Sayfalar

Ah Nerede Vah Nerede

Bir otobüsü kaçırıp, beş dakika sonra gelen otobüse binmek, asansör kullanmak yerine merdivenlere yönelmek, evde oturmak ya da dışarı çıkmak...  Karşınıza çıkan ve karar vermenizi sağlayan her seçenek, yaptığınız her tercih bambaşka sonuçlara yol açıyor. Hayatımızdaki öyle küçük şeyler, o kadar büyük değişimler yaratıyor ki aslında, farkında bile olmuyorsunuz.

Sokağa çıktığınızda sağa mı gideceksiniz sola mı? Belki sağdan giderseniz dinlenmek için oturduğunuz bir yerde yanınızdan geçen bir piyango satıcısından bilet alıp akşamına zengin olacaksınız. Soldan giderseniz, başınıza hiç beklemeyeceğiniz birşey gelecek... Yanlış diye seçmediğiniz o şık, belki de hiç tatmadığınız mutluluğu tattıracak size... Nasıl bileceksiniz? Sonsuz tane paralel evrende sonsuz tane farklı alternatif...

Operasyonlar ve Erdoğan'ın Başkanlık Planı

*****



Önce Suriye'deki IŞİD hedeflerinin, arkasından Kuzey Irak'taki PKK hedeflerinin bombardımana tabi tutulması, Türkiye'de umum halk ve bazı aydınlar üzerinde olumlu bir hava yaratmış bulunmaktadır. Bu durumu sosyal medyada yapılan paylaşımlardan da anlamak mümkündür. Hatta ihtilallerin vazgeçilmez sanatçısı Hasan Mutlucan'ın kahramanlık türkülerini paylaşarak sevincini gösterenler bile var sosyal medyada. Espri kabilinden biz de paylaştık..

Milliyetçi-Muhafazakâr kimliği ile bilinen ve en azından son yıllara kadar mevcut iktidara yakın bir çizgi takip eden duayen gazetecilerden Taha Akyol, DAİŞ mevzilerine karşı yapılan hava bombardımanlarının isabetli olduğunu, hatta geç

Devlet Başa Kuzgun Leşe

Bu güne kadar kurulamayan ve/veya gizli bir hesap gereği kurulmayan hükümetin, 25 ve 26 Temmuz Cumartesi - Pazar günleri kurulmasının da, pek mümkün olmayacağına göre; 27 Temmuz 2015 Pazartesi itibarıyla Cumhuriyet tarihinin ‘genel Millet vekili seçimi sonrası hükümet kuramama süresine dair’ 50 günlük utanç rekoru kırılacaktır. 

Bu süre 6 Kasım 1983 seçimlerinden sonra 36; 22 Temmuz 2007 seçimlerini müteakip 37 ve 18 Nisan 1999 seçimlerini takiben 39 gündü. Şimdi 70 yılın rekoru aşıldı ve Türkiye’de “seçim sonrası” hükümet kuramama süresi, tarihi rekora ‘on bir gün daha eklenerek’ ilk defa 50 güne dayandı. Daha nereye kadar varabileceği ise henüz bilinebilir olmaktan çok uzak!..

Bu normal bir durum değil!..

İbret olsun diye buraya yazıyorum. 27 Mayıs isyanı vuku bulduktan 2 gün sonra, kanlı

Halkın Gazını Almak İçin Maval Okumak

İnsanlar mahalle arası, sokak dibi, kahve köşeleri, otobüs ve dolmuşlarda aynen böyle diyor; Adalet Bakanlığının istinat duvarı dibinde bile yüksek sesle konuşarak: “Bunlar bu işi yapamaz. Halkın gazını almak için maval okuyorlar….” Biçiminde açıkça düşüncelerini dile getiriyorlar. Milleti böylesine hükümetten soğutan, inanç ve itimatlarını kıran ne?..

