CHP'NİN KENDİ MAYASINA DÖNÜŞ İŞARETLERİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Gürsel Tekin’i kesinlikle beğeniyorum. Gerek söz ve davranışlarıyla gerekse çalışma azmi ve duruşuyla başarılı bir politikacı Gürsel Tekin. CHP’deki gözle görülür değişimin altında, onun CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ile yapmış oldukları uyumlu çalışmanın etkisi olduğu ortada. Yerel seçimlerde İstanbul’da elde edilen oy başarısının altında da onun İl Başkanı olarak yapmış olduğu çalışmaların ve siyaset anlayışının etkisinin olduğu aşikârdır. Peki, nedir Gürsel Tekin’in

*NÜKLEER ENERJİYE KARŞI ÇIKMANIN İLK 35 NEDENİ

A- POLİTİK GEREKÇELER
1
. Nükleer santrallar, endüstriyalizmin ve yüksek teknolojiye tapınmanın en uç noktalarından birini temsil eder.
2. Aşırı enerji tüketimine ve masif (büyük miktarlarda) enerji akışına olan bağımlılığı arttırır, enerji yoğunluğunun düşürülmesi girişimlerini baltalar.
3. Tüketim toplumunu, enerji israfını ve kullan at mantığını seçeneksiz hâle getirir.
4. Nükleer silahlanmayla ve

"ALLAH" DİYEN YAZILAR

Bal peteğindeki Allah adı...
Basında, önümüze zaman zaman şöyle mistik haberler çıkmaktadır: "Şurada, bir Allah yazısı görüldü." Şimdi de Almanya'dan buna benzer bir haber geliyor. Orada da bıçakla ikiye bölünen bir patatesin içinden haç figürü çıkmışmış.

Güyâ Allah yazısının bulunduğu yerler; hatırımızda kaldığı kadarıyla; bir balığın ve bir koyunun gövdeleri, Erciyes'in yamacı, ikiye kesilmiş domatesin içi, bir bal peteğinin yüzü, bir tsunami dalgası, bâzı ağaçların bedenleri, bir kaktüs çiçeğinin sapları, bir elin üstündeki damarlar, kesilmiş bir böbreğin içi...

Bütün buralarda görülebilen izler veyâ şekiller, yukarıda bir örneğini verdiğimiz Arapça "Allah" yazısına benzetilmekte ve bunda da hikmet bulunduğu ileri sürülmektedir.

"Kimdir bunları iddiâ edenler?" denecek olursa... Bunlar, öyle âlim veyâ filozof kişiler filân sanılmasınlar. İlim ve felsefeyi kim kaybetmiş ki, bunlar 
bulmuş olsunlar!?

LİVANELİ'DEN, ATATÜRK'E "VEDA"

Son günlerde; Avatar gibi, sürekli gündeme düşen bir film daha var: "VEDA"...
Sinema salonlarında ilgiyle izlendikten bir süre sonra, bir televizyon kanalında da gösterime girerek daha geniş kitlelerin beğenisine sunuldu. DVD'si piyasaya çıktı. İlginin hâlâ devam etmesi üzerine

ZEKÂTLIK KEÇİ NİCOLAS ve SAKIZ ÇİĞNEYEN MÜNASEBETSİZ

Bundan yaklaşık bir ay önce yazmış olduğumuz “İslam Orduları Başkumandanı Muammer Kaddafi ve Yardımcısı Erbakan” başlıklı yazımız hakkında şöyle demiştik:
“Muammer Kaddafi, ne megaloman, ne de diktatördür. Bence Muammer Kaddafi tam bir manyaktır!
Hem de Roma İmparatoru Neron’dan daha ileri seviyede.
Baksanıza, halkını, büsbütün aç bırakmakla, Libya’yı yakıp yıkmakla ve petrol kuyuları ile petrol boru hatlarını havaya uçurmakla bile tehdit edebiliyor.

