakları yok edilmeye çalışılan Türkiye gömülecektir. İlk amaç budur.

ABD’nin geçmişte de Karadeniz ile Marmara arasında bir kanal açılmasını istediği ama bunun “Türk Deniz Kuvvetlerindeki bazı subayların öngörüsüyle reddedildiği” bilinmektedir. Aynı konunun 1950’li yıllarda da gündeme geldiği yolunda rivayetler vardır ki doğruluğu kuvvetle muhtemeldir. Çünkü ikide bir pişirilip pişirilip önümüze getirilmektedir. Recep Bey’in tek başına yönettiği AKP, aradığı zemini bir türlü bulamayan ABD’ye bu imkânı vermek istemektedir.

Bu kanal Montreux'u parçalayacak, ABD savaş gemilerini Karadeniz'e çıkarma olanağını bulacak, yıllardır Montreux'un sona erdirilmesi için pusuda bekleyen Rusya'da uçak gemileri dâhil, tonajına bakılmadan her türlü gemiyi "Boğazlar"ımızdan geçirerek sıcak denizlere inebilecektir. Bizse bunlara yalnızca el sallamakla yetineceğiz.

Kısaca özetlersek, güç gösterisi peşindeki her iki devletin de pek az anlaştığı konulardan biridir "Boğazlar Meselesi"...

ÇILGIN KANAL NELER GÖTÜRECEK
- Yukarıdaki satırlarda anlattığım Montreux Sözleşmesi yok edilecek
- Ardından sıra Lozan’a gelecek ve Türkiye’nin egemenlik hakları tartışılacak
- Karadeniz’deki huzur günleri sona erecek
- Recep Bey iktidarı tarafından Osmanlı dönemindeki hâle getirilmeye çalışılan kabotaj hakkı zedelenecek
- Trakya parçalandığı için bir savaş hâlinde belli bölgelere destek sağlanması güçleşecek
- Kanal bölgesindeki köyler, iş yerleri, mezarlıklar yok edilecek
- Devasa tankerler nedeniyle kanalın çok geniş tutulması gerekecek ve buna bağlı olarak toprağın tutunma gücü azalacağından bölgedeki depremler eskisinden çok daha şiddetli olacak
- Kanalın çevresi mutlaka kısa zamanda tabutluk vasfına dönüşecek rantiyeci konutlarıyla dolacak
- Yer altı suları bakımından zengin olan Trakya’da, bu suların akış yolları değişecek,
- Bugünkü su hazneleri yani göller, kazılardan etkilenerek içilmez hâle gelecek
- Tarıma elverişli toprak kaybı yaşanacak
- Longoz ormanları etkilenecek
- Milyonlarca ağaç ve yeşil alanlar yok edilecek
- Doğal yaşam alanları onulmaz bir şekilde yok olacak
-- Milyonlarca yılda oluşan toprak kazılarak yok edilecek
- Kazılar sırasında oluşacak milyonlarca metreküp toz, havayı ve çevreyi etkileyecek
- Bu toz bulutları canlıların sağlığını ve yaşam kalitelerini olumsuz etkileyecek
- Kazılardan çıkacak toprağın döküleceği alanlardaki doğal yaşam etkilenecek
- Milletin kesesinden milyarlarca lira çıkacak ve o para yandaş müteahhit ve siyasilerin cebine girecek
- İstanbul Boğazı’nın da yapısı değişecek, bu değişime bağlı olarak, orada da toprağın tutunma gücü azalacak
- Karadeniz, Marmara ve Ege’deki yükseklik farklılıkları, akıntıların doğal hâlini bozacak ve Marmara Denizi Haliç’in eski bataklık hâline dönme riskiyle karşı karşıya kalacak
- İstanbul, içinde yaşanmaz hâle gelecek bir nüfus hareketiyle karşılaşabilecek
- Eğitim ve öğrenimde problemler yaşanacak
- Trafik sorunları büyüyecek
-Doğal ihtiyaçlar için yapılması şart olan kanalizasyon sistemleri ve boşaltım alanları büyük sorun yaratacak
- Isınma sorunlarının motorlu araçlarla birlikte büyük bir hava ve çevre kirliliği oluşturacak
- Trakya’da geniş bir rezerve sahip olduğu söylenen ama şu ana dek yeterli kullanım sağlanmamış doğal gaz ve petrol de yer altı sularıyla aynı akıbeti paylaşma riski taşıyacak…
- Trakya kömürü açısından da problemler oluşabilir.

AKLIMA GELENLER ŞİMDİLİK BU KADAR
Evet! Şu an için aklıma gelenler bu kadar.
Şimdi bir dolu yandaş, yoldaş, koldaş ve yağdaş bu saçma sapan projeye alkış tutup yere göğe sığdırmayacak. Bakanlar, vekiller, akademisyen görünümlü “boş kafalı hiçler” yazacak, çizecek…
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünü “Ayinesi iş değil lafıysa hiç değil” şekline döndürecekler.

Ne deseler boş!
Ne yapsalar boş!
Tıpkı projenin boş olduğu gibi…
Tıpkı kendilerinin de hiç olduğu gibi…

BİLGİ NOTU ve BİR TEŞEKKÜR
Yazımın bitiminden hemen sonra, imzamın aşağısındaki bölüme kaydedeceğim "Montreux Sözleşmesi", Başkent Üniversitesi’nden temin edilmiştir. Noktasına, virgülüne dahi dokunmadan aynen yayınlayacağım. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürlerimi sunarım. 




