Sayfalar

ÖMER SAĞLAM *13. İmam ve Davutoğlu'nun Alnından Öptüğü Teröristler


Öncelikle ifade etmem gerekirse; ben, Alevi vatandaşlarımızın kimi taleplerinin karşılanması gerektiğine, bunun milli birliğimiz ve bütünlüğümüz açısından son derece önemli olduğuna inanan bir Sünniyim. Özellikle Alevilerin, cemevelerine ibadethane statüsü verilmesi ve diğer ibadethanelere hangi imtiyazlar veriliyorsa aynı imtiyazların cemevlerine de verilmesi ve Aleviliğin okullarda işin ehli öğretmenlerce anlatılması taraftarıyım.

Buna ilave olarak, Aleviliğin bir okulunun veya en azından İlahiyat fakültelerinde kurulacak bir kürsüsünün bulunmasını, dedelerin ve zakirlerin buralarda yetiştirilmesini savunuyor,

ÖMER SAĞLAM *Yezit'in Babası Muaviye Vahiy Katibi miydi




Hz. Peygamber'in "Ümmîliği" konusunda birkaç gündür yazıp çizdiklerimiz, oldukça ses getirmiş bulunuyor. Haliyle bazı okuyucularımızın kafası bir miktar karışmış durumda. Özellikle Kırklareli İl Müftü Yardımcısı dostumuz Adnan Zeki Bıyık'ın sözlerinden mütevellit "Peygamber okuma yazma biliyordu!" başlığı altında yazdıklarımız oldukça büyük ilgi ve merak uyandırdı okuyucularımızda.

Okuyucumuz Yılmaz Kula, "Aynı okula(mı) gitmişler" diyerek Müftü efendinin sözlerinden hareketle oluşturduğumuz başlığa itiraz etmiş! Kendisine şöyle

GÜNAY TULUN *Rusya Soykırım ve Savaş Suçu İşlemeye Devam Ediyor


Bugün, Ankara'mızın göbeğinde bir katliam yaşandı. Yarın tüm gazeteler konuyu en ince ayrıntılarına kadar verecek. O yüzden ben, Türkiye'nin başına örülen ve örülmeye çalışılan çorapların diğer yanına değineceğim. Konuya girmeden önce; Rusya, İran ve ABD'nin olayın faili terör örgütüyle aynı kefede olduğunu söylemeliyim. 

PUTİN ve RUSYA SAVAŞ SUÇLUSU OLARAK YARGILANMALI 
Olayların başlangıcında, herkes suspus otururken, Rusya'nın yaptıklarını özetleyen "Putin'le Erdoğan Türkiye’yle Rusya" ve sonrasında yazdığım "Rusya, Savaş ve Soykırım Suçlusudur" adlı yazıda, Rusya'nın ne denli büyük insanlık suçu işlediğini vurgulamıştım. Gerekli makamların uyanması için böyle bir yazı şarttı ve ne acıdır ki,

ÖMER SAĞLAM *Müftü Adnan Zeki Bıyık: Peygamber Okuma-Yazma Biliyordu




Diyanet'in 12 Şubat 2016 tarihli Cuma hutbesinde geçen "Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de bizlere namaz kılmayı,oruç tutmayı, zekât vermeyi, hac yapmayı emretmiştir. Ancak namazın vakitlerini, rekât sayılarını ve nasıl kılınacağını bize Efendimiz öğretmiştir. Orucun ne şekilde ve nasıl tutulacağını, zekâtın hangi mallardan ve ne kadar verileceğini, haccın menasikini bizlere hep Peygamberimiz göstermiştir. Kısacası ibadet hayatımız, onun örnekliğinde şekillenmiştir..." 
şeklindeki ifadeyi de ekleyerek aydın bir din adamı olarak tanıdığım  Kırklareli İl Müftü Yardımcısı Adnan Zeki Bıyık'a kendi facebook sayfasında şu soruları sordum: 
"Lütfen aydın bir din adamı olarak söyler misiniz, Diyanet'e göre okuma-yazma bile bilmeyen, yani 'Ümmî' olan bir peygamber, başkalarına öğretecek derecede bu kadar

ÖMER SAĞLAM *Yerli Salman Rüşdiler'e Kötü Haber




Kur’ân-ı Kerim hakkında bilgi verilirken genelde toplam 114 Sûre, 6666 ayet der geçilir. En azından yakın zamanlara kadar bu böyleydi ve bu rakamlar zinhar tartışılmazdı. Mesela bir internet sitesinde şöyle denilmektedir: "Zemahşerî, İbn-i Huzeyme, Şeyhu'l-İslâm İbn-i Kemal Paşa, son devir dersiâmlarından Nakşi yolu Müceddidîn kolu 33. ve son halkasını teşkil eden Süleyman Hilmi Tunahan (k.s.) ve bazı muasır âlimler 6666 ayet olduğunu kabul etmişlerdir."(1).

Bazıları, hemen her sûrenin başında geçen “Besmele”yi ayet sayısına dâhil eder, bazıları etmez, ancak hiç kimse de önüne Kur’ân-ı Kerîm’i koyup ayetlerini saymayı akıl etmez bu

ÖMER SAĞLAM * Atatürk, Kur'an İçin "O Arap Oğlunun Yaveleri" Dedi mi




Atatürk'ü "din düşmanı" ya da "İslam karşıtı" olarak göstermeye çalışanların istinat ettiği argümanlardan birisi de, Atatürk'ün Hz. Peygamber ve Kur'an-ı Kerim için "O Arap oğlunun yaveleri" dediği şeklindeki nakildir.

Lütfen hiç kimse, tıpkı General Kâzım Karabekir örneğinde olduğu gibi, saltanatın ve hilafetin kaldırılmasından tutun da laikliğin temelini teşkil eden çeşitli inkılaplara karşı çıktıkları için Atatürk tarafından dışlanan, ordudan ve aktif siyasetten uzaklaştırılan Atatürk muarızlarının ve muhaliflerinin veya Cemal Granda gibi, bir zamanlar onun sofrasında çöplenirken sonradan kenara itildikleri için Atatürk'e düşman olmuş veya kimi menfaat çevrelerince yönlendirilmiş kimi adamların iftira kokan nakillerine bakarak  Atatürk'ü dinsiz ve din düşmanı olarak yaftalamaya kalkışmasın.