Kon-Tici Vira Cocha "KAYIP KITALAR KİTABI 9"

"KAYIP KITALAR SERİSİ 9"
Geçen yüzyılın bazı yazarları:
- “Burası Atlantis’tir.”

Murat Bardakçı'nın Soytarısı* Erhan Afyoncu

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Zekeriya Beyaz'ı, bütün Türkiye gibi ben de az çok tanıyorum! Daha doğrusu tanıdığımı sanıyorum. Zekeriya Beyaz, kendine göre yeni bir şeyler söylemeye çalışıyor. Bunu yaparken de bazen komik durumlara düşüyor. Ancak Zekeriya Beyaz'ın bir tavrı doğrudur. Nedir o tavır? Geçmişte söylenenlere körü körüne bağlanıp kalmayayım, yeni şeyler keşfedelim, söyleyelim, yeni yorumlar getirelim. Saksıları biraz çalıştıralım, tenkit etmekten korkmayalım. Bu tavır, aslında Hz. Mevlana'nın tavrıdır. Çünkü o da aynısını söylemektedir. "Geçen gün geçti cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemenin zamanıdır" diyor Hz. Mevlana. Tabii Zekeriya Beyaz, Hz. Mevlana gibi nazik, kibar ve hoşgörülü olmadığı ve onun seviyesinde bilgi derinliğine sahip bulunmadığı için  bazen kırıp döküyor ortalığı. Çoğu kere de alay konusu oluyor. En çok da tutucu ve bağnaz çevrelerin ağzında tabii...

On İki Bin Yıllık Kent "KAYIP KITALAR KİTABI 8"

"KAYIP KITALAR SERİSİ 8"
Bir yer düşünün!
Kuş uçmaz, kervan geçmez, hemen hemen her mevsim buz gibi rüzgârların okşadığı, güneşin bile uğramakta tereddüt ettiği ama uğradığında da nefis görüntüler verdiği; bir

Diyanet Devleti Vergi Kaybına Uğratmaktadır

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve 
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın temel görevi, kısaca halkı din konusunda aydınlatmak ve İslam Dini'nin ibadete ilişkin yönünü yönetmektir. İbadet yerleri olan camilerin yapımı konusunda her ne kadar fazla bir yetkisi yok ise de camilerin yönetimi de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görevleri arasındadır. Başkanlık bütün bu görevleri, sayıları yüz bini çoktan geçmiş (belki de 130 binlere ulaşmış) personeliyle yerine getirmektedir. Bunca personelin maaşları ile hizmet mekânlarının bütün giderleri ise devlet tarafından karşılanmaktadır.
Bununla birlikte; her ne kadar bir kamu kurumu ise de yerine getirmiş olduğu hizmet karakteri gereği Diyanet İşleri Başkanlığı, diğer kamu kurumlarından oldukça farklıdır. Bu farklardan birisi de; Diyanet İşleri Başkanlığı'nın halktan yardım toplama yetkisinin bulunmasıdır. Başkanlık bu işi, genelde yönetimindeki dernek ve vakıflarla kotarmakla birlikte bazen direk olarak kendisi de yardım toplayabilmektedir. Bunun yanında Hac ve

Sonsuz Bir Aşktır Mu "KAYIP KITALAR KİTABI 7"

"KAYIP KITALAR SERİSİ 7"
Bir önceki sayfada değindiğim, tek yöne bakan heykeller konusuna dönelim.
HEYKELLER SESLENİYOR
Kaybettikleri ana yurtlarının ardından hüzünle “Mu” diye inleyen o heykellerin yönü, dünyanın her yerinde; bir gecede yok olan “Mu”ya doğru dönmüş. Bu bir gecede sözüme mim koyun lütfen!..
Mim koyun ki, sonradan yazacağım şeylerden birinin de bu olacağını hatırlayalım birlikte…
Ağızları, anlattığım o heykeller kadar dikdörtgen olmasa da Paskalya Adası’ndaki dev

Sinir Sözcükler

İSTEĞİN ARZUN MANGASI 
Gülse Birsel, Avrupa Yakası'nın Gaffur tiplemesi için yazdı ya, herkesin ağzında "İsteğin, arzun" saçmalığı…
Er Ağalar! Hanım Ağalar! Ercikler! Hanımcıklar! Ayıp oluyor.
Bir dizi filmin, cahil ve görgüsüz kahramanı için yazılan o sözleri, ağzınıza sakız etmiş; o program senin, bu program benim demeden "isteğin, arzun", "istekli, arzulu", "arzusu, isteği" diye Zübüktrük Aydıncıvık konuşmalar yapıyorsunuz.