Günay Tulun 



MONTREUX BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ 

BOĞAZLAR REJİMİNE İLİŞKİN OLARAKMONTREUX'DE 20 TEMMUZ 1936’DA İMZALANAN SÖZLEŞME 


MAJESTE BULGARLAR KRALI, FRANSA CUMHURİYETİ BAŞKANI, MAJESTE BÜYÜK BRİTANYA, İRLANDA VE DENİZLER ÖTESİ BRİTANYA ÜLKELERİ KRALI, HİNDİSTAN İMPARATORU, MAJESTE ELENLER KRALI, MAJESTE JAPONYA İMPARATORU, MAJESTE ROMANYA KRALI, TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞKANI, SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİGİ MERKEZİ YÜRÜTME KOMİTESI VE MAJESTE YUGOSLAVYA KRALI;
"Boğazlar" genel deyimiyle belirtilen Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz Boğazı'ndan geçişi ve gemilerin-gidiş gelişini (ulaşımı), Lozan'da, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış olan Barış Andlaşmasının 23. maddesiyle saptanmış ilkeyi(1), Türkiye'nin güvenliği ve Karadeniz'de, kıyıdaş Devletlerin güvenliği çerçevesinde koruyacak biçimde, düzenlemek isteğiyle duygulu olarak; İşbu Sözleşmeyi, 24 Temmuz 1923’de Lozan'da imzalanmış olan Sözleşmenin(2) yerine koymayı kararlaştırmışlar ve Tam yetkili Temsilcilerini aşağıda belirtildiği üzere atamışlardır:
MAJESTE BULGARLAR KRALI:Doktor Nicolas P.NICOLAEV, Tam yetkili Ortaelçi, Dışişleri ve Mezhepler Bakanlığı Genel Sekreteri;B. Pierre NEICOV, Tam yetkili Ortaelçi, Dışişleri ve Mezhepler Bakanlığı Siyasal İşler Müdürü.FRANSA CUMHURİYETİ BAKANI:B.PAUL-BONCOUR, Senatör, Milletler Cemiyeti'nde Fransa'nın Sürekli Temsilcisi, eski Başbakan, eski Dışişleri Bakanı, Légion d'honneur nişanının Chevalier rütbesi, Savaş Haçı nişanı;B.HENRI PONSOT, Fransa Cumhuriyeti'nin Ankara'da Olağanüstü ve Tam yetkili Büyükelçisi, Légion d'honneur nişanının Grand Officier rütbesi.MAJESTE BÜYÜK BRİTANYA, İRLANDA VE DENİZLER ÖTESİ BRİTANYA ÜLKELERİ KRALI, HİNDİSTAN İMPARATORU:BÜYÜK BRİTANYA, KUZEY İRLANDA VE BRİTANYA MPARATORLUGUNUN BİREYSEL OLARAK MİLLETLER CEMİYETİ'NE ÜYE OLMAYAN BÜTÜN PARÇALARI İÇİN:Çok Sayın Lord STANLEY, P.C., M.C., M.P., Amirallik Dairesinde Parlamento Üyesi Müsteşar;AVUSTRALYA COMMONWEALTHI'I IÇIN:Çok Sayın Stanley Melbroune BRUCE, C.H., M.C., Avustralya Commenwealth'inin Londra'da Yüksek Komiseri.MAJESTE ELENLER KRALI:B.Nicolas POLITIS, Yunanistan'ın Paris'te Olağanüstü Temsilcisi ve Tam yetkili Ortaelçisi, eski Dışişleri Bakanı;B.Raoul BIBICA-ROSETTI, Yunanistan'ın Milletler Cemiyeti'nde Sürekli Temsilcisi.MAJESTE JAPONYA İMPARATORU:B.Naotake SATO, Judammi, Doğan-Güney nişanının Büyük-Kordan rütbesi, Paris'te Olağanüstü Temsilci ve Tam yetkili Büyükelçi; B.Massa-aki HOTTA, Jushii, Doğan-Güney nişanının İkinci Sınıf rütbesi, Bern'de Olağanüstü Temsilci ve Tam yetkili Ortaelçi.MAJESTE ROMANYA KRALI:B.Nicolas TITULESCO, Dışişleri Bakanı;B.Constantin CONTZESCO, Tam yetkili Ortaelçi, Tuna ve Avrupa Uluslararası Komisyonlarında Romanya Temsilcisi;B.Vespasien PELLA, La Haye'de Olağanüstü Temsilci ve Tam yetkili Ortaelçi,TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞKANI:Dr.Tevfik Rüştü ARAS, Dışişleri Bakanı, İzmir Milletvekili;B.Suad DAVAZ, Türkiye Cumhuriyeti'nin Paris'te Olağanüstü ve Tam yetkili Büyükelçisi;B.Numan MENEMENCIOGLU, Türkiye Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri;B.Asım GÜNDÜZ, Korgeneral, Genelkurmay İkinci Başkanı;B.Necmeddin SADAK, Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'nde Sürekli temsilcisi, Sivas Milletvekili, Dışişleri Komisyonu Raportörü.SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİ MERKEZİ YÜRÜTME KOMİTESİ:B.Maxime LITVINOFF, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Merkezi Yürütme Komitesi Üyesi, Dışişleri Halk Komiseri.MAJESTE YUGOSLAVYA KRALI:B.Ivan SOUBBOTITCH, Yugoslavya'nın Milletler Cemiyeti'nde Sürekli Temsilcisi.
BU TEMSILCILER, yetki belgelerini gösterdikten ve bu belgeler usulüne uygun ve geçerli kabul edildikten sonra, aşağıdaki hükümetler üzerinde anlaşmaya varmışlardır: 


MADDE 1.
Bagıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar'da denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü
ilkesini kabul ederler ve doğrularlar.
Bu özgürlüğün kullanılışı bundan böyle işbu Sözleşme hükümleriyle düzenlenmiştir.

KESIM I. TICARET GEMILERI
MADDE 2.
Barış zamanında, ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun,
aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem (formalite) olmaksızın,
Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler,
Boğazlar'in bir limanına uğramaksızın transit geçerlerken, Türk makamlarınca, alınması işbu
Sözleşmesinin I şayili Ek'inde öngörülen vergilerden ve harçlardan başka, bu gemilerden
hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır.
Bu vergilerin ya da harçların alınmasını kolaylaştırmak üzere, Boğazlar'dan geçecek
ticaret gemileri, 3. maddede belirtilen istasyonun görevlilerine adlarını, uyrukluklarını,
tonajlarını, gidecekleri yer ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.
Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

MADDE 3.
Ege Denizi'nde ya da Karadeniz'den Boğazlar'a giren her gemi, uluslararası sağlık
kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla konulmuş olan sağlık denetimi için, Boğazlar'ın
girişine yakın bir sağlık istasyonunda duracaktır. Bu denetim, bir temiz sağlık belgesi
(patentesi) ya da işbu maddenin 2. fıkrasındaki hükümlerin kapsamına girmediklerini
doğrulayan bir sağlık bildirisi gösteren gemiler için, gündüz ve gece, olabilen en büyük hızla
yapılacak ve bu gemiler Boğazlar'dan geçişleri sırasında başka hiçbir duruş zorunda
bırakılmayacaklardır.
İçinde veba, kolera, sari humma, lekeli humma (typhus exanthématique) ya da çiçek
hastalığı olayları bulunan ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan
gemilerle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi-dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan
gemiler, Türk makamlarının gösterebilecekleri sağlık koruma görevlilerini gemiye almak
üzere, sağlık istasyonunda duracaklardır. Bu yüzden, hiçbir vergi ya da harç alınmayacaktır;
sağlık koruma görevlileri Boğazlar'in çıkısında bir sağlık istasyonunda gemiden
indirileceklerdir.

