ÖMER SAĞLAM *Atatürk ve "Gökten İndiği Sanılan Kitapların Dogmaları"




Atatürk'e ait bazı sözler ile yine ona isnat edilen bazı nakillerin de özellikle Atatürk düşmanları tarafından, Atatürk'ün din düşmanı olarak damgalanmasında önemli derecede rol oynağı açıktır.

O sözlerin başında Atatürk'ün 01 Kasım 1937 tarihli Meclis açış konuşmasında sarf etmiş olduğu şu sözler gelmektedir:
“Aziz milletvekilleri, dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir. Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz."(1)

GÜNAY TULUN *Kentsel Dönüşümde Kim Dönmüş

 

Darılmaca, gücenmece yok! Konuya paldır küldür giriyorum.
Paldır küldür uygulanan “Kentsel Dönüşüm” adlı orta oyununa başka türlü girilmezdi zaten. 

Daha önce incelettirilen ve  deprem riski taşımadığı söylenen sapasağlam binalar yerle bir ediliyor. 1999 depreminden bu yana kılını kıpırdatmayan belediyeler ve onlarla aynı paralelde çalışan bazı müteahhitler, “16 yıl sonra ne oldu da aniden hidayete erdiler?”. 

İster istemez sorguluyor insan… Daha amortisman süresini bile tamamlamamış evler yıkılıp yerine gösterişli sosyal konutlar yapılıyor. Evet evet, allanıp pullanmış küçük sosyal konutlar… 

ÖMER SAĞLAM *Kürt Said Atatürk'e Neden "Zalim" Dedi


Atatürk'ün din düşmanı olarak değerlendirilmesinin sebebi olan hadiseleri incelemeye yazı dizimizin bu bölümünde de devam ediyoruz.

5- Menemen Hadisesi: 23 Aralık 1930 günü İzmir'in Menemen ilçesinde vuku bulan ve olaya müdahale eden Yedek Subay Öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın boğazının bıçakla kesilerek şehit edilmesi ve onun yardımına gelen Hasan ve Şevki isimli iki bekçinin de vurularak şehadetleriyle sonuçlanan gereci ayaklanmanın, şedit bir şekilde bastırılması ve olaya sebep oldukları anlaşılan 28 gerici yobazın olayın vuku bulduğu yerde topluca idam edilmeleri de bazı dinci kesimlerce istismar edilmiş ve

İDİL TULUN *Müsait Bir Yerde


“Müsait bir yerde...” 
Cümlemi daha tamamlayıp oturduğum yerden kalkmadan, bunu duyan bir teyze minibüste üzerime oturdu.

Düşmedi, oturdu.
Boşalacak yeri ilk önce o kapmak istiyordu ve balıklama daldı koltuğa.
- Pardon teyze üstüme oturdunuz, ben bi' ineyim siz devam edin.

Acele etmeliyim ki, bir ayağım minibüsteyken bir diğeri asfalta değmeden hareket edebilir minibüs.
- Sağ salim ineyim minibüsten...

Balık istifi ve konserve görünümlü minibüs ve otobüslerin durumu bu.

ÖMER SAĞLAM *Atatürk ve İskilipli Atıf Efendi'nin İdamı Hadisesi




Tarihimizde, Atatürk'ün din düşmanı olarak gösterilmesine sebep olan bazı hadiseler de bulunmaktadır. Yazı dizimizin bu ve bundan sonraki bölümlerinde bu olaylardan bazılarına yer vermeye çalışacağız. 

1- Atatürk'e ve İnönü'ye karşı sert muhalefet gösteren ve dini-muhafazakâr yanı ağır bastığı için halkın milli mücadeleye inandırılması ve düşman propagandalarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla meclis tarafından oluşturulan "İrşad Encümeni"'nde de görev yapan Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey'in, 27 Mart 1923 günü Topal Osman tarafından öldürülmesi ve böylece aynı düşüncede olanlara bir anlamda gözdağı verilmiş olması, dindar ve muhafazakâr toplum kesimlerinde gözle görülür derecede rahatsızlık yaratmış, bu suikast

ÖMER SAĞLAM *Atatürk'e, Ezanı Türkçeleştirdiği İçin Saldırıyorlar; Oysa




Atatürk'ün din düşmanı olarak gösterilmesinin en büyük sebebi olan inkılapları incelemeye yazımızın bu bölümünde de devam ediyoruz.

11- Kadınlara 3 Nisan 1930'da belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı, 26 Ekim 1933 tarihinde muhtar ve İhtiyar Heyetlerine seçilme hakkı ve nihayet  5 Aralık 1934 tarihinde kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması, o tarihe kadar kadını ikinci sınıf insan olarak gören, hatta çoğu kere insan olarak bile görmeyen gerici çevrelerde hoşnutsuzluklar yaratmıştır.

