GÜNAY TULUN *On İki Soruda 2018'in Garip Seçimleri [Günay Tulun]

AKalPe'li bir tanıdık, dalga geçmek amacıyla sordu: "İnce ve Millet İttifakı" neden kaybetti, senin fikrin vardır, anlatır mısın? 
Ciddiye aldım. Anlatmak uzun sürer, yazıp yollarım dedim. "Düşünüp konuştuğum, konuşmayıp düşündüğüm" ne varsa bir kısmını yazdım.
                       Az sonra da yollayacağım.

BİR GARİP SEÇİM
1- Bugüne dek "sandıkların ancak %20'si açılmış, onların da içindeki oylar doğru dürüst sayılmamış, sayılanlar da sisteme yüklenmemişken" Hitler de dâhil, zaferini bu denli sabırsızca ilan eden birini duydunuz ya da gördünüz mü?
2- Boksörler de dâhil olmak üzere, zafer konuşmasını mosmor ve asık bir suratla yapan muzaffer birini biliyorsanız, o bilgiyi bizlerle de paylaşır mısınız?
3- Sandık kurulları da dâhil olmak üzere seçimle ilgili tüm kurullar, size yeterli
güveni telkin etti mi?
4- Seçim öncesinde yapılan telkinlerin, hatta video kayıtlarının neredeyse karbon kopya gibi tuttuğunu fark ettiniz mi?
5- Seçimler sırasında; kolbastı, halay, kasap havası, sirtaki, hava nagila, çaça, tango, fokstrot, çarliston, vals, kaptıkaçtı, alavere, dalavere, tırnakçılık, dayak, yaralama, öldürme dâhil akla gelen her oyun sergilenmedi mi?
6- Kaç seçimdir müşahit kullanılıyor. Cingöz Recailerin, müşahit konusuna el atmadığını mı sanıyorsunuz? O müşahitlerden kaçının ajan-müşahit olabileceği hakkında herhangi bir araştırmanız ve oluşmuş bir fikriniz var mı?
7- Ölmüşlerimizin, hayali kapı komşularımızın, sınır komşularımızın, bindirilmiş kıtaların oy kullanmadaki başarıları devlet kaynaklarından mı ödüllendirilecek?
8- Çalınan, tahrif edilen, bir taraf için kabul görüp de diğeri için geçersiz sayılan oy oyunları yalnız İnce ve CHP için mi yapıldı. Akşener-İyi parti, Karamollaoğlu-Saadet Partisi de oy oranlarına göre yoğun bir şekilde aynı oyuna kurban gitmedi mi? Bu partilerin oyları MHP ağırlıklı olarak paylaşıldı mı paylaşılmadı mı? "Seçmen sayısı kadar değil, ülke nüfusu kadar oy pusulası bastırma, seçim öncesinde sandık doldurma, tutanakları çarpıtma, torbaları değiştirme, dijital ortamda oy aktarma" hırsızlığın feriştahı, daniskası değil mi? Hileli ama şeytani akılla dolu oyunlar için "sandık görevlilerinin dikkati dağıtılmadı, görevliler korkutulmadı, darp edilmedi, itirazları boşa düşürülmedi" diyebilir misiniz? Gerçi bize söylediklerinin tam aksine çabuk pes ettiler ve bu onlara yakışmadı ama yukarıdaki nedenlerle İnce ve Millet İttifakı'nın bir hayli oy kaybedip her iki yarıştan da koptuğunu görmezden gelebilir misiniz?
9- Recep Bey'in, "Ey!" ile başlayan iç siyasete dönük nutuk ve hakaretlerinden çok rahatsız olan Avrupa, ABD ve İsrail'in tam da seçim döneminde onu destekleyici tavırlar sergilemesi, "ABD'nin F-35 uçaklarını şarta bağlı da olsa teslim edeceğini duyurması, İsrail basınının Recep Bey hakkında methiyeler düzmesi"ni neye bağlıyorsunuz?
10- Seçimlerden bir süre önce, çok sayıda çaylak ajanın, başlarında ustaları olduğu hâlde ülkemize doluşmasını turistik tatilden mi sayıyorsunuz?
11- Sonuçlarının Anadolu Ajansı tarafından ışık hızıyla malum medyaya dağıtıldığı seçimlerin, kazananı da kaybedenleri de neden azar işitmiş temiz aile çocuğu modundaydı?
12- Tanıdığımız; İnce, Kılıçdaroğlu, Akşener ve Mollaoğlu gibi insanlar, karakterlerine ters düşen bir uygulamayı tercih ederek "seçmen karşısına çıkıp durumu açıklamadılar. Recep Bey'in balkon konuşmasını ertelemesini garipten de öte bulmadınız mı? Neler oldu dersiniz? Acaba neler?..

