İSTANBUL'DA OPERA GÜNLERİ

Bir önceki yazımda, günlük siyasetten uzaklaşarak, tarih, sanat, kültür ve biraz da toplumsal olaylara yönelmek isteğimden söz etmiştim. Belki de bunda, havaların ısınması, seçim sonuçlarının beklentim dışında gelişmesinin payı olmuştur. Bu kararımın ne kadar yerinde olduğunu; bir iki gün önce basında gördüğüm bir haberden ötürü bir kez daha anladım. AKP’den İstanbul Milletvekili seçilen (benim bulunduğum bölge) futbolcu Hakan Şükür’e, Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesini ve BDP destekli bağımsız milletvekillerinin Meclise girmemesi konusundaki kararını nasıl değerlendirdiğini sormuşlar. Çiçeği burnunda milletvekili de “Gündemi takip edemedim, böyle bir durum varsa bu yargının ve Yüksek Seçim Kurulunun aldığı bir karar. Bunun değerlendirmesini

SAYIN BAŞBAKAN ÜÇ ÇOCUK YAPAMADIĞIM İÇİN SİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM!

Sayın Başbakan, önceki nikâh şahitliklerinde yapmış olduğu kokuşmuş esprisini dün Ertuğrul Günay'ın oğlunun nikâh şahitliği sırasında bir kez daha yaparak evlenen çiftlerden en az üç çocuk istemiş. Arkasından da Türk Milleti adına önemli bir uyarıda bulunmuş: Aksi takdirde 2037'de yaşlı bir nüfusa sahip olacağız demiş!

Aslında Başbakan da biliyor böyle bir zamanda böyle bir isteğin makul ve mantıklı olmadığını ama ne yapsın, en azından laf olsun torba dolsun düşüncesiyle ve espri yaptığını zannederek katıldığı hemen her nikâhta böyle bir talepte bulunuyor evlenen çiftlerden. Onca Başbakanlık maaşına, birikimine ve şirket ortaklıklarından sağladığı gelirlerine rağmen, dün Ertuğrul Günay'ın gelinine taktığı bileziği hep birlikte gördük TV. ekranlarından. Bilezik öyle küçük ve öyle dardı ki; gelinin bileğine bir türlü geçmek bilmedi. Emine hanım zorladı da zorladı takmak için.  Muhtemelen gelinin elinin derilerini

BAŞBAKAN'IN BALLI BALKON KONUŞMASI ve BDP'NİN SEÇİM BAŞARISI

Dünkü seçimin sonucu için öncelikle söylemem gereken şey şudur: Bu seçim, sonucu önceden bilinen bir seçim olmuştur. Bırakınız kamuoyu araştırma şirketlerini, sıradan vatandaşlar bile bu seçimlerin sonucunu doğru tahmin etmişlerdir. Zira bu ülkede hiç kimse, iktidarın el değiştireceğine zaten inanmıyordu. Hatta muhalefet partileri bile inanmıyordu buna. Bunun en büyük delili, Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Başbakan’ın “Seçimlerde birinci olamayan partinin lideri istifa etsin” blöfünü göze alamayarak “Oyunu arttıramayan partinin lideri istifa etsin” şeklinde bir karşı önermede bulunmasıdır. Dolayısıyla 12 Haziran seçimlerinin sonucu, büyük ölçüde

BENJAMİN BUTTON'UN TUHAF HİKÂYESİ ve DİYANET'TE CÜBBE-SAKAL DEVRİMİ

Diyanet’te son yıllarda önemli bir değişimin, belki de dönüşümün yaşandığını, daha önce de yazdım. Umum Diyanet mensuplarının bildiği "Ettekrâru ahsen, velevkâne yüz seksen" galatı meşhuru gereğince bir kere daha tekrarlayalım ki; Diyanet’te son yıllarda, şeklen de olsa önemli bir değişim yaşanmaktadır. Yine dediğim gibi, bu değişim zikzaklarla gelgitlerle ve elbette çelişkilerle dolu olduğu için bildiğimiz değişimden çok farklı bir değişimdir. Hatta Diyanet’teki değişim, tıpkı Oscarlı Film Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesi’ndeki Benjamin Button örneğinde olduğu gibi geriye doğru bir değişimdir. Ancak Benjamin Button, geriye doğru değişirken gençleştiği hâlde, Diyanet;