MADDE 4.
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa
olsun, 2. ve 3. maddelerde öngörülen koşullar içinde Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş
(ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.
Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

MADDE 5.
Savaş zamanında, Türkiye savaşansa, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan
ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardim etmemek koşuluyla, Boğazlar'da geçiş ve
gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.
Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde, Türk makamlarınca
gösterilecek yoldan yapılacaktır.

MADDE 6.
Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karsısında sayması durumunda, 2. madde hükümlerinin uygulanması yine de sürdürülecektir; ancak, gemilerin Boğazlar'a
gündüz girmeleri ve geçisin, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması
gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda, zorunlu kılınabilecek, ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

MADDE 7.
"Ticaret gemileri" terimi, işbu Sözleşmenin II. Kesiminin kapsamına girmeyen bütün
gemilere uygulanır.

KESİM II. SAVAŞ GEMİLERİ
MADDE 8.
İşbu Sözleşme bakımından, savaş gemilerine ve bu gemilerin nitelikleriyle tonajlarının
hesabı için uygulanacak tanımlama, işbu Sözleşmenin II sayılı Ek'inde yer alan tanımlamadır.

MADDE 9.
Deniz kuvvetlerinin, sivil olsun ya da olmasın, yakıt taşımak için özellikle yapılmış olan
yardımcı gemileri, 13. maddede belirtilen ön-bildirim koşuluna bağlı tutulmayacaklar ve,
Boğazlar'i tek baslarına geçmek koşuluyla, 14. ve 18. maddeler gereğince sınırlamaya bağlı
tonajlar hesabına katılmayacaklardır. Bununla birlikte, bu gemilerin, öteki geçiş koşulları
bakımından, savaş gemileriyle bir tutulmaları süre gidecektir.
Bir önceki fıkrada belirtilen yardımcı gemiler, öngörülen kurul dışılıktan, ancak silahları:
yüzer hedeflere karsı en çok 105 milimetre çapında iki toptan, hava hedeflerine karsı en çok
75 milimetre çapında iki silahtan çok değilse yararlanabileceklerdir.

MADDE 10.
Barış zamanında, hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemiler, ister
Karadeniz'e kıyıdaş olan ister olmayan Devletlere bağlı bulunsunlar, bayrakları ne olursa
olsun, Boğazlar'a gündüz ve aşağıdaki 13. ve sonraki maddelerde öngörülen koşullar içinde
girerlerse, hiçbir vergi ya da harç ödemeksizin, Boğazlar'dan geçiş özgürlüğünden
yararlanacaklardır.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen sınıflara giren gemiler dışında kalan savaş gemilerinin ancak ve 12. maddelerde öngörülen özel koşullar içinde geçiş hakları olacaktır.

MADDE 11.
Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, 14. maddenin 1. fıkrasında öngörülen tonajdan yüksek bir
tonajda bulunan hattiharp gemilerinin (1) Boğazlar'dan geçirebilirler; su koşulla ki, bu gemiler
Boğazlar'i ancak tek baslarına ve en çok iki torpido (2) esliğinde geçerler.

MADDE 12.
Karadeniz'e kıyıdaş Devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları
denizaltılarını, tezgaha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse,
deniz üslerine katılmak üzere Boğazlardan geçirme hakkına sahip olacaklardır.
Söz edilen Devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde
verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgahlarda onarılmak üzere de Boğazlardan
geçebileceklerdir.
Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve
Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

MADDE 13.
Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükümetine diplomasi yoluyla bir önbildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön-bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır;
ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletler için bu sürenin onbeş güne çıkartılması
istenmeğe değer sayılmaktadır. Bu ön-bildirimde gemilerin gidecekleri yer, adi, tipi, şayisi ile
gidiş için ve gerekirse, dönüş için geçiş tarihleri belirtilecektir. Her tarih değişikliğinin üç
günlük bir ön-bildirim konusu olması gerekecektir.
Gidiş için geçişte Boğazlar'a girişin, ilk ön-bildirimde belirtilen tarihten başlayarak beş
günlük bir süre içinde yapılması gerekecektir. Bu sürenin bitiminden sonra, ilk ön bildirim
için olan ayni koşullar içinde yeni bir ön-bildirimde bulunulması gerekecektir.
Geçiş sırasında, Deniz Kuvvetinin Komutanı, durmak zorunda olmaksızın, Çanakkale
Boğazı'nın ve Karadeniz Boğazı'nın girişindeki bir işaret istasyonuna, komutası altında
bulunan kuvvetin tam kurulusunu bildirecektir.

MADDE 14.
İşbu Sözlesme'nin 11. maddesinde ve III şayili Ek'inde öngörülen koşullar dışında,
Boğazlar'da transit geçiste bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek
(tavan) toplam tonajı 15.000 tonu asmayacaktır.
Bununla birlikte, bir önceki fıkrada belirtilen kuvvetler dokuz gemiden çok gemi
içermeyeceklerdir.
Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan Devletlerin, 17. madde hükümleri uyarınca
Boğazlar'daki bir limanı ziyaret eden gemileri bu tonaja katılmayacaktır.
Geçiş sırasında bir avaryaya uğramış olan savaş gemileri de bu tonaja katılmayacaktır; bu
gemiler, onarım sırasında, Türkiye'ce yayımlanan özel güvenlik hükümlerine bağlı
tutulacaklardır.

MADDE 15.
Boğazlar'da transit olarak bulunan savaş gemileri taşımakta olabilecekleri uçakları (1);
hiçbir durumda, kullanamayacaklardır.

MADDE 16.
Boğazlar'da transit olarak bulunan savaş gemileri, avarya (2) ya da geminin teknik
yönetimine bağlı olmayan bir aksaklık (3) durumları dışında, geçişleri için gerekli süreden
daha uzun süre Bogazlar'dan kalamayacaklardır.