Bu 12 soruyu çoğaltmak mümkün ama bence sadede gelelim ve yeni bir soruya cevap arayalım.

NE OLACAK ŞİMDİ 
Kendileriyle ailelerinin çıkarına bile sahip çıkamayan şu YYKY zümreleri yüzünden herkes; 7 liraya patates-soğan alacak, gerçek peynirin fiyatı 60 lirayı bulduğu için peynirimsileri yiyecek, avuç içi kadar olduğu hâlde kabartıla kabartıla şişirilen sağlıksız ekmeğe talim edecek, balıkçıların önünden yalanarak geçecek, deli dana ve e-coli gibi ölümcül hastalıkları taşıyan ithal etleri fahiş fiyatlarla alıp evine götürecek, defin töreni tamamlanan tarımımız yüzünden İsrail menşeli GDO'lu gıdalarla haşır neşir olacak, ayırdığı tohumdan ürün alamadığını görüp çıldıracak, denetimsizlik yüzünden "NŞB, nişaşta bazlı şeker, mısır şekeri, mısır nişaştası şurubu, mısır şurubu, meyve şekeri, meyve şurubu, fruktoz şurubu, fruktoz, glikoz şurubu, sakarin şurubu, şeker şurubu, nişaşta şekeri, sukraloz ve benzeri kafa karıştırıcı adları taşıyan kanserojen maddeler"in yiyeceklerine katılmasına ses edemeyecek.

DAMDAKİ SAKSAĞAN
Yukarıdaki satırları yazarken karşıki dama gözüm takıldı. Külhanbeyi gibi yürüyen, albenisi fazla bir saksağan bana bakıp duruyordu. Açık duran penceremin pervazına dek gelip sonra iki adım geriledi. Hâlâ bakıyordu, hem de gözünü hiç ayırmadan. Sanki yazdıklarımı okumaya çalışıyordu. Garibime gitti. Hemen raftaki "Hayvanlar Ansiklopedisi"ne uzanıp saksağan maddesini okumaya başladım. Ardından da saksağanla ilgili bir yazıyı... İlginç bir yaratıkmış. "Doğaya bela olmak için doğmuş" desem inanın. Yer yarılıp kendi kendini yutsa bir tek saksağan sağ kalırmış. Dayılanarak yürürmüş. Kendisinden güçlü kuşlara ve hayvanlara da saldırır, siz ona bulaşmak istemezseniz de o gelip sizi bulur, bulaşırmış. Doğan, şahin, köpek ve masallarda zekâları örnek gösterilen çakal, tilki gibi hayvanları bile bezdirirmiş. Bayağı yetenekli bir hırsızmış da... Taşıyıp taşıyamayacağına bakmadan ne bulursa çalarmış. Başkalarının, başka canlıların yumurtalarını da altlarından çekip alacak kadar yetenekliymiş. Yazar belli ki kuşlar konusunda uzman. Bugüne dek ezilmiş bir saksağana rastlamadığını yazmış. 

Yazımın tam burasında yine ona baktım. Hâlâ yazdıklarımı okur gibiydi.
Ürperdim. Gerçekten de dayı dayı birkaç adım atıp pencereye yöneldi.
Hemen pencereyi kapadım. Dayılanarak yürüyüşü beni tedirgin etmişti. Birisine benzetmiştim ama kim olduğunu bir türlü çıkaramadım.

DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN VUR BELİNE KAZMAYI 
Ülkemizdeki tüm evlerin damlarından ayrılmayan saksağanlar çok mutludur mutlak!
Ve de ne büyük onurdur saksağanları aşkla sevip, çaldıklarını görmezden gelmek!


Günay Tulun
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.