Sayfalar

GÜNAY TULUN *Cekete Bak Toplu Sözleşmeye Davran

Kamu görevlilerinin 4. dönem toplu iş görüşmeleri, birkaç gün önce sahneye konan grotesk* bir eserle perdelerini kapadı.

Önce bir hanım çıktı ortaya. Meğer "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı" imiş. Aman Allah! Bir konuştu bir konuştu ki neredeyse "Sözleşme yapılmasın, maaşlar yarı yarıya azaltılsın!" diyesim geldi. Gece gündüz çok çalışmışlar da 726 detayla uğraşmışlar da çok yorulmuşlar da...
Duyan da bakanlıkların "askerlik (!) gibi yan gelip yatma yeri" olduğunu sanır.

Ağam, dükkânı aç da ekmek alak!
Sonra sazı bir adam aldı. "Memur-Sen Memur Sendikaları Konfederasyonu"nun genel başkanıymış. Yine tanımadıysanız hatırlatayım: Görüşmelerin başlangıcında birinci yıl en az % 10, ikinci yılsa en az % 6 zam ve bunun yanında bir dolu ücret iyileştirmesi isteyen, aşağısını kabul etmeyeceğini beyan eden ve görüşmeler (!) sırasında "KAPALIYIZ" yazan dövizlerle bayatlamış bir şova imza atan şahıs.
Partisini bulun 

O da saz eşliğinde tiradını** söyleyip kulise geçti. Tiradını okurken, ikide bir kim olduğunu anlayamadığım "milletin adamı" diye birine ilginç yüz ifadeleriyle seslenip durdu. Seslendiği adamın, kim olduğunu, neci olduğunu Başkan'ın giydiği ceketi fark edince anladım. Ceket, "milletin adamı"nın kim olduğunu da anlatıyordu. 
Milletin adamını bulun
Sonunda, 726 detayla gece gündüz savaştığı için çok yorulan çalışkan hanımla malum ceketli bey "Memurumu enflasyona ezdirtmem!" diyerek ekranlara çıktılar. Daha görüşmeler başlamadan kararlaştırıldığından şüphelendiğim, enflasyonun çok çok altındaki rakamlar üzerinden memuru ezerek ve ezdirerek anlaştıklarını mutlulukla açıkladılar. Zamanlamaları da harikaydı. "Son dakika" ve "sözleşme bugün yapılmazsa kamu görevlileri mahvolur" oyununu o denli yapmacık o denli kötü oynadılar ki, kanan saflara gerçekten acırım.

Bunları yazdım diye memuriyetle herhangi bir ilgim olduğu sanılmasın. Ne uzaktan ne de yakından var!

Bir kez daha dağ fare yerine pire doğurdu. Sürünmekten mutlu olan memurlar; yine bu sendikaya üye olacaklarının, ilk seçimde yine aynı kişiyi sendika başkanı seçeceklerinin, ilk genel seçim ile tek adam seçiminde de yine aynı parti ve kişiye oy vereceklerinin huzuruyla "nasıl geçineceklerinin planlaması"nı yapmak üzere arkalarına baka baka dağıldılar.  

Sonuç: "Memurun boş umutları, doğmaz haftanın gelmez çarşambasına kaldı.".
Hadi memurlar bunu sinelerine çekecekler ama şahsen benim sineye çekemediğim bir şey var. Şu soruma cevap arıyorum: "18 adamızla bir kayalığımız Yunan'a nasıl, kimin emriyle ve kimler tarafından verildi?".



*Grotesk Eser: Tez ve düşüncelerle alay eden tiyatro oyunu
**Tirat: Tiyatro oyununda oyuncuların, araya başkası girmeden
bir defada söylediği uzun ve tumturaklı konuşma parçası