MADDE 17.
Yukarıdaki maddelerin hükümleri, herhangi bir tonajda ya da kuruluşta olan bir deniz
kuvvetinin, Türk Hükümetinin çağrısı üzerine, Boğazlar'daki bir limana sınırlı bir süre için bir
nezaket ziyaretinde bulunmasına hiçbir biçimde engel olmayacaktır. Bu kuvvet, 10., 14. ve 18. maddeler hükümleri uyarınca, Boğazlar'dan transit olarak geçmek için istenilen koşullar
içinde bulunmuyorsa, Boğazlar'dan, giriş için izlediği yoldan ayrılacaktır.

MADDE 18.
  1. Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletlerin barış zamanında bu denizde bulundurabilecekleri toplam tonaj aşağıdaki gibi sınırlandırılmıştır.
  1. a) Aşağıda b) paragrafında öngörülen durum dışında, sözü geçen Devletlerin toplam tonajı 30.000 tonu asmayacaktır;
  1. b) Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı işbu sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton asarsa, a) paragrafında belirtilmiş olan 30.000 tonluk toplam tonaj ayni ölçüde ve en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırılacaktır. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, işbu Sözleşmenin IV sayılı Ek'i uyarınca, Türk Hükümetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükümeti de, bu bilgiyi, öteki Bağıtlı Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ulaştıracaktır.
  1. c) Karadeniz'e kıyıdaş olmayan Devletlerden herhangi birinin bu denizde bulundurabileceği tonaj, yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen toplam tonajın üçte ikisiyle sınırlandırılmış olacaktır.
  1. d) Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu asmaması gerekecek olan bu kuvvetler, işbu Sözleşmenin 13. maddesinde öngörülen önbildirime gerek duyulmaksızın, aşağıdaki koşullar içinde Türk Hükümetinden alacakları izin üzerine, Karadeniz'e girebileceklerdir: Yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen toplam tonaj dolmamışsa ve gönderilmesi istenilen kuvvetlerle bu toplam tonaj asılmayacaksa, Türk Hükümeti, kendisine yapılmış olan istemi aldıktan sonra en kısa süre içinde bu izni verecektir; sözü geçen toplam tonaj daha önce kullanılmış bulunuyorsa ya da gönderilmesi istenilen kuvvetlerle bu toplam tonaj asılacaksa, Türk Hükümeti, bu izin isteminden, Karadeniz kıyıdaşı Devletleri hemen haberli kılacak ve bu Devletler, haberli kılındıklarından yirmi-dört saat sonra bir karşı görüş öne sürmezlerse, ilgili Devletlere istemlerine ilişkin olarak verdiği kararı en geç kırk-sekiz saat içinde bildirecektir.  [Karadeniz'e] kıyıdaş olmayan Devletler deniz kuvvetlerinin, Karadeniz'e bundan sonraki her girişi ancak yukarıdaki a) ve b) paragraflarında öngörülen kullanılabilir toplam tonajın sınırları içinde yapılacaktır.
  1. Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan Devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

MADDE 19.
Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10. maddeden 18. maddeye
kadar olan maddelerde belirtilen koşullarla ayni koşullar içinde, Bogazlar'da tam bir geçiş ve
gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.
Bununla birlikte, savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi
yasak olacaktır; şu kadar ki, işbu Sözleşmenin 25. maddesinin uygulama alanına giren
durumlarla, saldırıya uğramış bir Devlete, Milletler Cemiyeti Misali çerçevesi içinde
yapılmış, bu Misak'in 18. maddesi hükümleri uyarınca kütüğe yazılmış (tescil edilmiş) ve
yayımlanmış, Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım andlaşması gereğince yapılan yardım
durumları bunun dışında kalmaktadır.
Yukarıdaki fıkrada öngörülen kuraldışı durumlarda, 10. maddeden 18. maddeye kadar
olan maddelerde belirtilen kısıtlamalar uygulanamayacaktır.
Yukarıdaki 2. fıkrada konulmuş geçiş yasağına karsın, Karadeniz'e kiyidas olan ya da
olmayan savaş Devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri,
bu limanlara dönebilirler.
Savaşan Devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya (1)
girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı (2) uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca
eylemde bulunmaları yasaktır.

MADDE 20.
Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin
hükümleri uygulanamayacaktır; savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle
dilediği gibi davranabilecektir.

MADDE 21.
Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karsısında sayarsa, Türkiye'nin,
işbu Sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamağa hakki olacaktır.
Yukarıdaki fıkranın Türkiye'ye tanıdığı yetkinin Türkiye'ce kullanılmasından önce
Boğazlar'dan geçmiş olan, böylece bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri,
bu limanlara dönebileceklerdir. Bununla birlikte, su da kararlaştırılmıştır ki, Türkiye,
davranışıyla işbu maddenin uygulanmasına yol açmış olabilecek Devletin gemilerini bu
haktan yararlandırmayabilecektir.
Türk Hükümeti, yukarıdaki birinci fıkranın kendisine verdiği yetkiyi kullanırsa, Bağıtlı
Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine bu konuyla ilgili bir bildiri
gönderecektir.
Milletler Cemiyeti Konseyi, üçte iki çoğunlukla, Türkiye'nin böylece almış olduğu
önlemlerin hakli olmadığına karar verirse, ve işbu Sözleşmenin imzacıları Bağıtlı Yüksek
Tarafların çoğunluğu da ayni görüşte olursa, Türk Hükümeti, söz konusu önlemlerle, işbu
Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca alınmış olabilecek önlemleri kaldırmayı yükümlenir.

MADDE 22.
İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanthématique) ya da çiçek
hastalığı olayları bulunan, ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan
savaş gemileriyle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi dört saatten az bir süreden beri ayrılmış
olan savaş gemileri, Boğazları karantina altında geçecekler ve Boğazlar'ın bulaştırılmasına
hiçbir olanak bırakmamak için gerekli korunma önlemlerini gemideki araçlarla uygulamak
zorunda olacaklardır.

KESİM III. UÇAKLAR
MADDE 23.
Sivil uçakların Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişini sağlamak amacıyla, Türk
Hükümeti, Bogazlar'in yasak bölgeleri dışında, bu geçişe ayrılmış hava yollarını gösterecektir;
sivil uçaklar, Türk Hükümetine, ara sıra (tarifesiz) yapılan uçuşlar için üç gün öncesinden bir
ön-bildirim ile, düzenli (tarifeli) servis uçuşları için geçiş tarihlerini belirten genel bir önbildirimde bulunarak, bu yolları kullanabileceklerdir.
Öte yandan, Boğazlar'ın yeniden askerleştirilmiş olmasına bakılmaksızın, Türk Hükümeti,
yine de Türkiye'de yürürlükte olan hava ulaşımı yönetim kuralları uyarınca, Avrupa ile Asya
arasında Türk ülkesi üzerinden uçmalarına izin verilmiş olan sivil uçaklara, tam bir güvenlik
içinde geçmeleri için gerekli kolaylıkları sağlayacaktır. Bir uçuş izninin verilmiş olduğu
durumlarda, Boğazlar bölgesinde izlenecek yol belirli dönemlerde gösterilecektir.

