GÜNAY TULUN *Kim Bu Çiller Kime Benzer

Allah Allah! 
Tansu Çiller adlı kişi, Bay Recep'in seçim propagandasına katkı yapıp onun adına oy toplamak amacıyla İstanbul mitingine gitmiş. Bir de figür saçarak "Millî bir şuurla buradayım!" demiş. Gençler, çocuklar bilmez ama bilenlerden aklı başında
                             olanlarsa Tansu Hanım'ın adını bile duymak istemez.

KİM BU ÇİLLER
Tam adı Tansu Penbe Çiller'dir. Robert Kolej'in ekonomi bölümünü bitirdiği, sonra da ABD'de öğrenimini sürdürdüğü söylenir. İstisnaları hariç tutarak söylemeliyim ki, millî duyguları, yabancı okullarda okuyan çoğu insanımız gibi yok denecek kadar azdır. “Mübarek kurban şeker bayramınız kutlu olsun, Allah'ı size emanet ediyorum.” gibi muhteşem cümlelerin sahibi olan bu sarışın çirkin kadın, A Kal Pe’nin mitingine gidip Bay Recep’e destek vermiş. Verecek tabii… Koskoca İstanbul Bankası'nı süper bir hamleyle bir çırpıda yok etme becerisini gösteren kocası Özer Uçuran Çiller'le birlikte kurdukları holding sıkıntıdaymış. Sıkıntı dediysem sizinki ya da benimki gibi sıkıntı değil.
Onların ki çok farklı. Aldıkları parayı geri vermemek üzerine inşa edilen sanal bir sıkıntı... AKalPe'yle el ele verirlerse “Gel keyfim gel!”… Ülke yanmış, bitmiş onlara ne?

Ne demek olduğunu kolaylıkla çözdüğüm “Millî bir şuurla buradayım." cümlesinin önü de arkası da budur. Eğer Bay Recep, yine “kedilerin, vicdansız hukukçuların ve Abdulreceplerin” oyunlarıyla bir kez daha seçilmeyi becerebilirse ünlü intihalci Tansu Çiller ve ailesi de kazanacak.

Tansu Hanım’ın iktidar dönemini hatırlamayan ya da yaşı nedeniyle o günlere yetişememiş olanlara bir özet daha yapacağım. Hemen aşağıda...