Komiksiniz!
Cehaletin verdiği bir komiklik bu. Yorumcusu, siyasetçisi, yağcısı, tarihçisi, magazin erbabı; oyuncu, oynamayıcı hepsi histeri krizi geçirircesine tutturmuşlar:

*Mu "KAYIP KITALAR KİTABI 6"

"KAYIP KITALAR SERİSİ 6"
GİZEM DOLU HEYKELLER
Bu sayfada, ilk fotoğraf olarak, Polinezya’nın Paskalya Adası’nda bulunan ve boyları, tipleri, üslupları, kısaca her şeyleriyle bildiğimiz insan tipinden çok farklı olan ilginç Moaileri kullandım ama sanmayın ki bu konuyu anlatmak için seçilebilecek tek

Evet, Cemevleri İbadethanedir

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Eski bir Diyanet çalışanı ve Sünni bir İmam-Hatipli olarak diyorum ki; devlet de dâhil olmak üzere, gerçek ve tüzel kişi olarak hiç kimse, bir başka kimse adına hiçbir şekilde din, mezhep, tanrı, peygamber, ibadet ve ibadethane tanımı yapamaz, bu tür dayatmalarda bulunamaz. Ta ki, insanlar, mensubu bulundukları inançları adına, kendi dışındakilere, toplum düzenine, genel ahlak ve adaba, ayrıca devlet organlarına zarar verir hale gelinceye kadar. Bu konuda kamu otoritesi olan devlet tarafından getirilecek yasaklamalar, sınırlamalar ve kısıtlamalar, ancak söz konusu din ve mezhep mensuplarının, kendi dışındakilere ve kamu düzenine zarar vermeye başladıklarında, onların özgürlük alanlarına müdahale etmeye başladıklarında devreye girebilir. Bunun dışında demokrasi, temel insan hak ve özgürlükleri açısından bakıldığında yasalar, mahkemeler ve mesela Diyanet İşleri Başkanlığı, hiçbir şekilde ibadet ve ibadethane tanımı yapamaz, bu konuda hiç bir dayatmada bulunamazlar!

Densiz Din Adamları İnsanları Dinden Soğutuyor

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır. 
Yozgat Vaizi Nasuh Yaylagül'ün, bu ülkenin başı açık bütün kadınlarını ve bu kadınların bütün erkek akrabalarını  ahlaki zafiyet içinde göstermesinin toplumda yaratmış olduğu infial henüz canlılığını korurken, Samsun İl Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk'ün"İsimler" konusundaki açıklaması bomba gibi düştü Türkiye gündemine. Müftü Efendi demiş ki; "Aileler çocuklarına Kur'an'dan isim koymak isterken ismin anlamına çok dikkat etmeliler. Mesela Sanem ismi çocuğa verilmemeli, Sanem, put demektir. Aleyna sıkça duyduğumuz bir isim ama anlamı üstümüze bela, sıkıntı demektir”(1).

Ya Atlantis'se? "KAYIP KITALAR KİTABI 5"

                                                                                                                                       "KAYIP KITALAR SERİSİ 5"
DENİZ DİBİNDEKİ DEV KENT 
Felsefi diyaloglar yazarı filozof Eflatun’un, kadim Mısır rahiplerinden öğrenerek, günümüze kadar taşıdığı bu efsanevi kıta-ülke, çok ilginç bir şekilde dönüp dolaşıyor; Homeros, Yunan mitolojisi, Mısır’ın Amon ve Ra rahipleri, Mayalar, Mu kıtası yoluyla bazı araştırmacıların vardığı sonuçlara göre, Uygurlara kadar uzanıyor.
Enlemi, 31° 15′ 15.53″ kuzey; boylamı, 24° 15′ 30.53″ batı koordinatlarında elde edilen bu görüntüler; insanlığın en çok merak ettiği konulardan biri olan Atlantis’i, tam iki yıldır yeniden gündemde tutuyor.
İlgilenenler bilir; Atlantis Ülkesi, kayıp kıtalardan