KESİM IV. GENEL HÜKÜMLER
MADDE 24.
Boğazlar rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 tarihli Sözleşme gereğince kurulmuş olan
Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk Hükümetine aktarılmıştır.
Türk Hükümeti, 11., 12., 14. ve 18. maddelerin uygulanmasına ilişkin istatistikleri
toplamağı ve gerekli bilgileri vermeği yükümlenir.
Türk Hükümeti, işbu Sözleşmenin, savaş gemilerinin Bogazlar'dan geçişine ilişkin her
hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.
Türk Hükümeti, yabancı bir deniz kuvvetinin yakında Bogazlar'dan geçeceği kendisine
bildirilir bildirilmez, bu kuvvetin kurulusunu, tonajını, Bogazlar'a giriş için öngörülen tarihi
ve, gerekirse, olası dönüş tarihini, Bağıtlı Yüksek Tarafların Ankara'daki temsilcilerine
bildirecektir.
Türk Hükümeti, Bogazlar'da yabancı savaş gemilerinin gidiş-gelişini gösteren, ayrıca
ticarete ve işbu Sözlesme'de öngörülen deniz ve hava ulaşımına yararli bütün bilgileri
kapsayan yıllık bir raporu Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ve Bağıtlı Yüksek Taraflara
sunacaktır.

MADDE 25.
İşbu Sözleşmenin hiçbir hükmü, Türkiye için ya da Milletler Cemiyeti'ne üye herhangi bir
başka Bağıtlı Yüksek Taraf için, Milletler Cemiyeti Misakindan doğan haklara ve
yükümlülüklere halel vermemektedir.

KESİM V. SON HÜKÜMLER
MADDE 26.
İşbu Sözleşme olabilen en kısa süre içinde onaylanacaktır.
Onama belgeleri, Paris'te Fransa Cumhuriyeti Hükümetinin arşivlerine konulacaktır.
Japon Hükümeti, onamanın yapılmış olduğu, Paris'teki diplomatik temsilcisi aracılığıyla,
Fransa Cumhuriyeti Hükümetine bildirmekle yetinebilecek ve, bu durumda, onama belgesini
olabilen en kısa süre içinde gönderecektir.
Türkiye'nin onama belgesini de içermek üzere, altı onama belgesi sunulur sunulmaz, bir
sunuş tutanağı (procès-verbal de dépot) düzenlenecektir. Bundan önceki fıkrada öngörülen
bildiri, bu bakımdan, onama belgesi sunusu ile eşdeğerde olacaktır.
İşbu Sözleşme, bu tutmak tarihinden başlayarak yürürlüğe girecektir.
Fransız Hükümeti, bundan önceki fıkrada öngörülen tutanakla, sonradan sunulacak onama
belgelerinin sunuş tutanaklarının doğruluğu onaylanmış birer örneğini bütün Bağıtlı Yüksek
Taraflara verecektir.

MADDE 27.
İşbu Sözleşme, yürürlüğe girişinden başlayarak, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış
Andlaşmasını imzalamış her Devletin katılmasına açık olacaktır.
Her katılma, diplomasi yoluyla Fransa Cumhuriyeti Hükümetine, onun aracılığıyla da,
bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara bildirilecektir.
Katılma, Fransız Hükümetine yapılan bildiri tarihinden başlayarak geçerli olacaktır.

MADDE 28.
İşbu Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, yirmi yıl olacaktır.
Bununla birlikte, işbu Sözleşmenin 1. maddesinde doğrulanan geçiş ve gidiş-geliş
(ulaşım) özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi olacaktır.
Sözü edilen yirmi yıllık sürenin bitiminden iki yıl önce, hiçbir Bağıtlı Yüksek Taraf,
Fransız Hükümetine Sözleşmeyi sona erdirme ön-bildirimi vermemişse, işbu Sözleşme, bir
sona erdirme ön-bildirimin gönderilmesinden başlayarak, iki yıl geçinceye kadar yürürlükte
kalacaktır. Bu ön-bildirim, Fransız Hükümetince, Bağıtlı Yüksek Taraflara iletilecektir.
İşbu Sözleşme, işbu madde hükümlerine uygun olarak sona erdirilmiş olursa, Bağıtlı
Yüksek Taraflar, yeni bir Sözleşmenin hükümlerini saptamak üzere kendilerini bir
konferansça temsil ettirmeği kabul etmektedirler.

MADDE 29.
İşbu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden başlayarak her beş yıllık dönemin sona
ermesinde, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, işbu Sözleşmenin bir ya da birkaç hükmünün
değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilecektir.
Bağıtlı Yüksek Taraflardan birinci yapılacak değiştirme isteminin kabul edilebilmesi için,
bu istem 14. ya da 18. maddelerin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka bir Bağıtlı Yüksek
Tarafça; başka herhangi bir maddenin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka iki Bağıtlı
Yüksek Tarafça desteklenmesi gerekir.
Böylece desteklenmiş değişiklik istemi, içinde bulunulan beş yıllık dönemin sona
ermesinden üç ay önce, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her birine bildirilecektir. Bu bildiri,
önerilen değişikliğin niteliğini ve gerekçesini kapsayacaktır.
Bu öneriler üzerinde diplomasi yoluyla bir sonuca varmak olanağı bulunamazsa, Bağıtlı
Yüksek Taraflar, bu konuda toplanacak bir konferansça kendilerini temsil ettireceklerdir.
Bu konferans, ancak oybirliğiyle karar alabilecektir; 14. ve 18. maddelere ilişkin
değişiklik durumları bu hükmün dışında kalmaktadır; bu durumlar için Bağıtlı Yüksek
Tarafların dörtte üçünden oluşan bir çoğunluk yeterli olacaktır.
Bu çoğunluk, Türkiye'yi de içine alarak Karadeniz kiyidasi Bağıtlı Yüksek Tarafların
dörtte üçüncü kapsamak üzere hesaplanacaktır.

