Sayfalar

GÜNAY TULUN *Darbe Yazıları: Bu Yol Padişahlığa Çıkar

15 Temmuz'dan bu yana yapılan tüm uygulamalar, Bay Recep'in padişahlığa taşınması sırasında kat edilecek yolun asfaltlanmasından ibarettir. Zaten onun da en büyük hayal ve ideali, Cumhuriyeti yıkarak padişahlığını ilan etmektir.

ÇOK YÖNLÜ BİR ÂDEMOĞLU
15 Temmuz öncesinde de malum YYKY takımı tarafından; "beyefendi, reis, emir, başkan, padişah, evliya, peygamberden de öte" ve tövbe haşa "Allah'ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış" yani "Allah" olarak ilan edilmiş, kendisi de bunların hiçbirine itiraz etmeyerek hepsini kabullenmişti.
Bugüne dek yaptıklarına bakarsak başka yaratıkların evliyası olabilir ama Allah'ın evliyası olmasına imkân yok! Son peygamber Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu teala aleyhi vesellem efendimiz olduğuna göre, peygamber olma ihtimali de yok! Peygamberden öte, örneğin melek olmasını gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz? Ben getiriyorum ve bu da beni çok güldürüyor.
Elinde kala kala padişahlık kalıyor. Kendisini yaptığı yolsuzluklar nedeniyle sözlü ve görüntülü CD'lerle sıkıştırmaya kalkan Fetullahçı ortaklarını tasfiye ettirir görünerek, muhalifleriyle Cumhuriyetçileri de devreden çıkarttığına göre, padişahlık için önünde biz vatanseverlerden başka engel kalmamış gibi...

GÜNAY TULUN *Darbe Yazıları: Suikastçılar, Bir Papa ve Fetullah




15 Temmuz’da yaşanan ihtilal girişiminden sonra, “dini kullanarak topluma egemen olmaya çalışan örgütlerin” orduya sızma planlarının başlangıç tarihi tartışılır oldu. AKP’liler ve sempatizanları “30, 40 yıl”dan söz ederken karşısındakiler de  “AKP’nin iktidara geldiği günden itibaren” demeye başladılar. 

Bu tarihsel farklılık, bir tarafın “Benden önce başlamıştı!” savunmasına sığınması; karşısındakilerin de “Bunları devlet kadrolarına sen doldurdun! Yeni dönemde bu yanlışları tekrarlama!” uyarısından kaynaklanıyordu. 
Her iki taraf da “Dediğim dediktir!” havasından sıyrılamayınca, hakemlik işi; konuyu önceden irdelemiş olan tarafsızlara düştü. Onlar her iki tarafa da kafa salladılar ama ister istemez muhaliflerin yanında durdular. 

ÖMER SAĞLAM *Diyanet'in Yetiştirdiği Sahte Mehdiler

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından, Din Şûrasını olağanüstü toplantıya çağıran Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez; "Bu yumuşak huylu görünen emre amade robotlar şebekesi milletimizi Allah ile peygamberi ve onun sahabesi ile aldatmıştır. Allah'ın ayetlerini, Resul-i Ekrem'in hadislerini, ulemanın hikmet ve irfan erlerinin bilgi mirasını, bu toprakların Mevlana, Yunus Emre başta olmak üzere bütün değerlerini kendi gizli emel ve gayeleri için araç olarak kullanmıştır... Uzun yıllardır varlığı bilinen ve her türlü yolu kendi emelleri için mubah gören, dini ve dini duyguları istismar eden; bu duygularla milletimizin zekâtını,

GÜNAY TULUN *Darbe Yazıları: Reis, Muşçina, Misterler ve Hoca

Sürekli okurlarım, doğruluğu birkaç kez sınanmamış hiçbir şeyi yayınlamadığımı iyi bilirler. Hatta bu yüzden sansasyon yaratabilecek birçok olayı yazdığım hâlde yayınlamadığımı da… Eksik olmasınlar, yine de derledikleri bilgileri gönderirler. Hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Değerli yazar kardeşimiz Sayın Ömer Sağlam, “Gerzekler, Günü Gelince...” sözleriyle başlayan makalesiyle konuyu sanal medyaya taşımasaydı, “yeterli doğrulamayı yaptıramadığım için beklettiğim” bugünkü konu da aynı akibeti paylaşacaktı.

27 Temmuz günü, gruplarımızın haberleşme adresine gönderilen internet mektubu, Sayın Sağlam’ın anlattığı “Putin, Erdoğan, Obama” oyununu teyit eder mahiyette. Gelen internet mektubunda belirtildiğine göre yazı; MDN, Armed Forces Journal ve NM adlı üç yerde de yayınlanmış.

Yine değerli bir okurum, o mektubun bir gün sonrasında "SOTT Signs of The Times" adlı bir sitedeki yazıyı kopyalayıp gönderdi. Bu ilginç olayla ilgili teyit kokan bilgilerin çoğalması sonucu olayı sayfalarıma aldım.

ÖMER SAĞLAM *Gerzekler Günü Gelince Altlarına Tezekler

"İster maddi güçleri bakımından, isterse kendi ülkesindeki güç kaynakları bakımından ve gücü temsil eden kaynaklar bakımından, isterse ilim mahfilleri bakımından, isterse toplumun büyük kısımlarına bu duygu ve düşünce ile ulaşmaları bakımından, belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar, bir şekilde hizmete devam etmeleri şart, zaruri ve lüzumludur. Yanlış bir şey yapar, kıvama ulaşılmadan, özleriyle tam bütünleşmeden, gerekli mesafe alınmadan, bir kısım 'erken huruç' diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya başlarını ezer! Ve Müslümanlara Cezayir'deki hadise gibi yeni bir hadise yaşatırlar. Suriye'deki 82 vakası gibi yeni bir fecaat yaşatırlar. Her sene Mısır'da yaşanan fesat ve fecaat gibi bir fesat ve fecaat yaşatırlar.