Bir Yıkım Öyküsü: Kentsel Dönüşüm

NE OLDU BANA BÖYLE?
Bazı şeyleri ara sıra kafam almıyor.
Bunu son günlerde o kadar sık yaşadım ki sonunda o sonuca vardım.
Evet, dönem dönem yaşananlara kafam basmıyor.
Örneğin şu kentsel dönüşüm projesi sırasında yaşananlar.
- Başkent Ankara dahil tam 14 il varken Başbakan'ın İstanbul'u seçmesi;
- İstanbul'un içinde tam 4 ilçe ve bu ilçeler içinde yalnız Sarıgazi'de, Türkiye'de ilk kez uygulanacağı söylenen ve üst düzey bir devlet temsilcisine yakışacak patlayıcılı yıkım için düğmeye basmak varken, Başbakan'ın bu tür gösterişli işleri çok sevmesine rağmen bunun es geçilmesi;
- Yıkımın iş makineleriyle yapılacağı Esenler'in seçilmesi,
- Esenler'de başka binalar varken, yıkımın simgesi hâline büründürülen, hatta dış duvarlarından birinde duvara işlenmiş "Türk Bayrağı" da olan "Türk Apartmanı"nın

"İnnemel Mü'minûne İhvetün" İllâ Beşar

Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve  
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Geçtiğimiz 29 Eylül'de Akçakale'ye ilk bomba düştü haberini duyunca not defterime (facebookuma) şu notu düşmüşüm:
"Hani Türkiye'nin angajman kuralları değişmişti. Hani sınıra yaklaşan her türlü askeri unsur hiç bir uyarıya gerek kalmaksızın imha edilecekti. Madem öyle, neden bu top bataryalarının bulunduğu noktaları yerle bir etmiyoruz. Bırakın gaz almayı da tavır alın tavır..."
3 Ekim günü "Akçakale'ye top mermisi düştü: 5 ölü" haberini duyunca ve TV ekranlarında Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç'in yapmış olduğu açıklamaları duyunca bu sefer şu notu düşmüşüm facebook sayfama:
"Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç diyor ki; 'Top mermisi isabet ederek beş vatandaşın öldüğü ev tahliye edilen birinci bölgede değil, ikinci bölgededir...' Bu demektir ki; Akçakale'nin tahliye edilen birinci bölgesi tamamıyla mermi sağanağı altında. Yabancı bir ülke tarafından vatan toprağı bombalanıyor, vatandaşlar ölüyorsa, orada devletin varlığından söz edilemez! Devlet odur ki; vatan toprağını ve vatandaşının can güvenliğini dış tehditlere karşı korumak zorundadır. Devlet bunun

Atlantis Değilse? KAYIP KITALAR KİTABI 4

"KAYIP KITALAR SERİSİ 4"
OKYANUS DİBİNDEN MESAJ MI VAR? 
İki yıl kadar önce; Atlas 
Okyanusu’nun dibinde, tüm İstanbul’un dört katı büyüklüğündeki bir alana yayılmış, neresi olduğuna dair yeterli bilgilerin olmadığı, yalnız düzgün geometrik şekillere sahip olması nedeniyle yüksek bir uygarlığa ait olduğu sanılan, eski bir yerleşim yerinin izlerine rastlanmıştı. 
Denizler için ölçü olarak milden söz etmem gerektiğini biliyorum ama daha anlaşılır kılmak için; bizim ölçülerimizle Afrika’nın batı kıyılarından 997, “Kanarya Adaları”ndansa 900 kilometre kadar açıkta yer aldığını belirtebileceğim bölgedeki bu keşif, “Google
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.