GÜNAY TULUN *Kısa Ama Öz



Yarın yerel yönetimlerle ilgili bir seçim var. Televizyon ve gazetelerde kan gövdeyi götürüyor. Öyle yalanlar öyle iftiralar duyuyoruz ki, izlediği seçim sayısını unutan ben bile utanıyorum.
Bu seçimlerin adalet mekanizmasının düzelmesini sağlamayacağı çok açık ama "Umut fakirin ekmeği, ye Memet ye!" kabilinden bizler de yemeğe devam ediyoruz.


MİNİ MİNNACIK BİR HABER  
Az önce televizyon kanallarından birinde “Adli Tıp, bir suçlunun üzerinden çıkan kâğıttaki notun, bu nedenle suçlanarak 19 aydır hapiste tutulan kişiye ait olmadığını belirledi.” şeklinde bir altyazı geçti. Çok sıradan görünümlü mini minnacık bir haber. Haber mini minnacık da acaba o suçlamaya maruz kalan kişi için de öyle mi? 

Biraz araştırdım. Tutuklanmaya neden olan olayın ne olduğunu bulamadım ama haksızlığa uğratılan kişi, bir diş doktoruymuş. Tanımam, aynı adı taşıyan kadınlara da rastladığımdan erkek mi kadın mı bilmem. Suçu nedir ne değildir; hırlı mıdır

GÜNAY TULUN *Ballı Gazlı Tehlike: Yatağan


Duymuşsunuzdur. Yatağan'daki termik santral yüzünden, bölgede üretilen ballarda ağır metaller bulunmuş. Bu ballardan en ünlüsü ve en çok satılanı tüm Türkiye’nin bildiği ünlü bir "hinterland markası"… Özellikle çam balcılığında akla ilk gelen ürün... Yatağan'la aynı ile bağlı. Adını; şirin, sayfiye özellikli, deniz ve yat turizmiyle anılan güzeller güzeli bir ilçeden alıyor. "Ben o ilçede oturmuyorum, bana gelene kadar..." diyenler şunu da bilsinler; Muğla ilinin uzunluğu bir uçtan diğer uca kuş uçuşu 143 km. Yani en uzaktaki iki ilçeden bir olan Yatağan'dan attığınız taş, diğer uçtaki Seydikemer'e düşer. O denli kısa... Tehlikeye en yakın yerler arasında Yatağan'a yapışmış Aydın ili başta olmak üzere Muğla'yla sınır komşusu olan Denizli, Burdur ve Antalyayı, ardından da bunlara komşu olan illeri sayabiliriz. Tabii ki bunlar karasal yönden. Yazıyı okuduğunuzda göreceksiniz ki, tehlike o bölgeyle sınırlı değil. Tüm gezegenimiz risk altında...     

BU YAZIYI KİMLER OKUSUN

Tabii ki dileyen okur ama özellikle "Ben İstanbul'dayım, uzağım; bana bir şey olmaz Trakya'dayım; Trabzon'da, Hopa'dayım; Erzurum'a, Kars'a gelmez; Adana'yla Hatay'a ulaşmaz bile, ohhoho Şırnak'a gelene kadar, Hakkâri nere Muğla nere, sordum Bartın'a bir şey olmazmış; Ankara'ya zaten olmaz, olsaydı Ankara santralın işletmesini durdururdu." diyenler okusun. Korkusuz kahramanlarsa okumadan uyumaya devam etsin. Okumasınlar da tıpış tıpış büyüsünler! "Benden sonra tufan!"

ÖMER SAĞLAM *Yeni Zelanda'ya Bir Savaş İlan Etmediğimiz Kaldı


Cumhur İttifakı'nın tarafı olan partilerin liderleri olarak Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Bahçeli, yaklaşık bir haftadır, Yeni Zelanda'daki cami katliamını dillerine dolamış durumdalar. Karşı tarafta ve dünyada nasıl algılanıp yorumlanacağına aldırmaksızın ağızlarına geleni söylüyorlar! Avustralya ve Yeni Zelanda'ya neredeyse bir savaş ilan etmedikleri kaldı!

Adı geçen ülkelerin liderleri de şaşırmış durumdalar bu tavra. Ne oluyor, sizin ağzınızdan çıkanları kulağınız duyuyor mu demeye başladılar. Oysa Avustralya ve Yeni Zelanda, ülkelerinde Atatürk'ün heykelini diken ender ülkeden sadece ikisi.

GÜNAY TULUN *Atatürk Çanakkale ve Yüzyıllık Kin


Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümlerinden birine daha ulaştık. Bununla ilgili olarak "T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı" bir afiş hazırlayıp, yurt geneline dağıtmış. Hepsi olmasa da afişleri görenlerin bir kısmı, bunu şiddetle kınayıp "Atatürk nerede, onu neden Çanakkale gerçeğinden dışlama çabasındalar, neden ses çıkaran yok?" serzenişinde bulunuyor.

Söz konusu afişi aşağıdaki bölümlerden birinde göreceksiniz. O afişe baktığınızda yalnız Atatürk'ün değil, ne Çanakkale'nin ne de zaferin adını bulabilirsiniz. Yalnızca "18 Mart Şehitleri Anma Günü" yazıyor. Sanki o kahramanlar, 18 Mart günü durup dururken şehitlik mertebesine yükselmişler gibi...

Şimdi aklıevvel biri çıkar da "Kör müsün, afişte Âkif'in savaştan söz eden dizeleri var!" derse şaşmam. Çıkarlarını bağladıkları kişi ve kuruluşların kabahat, suç ve ayıplarını örtmek için yırtınan partizanlara da yaşattıkları saçmalıklara da cahillerin, kişiliklerini bir yana bırakıp utanmazca saldırmasına da alıştık artık! 

Afişi hazırlatanlar, belli ki, oradaki mantık oyununun fark edilmeyeceğini sanmışlar. Herkes kendileri gibi ya, önlerini görmek, okuduklarını anlamak için tepeden talimat gelmesine fena hâlde alışmışlar. Allah, akıl fikir versin. Amin!

ÖNCE AFİŞTEKİ YANLIŞLARI KONUŞALIM 
Bizler biliyoruz ki 1916 yılında başlatılan törenler, deniz savaşlarındaki zaferi anma törenleridir. Tören öncesi şehitlerimize saygı adına ayin yapılmış, dualar edilmiş, ondan sonra da resmigeçit gerçekleştirilmişti. İşin açıkçası şu; 18 Mart

ÖMER SAĞLAM *Tepki Ezana Değil


8 Mart Kadınlar Günü sebebiyle, Taksim'de düzenlenen Feminist Gece eyleminde, ıslık ve düdük çalınarak ezana saygısızlık yapıldığı yönünde yaygaralar yapıldı medyada. Hatta ekranlarda zaman zaman babasının da İmam-Hatip olduğunu söyleyen bir yazar, yandaş olarak nitelendirilen gazetelerden birisinde yazmış olduğu "Oyumuz Kürdistan'a" başlıklı yazısının "Diktatörün Ülkesi" ara başlıklı bölümünde demiş ki:
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.