ÖMER SAĞLAM *Müslüman Dediğin Yaşayan Kur'an'dır

 
Müslümanlar olarak bir Ramazan ayını daha idrak ediyoruz. Allah, sırf kendi rızasını gözeterek oruç tutanların oruç ibadetlerini kabul etsin. Sağlık sebebiyle oruç tutamayanlara oruç sevabı versin. Mazereti olmadığı halde oruç tutmayanların gönüllerine de ilham vererek oruç tutmalarını sağlasın. Zira İslam, yaşayan ve yaşatılması gereken bir dindir. Bu sebeple İslam'ın öngördüğü ibadetler, mümkün olduğunca yapılmalıdır ki; Müslüman olduğumuz belli olsun.

Müslüman'ın birinci vasfı iyi ve güzel ahlak sahibi insan olmaktır. Bunda hiç şüphe yoktur. Gelin görün ki; iyi ve güzel ahlak sahibi olmak, bizi ancak iyi insan yapar. İyi insanın aynı zamanda iyi Müslüman olması için İslam'ın öngördüğü ibadetleri de

İDİL TULUN *Yetersiz Uyarılma ve Tahammülsüzlük


Gerçek hikâyeden uyarlanmıştır.
Hatta tamamen gerçektir.

İstanbul gibi bi' yerde, mesai saati sonrasında bile ilerlemeyen trafikte kim tahammülsüz olmasın? Dün, Kadıköy'e gitmek için Bostancı sahilinden bindiğim dolmuş, trafik yüzünden 1 saat 20 dakikada Kadıköy'e vardı. Oysaki normal şartlarda -trafiksiz bir zaman diliminde- 25 dakikada varabilir.
Hadi "1 saat 20 dakika"ya olabilir diyelim.
Kabullenelim ama mevzunun öncesi de var.

Anlatıyorum:
Her zaman Bostancı'dan dolmuş durağına yürüdüğüm yolun inşaat çalışmasından kapatılması nedeniyle mecburen, başka yöne doğru yürüdüm.
Bu yolun da diğer ucunun başka birtakım inşaat çalışmalarından dolayı kapatılması daha da uzak yola yönlenmeme ve 5 dakikada ulaşacağım dolmuşlara 25 dakikada

TAMER UYSAL *Yazdan Kalma Bir Yazı

 
( 1 )
Ama yaz, ve hani derler ya,
"yazdan kalma" diye, onlar da olmayacak-
artık hiçbir şey gelmeyecek.

Enis Batur, Oktay Rifat’ın yolculuk kitapları üzerine düşüncelerini aktardığı bir yazısına da yer veriyor kitabında. Burada “Üç günlük geziyle bir yazar bir yeri,  bir memleketi tanımaz.  Kendine göre bir sonuçlara varır.  Hep genel konularda dolaşır

ÖMER SAĞLAM *Afet İnan Çankaya'nın Nikâhsız First Lady'si miydi?


Atatürk düşmanlarının, Atatürk'e  üç önemli saldırı noktası vardır. Bunlardan birincisi, onun din ve din adamı düşmanlığı, ikincisi rakı sofrası, üçüncüsü de yatak odasıdır. Bu adamlara göre; Atatürk'ün bütün hayatı sanki yatak odası ile rakı sofrası arasında geçmiş, bu iki nokta arasında gelip giderken de sürekli din ve din adamlarını pasifize etmek için planlar yapmakla, kumpaslar kurmakla vakit harcamıştır! Özetle; Atatürk düşmanları ortaya böyle bir Atatürk portresi çıkarırlar!

GÜNAY TULUN *Deniz, Hüseyin, Yusuf ve Kirli Siyaset

Yaptıklarını asla doğru bulmuyorum.
Bulmuyorum ama şunu da göz ardı etmiyorum: Belki de yapmadıkları bazı şeylerin üzerlerine yüklenmesi onları isyana sevk etmişti.
Sizi de beni de herkesi de ettirmez mi? 
O günleri yaşayan biri olarak, ülkemdeki her kötülüğün neredeyse bu çocukların eliyle yapıldığına dair öyle muazzam bir propaganda yürütülüyordu ki, anlatamam. 

Bir kez daha söylüyorum, ne olursa olsun doğru değildi. 
Bunu söylüyorum da şunların da bilincindeyim.
Yaptıkları banka soygunu günümüz siyasetçilerinin yaptığı soygunların yanında devede kulak bile değildi. Amaçları yanlış da olsa vatanı kurtarmak için teşkilatlanmak istiyorlardı. Hedeflerine ulaşabilseler hepsi birer Guevara birer

ÖMER SAĞLAM *Kur’an Türklerden Şöyle Bahseder!

