ÖMER SAĞLAM *Yavuz Sultan Selim'in Kürtler Hakkında Yapmış Olduğu Beddua


Kürd'e fırsat verme Yarab
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Gönlü huzur bulmasın.

                        Vur sopayı al haracı,
                        Karnı bile doymasın,
                        Ol çeşmeden gâvur içsin,
                        Kürde nasip olmasın.

                        Vasiyetim oldur kim,
                        Kürd bin kerre yalvarsın.
                        İnanma kanma,
                        Yakana bit, kapına Kürd dadandırma.

Yukarıdaki şiirimsi mısraların, Yavuz Sultan Selim'e ait olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşıldığı görülüyor.
Efendim, Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi'ne giderken Muş'ta bir çeşme yaptırasıymış, seferden dönüşünde çeşmenin yerinde yeller estiğini görünce çeşmeyi yeniden yaptırıp, yukarıdaki şiiri de kitabesine koydurasıymış!
Oysa bu şiirin Yavuz Sultan Selim'e ait olmadığı ve sonradan uydurulduğu o kadar aşikâr ki; bunu söylemek için tarihçi, edebiyatçı ve dil bilimci olmaya bile gerek yoktur.
Bir kere şiirin dili, çok sonraki zamanlara aittir. 
Adeta günümüz Türkçesiyle yazılmış gibi durmaktadır.
Yavuz Sultan Selim ise "Selîmi" mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini Farsça ve Divan Şiiri tarzında yazmıştır genelde.
Böyle olunca şiirin bir nazım ölçüsü ve kendine göre bir kafiye düzeni olması gerekirdi.
Bu şiirde ise bunların neredeyse hiçbirisi yok!
Böyle olunca bu şiire şiir demek, herhalde şiir sanatına ve şairlere hakaret olur.
Yavuz Sultan Selim'in Ruhuna da azap olur.

Bilindiği gibi; Yavuz Sultan Selim, Türk kökenli Safevi Hükümdarı Şah İsmail ile mücadele etmek zorunda kalmıştır ve Şah İsmail de tıpkı Yavuz Sultan Selim gibi bir şairdir.
Üstelik Şah İsmail, "Hatayi" mahlasıyla yazmış olduğu şiirlerini halk şiiri tarzında, hece vezniyle ve bugünkü Anadolu Türkçesiyle yazmıştır ki; onun yazmış olduğu şiirler, bugün bile deyiş olarak çalınıp söylenmektedir ülkemizde.
Onun en sevdiğim deyişlerinden birisi şu dizelerle biter:

"Şah Hatayi'm ölmeyince,
Tenim turap olmayınca,
Dost dosttan ayrılmayınca,
Dost kadrini bilmez imiş"

Öte yandan mezhep taassubuyla hareket eden Yavuz Sultan Selim, Şii Şah İsmail'e ve kendi vatandaşları da olan Alevi inancına mensup Türk ve Türkmenlere karşı, doğudaki Sünni Kürt aşiret beyleriyle ittifak etmiştir ki; bu beylerin en ünlüsü İdris-i Bitlisi'dir; yani Bitlisli İdris.
Çaldıran Zaferi'nden sonra ise Doğu Anadolu'nun idaresini büyük ölçüde bu Kürt beylerine bırakmış, bu adamların her biri kendi bölgesinde adeta bir derebeyi gibi davranmıştır.
Yani Kürtler, o tarihlerde Şah İsmail'in hasmı durumundadırlar.
Bu sebeple yukarıdaki şiir için "Bu şiir Yavuz Sultan Selim'e değil, olsa olsa Şah İsmail Hatayi'ye aittir" denilseydi sanırım çok daha inandırıcı olurdu.
Ancak şiirin sanat gücündeki zayıflığı, vezin ve kafiye bozukluğunu dikkate alırsak, bu şiiri Şah İsmail'e nispet etmek, aynı zamanda ünlü bir halk şairi olan Şah İsmail'e de hakaret olur.

Öte yandan Yavuz Sultan Selim, Mısır dönüşü neden Muş'a yol uğratsın?
Suriye üzerinden Çukurova'ya girip, oradan Merkezi Anadolu üzerinden, yani çok daha kısa yoldan İstanbul'a dönmek varken, neden Muş gibi Doğu Anadolu'da bulunan bir yerleşim merkezine yol uğratarak lüzumsuz yere yolunu uzatsın ve iki yıldır seferde olmakla zaten yorgun olan ordusunu büsbütün bitap düşürsün!
Üstelik o bölge, 1514 yılında yapılan Çaldıran Savaşı ile zaten Osmanlı topraklarına katılmıştı ve o yıllarda, bölgeye tekrar sefer yapmayı gerektiren bir tehlike de bulunmuyordu.

Geçtiğimiz 30 Aralık'ta Hatay'ın Yayladağı ilçesinde, Mısır Seferi sonrasında Yavuz Sultan Selim'in, Yayladağı'na gelişinin 500. yılı kutlanmıştır.(1)
Adanalı tarihçi olarak kendisini tanıtan Cezmi Yurtsever ise "Yavuz Sultan Selim Kadirli Turna Dağında" başlıklı yazısında, "1515 yılı haziran ayı başlarında Osmanlı ordusu Hadım Sinan Paşa kumandasında (Dulkadiroğlu Beyi) Alaüddevle üzerine yürüdü. 13 Haziran günü Göksun ile Andırın arasında kalan Ördekli yazı denilen yerde şiddetli bir savaş oldu" diyerek, Yavuz Selim'in, 1515 yılında çıktığı Suriye ve Mısır Seferi'nde, ordunun geçtiği güzergâhın, doğuda uzandığı en uzak bölgenin bugünkü Maraş sınırları içindeki Göksun-Andırın arasındaki coğrafya olduğunu söylemektedir.(2)

Bu bilgiler, bizim, Mısır seferinden dönen Osmanlı Ordusu'nun, Suriye üzerinden Çukurova'ya girip, oradan en kısa yol olan İç Anadolu üzerinden İstanbul'a dönmüş olması gerektiği şeklindeki iddiamızı güçlendiren bilgilerdir.
Bu durumda Yavuz Sultan Selim'in, Mısır Seferi'den dönüşte Muşa yol uğratarak orada yeniden inşa ettirdiği çeşmeye, Kürtlere beddua içeren bir kitabe yaptırdığı iddiası, tamamıyla bir yalan ve palavradır.
Üstelik, Şah İsmail'e karşı Kürtlerle işbirliği yapan Yavuz Sultan Selim'in, Muş gibi o dönem için bir Kürt şehri olan bir kentte yaptırdığı bir çeşmeye "Kürtlere Beddua" içeren bir kitabe yaptırması, onun büyük devlet adamlığı sıfatına da uygun düşmez.
Peki o zaman bu şiiri kim ya da kimler uydurmuş olabilir?
Emin değilim.
Bu konuda bizden çok daha yetkin bir tarihçi olan Murat Bardakçı'nın yazdıklarına bakmakta fayda var galiba.(3)






Ömer Sağlam
____________
1- http://www.adanapost.com/yavuz-sultan-selimin-yayladagina-gelisinin-500-yil-donumu-kutlandi-102437h.htm.
2- https://cezmyurtsevercom.blogspot.com.tr/2011/08/yavuz-sultan-selim-kadirli-turna.html
3- http://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/834159-berbat-bir-siir-bozuntusunun-gecmisi-ve-asli 
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.