ÇANAKKALE ŞEHİDİ MECİT ile FİLİSTİN ŞEHİDİ MUSTAFA'NIN HİKÂYESİ

Kara Mecit ile Abdullah Oğlu Mustafa... 
Onlar, I. Cihan Harbi’nde aynı köyden, hatta bir anlamda aynı evden çıkmış iki şehit idiler. Enişte Kara Mecit Çanakkale’de, kayınço Mustafa ise Filistin’de şehit düşmüşlerdi.

Mustafa, Ömer Paşa oğullarından Abdullah Efendi’nin dördüncü çocuğuydu. İlk üçü kız olduğu için, hiç olmazsa bir oğlu olması için gece gündüz Allah’a yalvarıyor, dua ediyordu Abdullah Efendi. Hatta bunun için köyün yakınındaki "Çam Dede" türbesinde kurban bile kesmiş, Ayşe ve Zeliha’dan sonra doğan üçüncü kızının adını ise sırf bu yüzden Satı vermişti. Açıkçası, sırf oğlu olması için, kızlarından birisini Allah yolunda satılığa çıkarmayı, yani kurban etmeyi bile aklına koymuş, bunun için üçüncü kızının adını Satı vermişti. Yörede; Satı, Döne, Döndü ve Dönüş gibi kız isimleri,

ERBAKAN HANGİ MİLLETİN BÜYÜĞÜDÜR?

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in, 1 Mart 2011 günü Fatih Camii avlusunda Merhum Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın tabutunun başında yapmış olduğu konuşmada Erbakan için yapmış olduğu "Millet Büyüğü" nitelemesi, gerçekten de kafalarımızda bazı soru işaretlerinin doğmasına sebep olmuştur. Zira Mehmet Görmez, yapmış olduğu bu konuşmada hem de iki kez ve üzerine basa basa "Millet Büyüğü" tabirini kullanmıştır.(1) 
Bana göre “Millet Büyüğü” kavramı, şimdiye kadar duymaya pek alışık olmadığımız yeni bir kavramdır. Şahsen ben, şimdiye kadar "Devlet Büyüğü", "Devlet Büyükleri", "Devlet Ricali" ve "Devlet Adamı" kavramlarını çok duydum ama "Millet Büyüğü" kavramını ilk defa duydum. Geçmişte Başbakan Yardımcılığı ve Başbakanlık yapmış bir kişi olarak Necmettin Erbakan için her ne kadar "Devlet Büyüğü" nitelendirmesi uygun olsa da "Millet Büyüğü" nitelendirmesinin biraz tartışmalı ve elbette abartılı olduğu

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI MEŞRUİYETİNİ YİTİRMİŞTİR

Libya’dan yapılan tahliyeler ve Erbakan’ın vefatından sonra Türkiye şimdi de, basın mensuplarına yönelik geniş çaplı gözaltı ve tutuklamalara odaklanmış bulunmaktadır. Daha doğrusu Türkiye, son tutuklamalarla birlikte gözünü yine Silivri’ye ve Ergenekon soruşturmalarına çevirmiş bulunuyor.
 
Gazetecilere yönelik son tutuklamalar, gerçekten de toplumda yaygın bir rahatsızlık yaratmaya başlamıştır. Bunu, hem Hükûmet yanlısı yayın yaptıkları için “Yandaş Medya” diye isimlendirilen medya organlarında yapılan yayınlardan, hem de Hükûmet çevrelerince yapılan bazı açıklamalardan anlamak mümkündür. Zira daha düne kadar Ergenekon soruşturmalarına kayıtsız şartsız destek veren bu tür yayın organlarında bile tepkisel sesler yükselmeye başlamıştır. Sabah, Star, Yeni Şafak, Taraf ve Zaman gibi gazetelerle, yine bu gazetelerle aynı doğrultuda yayın yapan televizyonlarda bazı

KABAHAT BU KEZ EDİRNE BELEDİYESİ'NDE

Dün akşam haberlerinde görünce gözlerime inanamadım. 
O sakin üniversite şehri Edirne'nin yolları, sanki terörist avına çıkılmış gibi, polis kaynıyordu. Ne olmuştu da bu kadar çok sayıda polis, barikat kurmuştu? 
Meraklandım ve TV'nin sesini açtım.
Açar açmaz olayı anladım.
Toplu taşımacılığa yapılan aşırı zam!


