İki saat önceydi sanırım. Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili bir programda kendisinin İbn-i Batuta’dan çok etkilendiğini anlatan bir dökümandan bahsedildi.
İbn-i Batuta’nın bir gezgin olduğunu biliyorum. EKL’de bir edebiyat öğretmenim vardı, Meserret isminde… Soyadını şu an hatırlayamıyorum. (Şayet öldüyse Allah rahmet eylesin ki ben lisede okurken bile bir hayli yaşlıydı öğretmenim.) Bize mükemmel bir şekilde öğretmişti edebiyatı. Şimdi nerede öyle öğretmenler. Öğretmen gibi öğretmenler!
Kimse alınmasın! Ben de bir öğretmenim!
Meserret Hanım ve onun gibilerin öğrencilerindenim.Ve benim yaşımdakiler, bizler son öğretmenleriz bu tarz olan!
Neyse konuma döneyim.
Mustafa Kemal Atatürk İbn-i Batuta’nın eserlerini özellikle de Anadolu’ya olan seyahatini okurken çok etkilenmiş.
Bu seyahatte İbn-i Batuta;
“Anadolu, dünyanın en güzel memleketidir. Allah diğer ülkelerdeki güzellikleri ayrı ayrı dağıtırken bu ülkede her güzelliği bir araya getirmiş. Burada dünyanın en güzel insanları, en temiz kıyafetli halkı yaşar ve en nefis yemekler pişirilir. Allah’ın yarattıkları içinde en şefkatli olanlar bunlardır ki bundan ötürü ‘Bolluk, bereket Şam’da, şefkat ise Anadolu’dadır.’ denilmiştir.” der ve devam eder:
“Özellikle Türk halkı kadınlarına çok önem verir. Erkekli kadınlı hep bir aradadırlar. Bir yabancı geldiğinde erkek ve kadın birlikte oturup sohbet eder.”
İşte Mustafa Kemal’in en etkilendiği söz bu sözdür.
Hatırlarsanız “KURTULUŞ SAVAŞI”mızdan sonra yanındakilere,
“Devrimlerimizi yaparken kadınlarımızı unutmamalıyız. Onlar her güzelliğe layıktır!” demiş ve dediklerini de bir bir yapmıştır.
Burada detaylı bir şekilde tarih dersi verecek değilim. Anlatırsam “Tarih Öğretmenleri” ne yapar sonra?
Yanlış hatırlamıyorsam ki eğer hata yaparsam tarihten affola, 1300 küsurlarda yaşamış olması gerek Batuta’nın.
Düşünün, o tarihten günümüze neler değişmiş.
Şimdi bazı “tipler” bırakın birlikte oturmayı EL bile SIKIŞMIYORLAR ABDESTLERİ BOZULACAK diye!
Varın siz düşünün artık!
Nereden nereye getirilmiş yurdum halkımın bir bölümü!
Esen kalınız.
Canay Davran