Karyenler ve İlk Atina KAYIP KITALAR KİTABI 3

"KAYIP KITALAR SERİSİ 3"
Onların, yani Türklerin; tarihsel gerçekler içinde konuya mutlak surette girip duracaklarını bilmeme rağmen, kutlu atalarımı şimdilik bir yana bırakarak, sürdürüyorum konuyuBu bir yana bırakma ne kadar uzun ömürlü olur, onu da gelecek satırlar belirleyecek. Ben, tarafsızlığımı gösterebilmek amacıyla elimden geldiğince uzak durmaya çalışacağım Türk sözcüğünden. Elimden geldiğince ve tarihin sayfaları izin verdikçe tabii…
KARYENLER ve ESKİ ATİNA 
Mu’dan yola çıkan Karyenler; Batılıların, “Cristóvão Colombo ve Amerigo Vespucci tarafından Amerika’nın keşfedildiği saçmalığı”nı yaymalarından on küsur bin yıl önce, zaten eskiden beri bildikleri Amerika’nın güneyinde, yani Güney Amerika’da; koca bir imparatorluk kurdular. Hatta buradan hareketle hem Atlantis’e hem de Ege ve

Lemurya, Muraya, Mu KAYIP KITALAR KİTABI 2

"KAYIP KITALAR SERİSİ 2"

“Kayıp Kıtaların Kitabı”ndaki yeni sayfalara, kadim bilgiler serpmeyi sürdürüyorum.


LEMURYA 
Afrika’dan Asya’ya, “Hint Okyanusu’ndan Pasifik Okyanusu’na kadar yayılan bir kıta daha vardı.” Lemurya’ydı adı…
 Bir dönem geldi ki, onun yerinde kükreyen bir deniz, o denizin üstünde de esen rüzgârlardan başka hiçbir şey görünmedi. O

Arkadaşına Yas Tutan Yiğit: Neşet Ertaş

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Yanılmıyorsam 1989 veya bir sonraki yılın güz aylarıydı. Müfettiş sıfatıyla görevli olarak Erzurum ve ilçelerine gitmiştik arkadaşım Rafet Bey’le. O Tekman’da, bense Hınıs’ta çalışmış, birlikte Karayazı ilçesine gitmek için üç ilçeyi birbirine bağlayan yol çatında buluşmuştuk. Küçük bir köprü ve akan küçük bir dere vardı. Bizi Karayazı’ya götürecek aracın gelmesi için bir süre beklemek durumundaydık üç ilçenin yol ayrımında. Gün akşama dönmek üzereydi ve ortalık ıpıssızdı.  Uzaktan köpek sesleri duyuluyordu sadece. PKK terörü yine böyle azıtmıştı o günlerde. Doğrusu biraz korkuyorduk Erzurum’un bu en yüksek ilçelerinin yollarının birleştiği noktada. İşte o sırada beklenmedik bir şey yaptım, belki birazda üzerimizdeki tedirginliği atmak için başladım aşağıdaki bozlağı söylemeye. Söylerken de sesimi oldukça inceltip tizleştirerek becerebildiğim ölçüde Merhum Muharrem Ertaş’ın sesini taklit ediyordum. Çünkü ondan dinlemiş ve onun sesinden sevmiştim bu bozlağı ben:
“Kalktı göç eyledi avşar elleri,
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eder ırağı,

Bir Zamanlar; Pangea, Gondwana, Lavrasya, Pasifika ve Başkaları da Vardı KAYIP KITALAR KİTABI 1

"KAYIP KITALAR SERİSİ 1"
GİZEMİN ALBENİSİ SARIVERİR İNSANI
Gruplarımızı takip edenler bilir. Pek nadir de olsa gizemli konulara dokunduğum da olur. Yazar, yazdıktan sonra da kim içtenlikle okur, bu tür olaylar kimin komiğine gider diye düşünmem hiç. Saptama olanağı olmadığı için, boşa kürek çekmeyle eş bir meraktır bu…
Ben düşünmem ama, bazı okurlar gerçekten sıkı takipçi…
Mu konusunda bir süredir sıkıştırıp duruyorlar beni.
Bazıları Facebook üzerinden sitem bile ettiler. Son zamanlarda aldığım bir uyarıysa hem hoşuma gitti hem de konuya ara sıra dokunmanın bir görev olduğunu hatırlattı bana… 
Sayın Seniye Özel, “Hem meraklandırıyor hem de o ilginç konulardan mahrum ediyorsunuz bizleri.” diyor. Sayın Rıza Afyonlu ya