Erkeği, kul ve köle, kadını ise cariye olarak gören zihniyetten, her ikisini de eşit vatandaşlar seviyesine çıkaran Atatürk, gerici ve tutucu çevrelerde gerçekten de

ÖMER SAĞLAM *Atatürk Neden Din Düşmanı Olarak Gösterilmektedir


Peki bütün bunlara rağmen Atatürk, bazı çevrelerce neden ısrarla din düşmanı olarak gösterilmektedir? Bunun elbette pek çok sebebi varsa da, bize göre en büyük sebep inkılaplardır. Zira, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, yarı örfi, yarı şer'i hukukla yönetilen bir imparatorluğun yerine, laik kimliği ile öne çıkan bir Cumhuriyet kurma azmindeydiler ve ona uygun olarak da pek çok inkılap ve yenilik hareketi yapmak zorunda kaldılar. 

Bu inkılaplar, başka ülkelerle kıyaslandığında her ne kadar Türk halkı tarafından çok kısa sayılabilecek bir zaman diliminde kabul gördüyse de, en azından bize göre; bunun en büyük sebebi, halkın bu inkılap ve yenilik hareketlerine teşne olması değil, yönetici kadronun bu konudaki kararlılığıdır.

Ö. SAĞLAM *Din Adamlarıyla İç İçe Bir Lider: Mustafa Kemal




Uzun süre İl Müftülüğü de yapan ve İzmit İl Müftüsü iken görüşme fırsatı bulduğum İstanbul Ü. İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Fahri Kayadibi, Atatürk Araştırmaları Merkezi'nin resmi internet sitesinde bulunan "
Atatürk, Din, Eğitim" başlıklı bilimsel yazısında;

"Atatürk iyi bir din eğitimi almış inançlı bir insandır. Ailesinden ve okuldan aldığı din eğitimine ilaveten kendisini dini konularda camide hutbe okuyacak kadar iyi yetiştirmiştir. Türk halkının dinini aslına uygun iyi öğrenmesini istemiştir. Bunun için Kur’an’ı, Hz. Muhammed’in hayatı ve temel din kitaplarını Türkçe olarak yayınlatmıştır. Din Eğitimini önemli görmüş, okullarda yapılmasını istemiştir. Atatürk dinin değil; cehalet, bid’atlar, hurafeler ve din istismarcılarının karşısındaydı. Bu da bazı çevrelerce din düşmanlığı şeklinde algılanmış ve gösterilmiştir. O, Kur’an’ın özüne uygun Hz. Peygamber zamanındaki gerçek İslamiyet’in yanındaydı. Dini ve gerçek din bilginlerini övmüştür." dedikten sonra, 50 civarındaki kitabı kaynak göstermek suretiyle Atatürk'ün dini yaşamını, dine ve din adamlarına bakış tarzını uzun uzun anlatır(1).

ÖMER SAĞLAM *Atatürk: Ey Millet! Allah Birdir, Şanı Büyüktür




İslam'ı, tamamıyla şekilcilikten ibaret görenlerce Atatürk inançları zayıf bir kişidir. Hatta kendisini dinsiz ve din düşmanı olarak niteleyenler bile olmuştur. Oysa Atatürk, inançlı, hatta dindar denilebilecek şekilde inançlı birisidir. Onun farkı, dini inancını, başkalarının gözü önünde ve ulu orta yaşamaması ve din üzerinden siyaset yapmamasıdır. 

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni 23 Nisan 1920'de Ankara Hacıbayram Camii'nde kılınan Cuma Namazı'ndan sonra açması ve 7 Şubat 1923'de Balıkesir'de Zağanos Paşa Camii'nde okunan bir mevlitten sonra caminin minberine çıkıp "Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamberimiz  Efendimiz Hazretleri,  Cenâb-ı Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizamı, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimüşşan'daki açık ve kesin hükümlerdir..." diye başlayan cümlelerle

ÖMER SAĞLAM *Bir Ölünün Hatıra Defteri




Hayır hayır doğru yazdım. Gogol'ün "Bir Delinin Hatıra Defteri"nden değil, bir ölünün hatıra defterinden bahsediyorum. Eski "Vakit", "Yeni Akit" yazarı Hasan Karakaya'nın arkasından yazılıp çizilenlerden bahsetmek istiyorum bu yazımda.

Çünkü, sosyal medya Hasan Karakaya hakkında yazılıp çizilenlerle adeta yıkılıyor. Sevenleri, kendisini Medine'de Azrail (a.s.) ile ölüm pazarlığı yaptıracak derecede meleklerle komşu yaparken, muhalifleri Hasan Karakaya'nın arkasından neredeyse sevinç çığlıkları atıyor ve onun, küfürbaz bir yazar olduğunu söylüyorlar! Böyle bir sevgi ve en az onun kadar nefret, herkese nasip olmasa gerekir. İyi veya kötü, demek

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.