ÖMER SAĞLAM *Fetih Suresi Okuyarak Zafer Kazanılır mı


Rivayet edilir ki; Mısır'ın fethini müteakip ulemadan bir grup, Muzaffer Kumandan ve Padişah Yavuz Sultan Selim'e gelerek "Hünkârım Allah'ın yardımı ve bizim de dualarımızla muzaffer oldunuz..." gibisinden sözlerle Padişah'ı kutlamak, belki de yaranmak isterler.

Yavuz Sultan Selim, bu acizleri kırmak istemez ve onlara "Eksik olmayın hocalar. Bu konuda hakkınız var..." dedikten sonra yanında duran devasa boyutlardaki kılıcını işaretle "Ancak bunun hakkını da teslim etmek gerekir" diyerek bitirir sözlerini(1).

Falih Rıfkı Atay'ın aktardığına göre; Şükrü Saraçoğlu'nun, mecliste Arap kültürü diye tutturması üzerine meclisteki hocaların ayaklanıp işi Saraçoğlu'nu dövmeye kadar vardırmaları ve araya girenlerce kurtarılması üzerine, Mustafa Kemal kendisine "hata ettiğini, bu tür şeylerin yapılacak işleri geciktireceğini" ihtar
etmiş ve şu olayı aktarmıştır:

"Sakarya'dan dönmüştüm. İstasyona çıkınca hocaların beni Hacı Bayram'a götüreceklerini haber verdiler. Baktım ki Mehmetçiğin zaferini türbeye kaptıracağız. Red de edemezdim. Kalabalık arasında yavaş yavaş yürüyerek bir tertip düşünüyordum. Tam Meclis'in önüne gelince, birden ayrıldım, balkona çıkarak nutuk söylemeye hazırlandım. Halk da milletvekillerine katılarak karşımda bir dinleyiciler kalabalığı toplandı. Söyledim sonra içeriye girdim..Program bu olmuş oldu"(2).

Bu rivayet ve bilgileri neden aktardığıma gelince:
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş yapmış olduğu sosyal medya paylaşımında demiş ki: "Vatanımızın güvenliği, milletimizin huzuru, bölgemizde barış ve selametin temini için başlatılan Barış Pınarı Harekatı'nın zaferle sonuçlanması için yarın tüm camilerimizde sabah namazında Fetih Suresi okunacak, şanlı ordumuza dua edilecektir. Tüm kardeşlerimizi bekliyoruz."

Aynı şeyi 15 Temmuz Hain Darbe girişimi sırasında bir önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de yapmıştı.

Yaklaşık bir ay süreyle camilerde salalar verdirdi Mehmet Görmez, Fetih Suresi okuttu ve toplu dualar ettirdi.

Konuyu abartan bazı din görevlileri, gecenin bir yarısında peş peşe salalar verdiler bir ay boyunca.

Özellikle çirkin sesli ve müzik eğitimi almamış imam ve müezzinlerin, cami hoparlörlerini sonuna kadar açmak suretiyle sık aralıklarla ve gelişigüzel verdikleri salalar, insanları taciz ve isyan derecesine kadar bile vardırdı!

Buna tepki gösterenler ise FETÖCÜ olmakla itham edildiler!

Hatta yanılmıyorsam (sala veren müezzini darp ettikleri gerekçesiyle) yargılanıp ceza alanlar bile oldu!

Dikkat edilmesi gereken bir konu da şudur bence:
Zafer kazanınca "camilerde okunan Fetih Suresi'nin, yapılan toplu duaların, okunan salaların, getirilen tekbir, tehlil ve salat'u selamların, erenlerin, evliyaların ve enbiyaların yüzü suyu hürmetine ordumuz zafer kazandı" dersek, peki o zaman yenilgileri nasıl açıklayacağız?

Muhtemelen, yenilgi ile sonuçlanan İnebahtı Deniz Savaşı, İkinci Viyana Kuşatması, 93 Harbi, Birinci Balkan Savaşı, Sarıkamış Harekatı, Gazze ve Kanal Harekatı gibi savaşlar sırasında da camilerde Fetih Sureleri okunmuştu, toplu dualar edilmişti ve salalar verilmişti.

Ancak netice de yenilmekten kurtulamadı o günkü ordularımız.

Dolayısıyla; Diyanet'in bu uygulaması, Osmanlı döneminden kalma güzel bir geleneğin devam ettirilmesi ise de işi abartmamak ve tadında bırakmak en doğrusu.

İhlassız, çok sayıda, uzun uzun toplu dualar etmektense; ihlaslı, az sayıda, kısa dualar etmek en güzelidir.

Gösterişe ve istismara sebep olunmamalıdır!

Hatırlatalım ki; eğer Kur'an'dan ayetler okuyarak, dualar ederek, Tekbir ve Tehlil getirerek zafer kazanılmış olsaydı, İslam Peygamberi, Müşriklere karşı ordusunun başında Bedir, Uhut ve Hendek savaşlarını yapmaz, ordusunun başında Hayber ve Mekke'nin fethine çıkmaz, Bizans'a karşı ordu gönderip Mute Savaşı'nı yaptırmazdı!

Hele hele bu tür uygulamalar, siyasetçilere propaganda malzemesi yaptırılmamalıdır.

Böyle günlerde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı, sık sık politikacılarla (mesela dün Hacıbayram Camii önünde TBMM Başkanı Mustafa Şentop'la) yan yana görünce, nedense böyle bir kuşku uyanıyor bizde!

Umarız yanılıyoruzdur ve umarız herkes ihlas ve samimi duygularla yapıyordur her ne yapıyorsa.

Ayrıca camilerde toplu dua yaptırmak, Fetih Suresi okutmak ve salalar verdirmek suretiyle halkı galeyana getirmemek gerekir.

Neticede karşımızda bir düşman ülke ordusu bulunmuyor.

İçişleri Bakanı S.Soylu'nun, 00.10.2019 tarihli Tarafsız Bölge programındaki ifadesine göre, karşımızda 15 bin civarında silahlı militanı bulunan bir terör örgütü vardır ve bu örgüte karşı verilen mücadelenin adı da savaş değil, terörle mücadeledir!

Eğer bu mücadeleye "Savaş" derseniz, PYD/YPG'yi terör örgütü değil, devlet olarak kabul etmiş olursunuz!

O zaman da Terörle Mücadele Hukuku değil, Savaş Hukuku gündeme gelir ki; bu Türkiye'nin asla istemeyeceği bir durumdur.

Neferinden generaline kadar, Barış Pınarı Harekatı'na katılan Mehmetçiklerimize muzafferiyetler diliyorum.

Onların ayaklarına taş, yollarını bekleyen annelerinin ve milletimizin gözüne yaş değmesin.

Cümlesini önce Allah'a, sonra işinin ehli olan kumandanlarına emanet ediyoruz.

Dualarımız onlarladır.

Geri dönüşü olmayan bu noktada, ordumuzun ve devletimizin yanındayız.

Keşke, politikacıların ihmallerinden, zamanında almayı unuttukları tedbirlerden, hatalı ve yanlış kararlarından doğan problemleri askerler süngüleriyle düzeltmek zorunda kalmasalardı.

Sanırım dünya o zaman çok daha güzel olurdu.













 Ömer Sağlam 10.10.2019
  ______________      


2- Ömer Sağlam, Fetvalar Savaşı (İstiklâl Savaşı'nda Din Faktörü ve Din Adamlarının Rolü) Maya Akademi Yayınları, Ankara,2018, s, 62-63.
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.