SÜREYYA

.
Kadıköy Vapur İskelesi yönünden gelip de Altıyol’a vardığınızda sağa dönüp bakın bir.


İşte orası ünlü "Bahariye Caddesi"dir.
Bir dönem, birbirinden güzel çok sayıda eseri barındıran bu cadde; müteahhit, mimar ve belediye üçgeninin geçmişte vurduğu tüm
darbelere rağmen, hâlâ direnen güzellikleriyle kafa tutar zamana…


Bugün yerinde yeller esen ünlü Opera Sineması’nın yerine kondurulan Opera Pasajı’nın önünden geçip Kadıköy Halkevi’ne doğru devam ederseniz onlarla aynı sırada yer alan göz kamaştırıcı bir bina selamlar sizi… Birçoğumuzun çocukluk aşkı “Süreyya Operası”…
Aşık olmanız için bir kez dikkatlice bakmanız yeter ona…
Ben, onunla “Süreyya Sineması” olduğu günlerde tanıştım.
Güzelim binasının dışı gibi içi de aynı oranda büyülerdi insanı. Bugün seksen küsur yaşında olan bu yapıdan içeri girdiğiniz anda; holde yer alan tarihi döşemeler, görkemli mermer merdivenler, kırmızı halılar ve sinemanın kendine has kokusuyla başka bir zamana geçerdiniz hemen… Farkına bile varmazdınız. Geçmişten gelen gölgeler canlanmış, sizinle birlikte film izlemeye gelmiş gibi olurdu çoğu zaman…
Kim bilir, kaçımız izledik ilk filmimizi orada…


Süreyya’da sinema izlemenin keyfine vardıktan sonra tuhaf bir bağımlılık oluşurdu insanda. Koltuğunuza yaslanmış perdenin açılmasını beklerken, aileniz ya da eş dostla konuşarak değil de localara, tavandaki fresklere, ünlü heykeltıraş İlhan Özsoy’un heykellerine bakarken buluverirdiniz kendinizi… Öyle ki her gidişinizde tekrar tekrar bu eserlere dalar, filmin sihirli dünyasına adım atmanızsa gong sesiyle irkilip o ana dönebildikten sonra olurdu.


Başkaları da sizin gibiydi kuşkusuz. Görüntüleri ele verirdi onları… Hele film arasında elinizde Alaska, Frigo’nuz veya patlamış mısırınızla üst kattaki kafeteryasında oturduysanız bilirsiniz. O koca pencereler, Bahariye’nin karmaşık ama güzel manzarasını sunardı size...


Matine, suare bitiminde; geniş koridorlarından çıkışa doğru ilerlerken, kimi zaman, Süreyya’yla ilk kez tanışanların üzerlerinde biriken o güzel etkinin yorumlarını duyardınız uğultulu kalabalığın içinden.


Adından da anlaşıldığı üzere ilk olarak; opera, bale, tiyatro gösterimleri için tasarlanmış Süreyya… İnşaat 1924 yılında başlamış. Neredeyse tüm çabanın Süreyya İlmen Paşa’ya ait olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Bu büyük hayır adamını Süreyya Paşa Sanatoryumu, Süreyya Paşa Plajı ve benzeri tesislerle hatırlayanlar vardır mutlaka…


Süreyya Paşa, Kadıköy’de elektriğin bile olmadığı o dönemde Almanya’dan özel tesisat getirtmiş. 1927 yılında da açılışa hazır hâle getirtmiş binayı… Zaten aynı yılın mart ayında da açılmış. İç kısmının Paris’teki ünlü “Théâtre des Champs-Élyséesörnek alınarak yapıldığını söyleyenler olmuş. O tiyatroyu görmediğim için kıyaslama imkânım olmadı şüphesiz.


1930 yılında sinema işine de sokmuşlar Süreyya Operası’nı...
Yepyeni ve coşkulu bir izleyici kitlesiyle tanıştıktan sonra da bir daha iflah olmamış. Tamamen sinema salonu olarak vermeye başlamış hizmetini.


Süreyya İlmen Paşa’yla eşinin vefatından sonra da onların vasiyetine uygun olarak, 1966 yılında Darüşşafaka Cemiyeti’nin mülkiyetine geçmiş işletmesiyle birlikte…
Bugün yeniden Süreyya Operası olarak hizmet veren o güzel yeri anlatmaya tek bir yazı yetmez.
Yetmez ama okurun sabrını da fazla zorlamamak gerek.
Niyetim uygun bir zamanda; şartlar izin verirse bir sonraki, vermezse birkaç yazı sonra aynı konuya dönmek.


Tekrar görüşebilmek umuduyla esen kalalım birlikte…



HABERCİDEN
İdil Tulunoğlu
Kadıköy, İstanbul-Özel




1- "Sinedil Sanat ve Yedinci Sanat Sinemanın Dergisi"nde yayınlanmıştır.
2- "Sessizliğin Sesleri Gazetesi"nde yayınlanmıştır.
3- "Bilgi Ağı Türkiye'nin Yazar Portalı İnteraktif Köşe Yazarı Gazetesi"nde yayınlanmıştır.
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.