Sayfalar

ÖMER SAĞLAM *Dede Korkut Türklere Gönderilmiş Bir Peygamber midir



"Neden bütün Peygamberler Araplara ve İsrailoğulları'na gönderildi?" veya "Neden bütün peygamberler Orta Doğu'dan çıktı?" ya da  "Neden bütün semavi dinler orta doğudan zuhur etti?" 

Oysa bu soru, konusu itibarıyla yanlış bir sorudur. En başta kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim, bütün milletlere peygamber, dolayısıyla semavi din gönderildiğini haber vermektedir bize. Nitekim Kur'an'da Nahl Suresi'nin 36. ayetinde "Biz her millete bir peygamber gönderdik..”;  Şuara Suresi'nin 208. ayetinde ise "Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere (gönderdiğimiz) uyarıcıları (peygamberleri) olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz." denilerek her millete ve kavme peygamber gönderildiği haber verilirken, Furkan Suresi'nin 51. ayetinde “Eğer isteseydik her şehre bir uyarıcı peygamber gönderirdik.” denilerek Allah'ın sadece her kavme veya millete değil, her şehre ve kasabaya peygamber gönderebilecek güç ve kudrette olduğu belirtilmektedir. 

ÖMER SAĞLAM *Camide Aşk Başkadır


Diğer İslam ülkelerini bilmem, ancak ülkemizdeki camilerde genelde "Dünya kelamı etmeyiniz" şeklinde uyarılar vardır. Bu uyarılar genelde cami girişlerinde, bazen de içerideki kolon ve sütunlarda yerlerini alır. Bizim mahallenin imamı, bu konuyu biraz daha abartarak şiirsel hale getirmiş ve caminin girişine "Hak ile birlikte iken halk ile ilişkini kes" şeklinde bir yazı asmış. Yazı matbu olarak, yani renkli afiş şeklinde olduğuna göre; bu afiş bir merkezden, DİB veya en azından müftülük tarafından topluca bastırılarak camilere dağıtılmış olmalıdır.
                          
Bizim din adamları, camilerde cemaati susturup, tam anlamıyla zapturapt altına almışlardır. Hiçbir itiraza mahal vermeden özgürce konuşmaktadırlar ki; bunun içine bazı siyasi partiler lehine kamuoyu oluşturmak da dahildir. Din adamlarımız, dinin sorgulanamaz dayatmacı naslarını, yani dogmalarını, adeta kendi şahıslarına tahvil etmişler, böylece kendilerini sorgulanamaz, dokunulamaz kılmışlardır. Bu ülkede,

GÜNAY TULUN *6 ve 7 Eylül Oyunlarının Sahne Arkası


Aşağıdaki satırlarda anlatmaya çalışacağım olaylar; yerden göğe, gökten de yere dek haklı olan bir ulusun, yetersiz politikacı ve bürokratlar eliyle nasıl haksız konuma getirildiğinin öyküsüdür. Olaylar, sanki durmaksızın tekrarlanacakmış gibi bugün de devam ediyor. Nedendir bilinmez, kulaktan dolma bilgilerle tatmin olan tiplerle kendisini aydın sananlar daima ve yalnızca Türkiye'yi suçluyorlar. Tabii ki suçlu... Ona hiçbir itirazım yok! Yalnız işin aslını aradığınızda suçlanacak ülkeler sıralamasında adı en