Bakanlar Kurulu’nun 24 Temmuz 2015 tarihli çağrısı:
“PKK'YA SON KEZ SILAH BIRAK UYARISI”
Bırak vatandaşı, kargalar güler buna. Bahusus habere bakalım: “Son kez 'silah bırak' çağrısı (24 Temmuz 2015, Cuma 01:25, Gazeteler) Bakanlar Kurulu çözüm sürecinin

HDP’yi Yok Saymak

Bana göre; dünyanın gelmiş geçmiş en büyük inkılapçılarından birisi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s), diğeri de O'nun ismini taşıyan Mustafa Kemal'dir.

Elbette bu dünyadan pek çok muzaffer kumandan ve pek çok başarılı devlet adamı da gelip geçmiştir.
Hatta bunlardan pek çoğu aynı zamanda devlet kurucusudur da.
Gelin görün ki; Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal, bu özelliklerin hemen tamamını kendilerinde toplamakla, diğerlerinden ayrılırlar.
Üstelik bu ikisi, aynı zamanda inkılapçıdırlar, yani toplumu dönüştürücüdürler.

Muhammed Mustafa ve Mustafa Kemal, her şeyden önce, toplumdaki bozulmuşluğa,

Ana Muhalefet Kim, Yavru Muhalefet Kim


MHP lideri Devlet Bahçeli, 7 Haziran akşamından sonra tutturdu "Millet bize ana muhalefet görevi verdi.."
İyi de Devlet Bey'im, bütün göstergeler, bütün rakamlar, bütün grafikler ve bütün oranlar, tam tersini söylüyor.
Şu halde siz bu kanaate nasıl vardınız?

En başta "ana muhalefet partisi" demek, mecliste iktidar partisinden sonra en çok oy alan ve buna bağlı olarak en çok milletvekili çıkaran parti demektir.
Halen iktidarda olan AKP 258, CHP 132 milletvekili çıkardığına göre; en azından şimdilik CHP ana muhalefet partisi pozisyonundadır.

Tarih Profesörü, Politika Asistanı Bir Portre

Bizim yörede kendisinden beklenmeyecek derecede olmadık işlerin altına imza atanlar hakkında "En akıllısı değirmene yoğurt öğütmeye gidiyor"  şeklinde bir deyim kullanılır. Yusuf Halaçoğlu'nun MHP Grup Başkanvekili sıfatı ile üst üste yapmış olduğu gafları ve devirdiği çamları görünce nedense yine hatırladım bizim yörenin bu meşhur deyimini.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, hiç şüphesiz ülkemizin kalbur üstü tarihçilerinden birisidir. En azından bana göre öyledir. O, bu özelliği sebebiyle geçmişte uzun süre TTK Başkanlığı da yapmıştır. Ermeni olayları üzerine yazmış olduğu kitaplar, pek çok kişi gibi benim de baş ucu kitaplarımdandır. 
En son çıkan Ermeniler Buharlaşmadılar isimli kitabımı yazarken, ziyadesiyle istifade ettim onun konuya ilişkin kitaplarından. Hem onun bizzat kaleme aldığı kitaplardan,

Sır Tutabilir misiniz

Çok sıcak!

Günün anlam ve önemine binaen etkileyici bir giriş yapmak istedim çünkü çok sıcak! İçim/ dışım, sağım/solum, aşağısı/ yukarısı, her şey, her yer çok sıcak!

Kim istemezdi şimdi sahil kenarında yürüyüş yapmayı? Saçlarınızı havalandırmak için denizleri aşıp gelen o hafif, ılık meltemi hissetmeyi? Tuz ve hatta yosun kokusunu içine çekmeyi kim istemezdi? Ben isterdim...

Hadi, birazcık kapayın gözlerinizi... Biraz hayal kurmaktan kimseye zarar gelmez. Kafanızdaki şapkayı çıkarın şimdi, zaten terletiyordu. Gözlüğünüzü kutusuna koyun ve

MHP'ye Sahip Çıkalım

Pek çok sosyal medya arkadaşım; "Ömer Bey, MHP'yi sürekli eleştiriyorsun ve zarar veriyorsun. Lütfen MHP'ye sahip çıkalım..." diye bana sitemde bulunuyorlar.

Ben de kendilerine ısrarla "Hayır; ben değil, MHP yöneticilerini sürekli alkışlayarak, sürekli gözü kapalı destek verip, sorgulamayarak siz zarar veriyorsunuz. Tenkit etmek zarar vermek değildir..." diyorum.