ÖZETLENMİŞ ÇİLLER 
1- Karısının soyadını alan eşi “Özer Uçuran” Çiller, bir dönemin güçlü bankalarından “İstanbul Bankası”nın başına geçtikten sonra o güçlü banka neredeyse tüm aktifini yitirerek dedikodular içinde şüpheli bir şekilde iflas etti. Binlerce çalışanı ve emeklileri parasız, pulsuz açıkta kaldı.
2- ABD vatandaşı olduğunu gizleyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlık mevkiine kadar yükseldi. Bu rezaleti bizlere yaşatansa Süleyman Demirel oldu.
3- Tansu Çiller'in doktora tezinin intihal olduğu ortaya çıktı ama o, ne hapse girdi ne de unvanı elinden alındı. Kendisi de hâlâ “doktor” unvanını taşımakta hiçbir beis görmüyor.
4- “Yapmışızdır, etmişizdir” ve benzeri tuhaf sözcüklerle konuşmaya çalıştığı Türkiye Türkçesi olması imkânsız diliyle daima alay konusu oldu.
5- Kuşadası’nda aynen Erdoğanların yaptığı gibi kaynağı şaibeli bir çiftlik kurdular ve burada kaçak şarap ürettiler.
6- Yurt dışında hiçbir mülküm yok dedi, ABD’de evleri olduğu ortaya çıktı.
7- ABD’de de evleri olduğu ortaya çıkınca “Onları bağışlayacağım!” dedi, bağışlamadı.
8- Edindiği serveti izah edemedi, annesi öldüğünde yastığının içinden çıktığını söyledi.
9- İran’ı bombalatmaya kalktı, vazgeçmesi için zor ikna ettiler.
10- Döneminde faili meçhul cinayetler tavan yaptı.
11- Döneminde, Parsadan davasında da olduğu gibi kendisine emanet edilen örtülü ödenek buhar oldu. Söz konusu kişi dolandırıcıydı ama hem açık sözlüydü hem de çok eğlenceli... Bu davayla hepimizi çok güldürdü ama hapiste öldürülmek istendi. Zaten artık yaşamıyor.
12- Karı koca Çillerler, bir devlet kuruluşu olan TURBAN’ın tüm imkân ve mallarını kendilerininmiş gibi kullandılar. Zimmetlerine geçirdiler. Özer Çiller’in götürdüğü jet-skiler skeçlere konu oldu.
13- TURBAN’ın ve “Said Halim Paşa Yalısı”nın paha biçilemez tarihî eserlerini zimmetine geçirdiği ve ardından da o tarihî yalıyı yaktıracağı bir milletvekili tarafından Meclis’e ihbar edildi. İçinde 30 koruma ve bunlara ek olarak Çiller’in özel korumalarıyla dolu olan yalı ilginç bir şekilde yandı. Külleri arasında yapılan araştırmalarda, varlıkları geçmişte kayıt altına alınmış o değerli çini, tablo, el yazmalarının külü bile bulunamadı. Oysa her yangın geride bir iz bırakır. Talan edilen yerlerdeki yangınlarsa iz bırakmaz..
14- İstinye’deki çok değerli arazileri siyasal gücünü kullanarak üstüne geçirttiği söylendi.
15- Antalya Beldibi'ndeki hazine arazisinin üstünde lüks otel inşa ettirdi. Duyulunca gelirinin şehit annelerine aktarılacağı ilan edildi. Bu da yalan çıktı, çünkü otelin işletmesi, çoktan Bursalı bir işadamına verilmişti.
16- İçişleri Bakanı Meral Akşener, Çiller'in emriyle bir gece yarısı hem de kapısını kırdırarak "Emniyet Genel Müdürlüğü"nü bastı ve onun dilediği kişiyi yeni genel müdür olarak koltuğa oturttu. Böylece eski müdür ilginç şekilde görevden alınmış oldu.
17- Flash TV basıldı. Bunun kendisiyle ilgili bir haber nedeniyle yapıldığı söylendi.
18- Oğlunun askerliğini evinde yaptığı yolunda ki söylentiler cevapsız kaldı.
19- "Dünyada ve Türkiye'de Kur Politikaları ve Sorunları" adıyla ekonomi alanında bir de kitap yazdığı söylenen bu kişinin, aslında ekonomiyi hiç bilmediği Türkiye'yi ekonomik perişanlığa boğduğu zaman anlaşıldı.
20- Döneminde Türkiye % 104 devalüasyon yaşamış, gecelik faizler % 7500'e dek çıkmış, döviz kurları korkunç rakamlara tırmanmıştı.
