Ciddiye aldım. Anlatmak uzun sürer, yazıp yollarım dedim. "Düşünüp konuştuğum, konuşmayıp düşündüğüm" ne varsa bir kısmını yazdım.
Az sonra da yollayacağım.
BİR GARİP SEÇİM
BİR GARİP SEÇİM
1- Bugüne dek "sandıkların ancak %20'si açılmış, onların da içindeki oylar doğru dürüst sayılmamış, sayılanlar da sisteme yüklenmemişken" Hitler de dâhil, zaferini bu denli sabırsızca ilan eden birini duydunuz ya da gördünüz mü?
2- Boksörler de dâhil olmak üzere, zafer konuşmasını mosmor ve asık bir suratla yapan muzaffer birini biliyorsanız, o bilgiyi bizlerle de paylaşır mısınız?
3- Sandık kurulları da dâhil olmak üzere seçimle ilgili tüm kurullar, size yeterli
güveni telkin etti mi?
4- Seçim öncesinde yapılan telkinlerin, hatta video kayıtlarının neredeyse karbon kopya gibi tuttuğunu fark ettiniz mi?
5- Seçimler sırasında; kolbastı, halay, kasap havası, sirtaki, hava nagila, çaça, tango, fokstrot, çarliston, vals, kaptıkaçtı, alavere, dalavere, tırnakçılık, dayak, yaralama, öldürme dâhil akla gelen her oyun sergilenmedi mi?
6- Kaç seçimdir müşahit kullanılıyor. Cingöz Recailerin, müşahit konusuna el atmadığını mı sanıyorsunuz? O müşahitlerden kaçının ajan-müşahit olabileceği hakkında herhangi bir araştırmanız ve oluşmuş bir fikriniz var mı?
7- Ölmüşlerimizin, hayali kapı komşularımızın, sınır komşularımızın, bindirilmiş kıtaların oy kullanmadaki başarıları devlet kaynaklarından mı ödüllendirilecek?
8- Çalınan, tahrif edilen, bir taraf için kabul görüp de diğeri için geçersiz sayılan oy oyunları yalnız İnce ve CHP için mi yapıldı. Akşener-İyi parti, Karamollaoğlu-Saadet Partisi de oy oranlarına göre yoğun bir şekilde aynı oyuna kurban gitmedi mi? Bu partilerin oyları MHP ağırlıklı olarak paylaşıldı mı paylaşılmadı mı? "Seçmen sayısı kadar değil, ülke nüfusu kadar oy pusulası bastırma, seçim öncesinde sandık doldurma, tutanakları çarpıtma, torbaları değiştirme, dijital ortamda oy aktarma" hırsızlığın feriştahı, daniskası değil mi? Hileli ama şeytani akılla dolu oyunlar için "sandık görevlilerinin dikkati dağıtılmadı, görevliler korkutulmadı, darp edilmedi, itirazları boşa düşürülmedi" diyebilir misiniz? Gerçi bize söylediklerinin tam aksine çabuk pes ettiler ve bu onlara yakışmadı ama yukarıdaki nedenlerle İnce ve Millet İttifakı'nın bir hayli oy kaybedip her iki yarıştan da koptuğunu görmezden gelebilir misiniz?
9- Recep Bey'in, "Ey!" ile başlayan iç siyasete dönük nutuk ve hakaretlerinden çok rahatsız olan Avrupa, ABD ve İsrail'in tam da seçim döneminde onu destekleyici tavırlar sergilemesi, "ABD'nin F-35 uçaklarını şarta bağlı da olsa teslim edeceğini duyurması, İsrail basınının Recep Bey hakkında methiyeler düzmesi"ni neye bağlıyorsunuz?
10- Seçimlerden bir süre önce, çok sayıda çaylak ajanın, başlarında ustaları olduğu hâlde ülkemize doluşmasını turistik tatilden mi sayıyorsunuz?
11- Sonuçlarının Anadolu Ajansı tarafından ışık hızıyla malum medyaya dağıtıldığı seçimlerin, kazananı da kaybedenleri de neden azar işitmiş temiz aile çocuğu modundaydı?
12- Tanıdığımız; İnce, Kılıçdaroğlu, Akşener ve Mollaoğlu gibi insanlar, karakterlerine ters düşen bir uygulamayı tercih ederek "seçmen karşısına çıkıp durumu açıklamadılar. Recep Bey'in balkon konuşmasını ertelemesini garipten de öte bulmadınız mı? Neler oldu dersiniz? Acaba neler?..