Aslına bakılırsa hepimiz lafı güzaf yapıyoruz!
Zira bizim gibi adamlar MHP'ye ne zarar verebilir, ne de sahip çıkabilir!
Bizim cirmimiz ne ki; MHP gibi devasa bir siyasal yapıya zarar verebilelim.
En başta okur kitlemiz bellidir.
Onların da hepsinin MHP'ye oy verdiği kesin değil.
Öte yandan MHP'nin zaten sahipleri var, biz kimiz de MHP'ye sahip çıkabilelim.
Yoksa sizler, kendinizi MHP'nin sahibi olarak mı görüyorsunuz?

Yrd. Doç. Dr. Devlet Bahçeli’nin Ülkeme ve Türk Milliyetçiliğine Yaptığı Değerli (!) Katkılar [Günay Tulun]

BoÅŸ



Günay Tulun

YAZININ İÇERİĞİ NEDEN BÖYLE? 
Yazı aynen, şu an gördüğünüz şekildedir. Yani içi, onun Türk Milliyetçisi olma iddiası gibi boştur. Son yaptıklarından sonra, siyaset piyasalarına çok büyük taktik dehası olduğu pompalansa da hatta tek başına iktidar olsa da Devlet Bahçeli hakkındaki düşüncem değişmeyecektir. Uyduracağı bahaneler de bizleri güldürmekten öteye gitmeyecek. 

Türkiye'de Türk Milliyetçiliği İyi Temsil Edilmiyor

Yeniçağ yazarı Servet Avcı "Türkiye’de milliyetçilik neden yükselmiyor-(2)" başlıklı yazısında Türk milliyetçiliğinin Türkiye'de neden yükselmediğini kendisine dert edinmiş ve bunun sebeplerini kendince şöyle sıralamış:
- Ya milliyetçiler, toplumu yaklaşan tehlikeler karşısında ikna edebilecek inandırıcılıktan uzaklar,
- Ya milliyetçilerin ‘tehlike’ olarak gördüğünü, uğruna milliyetçilik yapılan o millet ‘tehlike’ olarak görmüyor!..
- Ya da Millet tehlikeyi sezse de çözümün ’o milliyetçiler’ eliyle gerçekleşeceğine inanmıyor... Yani yetersizlik duygusu veya güvensizlik hâkim...”

Servet Avcı böyle sıralamış Türkiye'deki milliyetçiliğin neden bir türlü yükselemediğinin sebeplerini. Oysa soru yanlış! Soru yanlış olunca hâliyle gösterilen sebepler de biraz yanlış oluyor! 


Çünkü Türkiye'de bir türlü yükselemeyen milliyetçilik sadece Türk milliyetçiliğidir! 

Birleşik Demokrat Parti Hareketi

19 Haziran 2015 Cuma günü sabah erken saatlerde Ali Naili Erdem (*) aradı; “Sınacı, gördüm ki, bu seçimler ve neticede ortaya çıkan fotoğraf, özellikle biz tarihi, kadim Demokrat Partilileri derinden yaraladı, siyaseten rencide etti, üzdü. Başta, adalet ahlâkı ve hukuk olmak üzere; Demokrasi karşıtı görüntü, Memleket ve millet sevdalıları için kaygılı, düşündürücü bir tablo! Artık, vicdanen bu gidişe sessiz, ilgisiz ve seyirci kalamayız. Bir şekilde: “Yeter artık, dur demek lâzım” diye düşünüyorum. Sen ne dersin?” dedi.

Cevaben: “Başta, tarihi, kadim Demokrat Parti’nin aziz, mümtaz ve muhterem camiası olmak üzere; Hak, hukuk, adalet, demokrasi ve devlet idaresinde fazilet özlemi içinde ümit ve çıkış kapısı arayan bütün vatandaşlarımızın hasreti, böyle müjdeli bir vuslattır. Mutlaka doğru ve yerinde olur. Ayrıca isabetli bir konjonktür ve en uygun zamanda milletin hayati ihtiyacına cevap verilir ve “fazilet anlamında siyaset, düştüğü