21- Bizlere en çok dokunansa İsrail'deki bir cenazede, skandallarıyla ünlü ABD Başkanı Clinton'un yanına ulaşmak için verdiği ilginç ve anlaşılmaz savaşın alay konusu olmasıydı.
22- Çiller, gaflarıyla ünlüdür. Bu gaflara biraz fazla yer vereceğim ki, uzun yıllardır gülmeyen yüzümüz biraz gülsün. İşte onlardan bir kısmı:
  • Halka: “Cenabı Allah'ı size emanet ediyorum.”.
  • Rahmetli Boğazlıyan Kaymakamı için: “Boğazlanan kaymakam”.
  • Çekiç Güç için: “Çekici Güç”.
  • Güvenoyu için: “Güvenlik oyu”.
  • 28 Şubat döneminde yiğitlik taslıyor: “İpim cebimde geziyorumdur.”
  • Halkı yağlıyor: “Çekin milletin elinden cebinizi!”.
  • Erzurum'da bayram kutluyor: “Mübarek Kurban Şeker bayramınız kutlu olsun!”.
  • Cebelleşiyor demek isterken: “Devlet ekonomiyi düzeltmek için becelleşiyor.“.
  • Muhalefete Maocu diyerek çatmaya çalışıyor: “Taocu Muhalefet!”.
  • Halktan oy isterken ezanı alet etmeye çabalıyor: “Bu Ramazan sesleri semalarımızdan hiç gitmesin diye bize oy verin!”.
  • Yine halktan oy istemektedir: “Kırat'ın yemini verecek misiniz?”. Vereceğiz cevabını alınca “Biz de sizin yeminizi vereceğizdir.”.
  • MHP’yi eleştirmektedir: “Tatlı su milliyetçileri, bazlama, börek milliyetçileri!”.
  • Haydar Aliyev için: "Haydar Ali Bey".
  • Kemal Derviş için: “Siz bu hükümetin ömrünü uzatmak için gönderilmiş bir pilsiniz.”
  • Deniz Baykal için: “Geçen gün geleceğim dedi ATV’ye, İstanbul'a hemen geldim... Hemen bilgisayarımı yolladım oraya. Ama mübarek beni görmeden bilgisayarımı görünce korkup kaçıyor.”.
  • Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’a istikrarsızsınız demeye çalışıyor: “Siz iktidarsızsınızdır!”.
  • Yine Yılmaz’a hitap ediyor. “Deccal değil Yılmaz olsan ne fark eder?“.
  • Helikopterle geldiği Akşehir’de halka: "Anadolu'nun tozlu, topraklı yollarını aşarak geldik!".
  • Erzurum’da halka: “Siz Erzurumlular; inekleri seversiniz değil mi?”.
  • Yine Erzurum’da halka: “Serhat şehri Erzurum!”.
  • Yine Erzurum ve en büyük gafı: "Bacınızın pıttığı* size feda olsun!" .
  • Uzun yıllardır şeker fabrikası olan Burdur’da halka: "Burdur'a Şeker Fabrikası açacağım." Zaten var diye uyarılınca da şöyle toparlar: “İkinci şeker fabrikasını açacağımdır.".
  • Trabzon'da halka: “Trabzon’u Akdeniz'in incisi yapacağımdır.”.
  • Sivas’ta halka: “Bu bacınız sizi il yapsın mı?”.
  • Afyon’da halka: “Sevgili Şebinkarahisarlılar!”.
  • Zeytinburnu'nda halka: "Sevgili Zeytinburunlular!".
  • Samsun’da halka: “Merhaba Antalyalılar!”
  • Samsun’da yıllardır 1. Ligde oynayan futbol takımları için halka: “Takımınızı Birinci Lig'e çıkarayım mı?”.
  • Yıllardır büyükşehir olan Samsun’da halka: “Burayı büyükşehir yapacağızdır.”
  • Postacıları selamlıyor: “Merhaba asker!”.
  • Askeri çıldırtacak bir gaf daha: “Hiçbir ülkenin başbakanı, onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi!”.
  • Kadınlarımızın işsiz olduğunu anlatıyor: “İşsizlerimiz kadınlaştırıldı.”.
  • Orhun Abideleri (Göktürk Yazıtları) için: “Gökberk kitabeleri…”.
  • Yine Orhun Abideleri (Göktürk Yazıtları) için: “Gökhun Yazıtları”.
  • Bir afetin ertesinde verdiği demeç: “Ölü kaybı olmamıştır!".
  • “Madımak Katliamı”ndan sonraki demeci: "Otelin etrafındaki vatandaşlarımıza hiçbir şey olmamıştır.". .
  • Hükûmeti halüsinasyonlu bir cümleyle yermeye çalışıyor: “Bu hükûmet açıkça bir halüsü... hasülü... halasü... hasüsü...”.
YETTİ DEĞİL Mİ
Yetti değil mi? Yetmediyse de yetsin artık!
Sakın gülmeye doyamadık daha isteriz demeyin!
Bugüne dek en uzun sürede yazdığım yazıdır bu...