***** 

*****

Türk ve Türklük düşmanlarına sorarsanız Kur’an, Türkler hakkında hiç bir şey demiyor. Eğer bu Türk düşmanlarının dediklerini doğru kabul edersek karşımıza çıkan sonuç şu oluyor:
Kur’an, sadece İsrailoğulları ve Araplar için indirilen bir kitaptır, İslamiyet de İsrailoğulları ile Arapların ulusal dinidir! Diğer milletler ise İsrailoğullarının ve Arapların kölesi ve cariyesi hükmündedirler! Çünkü Kur’an’da en çok adı geçen kavim Beni İsrail, yani İsrailoğullarıdır. İsrailoğullarının 1/6’sı kadar da Arapların adı zikredilmektedir Kur’an’da... Ayetlerde geçen kavim isimlerine bakarsanız durum böyledir. Böyle bir yaklaşımın, muharref Tevrat’ın öngördüğü bir yaklaşım olduğu ortadadır. Ancak asıl gerçek elbette böyle değildir. Açıkça zikredilmese bile Kur’an’da pek çok kavme, bu arada Türklere de işaret eden ayetler bulunmaktadır ki; Türklere

GÜNAY TULUN *Atatürk ve Mustafa Armağan Denen Kıtırcı




Mustafa Armağan’ı bilir misiniz?
Çoğunuz adını bile duymamıştır. Çok izlenmeyen TV kanallarından birinde saçma sapan, yalanlarla dolu; Atatürk, İnönü, Türkiye, Türklük ve cumhuriyet aleyhinde yalanların üretildiği programlar yapar. "Derin Tarih" adında derin düzmece üreten bir dergi yayınlar. Ara sıra da aynı kafada hareket eden TV kanallarında, ortaklarıyla birlikte düzmece tarih üretir. Bol yalan söyler, iftira atar. Konu Reis’ine yağ çekmeye gelince, televizyondaki programında işi; bir kitapta olmayan yani hiç yazılmamış satırları varmış gibi okuyarak izleyicileri kandırmaya kadar vardırır. Aynen “Küba camisi” olayındaki gibi… “Seni Kimler Keşfetsin” adlı yazımın hemen başında ve

GÜNAY TULUN *Tıpkısının Amcası

 *****
  

15 Temmuz gecesi yaşananlardan 24saat sonra, 17 Temmuz gününe girdiğimiz ilk dakikalarda yazdığım, "Bir İhtilal Komedyası" adlı uzunca yazının ikinci bölümünü aynen alıp, hiçbir değişiklik yapmadan yeniden yayınlıyorum. Okuyacak olanların, olayların kronolojisiyle uygulanış tarzlarına dikkat etmelerini, saygıyla rica ederim.
  
HADİ GELİN, BUGÜNÜ DAHA KOLAY ANLAYABİLECEĞİMİZ BİR ÖRNEĞE GİDELİM 
1933 yılının dünyasına gidelim. Gözlerinizi yumun…
Şu an o günlerin Almanya’sındayız.

Weimar Cumhuriyeti birtakım seçim oyunlarının da oynandığı bir seçimle alaşağı edilmiş, yerine Nasyonal Sosyalist dediğimiz Naziler gelmiş. Ardından da “Üçüncü

GÜNAY TULUN *Evrenden Dünya: Nasa Neler Oluyor

 



Önce anlaşalım: 
“Sessizliğin Sesi Grubu ile Yazarlar ve Ozanlar Grubu”na ait site ve bloglarda, Günay Tulun imzasıyla yayınlanan hiçbir şey; okura garip de gelse, insanoğlunun paylaştığı günlük bilgilere ters düşmüş görünse de asla yalan barındırmaz. Defalarca araştırılıp doğruluğu kanıtlanmayan hiçbir bilgi okura sunulmaz. Afaki dediğimiz kurgusal bir örnek vermem gerektiğinde de onu açıkça belirtirim. Eğer buna tanıklık ediyorsanız yazımın devamını mutlaka okumalısınız. Yok eğer etmiyor ya da edemiyorsanız okumayın. Değerli vaktinizi bu gibi şeylerle harcamayın. 

ÖMER SAĞLAM *Türklerde Demokrasi Geleneği ve Parlamenter Demokrasiye Veda




Almanya ve Türkiye; her iki ülke de sözüm ona parlamenter demokrasi ile yönetiliyor(du). "Sözüm ona" diyoruz; çünkü Türkiye'deki uygulanan parlamenter sistem, eskilerin tabiriyle "nev'i şahsına münhasır" bir parlamenter demokrasidir. Yani "kendine has" demek istiyoruz. Siz buna "hilkat garibesi" de diyebilirsiniz!

  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.