Bu 12 soruyu çoğaltmak mümkün ama bence sadede gelelim ve yeni bir soruya cevap arayalım.
NE OLACAK ŞİMDİ
Kendileriyle ailelerinin çıkarına bile sahip çıkamayan şu YYKY zümreleri yüzünden herkes; 7 liraya patates-soğan alacak, gerçek peynirin fiyatı 60 lirayı bulduğu için peynirimsileri yiyecek, avuç içi kadar olduğu hâlde kabartıla kabartıla şişirilen sağlıksız ekmeğe talim edecek, balıkçıların önünden yalanarak geçecek, deli dana ve e-coli gibi ölümcül hastalıkları taşıyan ithal etleri fahiş fiyatlarla alıp evine götürecek, defin töreni tamamlanan tarımımız yüzünden İsrail menşeli GDO'lu gıdalarla haşır neşir olacak, ayırdığı tohumdan ürün alamadığını görüp çıldıracak, denetimsizlik yüzünden "NŞB, nişaşta bazlı şeker, mısır şekeri, mısır nişaştası şurubu, mısır şurubu, meyve şekeri, meyve şurubu, fruktoz şurubu, fruktoz, glikoz şurubu, sakarin şurubu, şeker şurubu, nişaşta şekeri, sukraloz ve benzeri kafa karıştırıcı adları taşıyan kanserojen maddeler"in yiyeceklerine katılmasına ses edemeyecek.
DAMDAKİ SAKSAĞAN
Yukarıdaki satırları yazarken karşıki dama gözüm takıldı. Külhanbeyi gibi yürüyen, albenisi fazla bir saksağan bana bakıp duruyordu. Açık duran penceremin pervazına dek gelip sonra iki adım geriledi. Hâlâ bakıyordu, hem de gözünü hiç ayırmadan. Sanki yazdıklarımı okumaya çalışıyordu. Garibime gitti. Hemen raftaki "Hayvanlar Ansiklopedisi"ne uzanıp saksağan maddesini okumaya başladım. Ardından da saksağanla ilgili bir yazıyı... İlginç bir yaratıkmış. "Doğaya bela olmak için doğmuş" desem inanın. Yer yarılıp kendi kendini yutsa bir tek saksağan sağ kalırmış. Dayılanarak yürürmüş. Kendisinden güçlü kuşlara ve hayvanlara da saldırır, siz ona bulaşmak istemezseniz de o gelip sizi bulur, bulaşırmış. Doğan, şahin, köpek ve masallarda zekâları örnek gösterilen çakal, tilki gibi hayvanları bile bezdirirmiş. Bayağı yetenekli bir hırsızmış da... Taşıyıp taşıyamayacağına bakmadan ne bulursa çalarmış. Başkalarının, başka canlıların yumurtalarını da altlarından çekip alacak kadar yetenekliymiş. Yazar belli ki kuşlar konusunda uzman. Bugüne dek ezilmiş bir saksağana rastlamadığını yazmış.
Yazımın tam burasında yine ona baktım. Hâlâ yazdıklarımı okur gibiydi.
Ürperdim. Gerçekten de dayı dayı birkaç adım atıp pencereye yöneldi.
Hemen pencereyi kapadım. Dayılanarak yürüyüşü beni tedirgin etmişti. Birisine benzetmiştim ama kim olduğunu bir türlü çıkaramadım.
DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN VUR BELİNE KAZMAYI
Ülkemizdeki tüm evlerin damlarından ayrılmayan saksağanlar çok mutludur mutlak!
Ve de ne büyük onurdur saksağanları aşkla sevip, çaldıklarını görmezden gelmek!
Günay Tulun
Ürperdim. Gerçekten de dayı dayı birkaç adım atıp pencereye yöneldi.
Hemen pencereyi kapadım. Dayılanarak yürüyüşü beni tedirgin etmişti. Birisine benzetmiştim ama kim olduğunu bir türlü çıkaramadım.
DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN VUR BELİNE KAZMAYI
Ülkemizdeki tüm evlerin damlarından ayrılmayan saksağanlar çok mutludur mutlak!
Ve de ne büyük onurdur saksağanları aşkla sevip, çaldıklarını görmezden gelmek!
Günay Tulun