DEĞİŞİM DEDİKLERİ BÖYLE BİR ŞEY OLMALI

Seçim konuşmalarını dinliyorum. 
Sanki bir sahtelik varmış gibi geliyor.
Bağırtılar, birbirlerine karşı söylenen ağır sözler ve ithamlar... 
Benim gibi düşünenlerin çok fazla olduğunu da tahmin ediyorum.
Yine eskilere gideceğim. 
Daha nazik, daha usturupluydu politikacılar.
Miting de yaparlardı, köy köy de gezerlerdi ama söylevleri kimseyi bu kadar rahatsız etmezdi.
Başka bir hava vardı seçmeni kendilerine çeken. 
Tarz değişti, seçmen de değişti herhâlde. 
"Alışırsınız alışırsınız" demişti ya bir politikacımız, halkın nabzını da iyi tutuyormuş demek ki. Halk alıştı, yadsımıyor fazlaca...

Yüksek mevkidekilerde usturupluydu.
Efendi, kalite vs. vs... 

Kalite deyince seneler öncesine gidiverdim. 
Daha çok küçüktüm 14-15 yaşlarındaydım herhâlde. Yazları, Bursa Kumla'daki bir kampa giderdik. 15 günlük bir süreçti bu. Öyle ahım şahım bir kamp değil, sıradanın da

ANILAR CANLANIRKEN - şiir

Hatırlar mısın? Bella’yla birlikte
Cemil Molla'ya* doğru giderken sen,
Peşinde koşar adım, komşunuz bir genç!
        Bir şey dürtmüştü şöyle şiddetle beni
        Uzanıp tutmuştum ellerini…
*
Bir kıvılcımla tutuşan kalplerimiz
O eski yaz günlerinin sıcaklığında
Bir potada eriyip, akarken hızla
Donmuş gibi kalmıştık, kaldırımda yan yana…
Ve Boğaziçi yıllarında anlatılan aşkımız
Kıskanç dillere öğretmeden sevgiyi
İlk karşılaşmamızdı bu, biraz çılgınca

YANDAŞ MEDYA, BESLEME BASIN ve DİYANET

Ergun Babahan’ın Star’da, Hüseyin Gülerce’nin Zaman’da altına imza attıkları yazılardan da hareketle diyebiliriz ki; yandaş medyanın ve besleme basının en büyük marifetlerinden birisi, seçimlerde iktidar partisi lehine siyasi avantaj sağlamak için muhalefet aleyhine tetikçilik yapmaktır. Hedeflerine yerleştirdikleri ise büyük oranda CHP, MHP ve TSK’dir. Zira kaseti olan muhalif siyasileri ve tutuklanacak generalleri ilk önce yandaş medyadan ve besleme basından öğrenir Türk halkı. Ayrıca muhalif düşünceleriyle tanınan kimi yazar, gazeteci ve bilim insanlarıyla bazı Sivil Toplum Kuruluşları da yandaş medyanın hedef tahtasına koymuş olduğu nişangâhlar arasındadır. Yandaş medya, kimi gözüne kestirdiyse hemen silahını, pardon kalemini onun üzerine doğrultur, onun başına çullanır, onu ihbar eder ve yapmış olduğu kasıtlı haber ve kalemşorlarına yazdırmış olduğu ısmarlama yazılarla onu itibarsızlaştırır. Tıpkı

BİSCUİT, PİSKÜVET, PÜSKEVİT, BİSKÜVİ

Toplum ve özellikle de aile olarak MHP lideri Sayın Bahçeli’ye gerçekten de teşekkür borcumuz vardır. Çünkü bize kaybolmakta olan eski bir damak zevkimizi tekrar hatırlatmıştır. Bize bisküvi arası lokum yemenin zevkini tekrar tattırmıştır. Çünkü Sayın Bahçeli’nin Yozgat mitinginde “Bisküvi”ye “Püskevit” demesinin ardından bizim eve bisküvi ve lokum tekrar girmeye başlamıştır. Daha doğrusu bu tür yiyeceklerden bisküvi sık sık, lokum ise özel günlerde girmekle birlikte Bahçeli’nin söz konusu isimlendirmesinden sonra bu iki yiyecek tekrar birlikte yenilmeye başlanmıştır. Meğer bisküvi arası lokum ne güzel bir yiyecekmiş!

Bugünlerde her markete gidişimizde bizim hanım mutlaka pötibör cinsi bisküvi ve sade lokum da almaktadır. Evde lokumu, parçalayıp yassıladıktan ve iki bisküvi arasına koyduktan sonra yemek gerçekten de harika bir lezzet. Denemediyseniz lütfen sizler
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.