BU HÜKÜMLERE OLAN İNANÇLA, aşağıda adları yazılı Tam yetkili Temsilciler, işbu sözleşmeyi imzalamışlardır.

MONTREUX' DE, yirmi Temmuz bin dokuz yüz otuz altı tarihinde on bir nüsha olarak düzenlenmiştir; bu nüshalardan, Temsilcilerce mühürlenmiş olan birincisi, Fransa
Cumhuriyeti Hükümeti arşivlerine konulacak, öteki nüshalar da imzaca Devletlere teslim olunacaktır.

N.P.NICOLAEV, Pierre NEICOV, J.PAUL-BONCOUR, H.PONSOT, STANLEY, S.M.BRUCE, N.POLITIS, Raoul BIBICA-ROSETTI

Aşağıda imzaları bulunan Japonya Temsilcileri, işbu Sözleşme hükümlerinin, Milletler Cemiyeti üyesi olmayan bir Devlet sıfatıyla, Japonya'nın durumunu, gerek Milletler Cemiyeti Misakina göre, gerek bu Misak çerçevesi içinde yapılmış karşılıklı yardim andlaşmalarına göre, hiçbir biçimde değiştirmediğini ve Japonya'nın özellikle 19. ve 25. maddeler hükümleri içinde bu Misal ve bu andlaşmalar konusunda tam bir değerlendirme özgürlüğünü elinde tuttuğunu, Hükümetleri adına bildirirler.

N. SATO, Massa-aki HOTTA, N. TITULESCO, Cons. CONTZESCO, V. V. PELLA, Dr. R. ARAS, Suad DAVAZ, N. MENEMENCIOGLU, Asım GÜNDÜZ, N. SADAK, Maxime LITVINOFF, Dr. I. V. SOUBBOTITCH.

EK I.
  1. İşbu Sözleşmenin 2. maddesi uyarınca alınabilecek olan vergiler ve harçlar aşağıdaki çizelgede gösterilenler olacaktır. Türk Hükümetinin bu vergilerde ve harçlarda kabul edebileceği indirimler, bayrak ayırımı gözetilmeksizin uygulanacaktır. kütüğe yazılı darasız tonajın yapılan hizmetin niteliği (jauge nette, net register tonnage) herdir tonu üzerinden alınacak vergi ya da harçlar tutarı Altın-Frank(1)
  1. a) Sağlık denetimi ............... 0.075
  2. b) Fenerler, ışıklı samadiralar ve geçit şamandıraları, ya da başka şamandıralar:800 tona kadar ................... 0.42800 tonun üstünde ............. 0.21
  1. c) Kurtarma hizmeti: Kurtarma sandallarını, palamar taşıyan füze istasyonlarını, sis düdüklerini, radyofarlari ve b) paragrafına girmeyen ışıklı şamandıralarla, ayni türden başka döşemeleri (tesisleri) kapsamak üzere ... 0.10
  1. İşbu Ek'in, 1. paragrafına ekli çizelgede belirtilen vergiler ve harçlar, Boğazlar'dan bir gidiş-dönüş geçişine uygulanacaktır (başka bir deyimle, Ege Denizi'nden Karadeniz'e bir geçiş ve Ege Denizi'ne doğru dönüş yolculuğu ya da Karadeniz'den Ege Denizi'ne Boğazlar'dan bir geçiş, bunun ardından da Karadeniz'e dönüş); bununla birlikte, bir ticaret gemisi, gidiş yolculuğu için Boğazlar'a girdiği tarihten başlayarak altı aydan çok bir süre sonra, duruma göre, Ege Denizi'ne ya da Karadeniz'e dönmek üzere Boğazlar'dan yeniden geçerse, bu gemi, bayrak ayırımı yapılmaksızın, bu vergileri ve harçları ikinci kez ödemekle yükümlü tutulabilecektir.
  1. Bir ticaret gemisi, gidiş geçişinde, dönmeyeceğini bildirirse, işbu Ek'in birinci paragrafının b) ve c) fıkralarında öngörülen vergiler ve harçlar bakımından yalnız tarifenin yarısını ödemesi gerekecektir.
  1. İşbu Ek'in birinci paragrafına ekli çizelgede tanımlanan ve söz konusu hizmetlerin gerektirdiği giderlerin karşılanmasına ve yedek akçe ya da aşırı olmayan bir döner sermaye fonu elde etmek için gerekli miktardan yüksek olmayacak olan vergiler ve harçlar, ancak işbu Sözleşmenin 29. maddesi hükümleri uygulanarak arttırılabilecek ya da tamamlanabilecektir. Bunlar altın-Frank ya da ödeme tarihindeki kambiyo değerine göre Türk parası olarak ödenecektir.
  1. Ticaret gemileri, kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) gibi isteğe bağlı hizmetler karşılığı vergileri ve harçları, böyl e bir hizmet, söz konusu geminin acentesinin ya da kaptanının istemesi üzerine, Türk makamlarınca gereği gibi yerine getirilmişse, ödemek zorunda tutulabileceklerdir. Türk Hükümeti, isteğe bağlı bu hizmetler için alınacak vergilerin ve harçların tarifesini vakit yayınlayacaktır.
  1. Bu tarifeler, söz konusu hizmetler 5. maddenin uygulanmasıyla zorunlu kılındığı durumlarda arttırılmayacaktır.

