Sayfalar

ÖMER SAĞLAM *Seçimin Galibi Ömer Sağlam'ın Gözyaşlarıdır



Bugünlerde oldukça hüzünlüyüz aile olarak. Çünkü annemiz beyin operasyonu geçirdi. Hâlâ normal hayata dönmüş de değil. Umarım tez zamanda döner. Dualarımız onun için. Allah onu bize bağışlasın...

İşte bu hüzün ortamında biraz önce torunu yaz okuluna bıraktıktan sonra eşimi işyerine bırakmak üzere giderken aracımızın radyosundan Best FM'de "Ufuk Karcı ile Konuşan Türkiye" programını dinliyorduk.

Ufuk Karcı anlam itibarıyla "Seçimi İmamoğlu'nun kazanmasıyla birlikte yine medyada HDP/Kürt oyları güzellemeleri başladı. Bu başarıyı HDP seçmeninin konsolide olmasıyla açıklayan yorumlar yapılıyor. Bence yanlış. HDP seçmeni 31 Mart seçimlerinde de zaten konsolide olmuştu, Dolayısıyla; bu seçim başarısı, Türk Milliyetçileri'nin başarısıdır. Sırf seçimi kazanabilmek için Öcalan'ın bile devreye sokulması, Türk Milliyetçilerini harekete geçirdi. Bu başarı onlarındır..." deyince ister istemez gözlerim yaşardı ve Ufuk Karcı'nın konuşmasını yorumlarken sesim

ÖMER SAĞLAM *Mursi'yi Kaybettik Ama Mısır'ı da Kaybettik



Demokratik seçimle işbaşına gelen Muhammed Mursi'nin başına gelenleri tasvip etmek elbette mümkün değil.
Hele hele dün (17.06.2019) itibarıyla yargılandığı mahkeme salonunda fenalaşarak ölmesi, çok üzücü.
                        Kendisine Allah'tan rahmetler diliyorum.

Ancak Mısır'da olanlar Mısır'ın iç işidir.
Bu sebeple Türkiye'nin, Mısır'la ilişkilerini kopartacak derecede Mısır'ın iç işlerine müdahil olması ve yöneticilerimizin, Mısır yöneticileri hakkında ileri geri değerlendirmeler yapmaları doğru değildir. Çünkü bizim için ülke ve devlet olarak Mısır, Muhammed Mursi'den çok daha önemlidir.

Devlet, duygusallıkla değil, akıl ve bilgi ile yönetilir. Ülkelerle olan ikili ilişkiler kişilerle değil, ülkelerin karşılıklı menfaatleri gözetilerek kurulur.
Bu noktada Cumhurbaşkanının, Mursi'nin vefatı üzerine sosyal medya hesabından yapmış olduğu "Mısır'ın demokratik seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı, kardeşim Muhammed Mursi'nin vefat ettiği haberini teessürle öğrendim. Tarihin en

ÖMER SAĞLAM *Bir Beka Sorunu Olarak Mülteciler



ABD Savunma Bakanlığı tarafından 06 Haziran 2019 tarihinde gönderilen tehdit mektubunu, 1964 yılındaki Johnson Mektubu ile karşılaştırıp, ondan daha ağır bulanlar var. Muhalefete göre bu mektup bir ültimatomdur! Her ne kadar "Ültimatom" nitelendirmesine katılmasa da iktidar da bu mektuptan rahatsız. 13.06.2019 tarihli ana haber bültenlerinde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarına bakılırsa:
"ABD tarafından 6 Haziran'da gönderilen mektubun içerik ve üslubu kabul edilemez. Basına sızdırılması ise doğru değildir. Basın üzerinden Türkiye'ye baskı kurulmaya çalışılmıştır. Dışişleri Bakanlığı'nın da katkılarıyla Milli Savunma Bakanlığı tarafından yazılan cevabi mektup da en az ABD'nin mektubu kadar ağır bir dille

ÖMER SAĞLAM *Bakın Şu Pontuslu Ekrem İmamos'a



Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Burası İstanbul, burası Konstantinopol değil. Burayı böyle görmek isteyenler var. Böyle görmek isteyenlere karşı 22 günümüz var” dedi.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli: "Yani Yunan medyasında olan biten olayları 'ya olur mu ne alakası var, işte onlarla benim hiçbir alakam yoktur, o ziyaretlerimin amacı budur ya da Makarios’un heykelini dikmemin amacı budur. Tabii aynı şekilde Papandreu’nun kendisini özel olarak ziyarete gelmesinin amacı budur' diye makul, mantıklı herkes tarafından kabul edilebilecek açıklamalar yapması gerekiyor ama tık yok. Beyni bu milletin emrinde değil, çıkıp bunu bile söylemiyor. Olur mu öyle şey, ben her şeyimle Türk milletine aitim demiyor, diyemiyor. Sadece bu konuyla ilgili sorulan soruları geçiştirerek, olayı kapatmaya

GÜNAY TULUN *Okan Müderrisoğlu NTV vs vs vs

TÜRK'ÜN  ÖZ SAYGISIZ "VÜZUR"CU "PERESTAR"LARLA SAVAŞI 
Dün gece, NTV adlı yayın kuruluşunda, Sayın Ekrem İmamoğlu'nun konuk olarak davet edildiği bir program yapıldı. Programın duyurularına göre Sayın İmamoğlu projelerini anlatacak, böylece halk bu konuda aydınlanacaktı.

Programın gerçek amacı projelerin anlatımı falan değildi. YY-YYKY kanallarda her zaman yapıldığı gibi belden aşağı vurmak; Bay Recep'le Bay Binali'ye yapmaya cesaret edemedikleri ve asla edemeyecekleri tavırlarla provokatif, hileli, çirkin tuzaklarla dolu soru kılıklı yorumlar yaparak Sayın İmamoğlu'nu akılları sıra sıkıştırıp halkın gözünden düşürmekti. Ters tepti tabii, ters tepti...

Sayın İmamoğlu olacakların farkındaydı ve diğer "YY-YYKY" kanallara nasıl gitmişse

ÖMER SAĞLAM *İmamlar Camiler Sizin Hyde Parkınız Değildir



Adını Kuvayı Milliye kahramanı Komutan Şahinbey'den alan Şahinbey İlçesi'ndeki İyinacar Camii'nin imamı, bayram hutbesinde, Kurtuluş Savaşı için "Kurtuluş mücadelesinde bizi kandırdılar. 1. İnönü'de şöyle zafer kazandılar, 2. İnönü'de şöyle zafer kazandılar. Sakarya'da şöyle zafer kazandılar. Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Yunanlıları denize döktüler. Nerde döktüler. Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı'yı daha sonra yeniden kurabilirdik" sözleri üzerine

TÜLAY BAĞCIOĞLU *Sarılın Birbirinize


Dünyada ölüm diye bir gerçek varken, sevdiğiniz kişinin hâlâ nefes aldığına dua edin. Akşam annenizin kapıyı açmasına şükredin.
Ne bileyim, bir silkelenin.
Kıymet bilin, sevin.

Severken incitmeyin.
Kibir yapıp gitmesine izin vermeyin.