Bilinen Son Ermeni Vahşeti: KARABAĞ’IN İŞGALİ ve HOCALI SOYKIRIMI

Makaleler, Nisan 2012′den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
YALOVA ASILSIZ ERMENİ İDDİALARIYLA MÜCADELE DERNEĞİ’NİN "KARABAĞ’IN İŞGALİ VE HOCALI SOYKIRIMI" PANELİ’NE YOĞUN İLGİ

ASEF’in düzenlediği uluslararası panelde, düşmanı Çanakkale’den İstanbul’a bırakmayan Atatürk ve arkadaşlarının o günkü ruhu ile "Türk Coğrafyası"nın kurtulacağı vurgulandı.
TÜRK BİRLİĞİNDEN BAŞKA KURTULUŞ YOLU YOKTUR
Yalova Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği'nin Orhangazi Temsilciliği düzenlenen

Sultan Abdülhamid: Unutmayın ki Ben de Türk'üm

Makaleler, Nisan 2012′den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
“Peygamberin Veda Hutbesi Başbakan’ın Midyat Hitabesi” başlıklı yazımızda da dediğimiz gibi; devşirme sadrazamların bazıları sayesinde Türk insanı, ikinci hatta üçüncü sınıf insan muamelesi görmüş ve saray çevresine yaklaştırılmamıştır. Devletin bütün önemli ve stratejik görevleri azınlık ve dönmeler tarafından deruhte edilir hale getirilmiştir. Anadolu’daki Türk köylüsü ise, ancak vergi toplanırken ve sefere çıkılırken hatırlanmıştır… 

Türk=Müslüman’dır!
1998 yılında vefat eden merhum babam, tıpkı benim gibi tarihi pek severdi. Babam, askerde (İkinci Dünya Savaşı yılları) okuma-yazma öğrenmişti, bu sebeple de zamanına ve oturduğu köye nispetle aydın bile sayılırdı. Hz. Ali’nin cenklerinden tutun da Battal Gazi Destanı ve Kerem ile Aslı hikâyelerini filan okumuş ve ezberlemişti. Bu yüzden çocukluğumuz babamın anlattıklarıyla geçti bizim. Özellikle lise yıllarımda, ara tatillerinde köye gittiğimde babamın yaşıtı olan eniştemle birlikte benden tarih dinlemeyi pek severlerdi. Onlara Ahmet Cevdet Paşa’nın “Kısas-ı Enbiya”sından,

Peygamber’in “Veda Hutbesi” Başbakan’ın “Midyat Hitabesi”

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
“Türk Milliyetçiliği ve Türk Milliyetçileri ayaklarımın altındalar!”  Bu söz bana değil, Sayın Başbakana aittir. Gerçi tam olarak böyle demedi Başbakan. Ancak ne var ki; sözleri tam da bu anlama geliyordu. Çünkü geçtiğimiz Pazar günü (17.02.2013)  Midyat (Mardin) şehir meydanından, Anayasamızın başlangıç maddelerini ve Türk Milliyetçiliğini ve Türk milliyetçilerini ayaklar altına alırcasına şöyle gürlüyordu Başbakan: "Kimse bizim karşımıza Kürtlükle çıkmasın. Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız…”(1).


Oysa Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu ağlamaklı bir ses tonuyla okuyarak

Diyanet’ten 450 Milyarlık Teşvik Primi

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
Birkaç gün önce Türkiye Diyanet Vakfı’nda 20 yıl birlikte çalıştığım, ancak son üç yıldır yüzüne hasret kaldığım bir arkadaşımla karşılaştım bizim mahallede. Doğrusu duygulanmıştım. O duygu yoğunluğu içinde sarıldık birbirimize. Köşedeki kahvehaneye oturup çayımızı yudumlarken sohbete daldık kendisiyle:
-“Hayırdır, ne arıyorsun bizim mahallede? Yoksa beni mi arıyorsun?!” diye takıldım ister istemez.
Cevabı;
-“Ömer Bey, emekli oldum, ev bakıyorum. Eğer buralarda uygun bir ev bulabilirsem satın alacağım” şeklinde oldu.
Doğrusu şaşırmıştım.
-“Henüz yaşın genç, enerjin yerinde. Neden emekli oldun? Galiba sen de benim gibi boş

Türk Olmak Kolay, Kalmaksa Zordur Bu Ülkede

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
İtiraf etmek gerekirse; okuma zevkini ilk olarak fakülte yıllarında tattım. Zaten kifayetsiz olan harçlığımın önemli bir kısmını kitaba verirdim. Bazen hiç harçlığım kalmadığında, inşaatlarda işçilik yapar, kazandığım parayı tekrar kitaba verirdim. Rahmetli babamın maddi durumu iyi değildi ve bana para gönderemezdi. O günlerde bir hafta boyunca ve bütün öğünlerde olmak üzere (Yağ, soğan, salça ve haşlanmış patates karışımından ibaret olup kendi buluşum olan) aynı yemeği yediğimi, kışın kar üzerinde kenarları patlak ayakkabılarla yürümek zorunda kaldığımı  bilirim. Almış olduğum kitaplara gözüm gibi bakar, onları zarar görmesinler diye mutlaka naylon kaplarla kaplardım. Fakülteyi okuduğum Bursa’da Orhan Camii’nin alt tarafında bulunan ve meşhur Kapalı Çarşının devamı olan cadde boyunca Pazar günleri sahaflar çarşısı kurulur ve okunmuş kitaplar