EK II (1)
  1. STANDARD SUTASIRIMI (MAIMAHREC) (2)
  2. Bir su üstü gemisinin standarda sutasirimi [maimahreci], bütün gemi adamlarıyla, makineleri ve kazanlarıyla, denize açılmağa hazır olan ve -makinelerinin ve kazanlarının beslenmesine özgü yakıtla yedek yakıt dışında- bütün silahlarını ve her türlü cephanesini, döşemelerini [tesisatını], donatımını, gemi adamlarının koman yasini, tatlı suyunu, çeşitli yiyeceklerini ve savaş sırasında taşıyacağı her çeşit araç ve gereçlerini ve yedek parçalarını bulunduran, yapımı tamamlanmış bir geçidinin sutasirimidir.
  1. Bir denizaltının standarda sutasirimi, bütün gemi adamlarıyla, yürütücü makineleriyle, denize açılmağa hazır olan ve -yakıtı, yağlama yağı, tatlı suyu ve her çeşit balast suyu dışında- bütün silahlarını, her türlü cephanesini, döşemelerini [tesisatını], donatımını, gemi adamlarının koman yasini ve savaş sırasında taşıyacağı çeşitli araç ve gereçleri ve her çeşit yedek parçalarını taşıyan (dalma sarnıçlarının suyu dışında) yapımı tamamlanmış geminin su üstündeki sutasirimidir.
  1. "Ton" (tonne) sözcüğü, "metrik ton" (tonnes metriques) teriminde kullanılışı dışında, 1.016 kilogramlık (2.240 litrelik) bir ton anlamına gelmektedir.  
  1. SINIFLAR
  2. Hattiharp gemileri(3), aşağıdaki iki alt-sınıftan birine giren su üstü savaş gemileridir:
  3. a) Uçak-gemileri, yardımcı gemiler ya da b) alt-sınıfına giren hattiharp gemileri dışında, standarda sutasirimi [maimahreci] 10.000 tonun (10.160 metrik tonun) üstünde olan ya da 203 milimetre (8 pus) çapından büyük çaplı bir top taşıyan, su üstü gemileri;
  1. b) Uçak-gemileri dışında, standarda sutasirimi [maimahreci] 8.000 tonun (8.128 metrik tonun) üstünde olmayan ve 203 milimetre (8 pus) çapından büyük çaplı bir top taşıyan su üstü savaş gemileri.
  1. Uçak-gemileri(1), sutasirimi [maimahreci] ne olursa olsun, baslıca uçak taşımak ve bu uçakları denizde harekete getirmek için yapılmış ya da buna göre düzenlenmiş su üstü savaş gemileridir. Bir savaş gemisi baslıca uçak taşımak ve bunları denizde harekete getirmek için yapılmamışsa ya da buna göre düzenlenmemişse, bu gemiye bir inme ya da havalanma güvertesinin konulması, bu geminin, uçak-gemisi sınıfına sokulması sonucunu vermez.
Uçak-gemileri sınıfı iki alt-sınıfa ayrılır; şöylece:
  1. a) Uçakların havalanabilecekleri ya da konabilecekleri bir güverte ile donatılmış olan gemiler;
  1. b) Yukarıda a)paragrafında tanımlanan bir güverteyle donatılmamış olan gemiler.
  2. Hafif su üstü gemileri(2), uçak-gemileri, küçük savaş gemileri ya da yardımcı gemiler dışında, standart sutasirimi [maimahreci] 10.000 tonu (10.160 metrik tonu) geçmemek üzere 100 tonun (102 metrik tonun) üstünde olan ve 203 milimetre (8 pus) çapından büyük çaplı top taşımayan su üstü savaş gemileridir.
Hafif su üstü savaş gemileri üç altı-sınıfa ayrılır; şöylece: a) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı bir top taşıyan gemiler;
  1. b) 155 milimetre (6.1 pus) çapında büyük çaplı top taşımayan ve standarda sutasirimi [maimahreci] 3.000 tonun (3.048 metrik tonun) üstünde olan gemiler;c) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı top taşımayan ve standarda sutasirimi [maimahreci] 3.000 tonun (3.048 metrik tonun) üstünde olmayan gemiler.
  1. Denizaltılar (3), denizin yüzeyi altında gidip-gelmek üzere yapılmış bütün gemilerdir.
  2. Küçük savaş gemileri (4), yardımcı gemiler dışında, standarda sutasirimi [maimahreci]
2.000 tonu (2.023 metrik tonu) geçmemek üzere, 100 tondan (102 metrik tondan) büyük olan, ancak aşağıdaki niteliklerden hiçbirini kendilerinde bulundurmayan su üstü savaş gemilerdir:
  1. a) 155 milimetre (6.1 pus) çapında büyük çaplı bir topla donatılmış olmak;
  2. b) Torpil atmak için yapılmış ya da donatılmış bulunmak;
  3. c) 20 milden çok hız sağlamak üzere yapılmış olmak;
  4. Yardımcı gemiler(1), askeri donanmaya bağlı olup, standart sutasirimi [maimahreci] 100 tondan (102 metrik tondan) büyük olan, olağanlıkla donanma hizmetinden ya da asker tasıma ya da savaşan gemilerin kullanıldıkları hizmetten başka herhangi bir hizmette kullanılan, savaşan gemi olmak üzere yapılmamış olan ve aşağıdaki niteliklerden hiçbirini kendinde bulundurmayan su üstü gemileridir;
  1. a) 155 milimetre (6.1 pus) çapından büyük çaplı bir topla donatılmış olmak;
  2. b) 76 milimetreden (3 pustan) büyük çapta sekiz toptan çok topla donatılmış olmak;
  3. c) Torpil atmak üzere yapılmış ya da donatılmış olmak;
  4. d) Zırhlı kaplamalarla korunmak üzere yapılmış olmak;
  5. e) 28 mili asan bir hiza erişmek üzere yapılmış olmak;
  6. f) Uçakları denizde harekete geçirmek üzere özellikle yapılmış ya da düzenlenmiş olmak;
  1. g) Uçak fırlatmak için, ikiden çok araçla donatılmış bulunmak.
  1. YAŞINI DOLDURMUŞ GEMİLER
Aşağıdaki sınıflara ve alt-sınıflara giren gemiler, yapımlarından başlayarak, aşağıda sayıları gösterilen yıllar geçince, "yasini doldurmuş"(2) sayılacaklardır:
  1. a) Bir hattiharp gemisi için 26 yıl;
  2. b) Bir uçak-gemisi için 20 yıl;
  3. c) a) ve b) alt-sınıflarından bir hafif su üstü gemisi için:(i) 1 Ocak 1920 den önce kızağa konulmuşsa 16 yıl(ii) 31 Aralık 1919 dan sonra kızağa konulmuşsa 20 yıl
  1. d) c) alt-sınıfından bir hafif su üstü gemisi için 16 yıl
  1. ) Bir denizaltı için 13 yıl

EK III.
Japon donanmasının aşağıda belirtilen, yasini doldurmuş üç okul gemisinden ikisinin
Boğazlar'daki limanları birlikte ziyaretine izin verilmesi kararlaştırılmıştır.
Bu iki geminin toplam tonajı, bu durumda, 15.000 tona eşdeğerde sayılacaktır.
Asama 20-X-1896 18-III-1899 9.240 IVx200mm XIIx150mm
Yakumo 1-XI-1898 20-VI-1900 9.010 IVx200mm XIIx150mm
Iwate 11-X-1898 18-III-1901 9.180 IVx200mm XIVx150mm.

