Sayfalar

Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar'a Açık Mektup [Ömer Sağlam]




Sayın Genel Kurmay Başkanı,
Öncelikle Genel Kurmay Başkanlığı'na atanmanızdan dolayı sizi kutluyor ve 2003 yılının 4 Temmuz günü (ABD'nin en önemli Milli bayramı olan Bağımsızlık Günü- Independence Day)Kuzey Irak'ta askerlerimizin başına çuval geçiren birliğin komutanı General Odierno'nun elinden Amerikan Liyakat Madalyası almanız konusundaki menfi düşüncelerim saklı kalmak kaydıyla size başarılar diliyorum...

Sayın Genel kurmay Başkanı,
Ben bir asker çocuğuyum, desem yeridir. Zira ailem "Ömerpaşaoğulları" denilen bir soydan gelmektedir. Nüfus kayıtlarımızda sülale adımız böyle geçmektedir. Ömer

Ülkücülere "Koruyucu Lider" Gerekmez

 
17 Ağustos akşamı, AKP-MHP koalisyon görüşmelerinin tartışma konusu yapıldığı bir televizyon programına telefonla bağlanan MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın şöyle bir laf etti: "Alparslan Türkeş bizim kurucu liderimiz, Devlet Bahçeli ise koruyucu liderimizdir."

Semih Yalçın'ın Alparslan Türkeş hakkındaki düşüncesi kabul edilebilir bir düşüncedir. Çünkü o, MHP'nin kurucu lideridir. Ancak Bahçeli hakkındaki düşüncesi, hem İslam'a, hem de Türk Devlet Geleneğine aykırı bir düşüncedir. Çünkü lideri koruyucu olarak gören bir düşünce, aynı zamanda milleti "kul" olarak gören bir düşüncedir. Umarım bu düşünce MHP'nin kurumsal düşüncesi olmayıp, sadece Semih Yalçın'ın kişisel

Tayyip Erdoğan'ın Jurnal Teşkilatı

Türkiye hızla erken seçime doğru gidiyor. AKP ile CHP arasında yaklaşık bir aydır ve takriben 40 saat süren koalisyon görüşmelerinden ortaya çıkan netice koskoca bir sıfır! Hatta Kılıçdaroğlu'ndan öğrendiğimiz kadarıyla bu iki parti yetkilileri koalisyon görüşmeleri bile yapmamışlar bu sürede. Bunca zamandır adeta pişpirik oynamışlar! Sadece birbirine yoklama çekmişler. Görüşme sürecinin sonunda da AKP'den cılız bir "Seçim Hükümeti", olmazsa AKP'nin kuracağı azınlık hükümetine CHP'den destek vermesi teklifi gelmiş.

Esasen Davutoğlu, görüşme sürecinin başında, bu görüşmelere "İstikşafi Görüşmeler" diyerek niyetlerini açıkça ortaya koymuştur. Anlaşılan CHP, bu kavramın ne anlama geldiğini pek anlayamadığı için ısrarla ve koalisyon görüşmesi yaptıklarını zannederek

Hani Türkler Arifti

Hani biz Türkler ariftik? 
Hani bilim insanlarının bile keşfedemediği çok şeyi sezinler, yalana inanmaz; gerçekle gerçek dışını, iyiyle kötüyü birbirinden ayırabilirdik?
İrfan sahibiydik hani?

Ne oldu bize?
İnsan, milletçe nasıl saçmaladığımızı görüp; Türklerin ünlü "arifliğinin" nereye gittiğini düşünüp duruyor.  

Son yıllarda, ülkemizi yönetenler tarafından gözümüzün içine baka baka; cukkası sağlam bir insanın lokantada döner üstü pilav istemesi kadar büyük bir rahatlıkla

Matematik Öğretmenliğim ve Falcılığım Üzerine

11 Ağustos'u 12 Ağustos'a bağlayan gece oldukça garip bir rüya gördüm. Bu konuda cereyan yapsın da bir nebze de olsa serinlik gelsin düşüncesiyle evin balkon kapısını ve pencerelerini açarak fanila-don yatmamın bir etkisi var mı bilmem. Ancak gördüğüm rüya gerçekten de çok enteresandı.