Son zamanlarda sık sık Edirne'ye gidip geliyorum.

Bu inanılmaz boyutlara çekilen taşıt zammını yakından takip etme fırsatım

NEDİM ŞENER ve NEMRUT'A KARŞI TOPAL KARINCA OLMAK

Hz. İbrahim ile Nemrut arasında geçen olayların Kur’an’daki anlatılışını tam olarak incelemedim. Ancak efsanelere ve muhtemelen Tevrat kaynaklı bazı rivayetlere göre; Hz. İbrahim’in Nemrut tarafından ateşe atıldığı sırada bir topal karıncanın, ağzındaki küçük bir damla su ile telaşlı telaşlı ateş istikametinde ilerlemekte olduğunu görenler hayretle topal karıncaya sorarlar;

- Hayırdır; telaşlı telaşlı nereye böyle? Topal karınca ağzındaki suyun akmaması için gerekli tedbiri aldıktan sonra dikkatle cevap verir:
- Nemrut'un, İbrahim’i ateşe attırdığını duydum. Onu söndürmeye gidiyorum! Karıncanın bu cevabı üzerine orada bulunanlar:
- Haydi canım sen de! derler. Sen şu kadarcık cüssenle ve bu topal hâlinle o

FATİH CAMİİ AVLUSUNDA BAYRAKSIZ BİR TABUT GÖRDÜM

Yanılmıyorsam 1980 yılının Nisan Ayı idi. İmam-Hatip Lisesi’nin son sınıfında okuyordum. Oturmuş olduğum sıra, masaların üç sıra halinde yerleştirildiği sınıfın orta bölümünün en önündeki sıra idi. Yani kara tahtaya en yakın olan sıra. Dolayısıyla arkadaşlarımızla şakalaşmalarımız, güreş tutuşmalarımız ve elbette kavgalarımız hep bizim sıranın önündeki boş alanda cereyan ederdi. Okul İmam-Hatip Lisesi olunca hâliyle, aramızda sol kesimden öğrenci yoktu. Ben ülkücü grubun içinde bulunuyordum ama bizim sınıfta Akıncılar daha baskındı. Bu yüzden de oldukça şımarık hareketleri vardı. İran İslam Devrimi’nin etkisiyle olacak, Akıncılar iki de bir Allah’u Ekber, Humeyni Rehber sloganları atarak bizleri tahrik ediyorlar, bu yüzden de aramızda tartışma ve ağız dalaşı hiç eksik olmuyordu. O güne kadar herhangi fiilî saldırıya maruz kalmamıştık.
  • ALINTI YAPMAK İÇİN

    • Yazarlarımızın makaleleri ve Sayın Günay Tulun'a ait şiirlerin, "Radyo-TV ile diğer basın ve yayın organlarında" yayım ilkesi: Önceden haber verme, eserin aslına sadık kalma, eser sahibiyle alıntının yapıldığı yer adlarını anlaşılır bir açıklıkla belirtmektir. Yayın öncesi bildirim imkânının bulunamadığı aniden gelişen durumlardaysa nezaket gereği, [sessizliginsesi.tr@gmail.com] adresine yayın sonrası bilgi gönderilmesini rica eder; tüm yayınlarınızın başarılı geçmesini dileriz.
  • ESER EKLEMEK İÇİN