İnanın kollarım koptu, sırtıma ağrılar girdi. Protokol bilmez, skandallara alışkın, beceriksizlik ve gaflarıyla ünlü bu kişinin saçmalıklarını sıralarken, yerlere yatıp kalkmaktan yürüyecek hâlim kalmadı. Aslında işin en eğlenceli kısmı o gafları yazmaktı ama başıma ne geldiyse o gaflardan geldi. Yazarken deliler gibi güldüm. Hem de yerlerde sürünerek.

"MİLLÎ BİR ŞUURLA BURADAYIM" SÖZÜNÜN SIRRI
Siyasette aktif olduğu dönemde, ABD vatandaşlığını ve ABD'deki mal varlıklarını da bu müthiş "millî şuur"uyla saklamıştı. Şuna inanın, çalıntı eserle profesör oluşu da bu "millî şuur"un eseridir.

Peki şimdiki "millî şuur"u neyin eseridir dersiniz!
Bilmeyenler için anlatayım:
Millî şuurun konusu; yazının başında söz ettiğim Çillerlere ait "Marsan Marmara Holding A.Ş."...
İnşaat, turizm, gayrimenkul yatırım-proje geliştirme ve güneş enerjisi gibi sektörlerde faaliyet gösterdiği ve 19 şirkete sahip olduğu rivayet edilen bu holding sallantıda.
İşin özetinin de özeti şudur diyeceğim ama yazdıklarımı lütfen pürdikkat okuyun.

İŞİN ÖZETİNİN DE ÖZETİ 
Çillerler 2005 yılında İstanbul Kilyos'da 30.000 m2 civarında bir arazi satın alırlar. Daha sonra da birileri onları Türkiye Halk Bankası'na yönlendirir ve bu bankadan iki ayrı kredi alır, paranın tümünü de çekerler. Piyasaya salınan ve reklamdan çok propaganda kokan bilgi, güneş paneli üretecekleri yolundadır. Biri 20.000.000,- TL diğeriyse 100.000.000,- TL değerindeki bu krediler için teminat istenir mi teklif mi edilir yoksa en baştan yazılan senaryo bu mudur orasını bilmiyorum ama banka Kilyos'daki o araziyi ipotek alır.

Asıl olay burada başlar. O gün de bugün de fiyatı bu kadar etmeyen ve emlakçılar tarafından hemen şu an "1.000.000,- TL verecek müşteri bile zor bulunur" sözleriyle anlatılan ve 20.000.000,- TL'lık krediye karşılık teminat verilmek istenen araziye eksperler oldukça düşük değer biçerler. Buna rağmen banka, ilerideki artışları da göz önüne alarak bu değeri 1.800.000,- TL'ye yükseltir ve ipotek de bu tutar üzerinden alınır. Fiyat üzerindeki tüm yükseltmelere karşın teminat güdük kalır ve kredinin ancak % 9'unu karşılar. Kredi/teminat dengesinde 18.200.000,- TL açık vardır.

Buraya kadar inşallah iyi anlatabilmişimdir.
Devam ediyorum.

Aynı yer, yani tüm yükseltmelere karşın ederi ancak 1.800.000,- TL'ye çıkarılabilen o razi, 100.000.000,- TL'lık kredi için de ipotek alınır. Böylece açık 18.200.000,- TL'den 118.200.000,- TL'ye fırlar. Kredi/teminat dengesiyse artık % 9 değil, % 1.5'tur.

Gelelim kredilerin akıbetine...
Mutlaka anlamışsınızdır, Ne olduğunu yazıp, anlayanlara saygısızlık etmeyeceğim.

İşte size millî şuur masalının ta kendisi...
Öyle anlaşılıyor ki; Çiller ailesiyle onları Türkiye Halk Bankası'na havale edenlerin kurtuluşuna açılan kapı, bu millî şuur olacaktır. Darısı kim bilir kimlere...

Rahmetli Eflatun Cem Güney'in masalları hep "Gökten üç elma düştü!" diye biterdi. Bizimkindeyse gökten milyarlarca nema düştü, büyük olanlarının hepsi bir kişinin başına...

KİME BENZİYOR
Memleket kimlerin eline kalmış, kimler yönetmiş, kim yönetmekte?
Kendisini bile yönetmekten aciz kaç kişiyi seçip de "Gel bizi yönet!" demişiz.
Akla ziyan, akla aykırı, akıl almaz bir şey!

Bu yazıyı okuyan herkesten bir ricam var:
Tansu Penbe Çiller'in kime benzediğini kendi kendinize söyler misiniz?
O denli benzeşiyorlar ki, adları bile üçlü!..




*Pıttık: Yöresel ağızlarda kadınların
cinsel organı anlamına gelmektedir.

Günay Tulun
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.