Ümmet-i Muhammed’in Derdi Milleti Fena Gerdi

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
“Milletten ulusa ulustan ümmete” başlıklı yazımızın sonunda, elbette farazi olarak dedik ki; “Kur’an’da da geçen ‘Zülkarneyn’ ve ‘Yecüc-Mecüc’ isimleri ile dün ve bugün ‘Çin Seddi’ etrafında anlatılan rivayetlerden hareketle; ‘Mete’ ya da ‘Motun’ olarak da bilinen Hun Hükümdarı Oğuz Han'ın veya Göktürk Hükümdarı Bilge Kâğan’ın peygamber olabileceği şeklindeki söylenceleri göz önünde bulundurursak, ‘Oğuzlar’ tabirinin, Allah'ın, peygamberi olan Oğuz'a gönderdiği emir ve nehiylere uyan insanlar topluluğu, ‘Göktürkler’ tabirinin de Allah’ınpeygamberi olan Bilge Kâğan’a ya da ne bileyim Bumin veya İstemi Kağan’a ya da Bilge Tonyukuk’a gönderdiği mesajlara uyan insanlar topluluğu anlamına geldiği sonucuna

Traklardan Tiwanaku'ya "KAYIP KITALAR KİTABI 14"

Bir Anadolu devleti olan Karya’nın ünlü tarihçisi Herodot’un yazdığına göre, Hindulardan sonra yeryüzünün en kalabalık halkı Traklarmış.
Beyaz tenli, uzun boylu, renkli gözlü; çok iyi ok atan, ata çok iyi binen, öldüklerinde atlarıyla birlikte Orta Asya’daki gibi kurganlara gömülen bu savaşçı insanlar, yine

Milletten Ulusa Ulustan Ümmete


Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
Zaman Gazetesi yazarı Beşir Ayvazoğlu’nun 31 Ocak 2013 tarihli ve “Millet’in Hikâyesi” başlıklı yazısı, oldukça yankı buldu sosyal medyada. Birçok kişinin bu yazıyı arkadaşlarıyla paylaştığına şahit olduk. Ayvazoğlu, Millet hakkında oldukça geniş bir perspektif çizdikten ve bilimsel açıklamamalar yaptıktan sonra şöyle bitiriyor yazısını:  
“-Millet- kelimesi bir kavram olarak ‘nation’ anlamında kullanılmakla beraber, herhangi bir etnisiteyi değil, aynı tarihi, aynı kaderi paylaşan ve başta din olmak üzere ortak değerlere sahip olan bir topluluğu ifade ediyordu. ‘Millet’, aslında son derece önemli bir mutabakat metni olan İstiklâl Marşı’nda tam da bu anlamda kullanılmıştır. Moğolca mı, Türkçe mi olduğu hâlâ kesinleşmemiş bir kelime olan ‘ulus’un Cumhuriyet devrinde ilk defa ne zaman kullanıldığını tespit etmek için özel bir araştırma yapmak gerekir. Ancak büyük bir ‘arındırma’ projesinin ilk adımlarından biri olarak Hâkimiyet-i Milliye gazetesinin isminin 28 Kasım 1934 tarihinde Ulus

Korkma Ertuğrul Özkök! Türk’üz, Türk Kalacağız

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
4’üncü göbekten büyük dedem (dedemin dedesi) Osman Efendi, Osmanlı döneminde Türk toprağı olan Bağdat’ta (19’uncu yüzyılın ikinci yarısında) 18 sene süreyle askerlik yaptığı için “Bağdatlı Osman” lakabıyla anılırmış! Büyüklerimizin anlattığına göre; o dönemde başkasının yerine askerlik yapmak mümkün olduğu için ve bizim büyük dede de tıpkı benim gibi biraz saf olduğu için kardeşlerinin yerine de askerlik yapmış Arap çöllerinde. Onun için de tam 18 sene kalmış yâd ellerde! Büyük ninem ve çocukları tam 18 sene beklemişler yolunu. Ancak nafile. O bir türlü bitirememiş vatan vazifesini. Uzattıkça uzatmış…

Büyük dedem, tıpkı benim gibi bahtsız bir adam olduğu için, 18 yıllık askerlik süresince Bağdat’ta şehit olmak yerine, askerden geldiği günün ertesinde, kardeşi Hacı Omar’ın yaptırdığı köy odasının üzerine çökmesi sonucunda enkaz altında kalarak ölmüştür! Hem

Bir Başka Ergenekon "KAYIP KITALAR KİTABI 13"



Zaman Yazarından Diyanet’e İnce İnce Giydirmeler

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır
Konuya ilişkin olarak bugüne kadar yayınlanan üç ayrı yazımızdan(1) hareketle diyebiliriz ki; Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Eski Müdürü Ayşe Sucu, başörtüsü konusunda, bir önceki Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’ndan, Diyanet’te çalıştığı süre boyunca kurumun en etkili isimlerinden birisi olan Prof. Dr. M.Saim Yeprem’den ve Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ten farklı bir şey söylemiş değildir. Esasen söylemesi de mümkün değildir. 

Öte yandan TDV. Kadın Faaliyetleri E. Müdürü Ayşe Sucu’nun, tesettür ve başörtüsü konusundaki fikirleri ve uygulamaları 2008 yılında ortaya çıkmış da değildir. Adı geçen, aynı sıfatla ve aynı giyim tarzıyla 1994 yılından beri gerek resmi, gerekse gayrı resmi hemen her platformda arz-ı endam etmesine ilave olarak, konuya ilişkin düşüncelerini
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.