Makaleler, Nisan 2012'den beri redakte edilmemekte ve
eser sahibinin gönderdiği özgün hâlde yayınlanmaktadır.
Eski bir Diyanet çalışanı ve Sünni bir İmam-Hatipli olarak diyorum ki; devlet de dâhil olmak üzere, gerçek ve tüzel kişi olarak hiç kimse, bir başka kimse adına hiçbir şekilde din, mezhep, tanrı, peygamber, ibadet ve ibadethane tanımı yapamaz, bu tür dayatmalarda bulunamaz. Ta ki, insanlar, mensubu bulundukları inançları adına, kendi dışındakilere, toplum düzenine, genel ahlak ve adaba, ayrıca devlet organlarına zarar verir hale gelinceye kadar. Bu konuda kamu otoritesi olan devlet tarafından getirilecek yasaklamalar, sınırlamalar ve kısıtlamalar, ancak söz konusu din ve mezhep mensuplarının, kendi dışındakilere ve kamu düzenine zarar vermeye başladıklarında, onların özgürlük alanlarına müdahale etmeye başladıklarında devreye girebilir. Bunun dışında demokrasi, temel insan hak ve özgürlükleri açısından bakıldığında yasalar, mahkemeler ve mesela Diyanet İşleri Başkanlığı, hiçbir şekilde ibadet ve ibadethane tanımı yapamaz, bu konuda hiç bir dayatmada bulunamazlar!