Şu televizyoncular ömür insanlar.
Nereden bulur, buluşturur en ilginç insanları ekranlara taşırlar.
Son yıllarda da profesörleri keşfettiler.
O kanalda "Profesör Mıh", öte kanalda "Profesör Cıh", diğerindeyse "Profesör Pıh"!..
Bu hareketin öncüsü, depremden sonra ekranların yıldızı hâline gelen yer bilimciler.
Onların içlerinde de ilginç tipler vardı ama hepsi; doğru konuşan, doğruyu anlatmaya çalışan, hiç olmazsa kendi tespitlerine göre doğruları söyleyen insanlardı.
Ya şimdikiler?
Yandaşı, koldaşı, yoldaşı daha açık konuşursak menfaat beklediği için yalakalık yaptıklarının dışındaki herkese öyle bir saldırıyorlar ki!
Onları her gördükçe; gözümün önüne, zehir püskürterek avını paralize ettikten sonra,
yalayıp yutan yılanlar geliyor.
yalayıp yutan yılanlar geliyor.
Ballı, börekli zehir küpü mübarekler.
Diyeceksiniz ki, "Zehir, nasıl bal olur?"
Yandaş, koldaş, yoldaş olunca "aga"na bal börek; "aga"nın sevmediklerine de zehirli zıkkım vermekten kolay ne var ki?
Adam, benim okulumdan mezun olmuş.
Anlatılana göre, gazeteci babası onu bunu araya koyup; aynı okula, karamboldan asistan olarak sokturuvermiş oğlunu…
Sonunda da al sana bir iktisat profesörü…
Adam iktisattan başka her şeyin tek bileni sanki…
Aman "aga"lar aman, sanırsın terör uzmanı…
Her televizyonda o!
Bir anlatıyor, pir anlatıyor…
Bir başkası tıp fakültesinde öğretmen, yok canım ne tıbbı; uluslararası strateji dehası…
Adamın biri de hukuk profesörü, bir konuşuyor ki sanırsın, endemik olanlar dâhil tüm bitkiler ne işe yarayacaklarını ondan sorup öğreniyorlar.
En çok arananlarıysa her haltın uzmanı olanlar.
Evelallah, bunların adam olmaktan gayrı, uzmanı olmadıkları hiçbir şey yok!
Bütün gün televizyonda şakıyıp duruyorlar.
Şu anda da terör konusunu saptırmakla meşguller.
PKK denince uzman onlar, konu İsrail mi onlardan iyi bilen yok!
PKK denince uzman onlar, konu İsrail mi onlardan iyi bilen yok!
ABD, AB, Rusya, İran, Suriye mi?
Onlar tükenmez otu… Ye ye tükür, yenisi çıksın. Onu da ye tükür, yenisi çıksın.
Çiğne çiğne tükür, hooop yenisi…
Açıyorsun televizyonu, geçiyorsun karşısına, o andan itibaren başlıyorsun kaçan keçilerini toplamak için çabaya…
Hep aynı adamlar! Fırfır da fırfır…
Bir o kanaldalar bir ötekinde; bir bu kanaldalar bir berikinde…
E, nasıl mukayyet olursun aklına?
Söyleyince bozuluyorlar.
Söyleyince bozuluyorlar.
Profesör dediğin, mesleğinde doruğa çıkmış kişi.
İster torpille ister bileğinin gücüyle…
Yalnız dikkat edin, mesleğinde dedim.
Yani konusunun ustası, usta azsa düzelteyim: Ustadan bir fazlası, ustabaşı…
Başka bir şey değil!
Adamlara öyle payeler veriyorlar ki sonun da onlar da pusulayı okuyamaz oluyorlar.
Zannediyorlar ki her şeyi bilen, her kördüğümü çözen akıl yalnız kendilerinde…
Bir de ne büyük iş yaptım, ne büyük adamım diye kasım kasım kasılıp herkesi aşağılamazlar mı...
"Aga"ları hariç tabii...
"Aga"ları hariç tabii...
Bu televizyonlar, bu basın ne zaman adam olacak dersiniz?
Bizler, milletçe kafayı bulunca mı?
Kanal Sahipleri, Yöneticiler, Programcılar!
Sizin bu rezaletten keyif aldığınızı biliyoruz.
Nerede arızalı biri var, onu tutup karşımıza getirmenizden belli...
Saçmalık ama umutla sorumluluk duyacağınız günleri bekliyoruz.
Yoksa sizlerden de her gün ekranlara yapıştırdığınız, "Zübüktrük Aydıncıvık"lardan da bıktık artık!
Nerede arızalı biri var, onu tutup karşımıza getirmenizden belli...
Saçmalık ama umutla sorumluluk duyacağınız günleri bekliyoruz.
Yoksa sizlerden de her gün ekranlara yapıştırdığınız, "Zübüktrük Aydıncıvık"lardan da bıktık artık!
Günay Tulun