    • "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm basılı ya da dijital yayın sayfalarında halkımızın geniş dünya ilgisine uygun olarak her türlü konuya yer verilmiştir. Yayınlanan fotoğrafların büyük bir kısmı "Kadim Okurlarımız" tarafından gönderilmiştir. Fotoğraf ve çizgi resimlerde "İlişkinlik-Telif Hakkı" konusunda tereddüt oluştuğunda bu eserleri yayından çekme hakkımız saklıdır. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"na ait tüm gazete, dergi, site, blog gibi yayın araçlarında yayınlanan makale ve diğer yazı türleriyle fotoğraf, resim, yorum gibi her türlü eserin; üçüncü şahıs, kurum ve kuruluşlara karşı her türlü sorumluluğu, bu eserlerin sahibi olan yazar, gönderici ve ekleyicilerine aittir. "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"nun yayın organlarına kayıt edilen ya da kaydedilmek üzere gönderilen eserlerin, telif hakları konusunda problemsiz olmaları önemli ve gereklidir. Yayın Kurulu, gönderilen eserleri yayınlamaktan vazgeçebileceği gibi, dilediği yayın organlarından birinde ya da hepsinde aynı anda ya da değişik zamanlarda yayınlayabilir, yayınlamak isteyen üçüncü şahıslara, tüzel kişiliklere ve kurumlara onay verebilir ya da onlar tarafından yayınlanmasını engelleyebilir. Yalnız şu unutulmamalıdır ki bu eserler, okura saygı kuralı gereği Türkçe kurallarına uygun olmalıdır. Yazılar yayınlandıktan sonra, yazar ya da ekleyicisi; istifa, uzaklaştırılma, çıkarılma dâhil herhangi bir nedenle yazı göndermesi sonlandırılmış olsa dahi "Sessizliğin Sesi Grubu"yla "Yazarlar ve Ozanlar Grubu Yayın Kurulları"nın oy birliği içeren onay kararı olmadan eserlerinin kayıtlarımızdan ihracını isteyemez, istediği takdirde bunun reddedileceğini en baştan bilmelidir. Gönderici ve yazarlarımızın bu konuya önceden dikkat etmeleri, ileride ihtilaf doğmaması için baştan eser göndermemeleri gerekmektedir. Yayın organlarımıza ekleme yapanlar, bu konudaki sorumluluklarını okumuş ve kabul etmiş sayılacaklardır. Uzun süre yazı göndermeyen ya da yazmayı bırakan köşe yazarlarımızın o güne kadar gönderdikleri tüm yazılar "Konuk Yazarlar" bölümüne aktarılarak yeniden yazı göndermeye başladığı güne kadar köşesi kapatılır. Köşeyi kapama ya da kapatılan köşeyi açıp açmama konusunda karar sahibi, "Sessizliğin Sesi Grubu" ile "Yazarlar ve Ozanlar Grubu"dur. İhtilaf durumunda, İstanbul'un Kadıköy Mahkemeleri yetkilidir.
  • YORUM YAZMAK İÇİN

    Sayın Okurlarımız: Yorumlarınızı; Grubumuza ait "Google, Yahoo, Mynet, Hotmail, TurTc " ve diğer posta adreslerimize göndermek yerine, "Yorum bölümü açık olan sitelerimiz"deki; yorum yazmak istediğiniz yazının alt kısmında yer alan "Yorum", "Yorum Yapın", "Yorum Yaz" veya "Yorum Gönder" tuşlarını kullanarak doğrudan kaydetme olanağınız bulunmaktadır. Yazacağınız yorumlarınızın; gecikmeksizin, anında yayına girmesini dilerseniz bu yolu tercih etmenizi, saygılarımızla öneririz.

Google'da Webler Arası ve Site İçi Arama

*TATİL ve DİNLENME
Marmara Adası
DAVRAN MOTEL

*HASTANE RANDEVU SİSTEMİ
182 Merkezi Hekim Randevu Sistemi ile RANDEVU ALMA

FotoğrafımGrup Kimliğini Görüntülemek İçin Tıklayın




HABERCİDEN, "Yazarlar ve Ozanlar" ile "Sessizliğin Sesi" Gruplarına Ait Özgün Bir Kanaldır.