Yalova ASEF'ten Şehitlerimiz İçin Anıt


Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
23 Mayıs 2009 tarihinde ‘’Sarıkamış’’ adlı konferans düzenledik, konferansımıza Sarıkamış Dayanışma gurubu başkanı Prof.Dr. Bingür Sönmez Bey konuşmacı olarak katıldı. Konferansta Yalova’dan beş şehidimizin isimlerini saydı. Konferans bittikten sonra biz dernek olarak Yalova Belediyesine Sarıkamış ta şehit olan atalarımızın aziz hatıralarını yaşatmak için anıt yapmak istediğimizi bunun için bizlere yer gösterilmesini istedik.İlk önce bizim talep ettiğimiz Uğur Mumcu İş merkezinin önündeki yeşil alana yapılması yönünde karar çıkmıştı. Anıt projesini Hüseyin Uygun bey’e çizdirip yapmaya başladığımız an, Yalova Belediye Başkanlığı Derneğimize , yeni düzenlenen sahil projesi içinde yer vermeyi teklif edince bizlerde kabul ettik. Daha sonra çerçeveyi geniş tutalım görüşü ağırlık kazanmaya başladı, Belediye başkan yardımcısı Hikmet Yavuz Bey’in ve bizlerin olduğu dört kişiden oluşan bir ekip oluşturuldu. Anıt artık Sarıkamış’tan ziyade Şehitlerin tamamını kapsayacak şekilde karar kılındı. Dernek

Gerektiğinde Süpürgeden Yana Olabilmektir Adalet

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Balyoz fena indi
Balyoz Davası ile ilgili mahkeme kararı açıklanmazdan az önce not defterime (facebook sayfama) "365 kiliseye karşı 365 asker" başlıklı şu notu düşmüştüm:
"Miladi takvime göre bir yılda 365 gün var. Malta'nın başkenti Lawelatta'da 365 kilise var. 250'si tutuklu olmak üzere Balyoz Davası'nda 365 asker yargılanıyor. 365 rakamında bir hikmet aramıyorum elbette. Bu tamamen bir tesadüf. Ancak iddiaya göre; yargılanan 365 askerden her biri, Lawelatta'daki bir kiliseyi değil, İstanbul'daki bir camiyi bombalamayı planlıyorlarmış! Bugün karar günü. Sanıkların tamamının ceza alması hiç önemli değil. Bir tane asker bile bu davada mahkumiyet alsa, bu beni son derece utandırır. Çünkü hiç bir demokrat insan, darbeci bir orduya sahip devletin vatandaşı olmak istemez. Ben de istemem.

Tutuklu general Çetin Doğan'ın dediği gibi, verilecek kararın sadece mahkeme

İncili Çavuş, Kürtler ve Başbakan'ın Azizliği Meselesi

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır. 
İsterseniz sondan başlayalım; oğlunun intiharı üzerine BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, taziye için kendisini arayan ve "Büyük acını anlıyorum ve yürekten paylaşıyorum”diyen başbakana şunları söylemiştir:
Sayın Başbakan bu ülkede hergün evlat acısı yaşayan anneler var. Türk ve Kürt gençleri ölmeye devam ediyor. Bu sürece göz yummayalım. Her ülkenin azizleri vardır. Siz de bu ülkenin azizi olabilirsiniz. Arkanızda halk desteği var. Bu sorunu çözün Bu ülkenin azizi olun Sayın Başbakan. Evlat acısı çok ağır. Akan kanı ancak siz durdurabilirsiniz. Bu savaşı bitirin, kimse evlat acısı çekmesin”.