Efendim rüyamda matematik öğretmeni olmuşum ve sınıfta öğrencilerime ders veriyorum. Oysa ben hayatımda matematiği hiç sevmedim ve öğrencilik yıllarımda da bu dersten oldukça başarısız birisiydim. 10 üzerinden 5-6 ile zar zor geçtim hep. Yani sevmediğim ot, rüyamda da olsa burnumda bitmişti. Ancak kurtardığım bir taraf vardı rüyamda; problem veya bilmem kaç bilinmeyenli denklem filan çözmüyor, sadece

A. J. Toynbee’nin Kayıp “Furya ve İftira Projesi”




Bu kitap (veya bilgi notu) University of California kütüphanesinde, bir tesadüf eseri bulunmuştur. Enteresandır, çalışmada 100’e yakın kitaba atıf yapılmaktadır. Atıfların tamamı Osmanlı Devleti, Türkiye ve Türk milleti ile alâkalı olmasına rağmen, bilgi çalışmanın hâlâ dilimize çevrilmemiş olması çok tuhaf!. Toynbee’nin, yine kurgulu Türk karşıtlığı ve yalana dayalı senaryolarla Türk düşmanlığı yaratma çabaları ile tescilli, Ermeni soykırım iddia ve iftiralarının bir numaralı başucu kitabı.“Mavi Kitap” aynı dönemde tasarlanmış olmasına rağmen, Türk Milleti hakkında yönlendirici yalanları, Osmanlı-İslâm Ümmeti’ni yok etmek için üretilen ütopik senaryoları içermektedir. Adeta ısmarlama tarih yazmak için (muhtemelen Osmanlı Tokadı yemiş ihanet şebekeleri tarafından tutulmuş kirli bir beyinsiz olan) tahayyül edilen kurgu,

Sizin Listenizde Kaç Şerefsiz Var

*****


MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, basına kapalı bir ortamda söylediği iddia edilen "Boğaz kenarında viskisini içerek HDP'ye oy veren şerefsizler..." sözünün, medyaya sızması üzerine ortalık toz duman. MHP'liler haliyle liderlerinin sözlerine sahip çıkarak, kendisine destek olmaya çalışıyorlar. Hatta Bahçeli'nin Başdanışmanı Metin Özkan, bu şerefsizlerin sayısının 3.000 olduğunu söyleyerek işi bir adım daha ileri götürmüş bulunuyor.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise Bahçeli'yi ve ona destek çıkanları kastederek "Seçmenimize küfür ve hakaret edene bin misliyle aynen iade ediyorum. Seçim öncesi hırsızdan hesap sorarız deyip, seçim sonrası hırsızın sarayında zevki sefa sürenler midir şerefli olanlar? Şeref kavramını kullanmaya kalkmasınlar,

Algı Yönetimi ve İstikşafi Görüşmeler

Halkımızın "pireyi deve yapmak" ve "akı kara göstermek" şeklinde dillendirdiği deyimlere günümüz siyasi literatüründe "Algı yönetimi" diyorlar. Siyasi literatürde algı yönetimi, siyaset adamlarının, siyaset sihirbazlarını kullanarak, yönetmiş oldukları halkı kandırmak, gerçekleri ve yanlışları onların gözünden kaçırmak, halkın tepkisini sağıp soğurarak bu tepkileri kendileri için zararsız hale getirmek için başvurdukları bir yönetim sanatıdır.

Algı yönetimi, siyasi tarih için yeni bir şey de değildir. Tarihin hemen her döneminde uygulanmış, üstelik yöneticiler açısından bazen geçici, bazen kalıcı olarak olumlu neticeler de alınmıştır. Hatta algı yönetimi, kutsal kitaplara bile konu olmuştur ki; bunların en meşhuru, Firavun ile Hz. Musa arasındaki mücadele sırasında Firavun

Operasyonların hedefindeki adam: Çipras


Malum; hava unsurlarımız beş on gündür sınır ötesindeki IŞİD ve PKK üslerini bombalıyorlar. Daha doğrusu Suriye'deki IŞİD mevzilerine yapılan göstermelik birkaç sortiden sonra operasyon kuzey Irak'a kaydırılmış bulunuyor. Demek ki; operasyonların asıl hedefi IŞİD değil, PKK imiş. 
Daha doğrusu PKK üzerinden HDP imiş. Öyle ya askeri operasyonlar devam ederken, HDP Eş Gelen Başkanı çakma Çipras'ın dokunulmazlığının kaldırılması konusundaki AKP başvurusu başka nasıl izah edilebilir?

Sen misin, ekranlarda saz çalıp, meydanlarda halay çekerek %13 oranında oy almak ve Erdoğan'ın başkanlık yoluna hendek kazmak, tekerine çomak sokmak? 
Al sana bomba!