EK IV.
  1. İşbu Sözleşmenin 18. maddesine öngörülen, Karadeniz kıyıdaşı Devletlere bağlı donanmaların toplam tonajı hesabına katılacak gemilerin sınıfları ve alt-sınıfları şunlardır:
Hattiharp gemileri:
Alt-sınıf a);
Alt-sınıf b);

Uçak-gemileri:
Alt-sınıf a);
Alt-sınıf b);

Hafif su üstü gemileri:
Alt-sınıf a);
Alt-sınıf b);
Alt-sınıf c);

Denizaltılar:
İşbu Sözleşmenin II sayılı Eki'ndeki tanımlamalara göre.
Tonaj toplamının hesaplanmasında göz önünde tutulması gereken sutasirimi [maimahreç],
III sayılı Ek'de tanımlanan standart sutasirimidir. Sözü edilen Ek'te tanımlanmış oldukları
biçimde, ancak "yasini doldurmuş" olmayan gemiler göz önünde tutulacaktır.
  1. 18. maddenin b) fıkrasında öngörülen bildirinin ayrıca işbu Ek'in birinci paragrafında belirtilen sınıflarla alt-sınıflardaki gemilerin tonaj toplamını kapsaması gerekir.
______________________________________________________

PROTOKOL
Bugünkü tarihli sözleşmeyi imza ettikleri sırada, aşağıda imzaları bulunan Tam yetkili
Temsilciler, her biri kendi hükümetlerini bağlamak üzere, aşağıdaki hükümleri kabul
ettiklerini bildirirler:
  1. Türkiye, işbu Sözleşmenin Başlangıç (Préambule) kesiminde tanımlandığı biçimde Boğazlar bölgesini hemen yeniden askerleştirebilecektir.
  1. Türk Hükümeti, 15 Ağustos 1936 tarihinden başlayarak işbu Sözleşmede belirlenen rejimi geçici olarak uygulayacaktır.
  1. İşbu Protokol bugünkü tarihten başlayarak geçerli olacaktır. MONTREUX' DE, yirmi Temmuz bin dokuz yüz otuz altı tarihinde düzenlenmiştir.
N.B.NICOLAEV, Pierre NEICOV, J.PAUL-BONCOUR, H. PONSOT, STANLEY, S.M.BRUCE, N. POLITIS, Raoul BIBICA-ROSETTI, N.S ATO (ad referandum), Massa-aki HOTTA (ad eferandum), N. TITULESCO, Cons. CONTZESCO, V. V. PELLA, Dr .R. ARAS, Suad DAVAZ, N. MENEMENCIOGLU, Asım GÜNDÜZ, N.SADAK, Maxime LITVINOFF, Dr. I. V. SOUBBOTITCH
___________________________________________________________

DIPNOTLAR
  1. Lozan Barış Andlaşmasının 23. maddesi şöyledir: "Bağıtlı Yüksek Taraflar, Boğazlar rejimine ilişkin bugünkü tarihli yapılmış olan Sözleşmede öngörüldüğü üzere, Çanakkale Boğazı'nda, Marmara Denizi'nde ve Karadeniz Boğazı'nda, denizden ve havadan, barış zamanında olduğu gibi savaş zamanında da, geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) serbestliği ilkesini kabul ve ilan etmekte görüş birliğine varmışlardır. Bu sözleşme, Yüksek Taraflar bakımından, sanki bu Andlaşmanın içindeymiş gibi, ayni güç ve değerde olacaktır." Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler (çeviren Seha L.MERAY), Takım II, cilt 2, Ankara, 1973, s.8
  1. Boğazlar Rejimine İlişkin Lozan Sözleşmesi için bakınız: Lozan Barış Konferansı, Tutanaklar-Belgeler (çeviren Seha L.MERAY), Takım II, cilt 2, Ankara, 9973, ss.54-64.
  1. Fransızca metinde "batiments de ligne", İngilizce metinde "Capital Ships", 1936 Türkçe çevirisinde "hattiharp gemileri". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "torpilleurs", İngilizce metinde "destroyers", 1936 Türkçe çevirisinde "torpido". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "aéronefs", İngilizce metinde "aircrafts", 1936 Türkçe çevirisinde "hava sefineleri". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "avarie", İngilizce metinde "damage", 1936 Türkçe çevirisinde "hasar". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "fortune de mer", İngilizce metinde "peril of the sea" 1936 Türkçe çevirisinde "deniz arızası". (Çevirenler)
  1. Fransızca ve İngilizce metinlerde "capture", 1936 Türkçe çevirisinde "zapt ve müsadere". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "droit de visite", İngilizce metinde "right of visit and search", 1936 Türkçe çevirisinde "muayene hakki". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "Aéronefs", İngilizce metinde "Aircrafts", 1936 Türkçe çevirisinde "Hava sefineleri". (Çevirenler)
  1. Şimdiki durumda, 100 kuruş, yaklaşık olarak 2 altın-Frans 20 santim değerindedir.
--------------------------------------------------------------------------------
  1. İşbu Ek'in metinleri, 25 Mart 1936 tarihli Londra Deniz Kuvvetleri Andlaşmasından alınmıştır.
  1. Fransızca metinde "déplacement-type", İngilizce metinde "standard displacement", 1936 Türkçe çevirisinde "maimahreç esasi". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "Batiments de ligne", İngilizce metinde "Capital Ships", 1936 Türkçe çevirisinde "Hattiharp gemileri". (Çevirenler)
---------------------------------------------------------------------------
  1. Fransızca metinde "batiments porte-aéronefs", İngilizce metinde "Aircraft-Carriers", 1936 Türkçe çevirisinde "Tayyare ana gemileri". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "batiments légers de surface", İngilizce metinde "Light Surface Vessels", 1936 Türkçe çevirisinde "hafif su üstü gemileri". (Çevirenler).
  1. Fransızca metinde "sous-marins", İngilizce metinde "Submarines", 1936 Türkçe çevirisinde "denizaltı gemileri". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "petis navires de combat", İngilizce metinde "Minor War Vessels", 1936 Türkçe çevirisinde "küçük muharebe gemileri". (Çevirenler)
---------------------------------------------------------------------------
  1. Fransızca metinde "batiments auxilliaires", İngilizce metinde "Auxilary Vessels", 1936 Türkçe çevirisinde "Muavin gemiler". (Çevirenler)
  1. Fransızca metinde "hors d'age", İngilizce metinde "over-age" 1936 Türkçe çevirisinde "yasini doldurmuş". (Çevirenler)
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.