Sırrı Sakık'ın bu sözleri karşısında Başbakan şöyle demiştir: "Ben elimden geleni yaptım, ancak karşılık bulmadı."(1).

Hain Vahdettin Sevr'i Neden İmzalamadı?


Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Vahdettin hain ve alçak mıydı?
Yıl 1972. İlkokul üçüncü sınıftayım. O tarihlerde şiir ezberleme kabiliyetim olduğu için, milli bayramlarda şiir okurdum. Çocuklar arasında en uzun şiirleri okumak bir övünç sebebi olduğu için en uzun şiirleri ezberleme görevini ben alırdım. Örneğin şimdilerde küçük çocuklar arasında yarışma haline getirilen İstiklal Marşı'nın tamamını ezberleme işini ben de yaptım ilkokul yıllarında. Ancak itiraf edeyim ki; hiçbir şiir, 1972 yılındaki 23 Nisan Bayramı'nda ezberleyip okuduğum o şiir kadar zihnimde iz bırakmamıştır. Daha doğrusu o çocuksu ruhumu hiçbir şiir o şiir kadar etkilemiş ve hiçbir şiiri o şiir kadar içten okumamışımdır. Öyle olduğu için de o şiirin büyük kısmı hala ezberimdedir benim:
Güzel yurdum ellere bir mal gibi satıldı,
Atamın gür kaşları birden bire çatıldı,
Binerek, bir hamlede şahlanan kır atına,
Haykırdı “alçak,” diye Sultan’ın suratına.

İmam-Hatipli Olmak Zordur Türkiye'de

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Meşhur Nasrettin Hoca fıkrasıdır.
Komşuları;
-"Hocam, senin hanım sabahtan akşama kadar, o ev senin, bu ev benim dolaşıp duruyor. Sahi senin yemeğini kim hazırlıyor? Evin temizliğini kim yapıyor?" diye sorduklarında, hoca şu cevabı vermiştir komşularına;
-"Komşular, bu dediklerinize asla inanmam. Eğer benim hanım sizin iddia ettiğiniz gibi sabahtan akşama kadar o ev senin, bu ev benim diye dolaşıp dursaydı, arada sırada bizim eve de uğrardı!"
...
O hesap; bugün Ak Parti iktidarına, sürekli olarak "İmam-Hatiplileri kayırıyor, onları gözetip kolluyor, devletin kritik noktalarına onları yerleştiriyor..." diye yüklenip duruyorlar ya, bu tür iddialara asla inanmam kardeşim! Eğer öyle olsaydı,  bu piyango bizim aileye de uğrardı. Zira ben ve eşim, İmam-Hatipli olmanın ceremesini en çok çeken ve bunun acısını en derinden yaşayan insanlarız. Hiç şüphesiz bizim durumumuzda olan binlerce İmam-Hatipli vardır bu ülkede.

İslami Fetişizm ve İslami Devrin Fetişleri

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
"İslamî Fetişizm" diye bir kavram var mıdır ve böyle bir kavram daha önce kullanıldı mı bilmiyorum. Esasen böyle bir kullanımın doğru olup olmadığından da fazla emin değilim. Peşin peşin söyleyeyim ki; en son ve en ekmel Tevhid Dini olan İslam'ın, temel uğraş alanının "Fetişizm", yani "putçuluk-putperestlik-puta taparlık" olduğunu bilen bir insan olarak, böyle bir kullanımın isabetli olmadığını düşünüyorum. Gelin görün ki; İslam adına, ya da İslami kisve adı altında yapılan ve aşağıda örnekleriyle anlatacağım bazı ritüelleri, başka türlü de adlandıramazdım.

Geçenlerde bir TV programında, galiba STV'de yayınlanan "Ayna" programından öğrendim, Akdeniz'in küçücük ada ülkesi olan Malta'nın başkenti Lawelatta'da Miladi takvime göre yılın gün sayısı kadar kilise olduğunu. Yani Katolik inancının en katı şekliyle uygulandığı  Malta'nın başkenti Lawelatta'ta irili, ufaklı tam 365 tane kilise
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.